Yetişkin kadınlarda yağsız vücut ağırlığının %45-50’si, yetişkin erkeklerde ise %55-60’ı sudan oluşmaktadır. Total vücut suyu, hücre dışı ve hücre içi sıvı olmak üzere ikiye ayrılır. Suyun dağılımı, osmotik basınç ile düzenlenir. Osmotik denge, kan basıncının düzenlenmesi ve hücre dışı sıvıdaki hacmin sürekliliği için ana unsur olan sodyum, hücre dışı sıvının ana ozmolüdür.* Sodyumun serumdaki yoğunluğu 135-145 mEq/L’dir. Günlük diyetle alınan ortalama Na miktarı ise 173-217 mmol/gün (4-5 gr/gün)’dür.
- Beslenme rehberleri, günlük diyetle alınan sodyum miktarının en fazla 1.2 ile 2.4 g/gün aralığında olmasını önermektedir.
Vücutta Su ve Sodyum Dengesi
- Yüksek Sodyum İçeren Diyetler
Sodyumun idrarla atımını sağlamak için natriüretik* hormonlar devreye girer. Yüksek Na içeren diyetler, hücre dışı sıvının hacmini arttırır. Bu durum, ozmoreseptör/ADH (antidiüretik hormon) mekanizmasının çalışmasını ve buna bağlı olarak susuzluk hissinin oluşumunu tetiklemektedir.
- Terleme
Terleme durumunda vücut, su ve Na kaybeder. Hücreler arasındaki toplam sıvı hacmi, Na dengesiyle korunur. Dolayısıyla, sıvı hacminin denge durumuna dönebilmesi için, öncelikle sodyumun optimal düzeyde tutulması gerekmektedir.
- Sodyum/Potasyum Dengesi
Aldosteron, sodyum ve potasyum minerallerinin hormonal düzenleyicisidir. Hücre sıvılarındaki Na değişimi, kan hacmi ve kan basıncı dengesizliği durumunda, potasyum değişimi ise adrenal korteks tarafından direkt olarak tespit edilmektedir.
- Sodyum Atımı ve Geri Emilimi
Boşaltım sırasında sodyumun %99’u nefronlardan geri emilir. Geri emilim mekanizmasını; serumdaki sodyum ve potasyum konsantrasyonu, su yoğunluğu, terleme, ishal ve kusma gibi durumlar etkileyebilmektedir.
Hastalıklarla İlişki
Diyetle Na alımının yüksek olması, özellikle yemeklere tuz eklenmesi, kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörü olarak kabul edilmektedir. En belirgin nedeni ise, sodyumun artan kan basıncıyla ilişkili olmasıdır.
Hipertansiyon hastalarının uyguladığı DASH ( Hipertansiyonu Durdurmada Diyetsel Yaklaşımlar) diyetinde de, yiyeceklerle alınan sodyumun 100 mmol olması önerilmektedir. Bu da yaklaşık olarak 2.3 gr sodyum ya da 6 gr sodyum kloride eşdeğerdir. DASH diyetinde; sebzeler, tahıllar, kümes hayvanları ve az yağlı süt ürünlerinin tüketilmesi önerilirken, kırmızı et, tatlılar ve ilave şekerlerden kaçınılması tavsiye edilmektedir.
- Hiponatremi
Hiponatremi; serum Na konsantrasyonunun litre başına 136 mmol azalması olarak tanımlanmaktadır. Genellikle su dengesi bozukluğunda ortaya çıkar. ADH (antidiüretik hormon) salgısının fazla olması ve ADH benzeri aktivite gösteren ilaçlar hiponatreminin oluşmasında etkilidir.
Besinsel Na Kaynakları
Günlük diyetle alınan sodyumun çoğu sofra tuzundan karşılanmaktadır. Kurutulmuş sebzeler, salamura ve turşular da diğer yiyeceklere oranla daha fazla Na içermektedir. Bazı besinlerin ortalama sodyum içerikleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir:
Besin (100 gram) | Sodyum (Na) |
Tuz, iyotlu | 37409 mg |
Tuz, iyotsuz | 37104 mg |
Asma yaprağı, salamura | 2502 mg |
Domates, kurutulmuş | 2124 mg |
Beyaz peynir, yarım yağlı | 784 mg |
Zeytin, siyah, sele | 1390 mg |
Turşu, salatalık | 1733 mg |
- Tuz Ekleme
Tuz kullanımı, vücuttaki birçok fizyolojik süreci etkilemektedir. Yüksek tuz kullanımına bağlı olarak kardiyovasküler rahatsızlıkların görülme sıklığı her geçen gün artmaktadır. Tuz, tat duyularını harekete geçirdiği için yemekleri cezbedici hale getirmektedir. Bu durum, daha çok yeme ve paketli yiyeceklere yönelmeye neden olmaktadır.
- Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi sonuçları ve bu anket kapsamında yapılan bir araştırmaya göre; tuz kullanımı ve obezite arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
- Yapılan başka bir araştırmaya göre; tuz kullanımının, özellikle gelişme dönemindeki kadınlarda görülen depresyonla ilişkili olabileceği belirtilmiştir.
Birçok ülkenin önde gelen gıda denetleme kuruluşları, fazla tuz kullanımının önüne geçmek için çalışmalar yapmaktadır. FDA* araştırmalarına göre; besin üretim aşamalarında eklenen sodyum, total alımın %71’ini oluşturmaktadır. Yüksek tuz alımında en büyük payı hazır yiyecekler oluşturmaktadır. Konuyla ilgili yerel işletmelerin de adım atması beklenmektedir. FDA raporuna göre tuz kullanımının azaltılmasına yönelik hedeflerin gerçekleştirilmesi durumunda, diyetle alınan Na miktarının günde 400 mg azalması beklenmektedir. Bu hedefe ulaşmış bazı ülkelerde, hali hazırda kardiyovasküler hastalıkların görülme sıklığında azalma mevcuttur.
Natriüretik: İdrarda sodyum atılımını sağlayan
FDA: Food And Drug Administration
Horacio J. Adrogue, N. E. (2000). Hyponatremia . The New England Journal of Medicine, 1581.
Lawrence J. Appel, K. F. (2017). Sources of Dietary Sodium- İmplications for Patients, physicians, and Policy. Circulation, 1786.
Pavel Goldstein, M. L. (2014). Dietary sodium,added salt, and serum sodium associations with growth and depression in the U.S general population. Appetite, 83-86.
Ravi, S., & Bermudez, O. I. (2016). Sodium and Blood Pressure and Dietary Sources of Sodium in an Adult South Indian Population. Annals of .global Health, 234-242.
Sema Akman, A. G. (2001). Hiponatremi: Klinik Değerlendirme ve Tedavi. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi, 68-72.
Sodium Balance . (2015). H. M. Cheng içinde, Physiology Question-Based Learning (s. 137-142).
Türkomp Ulusal Gıda Kompozisyon Veritabanı. (2013). Türkomp: http://www.turkomp.gov.tr
Xi Zhang, J. W. (2018). A positive association between dietary sodium intake and obesity and central obesity: results from the National Health and Nutrition Examination Survey 1999-2006. Nutrition Research , 42.
Yıldız, G., Kayataş, M., & Candan, F. (2011). Hiponatremi; Güncel Tanı Ve Tedavisi. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi, 115-131.