Dünya genelinde en yaygın görülen, bulaşıcı olmayan hastalıklardan biri olan tip 2 diyabet (DM), tüm diyabet vakalarının %90-95’ini oluşturmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler dahil, küresel bir salgın haline gelen hastalık; koroner kalp hastalığı, inme, körlük, böbrek yetmezliği ve periferik arter hastalıkları için önemli bir risk etmenidir.
- Araştırmalar; diyet dahil tüm yaşam tarzı faktörlerinin DM gelişiminde önemli rolü olduğunu gösterdiğinden, besinlerin ve besin öğelerinin DM üzerindeki etkilerinin anlaşılması büyük önem taşımaktadır.
Omega-3 çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA), deniz ürünlerinde EPA (eikozapentaenoik asit) ve DHA (dokosahekzaenoik asit); bitkisel kaynaklarda ise ALA (alfa-linolenik asit) olarak bulunmaktadır.
- Bazı çalışmalarda; omega-3 yağ asitlerinin, özellikle balık yağında bulunanlarının (EPA ve DHA) antidiyabetik etkilere sahip olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
- Balık yağının içerdiği omega-3 yağ asitlerinin, diyabetik bireylerde glukoza ek olarak; total kolesterol, trigliserid, LDL kolesterol, kreatinin ve ürenin de azaltılmasında diğer omega-3 yağ asidi kaynaklarına kıyasla daha fazla etkiye sahip olduğu görülmüştür.
Balık tüketimi ile glukoz intoleransı arasında ters bir ilişki olduğunu savunan çalışmalarda, hayvan modelleri üzerinde omega-3 yağ asitleri takviyesi yapılarak glisemik kontrol izlenmiştir. Çalışmanın sonucunda;
- Karaciğerde insülin duyarlılığı artışı,
- Metabolizmada, özellikle insülin duyarlılığına etki eden adiponektin ve leptin gibi faktörlerin atmış üretimi,
- Bazı maddelerin antiinflamatuar etkili maddelere dönüşmesi yoluyla insülin direncinin potansiyel olarak önlendiği görülmüştür.
Glisemik kontrol, tip 2 DM tedavisinin temelini oluşturmaktadır. Hayvan çalışmalarında elde edilen bu ümit verici bulgulara karşın insan denemelerinde, omega-3 PUFA desteğinin glisemik kontrole etkisi ile ilgili yeterli sonuç alınamamıştır.
Karın içi yağlanma artışının; insülin direnci, artmış inflamatuar sitokin* ve azalmış adiponektin seviyeleri ile bilinen ilişkisi, tip 2 diyabet ile obezite arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Yağ dokudan salgılanan bir protein olan adiponektinin, hem insanlarda hem hayvanlarda insüline duyarlı dokuların yanı sıra, glukoz ve lipit kontrolünde de önemli rol oynadığı düşünülmektedir. İnsanlarda adiponektin seviyeleri, tip 2 diyabet dahil, insülin direnci durumlarında anlamlı derecede düşüktür.
- Yapılan hayvan deneylerinde; sürekli omega-3 yağ asitleri alımının, dolaşımdaki adiponektin seviyesini arttırdığı görülmüş, ancak tip 2 diyabetli bireylerde omega-3 tüketiminin adiponektin düzeyine etkisi kesin olarak belirlenememiştir. Bu doğrultuda gerçekleştirilen bir çalışmada; diyetle veya takviye olarak alınan omega-3 ün tip 2 diyabetli hastalarda kan adiponektin düzeyini arttırdığı tespit edilmiştir.
Omega-3’ün hayvan deneylerindeki metabolik yararlarına karşın, insanlarda tüketiminin DM riski üzerindeki etkisi belirsizliğini korumaktadır.
- 2012’de yapılan bir meta analiz çalışmasında elde edilen verilere göre; EPA, DHA ve balık tüketimi, diyabetli bireylerde, zararlı ya da yararlı çok büyük değişikliklere sebep olmamaktadır. Bununla birlikte bitkisel kaynaklı ALA ise sınırlı düzeyde koruyucu etkiye sahiptir. Önceki çalışmalarda da, EPA ve DHA’nın DM gelişiminde minimum etkiye sahip olduğu belirtilmiştir.
- Balık, deniz ürünleri ve takviye EPA-DHA alımı, Asya‘da yürütülmüş çalışmalarda düşük DM riski ile; Kuzey Amerika ve Avrupa’da ise yüksek DM riski ile ilişkilendirilmiştir. Bu farklılığın besin hazırlama tekniklerinden (kızartma vb.) kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
- Tip 2 diyabet konusunda klinik deneyimlerin çoğu; omega-3 yağ asitlerinin metabolik kontrol üzerinde çarpıcı bir etkisinin olmadığı sonucunu vermektedir. Ancak omega-3 yağ asitleri, DM hastalarının trigliserid seviyelerinde önemli azalma sağlamakta, oksidatif strese karşı koruma ve bağışıklık sistemini onarmaya katkıda bulunmaktadır.
- Norveçli kadınlarda yağsız balık tüketiminin (günlük 75-100 g), hiç tüketmeyenlere kıyasla tip 2 diyabet riskini azalttığı gözlenmiştir.
- Benzer şekilde, yağlı karaciğer hastalığına sahip diyabetli bireylerde omega-3’ün, karaciğer metabolizmasında ya da insülin direnci üzerinde bir yarar sağlamadığı görülürken, diğer yandan karaciğer yağ yüzdesini önemli ölçüde azalttığı sonucu elde edilmiştir.
- Gebelikte görülebilen “gestasyonel diyabet” olarak bilinen diyabet türü üzerinde yapılmış çalışmalarda; günlük 800 mg DHA takviyesinin riski azaltmadığı belirlenmiş; bebeklerde tip 1 diyabet gelişimi ile annenin omega-3 yağ asitleri alımı arasında herhangi bir ilişki bulunamamıştır.
- Yüksek düzeyde omega-3 yağ asitleri içeren deniz ürünlerinden zengin bir diyetle beslenen Grönland Eskimolar, tipik bir Batı tarzı diyetle beslenen Danimarkalılarla kıyaslandığında, DM risklerinin daha düşük olduğu görülmüştür.
- Omega-3 yağ asitlerinin, hipoglisemik ve antidiyabetik etki mekanizmalarının açıklandığı çalışmalar da bulunmaktadır. Bir araştırmada; çeşitli maddelerin (GRP120; SREBP, PPARs) insülin duyarlılığını arttırma ile ilişkilerine değinilmiş ve DM’nin bir komplikasyonu olan kan damarı hasarında omega-3’ün etkileri incelenmiştir.
- 2370 kadında yapılan bir çalışmada; omega-3 yağ asitlerinin yüksek düzeyden alımının (günlük 0.20 g ve üzeri ya da günlük 2 porsiyon ve üzeri balık tüketimi), tip 2 DM riskini arttırdığı görülmüştür. Bitki kaynaklı ALA ile diyabet arasında ise ilişki bulunamamıştır.
- 2011’de yayınlanan bir başka çalışmada; bitkisel kaynaklı ALA omega-3 yağ asitlerinin, tip 2 DM riskini azalttığı, ancak deniz ürünleri kaynaklı omega-3’ün (EPA VE DHA) diyabet riskine katkısının olmadığı belirtilmiştir.
Bu tutarsız sonuçlara bakılırsa; omega-3 yağ asitleri desteğinin insülin duyarlılığına etkileri ile ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Sonuçların birbirinden farklı olması; takviye süresi, hastaların farklı özelliklere sahip olması, EPA/DHA oranlarının farklılığı, insülin duyarlılığı belirleme yöntemlerinin farklılığı gibi çeşitli etkenlere bağlanabilir.
- Klinik kanıtlar glisemik kontrolün iyileştirilmesi için omega-3 takviyesinin kullanılmasını şu anda desteklememektedir. Bununla birlikte diyet kalitesini artırmak amacıyla omega-3 yağ asitleri içeren besinlere mutlaka yer verilmelidir.
Brostow, D. P., Odegaard, A. O., Koh, W. P., Duval, S., Gross, M. D., Yuan, J. M., & Pereira, M. A. (2011). Omega-3 fatty acids and incident type 2 diabetes: the Singapore Chinese Health Study. American Journal Clinical Nutrition, 520, 522.
Djousse , L., Gaziano, M. J., Buring, J. E., & Lee, M. I. (2011). Dietary omega-3 fatty acids and fish consumption and risk of type 2 diabetes. American Journal Clinical Nutrition , 143, 148.
Itsiopoulos, C., Marx, W., Mayr, H. L., Babet, T. O., Dash, S. R., George, E. S., . . . Brazionis, L. (2018). The role of omega-3 polyunsaturated fatty acid supplementation in the management of type 2 diabetes mellitus: A narrative review. Journal of Nutrition & Intermediary Metabolism.
Iwase, Y., Kamei, N., & Morishita, M. T. (2015). Antidiabetic Effects of Omega-3 Polyunsaturated Fatty Acids: From Mechanism to Therapeutic Possibilities. Pharmacology & Pharmacy.
Soltan, S. S. (2012). The Effects of Varieties Sources of Omega-3 Fatty Acids on Diabetes in Rats. Food and Nutrition Sciences, 1410.
Wu, J. H., Micha, R., Imamura, F., Pan, A., Biggs, M. L., Ajaz, O., . . . Mozaffarian, D. (2012). Omega-3 fatty acids and incident type 2 diabetes: a systematic review and meta-analysis. British Journal of Nutrition, 214,215,222-225.
Yessoufou, A., Nekoua, M. P., Gbankoto, A., Mashalla, Y., & Moutairou, K. (2015). Beneficial Effects of Omega-3 Polyunsaturated Fatty Acids in Gestational Diabetes: Consequences in Macrosomia and Adulthood Obesity. Journal of Diabetes Research , 1,2,7.