Yaşlanma; biyolojik, psikolojik, fizyolojik, sosyolojik ve diğer pek çok yönün değişime uğradığı zor bir süreçtir. Yaşlanma sürecinde kaçınılmaz olan kayıpların en aza indirgenmesi, iç ve dış çevreye uyum gücünün ve denge sağlama durumunun olabilecek en iyi şekilde sürdürülebilmesi ise, aktif yaşlanma kavramını ifade etmektedir. Yaşlı bireylerde, sağlıksız beslenme sonucu ortaya çıkan yaşam kalitesindeki sorunlar, Türkiye ve dünya gündeminde gittikçe daha önemli hale gelen bir konudur.
Aktif yaşlanma; yaşam süresinin kaliteli bir şekilde uzatılması ve günlük yaşam aktivitelerinin bağımsız bir şekilde yerine getirilebilmesi demektir. Yaşlılık döneminin aktif halde sürebilmesi, yaşlılığa bağlı hastalıkların önlenmesi, geciktirilmesi ve tedavi edilmesi için de beslenme etkin bir rol oynamaktadır.
Yaşlı bireyler; özellikle tıbbi hastalık, fiziksel bozulma, yaşa bağlı fizyolojik değişiklikler ve psikolojik ve psikososyal sorunlar gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak yetersiz beslenme alımı ile karşı karşıyadır. Yeterli ve dengeli beslenme düzeni ile yaşlı bireyde; fiziksel ve mental sağlığın korunması ve desteklenmesi, malnütrisyon ve fonksiyonel yetersizliğin önlenmesi, kronik hastalık riskinin azaltılması sağlanmaktadır.
- Sağlıklı beslenmeyi teşvik etmek, obezite ve diyabet gibi kronik hastalıklarla mücadele etmek ve nüfusun tüm yaş grupları arasında fiziksel aktiviteyi arttırmak için, sağlıklı yaşlanmaya yönelik multidisipliner bir yaklaşım gereklidir.
Risk faktörlerini en aza indirerek hastalıkların önüne geçebilmek için; yediklerimize ve içtiklerimize sadece yaşlılık döneminde değil, yaşam boyu dikkat etmemiz gerekmektedir. Yeterli ve dengeli beslenme koşullarının her dönemde ve her öğünde sağlanabilmesi; sebze ve meyvelerden, süt ve süt ürünlerinden, ekmek ve tahıllardan, et, yumurta ve kurubaklagillerden oluşan zengin bir beslenme planı ile mümkün olabilmektedir.
Yaşlanma Kalitesinin Arttırılması İçin Sağlıklı Beslenme Önerileri
Toplumdaki her yaş grubundan bireylerin, vakti geldiğinde aktif bir yaşlanma süreci yaşayabilmesi için, genel beslenme önerileri aşağıdaki gibidir:
- Kahvaltı öğünü atlanmamalıdır.
- Her gün yaklaşık 5-7 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir.
- Posalı yiyeceklerin tüketimi arttırılmalıdır.
- Hayvansal kaynaklı yağlar yerine bitkisel kaynaklı yağlar kullanılmalıdır.
- Haftanın 2-3 günü kurubaklagil tüketilmelidir. Geri kalan günlerde de et, tavuk ya da balıktan biri tercih edilmelidir.
- Sebze yemekleri yapılırken 1 kg sebzeye 1-2 yemek kaşığı yağ kullanılmalı ve yemeğin suyunu tüketmemek için kaşık yerine çatal kullanılarak yenilmelidir.
- Etle beraber pişen sebze yemeklerine ekstra yağ ilavesi yapılmamalıdır.
- Balık tüketimi haftada en az 2 gün olmalıdır.
- Aşırı tuz tüketiminden kaçınılmalıdır (günlük 5 gram (yaklaşık 1 çay kaşığı kadar) tüketilmesi yeterlidir).
- Sigara ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.
- Öğünler sık olmalı ve az tüketilmelidir.
- Her gün en az 8-10 bardak su içilmelidir.
- Düzenli olarak fiziksel aktivite yapılmalıdır.
Park, J.E., Baik H.W., Aging and Nutrition, J. Korean Soc Parenter Enter Nutrition, Aug; 5(2): 42-49, 2013.
Stanner S., Denny A., Healthy Ageing: The Role Of Nutrition And Lifestyle- A New British Nutrition Foundation Task Force Report, British Nutrition Foundation, UK, 2009, 58-63.
Yıldırım Kaptanoğlu A., Yaşlı Sağlığı, Aile Eğitim Programı, T.C Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İstanbul, 2012.