İnsan vücudu ve beyin fonksiyonları için oldukça önemli olan dopamin, 50 yıl önce keşfedilmiş ve birçok araştırmanın konusu olmuştur. Katekolamin ve fenetilamin sınıfına ait, sinirler arası geçişte rol oynayan bir hormondur. Vücutta üretimi, L-tirozin adlı amino asitten doğal olarak gerçekleşir. Ödül sisteminin en önemli nörotransmitterlerinden (sinir uyarılarının iletimine destek olan bileşik) biridir.
Baskın bir katekolamin nörotransmitteri olan dopamin, pek çok beyin fonksiyonunda görev almaktadır. Bellek ve bilişsel kontrol gibi karmaşık işlevler üzerinde etkiye sahiptir. Ödül sistemi, gıda alımı, uyku gibi birçok fizyolojik fonksiyonun kontrolünü sağlamakla birlikte duygu durumunda da oldukça etkilidir. Vücutta gerçekleşen birçok fonksiyonda rol almaktadır.
Dopamin, duygusal davranışları ve motivasyonu dopaminerjik yollardan düzenlemektedir. Bunun yanı sıra, koordineli hareket kontrolünü sağlar ve hormon salgılanmasında rol oynamaktadır. En önemli etkilerinden biri de bağımlılık yapan madde etkisi sonrasında oluşan duygusal bozuklukların düzenlenmesidir.
Dopamin hormonunun bir diğer özelliği, kardiyovasküler fonksiyonlarda önemli etkiye sahip olmasıdır. Böbrek fonksiyonları ve gastrointestinal motilite (hareketlilik) üzerinde düzenleyici görevi de bulunmaktadır. Beyin, birçok dopamin sistemi barındırmaktadır. Bu sistemlerin en önemli fonksiyonu motivasyondur. Beyindeki motor kontrol, dopamin ile gerçekleştirilmektedir.
Dopamin sinyallerindeki değişikliklerin, beyindeki ödül sistemiyle ilgili davranışları yakından etkilediğine ulaşılmıştır. Son zamanlarda gösterilen kanıtlar, uyuşturucu bağımlılığına benzer şekilde, kompulsif yeme davranışlarının da beyindeki ödül sisteminde değişikliklere yol açtığını ileri sürmektedir.
Bilindiği üzere beyindeki hipotalamusta, beslenme davranışlarının düzenlendiği bir homeostatik merkez vardır. Ağırlık kontrolünde iştah ve enerji dengesinde rol alan birçok farklı hormonal ve nöronal sinyaller mevcuttur. Bu nedenle gıda alımının kontrolü, ödül sistemi ile güçlü bir ilişki içindedir. Dopamin aracılığıyla oluşan gıda ödülünün, obezite ile bağlantılı olduğunun görülmesi, bu durumu desteklemektedir.
Dopamin reseptörleri 5 farklı alt tipe sahiptir. Bunlardan biri olan D2 reseptörünün, motor fonksiyonları, gıda arama davranışı ve kompulsif yeme bozukluğu ile ilişki halinde olduğuna ulaşılmıştır. Aynı zamanda yüksek yağ ve şeker barındıran, lezzet açısından zengin gıdaların dopamin ödül devreleri üzerinde oldukça büyük etki ettiği de ulaşılan bulgular arasındadır.
İnsanlardaki gıda alımında dopaminerjik yolların sahip olduğu rolün önemi, insanlar üzerinde beyin görüntüleme ile yapılmış çalışmalarla desteklenmiştir. Özellikle dışarıda tüketilmekte olan yüksek enerjili ve lezzetli gıdaların, hayvanlara yönelik yapılan bir çalışma sonucunda da, zorlayıcı yeme davranışı ve ağırlık artışı oluşturduğu görülmüştür. Obezite ve madde bağımlılığında, dopaminin bileşeni olan D2 reseptörlerinin oluşumunda azalma meydana geldiği de ulaşılan bulgular arasındadır. Bir diğer çalışma sonucu, obez bireylerde vücut kitle indeksiyle ilişkili olarak D2 reseptörlerinin etkisinde azalma oluştuğunu göstermektedir. Bu durum, obez bireylerde kontrolsüz yemek yeme davranışını tetiklemektedir. Çünkü D2 reseptörünün azalması, ödül devrelerindeki aktivasyonu düşürmektedir ve bireyin ödül sisteminden gelen yanıta olan duyarlılığını azaltmaktadır.
- Özetle, dopamin ve bileşenlerinin işlevinde meydana gelen bozukluklar; hem zorlayıcı gıda tüketimine, hem de bağımlılık etkisine karşı savunmasız olmaya yol açmaktadır.
Dopamin sistemlerinde meydana gelen işlev bozukluğu halinde, sinir sisteminde hastalıklar oluşmaktadır. Merkezi sinir sistemiyle ilişkili olan, dopamin salgısındaki artış sonucu oluşan şizofreni hastalığı buna örnektir. Dopamin miktarındaki düşüş ise, Alzheimer ve Parkinson gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasında etkilidir.
Vücuttaki dopamin seviyesine bağlı olarak hiperaktivite bozukluğu, dikkat eksikliği, huzursuz bacak sendromu gibi hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Normalden fazla dopamin sinyali meydana geldiğinde; dikkat eksikliği, hiperaktivite, uyuşturucu kullanımında artış görülmektedir. Dopamin, kalbi uyarıcı etkisi sebebiyle dolaşım yetersizliğinde ve hipertansiyon hastalıklarının tedavi edilmesinde kullanılmaktadır.
Dopamin sistemlerindeki değişiklikler, bağımlılık davranışıyla yakından ilişkilidir. Madde bağımlılığında dopamin seviyesinin yükseldiği bilinmektedir.
- Yapılan çalışmaların sonucunda, dopaminin gıda ödüllendirmede ve gıda alım kontrolünde oldukça önemli bir etken olduğuna ulaşılmıştır.
Dopamin hormonu, bilişsel kontrol başta olmak üzere, duygu durumunda ve vücuttaki birçok sistemde rol oynamaktadır. Dopamin hormonu takviyesi, beyinde meydana gelen bozuklukların ve bağımlılık durumunun tedavisinde yaygın biçimde kullanılmaktadır.
Baik, J.-H. (2013). Dopamine Signaling in Reward-Related Behaviors. Frontiers in Neural Circuits, 7.
Baladi, M. G., Daws, L. C., & France, C. P. (2012). You Are What You Eat: İnfluence of Type and Amount of Food Consumed on Central Dopamine Systems and The Behavioral Effects of Direct- and İndirect-Acting Dopamine Receptor Agonists. Neuropharmacology, 63(1), 76-86.
Cools, R., & D’esposito, M. (2011). Inverted-U Shaped Dopamine Actions On Human Working Memory and Cognitive Control. Biol Psychiatry, 69(12), E113-E125.
Frank, S., Veit, R., Sauer, H., Enck, P., Friederich, H.-C., Unholzer, T., Et Al. (2016). Dopamine Depletion Reduces Food-Related Reward Activity Independent of BMI. Neuropsychopharmacology, 41, 1551-1559.