1960’dan sonra sağlık alanındaki gelişmeler sayesinde ortalama yaşam süresi artmıştır. Böylece, 65 yaş ve üstü insan sayısı artışı olmuştur. Yaşlı nüfus artışına bağlı olarak da yaşlılığın ciddi problemlerinden biri olan, yaşlanmayla ortaya çıkan normal unutkanlıktan Alzheimer’a kadar geniş bir aralıkta gözlemlenebilen bellek kaybı sorunları yaşanmaktadır.
Alzheimer Klinik Belirtileri
Alzheimer’ın ilk belirtisi bunamadır. Yaşlı nüfusta gözlemlenen bunamanın yarıdan fazlası Alzheimer hastalığıyla ilişkilidir. Bu hastalıkta beyin küçülür ve beynin ağırlığı azalır, hipotalamus ve serebral kortekse ait sinirler ölür. Otopsi sonuçları, ölü sinirlerin meydana getirdiği plakların immünopozitiv amiloid ß proteininin artışı ile damarlarda inflamasyona sebep açar.
Alzheimer Oluşum Nedenleri (Etiyolojisi)
Son yıllarda yapılan araştırmaların değerlendirilmesine göre Alzheimer’ın oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu anlaşılmıştır. Apolipoprotein E (apo E) geni, α-makro globülin geni, amiloid öncüsü protein (APP) geni ve presenilin genleri 1 ve 2 hastalığa yakalanma riskini arttırmaktadır.
Çevresel faktörler olarak; bazı metaller, oksidatif stres, proteinin glikozlaşması, apolipoprotein metabolizmasının düzgün çalışmaması, mitokondrial anomaliler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Alzheimer Beslenme Tedavisi
Antioksidandan zengin beslenme, B vitaminleri, polifenoller, poliansature yağ asitleri (omega 3 yağ asitleri gibi) ve balık, sebze tüketiminin artırılmasının Alzheimer hastalığına sebep olma ihtimalini azaltacağına dair epidemiyolojik çalışmalar yapılmakla birlikte henüz kanıtlanmış veriler bulunmamaktadır.
Diğer taraftan hastalığın progresif oluşuyla beraber bazı beslenme problemleri görülür. Bu hastalarda malnütrisyon olma ihtimali artmakta ve morbidite ve mortaliteye sebep olmaktadır. Alzheimer hastalarında hastalıkla mücadele ederken bir yandan da malnütrisyonla uğraşıldığından hem gelişebilecek başka sorunları önlemede hem de yaşam süresini uzatılmasını sağlamada önemli bir basamaktır.
Alzheimerlı hastaların beslenmesinde yüksek antioksidan içeriğinden dolayı yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, domates, karnabahar, çilek, havuç gibi sebze ve meyvelerin tüketimi arttırılmalı; bunların, hijyen kurallarına uygun olarak hazırlanmalarına, saklanmasına ve antioksidan değerlerinin kaybını önleyecek şekilde uygun pişirme tekniği kullanılmasına özen gösterilmelidir.
Hastanın beslenme programında besin değeri bakımından zengin ve hacmi az yiyeceklere yer verilmelidir. Örnek olarak yumurta, süt, şeker ve cevizle hazırlanan sütlü tatlılar tüketilebilir. Ara öğünlerde taze sıkılmış portakal-havuç suyu hastanın isteğine göre verilebilir. Hasta alması gereken düzeyde besin alamadığından taze hazırlanmış sebzeler püre kıvamına getirilerek verilir. Gıda alımında güçlük çeken hastalarda enteral beslenme uygulanabilir.
Hastalığın ilerlemesinde inflamatuvar reaksiyonların rolü düşünülerek beslenmede inflamasyonun artmasını sağlayan çoklu doymamış omega 6 grubu yağ asitlerini yüksek miktarda içeren bitkisel sıvı yağların tüketiminin azaltılması, anti inflamatuar etkiye sahip omega 3 yağ asitlerini yüksek miktarda içeren yağların kullanımı ise tavsiye edilmektedir.
Omega 3 yağ asidi bakımından zengin olan kanola ve zeytinyağının tüketilmesi, ağır metallerin balıkta birikimi sebebiyle tüketilmemesi önerilmektedir. Ancak EPA ve DHA içeren saf hazır balık yağı preparatları takviye olarak alınabilir.
Prof. Dr. Ayşe BAYSAL ve ark. Alzheimer Hastalığı. DİYET EL KİTABI. Ankara: HATİBOĞLU, 2016.
Shinde A, GanuJ, Naik P. Effect of free radicals& Antioxidants on oxidative stress. J Dent Allied Sci, 2012, Cilt 1(2):63-66.