Yorgunluk, vazgeçilmez bir biyoalarmdır. Bazen ondan kurtulamayıp yorucu duruma düşebiliriz. Hatta yorgunlukla beraber; halsizlik, uyku problemleri, hayattan zevk alamama, depresyonun eşiğinde olma, belirli unutkanlıklara sahip olma gibi sorunları da yaşayabiliriz. Bu gibi sorunların yaşantımıza yansıması ve bir türlü bitmek bilmemesi büyük bir sendroma yol açabilir. Bu sendromun adı ise; tıp ve psikoloji bilim dallarının ortak noktasında buluşan kronik yorgunluk sendromudur. Genel nüfusun %20-40‘ının yorgunluk şikayeti mevcuttur. Daha çok otuzlu yaşlarda ve kadınlarda görülmektedir. ABD’de 836.000 ile 2.5 milyon arasında insanda bulunduğu tahmin edilmekteyken Japonya’da yetişkin nüfusunun üçte birinden fazlası kronik yorgunluk sendromuna sahiptir.
Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir?
Kronik yorgunluk sendromu diğer adıyla miyaljik ensefalopati şiddetli ve dinlendikten sonra bile geçmeyen yorgunluk, efor sonrası bitmeyen halsizlik, bilişsel bozukluk, bazı yiyecek ve kimyasallara karşı duyarlılığın artması, immün ve otonomik fonksiyonlarla ilgili çeşitli semptomlarla karakterize edilen aralıksız en az 6 ay süren bir hastalıktır. Genel yorgunluktan 10 kat daha etkili belirtiler gösterdiği için ayırt edilebilmektedir.
Kronik Yorgunluk Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Kronik yorgunluk sendromu teşhisinin konması için;
- Halsizlik
- Kas ve eklemlerde ağrı
- Kaslarda güçsüzlük
- Uyku problemleri
- Stresle baş etmekte zorlanma
- Kronik baş ağrısı
- Unutkanlık/konsantrasyon zorluğu
- Bazı yiyecek, koku ve kimyasallara karşı hassasiyet
- Depresyona eğilim
- Boğaz ağrısı ve hassas lenf düğümleri gibi semptomların tümü veya bu belirtilerin bazılarından muzdarip olmak yeterlidir. Ancak ardında başka sağlık problemlerinin yatmadığından emin olunmalıdır.
Hastaların vücut fonksiyonlarında önemli değişiklikler söz konusudur. Nörolojik, immünolojik, mide-bağırsak fonksyionlarında ve enerji üretiminden sorumlu mitokondrilerin yapılarında bozukluklar görülmektedir. Birçok hastada; erken doyma, karın şişliği veya ağrısı, bulantı gibi belirtilerin yanında değişen bağırsak alışkanlıkları, gastrointestinal bozukluklar, irritabl bağırsak sendromu, immün düzensizlik sıklıkla gözlenir. Bazı makro-mikro besin öğesi eksiklikleri (C vitamini, B vitaminleri, Na, Mg, Zn, folik asit, triptofan, elzem yağ asitleri ve koenzim Q10) de sendromun şiddetlenmesinde önemlidir.
Bu sendrom için çeşitli nedenlerin gelişimini tetiklediği düşünülmektedir. Tedavisi, çok yönlü semptomlarının yanı sıra uygun bir tanı konulacak laboratuvar testinin bulunmamasından dolayı henüz bilinmiyor. Yani tedavi edecek ilaç geliştirilememiştir.
Kronik Yorgunluk Sendromunda Beslenme Tedavisi
Günümüzde kronik yorgunluk sendromu için belirlenmiş bir tedavi olmasa da doğru beslenme yöntemleri ile yorgunluk, halsizlik, kas ve eklem ağrıları gibi semptomlar hafifletilebilir. Kronik yorgunluk sendromunu iyileştirmek amacıyla uygulanan besin takviyeleri, eliminasyon ve modifiye diyetlerin kanıt düzeyleri yeterli bulunmamaktadır. Bu nedenle uzun süreli diyet takviyeleri ve eliminasyon diyetleri önerilmemektedir. Bunun yerine temel besin gruplarından dengeli bir diyet ve çeşitli besleyici yiyecekler tüketilmelidir.
- Probiyotik gıdalar; hastaların değişmiş bağırsak mikrobiyotasının sağlığı ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için probiyotikten zengin gıdalar (kefir, yoğurt, turşu vb.) tüketilmelidir. Araştırmalara göre; probiyotik etkiyi desteklendiren bakteriler nörokognitif fonksiyonu ve kaygıyı iyileştirir.
- Omega 3’ten zengin besinsel kaynaklar bağışıklık sistemini güçlendirir, kan akışını hızlandırır, yorgunluğu giderir, vücut enerjisini arttırır, fiziksel dayanıksızlığı ve eklem ağrılarını azaltır. Haftada 2 porsiyon kızartılmamış somon, uskumru, ton, ringa gibi yağlı balık türleri tercih edilebilir. Ceviz, fındık, keten tohumu gibi yemişleri tüketmek faydalı olacaktır. Uzmanlar günlük 2000 kalori tüketen bir bireyin en az 4 gram olacak şekilde omega-3‘den zengin gıdalar tüketmesini tavsiye etmektedir.
- Bağışıklık sistemini güçlendirecek antioksidan besinlere yer verilmeli, özellikle sebze-meyve tüketimi arttırılmalıdır. Meyve ve sebzelerde anti-stres özelliği ile dikkat çeken C vitamini açısından zengin turunçgiller, kivi, mango, brokoli, domates, biber, yeşil yapraklı sebzeler diyette arttırılmalıdır.
- D vitamini eksikliği kas-iskelet güçsüzlüğü, kemik ağrıları ve halsizliğe yol açacağından kronik yorgunluğa sürükleyebilir. En önemli aktivasyon kaynaklarının başında güneş gelmektedir. Bununla birlikte balık, balık karaciğeri ve yumurta sarısı gelir.
- Diyeti destekleyecek öğeler arasında magnezyum, çinko ve potasyum mineralleri yorgunluğa karşı iyi sonuçlar verebilir. Magnezyum birçok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde rol oynar. Hem ruh halini iyileştirir, hem de kas yorgunluğunu alır. En iyi kaynakları; fındık, ceviz, badem, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllardır. Çinko eksikliğinde metabolik fonksiyonlarda bozukluklar, davranışsal eksiklikler ve öğrenme güçlüğü görülür. Kaynakları; yağsız kırmızı et, tavuk eti, süt ürünleri, yumurta, kurubaklagiller, tam tahıllar, yeşil yapraklı sebzelerdir. Potasyumdan zengin besinler ise; tahin-pekmez, muz, kavun, havuç, mantar, ıspanak, maydanoz gibi yeşil yapraklı sebzeler.
- Susuzluk; vücutta sıvı-elektrolit dengesini bozar ve yorgunluğa, enerji düşüklüğüne sebep olur. Günlük alınması gereken miktarda su tüketilmeli.
- Kronik yorgunluk sendromu ile başa çıkma alternatiflerinden biri de serotonin ve dopamini iyi seviyeye taşıyacak besinlerdir. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin ve fiziksel-psikolojik aktiviteleri düzenleyici görevi olan dopamin; depresyon, uyku bozukluğu, migren, halsizlik, hassasiyetin artması gibi problemlerle mücadele edecek güçtedirler. Bu besinler ise; yumurta beyazı, çikolata, süt, yulaf, yulaf ezmesi, fasulye, susam, fındık, fıstık, badem, kuru üzüm, muz, kabak, domates, patates, parmesan peyniri, balık, tavuk eti, sığır eti, hindi ve somondur.
- 14 farklı müdahale çalışma sonuçlarına göre; probiyotik, kakao ve polifenol bakımından zengin çikolata, koenzim Q10 tüketimi sonucu yorgunlukta iyileşmeler gözlemlenmiştir.
- Ginseng kökü anti-stres ve anti-depresif, enerji verici etkisi ile yaygın kullanılan bitkisel bir destektir. Yine yeşil çay, ekinezya, kuşburnu, melisa gibi bitkisel çaylar destek sağlayabilir.
- Ayrıca vücudun fazladan taşıdığı kilolar enerjiyi azaltacağı için bu dönemde kilo vermeye özen gösterilmelidir.
- Kronik yorgunluk sendromunda nöroendokrin bozukluklar da söz konusu olabilmektedir. Bunun için tiroid yetmezliği, tiroid bezi tembelliği veya böbrek üstü bezi hormonlarında herhangi bir sorun olup olmadığı kontrol edilmelidir.
- Bu sorun kansızlıktan da ileri geliyor olabilir. Kan tahlillerine bakılarak diyette B12, folik asit ve demir takviyesi kullanılabilir.
- Kronik yorgunluk sendromunda önerilen besin takviyeleri ise; B12, folik asit, NADH, koenzim Q10, D-riboz olarak sıralanabilir.
Diyet desteklerinin yanında,
- Düzensiz uyku vücudun biyolojik saatini bozar, kimi zamanda jet-lag etkisine yol açabilir. Günlük 7 ile 9 saat arasında uyku ihtiyacı karşılanabilir ancak yine de her bireyin uyku ihtiyacı farklı olabildiği için kişi, kendi vücudunu dinleyerek uygun uyku süresini ayarlamalıdır.
- Bazı çalışmalar egzersiz terapisinin ardından yorgunlukta azalma olduğunu göstermiştir. Her gün düzenli egzersiz ve tempolu yürüyüş yapılmalıdır.
- Yoga, meditasyon, dua etme, ibadet etme gibi huzuru hissetme ve stres atma teknikleri ruh sağlığını iyileştirebilir.
Değişim bazen ruha ve bedene iyi gelir. Daha önce yapılmayan aktiviteleri denemek, sürekli zamandan yakınıp sevilen, ertelenen iş ve hobileri günlük hayata eklemek beklenmedik güzel sonuçlar verebilir. Denemekten ne çıkar ki?
Mutlu ve Enerjik Kalmanız Dileğiyle…
Yaman, M., 2012,”Çocuk Beslenmesinde Çinkonun Önemi ve Yetersizliği “, dergipark, 7,61-66.
Yeşil ada E., “Doğadan Gelen Sağlık:Bitki Çayları”, ISBN975-6523-25-4.
Behremen, C., Doğdubay, M., 2015,”Pyschneurobiochemistry Approach in Food and Beverage aperations “, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, 18,23-49.
Frei, B., Michels, A. J., “Vitamin C “, 2019.
Ergen,E.,2002,”Yorgunluk ve Başa Çıkma Yolları “, Nobel Yayınları, ISBN:975-591-394-1, Ankara
Fidan, F., “Çağın Pandemisi 😀 vitamini ve Yetersizliği”, 2014.
Turan, H., Erkoyuncu, İ., Kocatepe, D., “Omega-6, Omega-3 Yağ asitleri ve Balık”, 2013.
Tomic, S., Brkıc,S., Lendok, D., “Neuroendocrine disorder in Chronic Fatigue Syndrome “, 2017.
Kaçmaz, E., 2009,”Demir Eksikliği Anemisinin Plazma tiroid Hormonları Üzerine Etkisi”, uzmanlık tezi, T. C. Sağlık Bakanlığı
Aksu, F., Altunatmaz, S., Kahraman, T., “Probiyotik gıdalar ve insan sağlığı üzerindeki etkisi”,ABMYO dergisi, 19,90-94.
Tonaka,M.,Tajima.S.,Ishii,A.,”Frontier studies on fatigue, autonomic nerve dysfunction, “2015.
Dodar, M., Pen,J.J,”Chronic fatigue syndrome (CFS) :Sugestions for a Nutritional treatment in therapeutic approach”, 2019.
Campagnolo, N., Jonston, S., Collatz, A., “Dietary and nutrition inventions for the therapeutic treatment of Chronic fatigue syndrome /myalgic encephalomyelitis: a systematic review “, 2017.
Larun, L., Brurberg, K. G.,”Exercise Therapy for Chronic fatigue syndrome “, 2017.
Risa, K., Lunde, S., Dahl, O., “B-Lymphocyte Depletion in Myalgic Encephalopaty/Chronic Fatigue syndrome An Open-Label phase2 Study with Rituximab Maintenance Treatment”,2015.
Fidaner, H., 1999,”Kronik Yorgunluk Sendromu “, Klinik psikiyatri dergisi, 2,261-265.
Watron,F.,Martin,L.,Buysse,D.,”Recomended Amount of sleep for a Healthy adult, A joint Consensus statement of the American Academy of of sleep Medicine and sleep Research Society “, 2015.
Sayın,A.,Condansayar,S.,2007,”Yorgunluk Sendromu ve Yorgun Hastalara Klinik Yaklaşım”, Gazi Tıp Dergisi, 18,1-8.