Adölesan dönem, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 10-19 yaş aralığında olan kişiler için tanımlanan dönemdir. Yeterli besin alımı adölesanlar için çok önemlidir, çünkü bu dönemde hızlı büyüme ve gelişme içerisindedirler. Gereksinimleri sağlamayan bir beslenme şekli; azalmış gelişmeye, bodurluğa ve büyümenin gecikmesine neden olabilmektedir.
Adölesanlarda büyümenin hızlanması, cinsel gelişme ve fiziksel aktivite yoğunluğunun zamanla değişebilmesi bireyin bu dönemde takip edilmesini ve beslenmesinin ihtiyaçlara göre düzenlenmesini gerekli kılar. Boy uzunluğu %20 artar, vücut ağırlığı iki katına çıkar, optimum kemik kütlesinin %40-60’ı oluşur, kas kütlesi ve kan hacmi artar. Kalp, beyin, karaciğer, akciğerler ve böbrekler hacimlenir. Sonuçta, beslenme gereksinimleri bariz biçimde, hatta yetişkinlerin gereksinimlerini aşacak ölçüde artar. Erkekler ve kadınlar arasında vücut büyüklüğü ve bileşimi bakımından var olan farklılıklar bu gereksinimleri etkiler.
Zayıflık
Zayıflık, gelişmekte olan ülkelerde daha sık karşılaşılan bir sorundur. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010 verilerine bakıldığında 6-18 yaş grubu çocuklarda %3.8 oranında zayıflık görülmektedir. Adölesanlarda zayıflığın nedenleri arasında gösterilen en önemli etkenler; yanlış beslenme davranışları, yetersiz enerji alımı ve dengesiz beslenmedir. Zayıflık; enfeksiyonlara yatkınlığa, soğuğa duyarlılığa, menstrüal düzensizliğe ve osteoporoza neden olabilir ve malnütrisyon ile ilişkili hastalıklara yol açabilir.
Ülkemizde 2018 yılında yapılan bir araştırmada: kronik bir hastalık bulunmasa bile adölesanlarda zayıflığın yaşam kalitesini fiziksel yönden olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır. Ek olarak ebeveynler normal ağırlıktaki çocuklara kıyasla çocuklarının zayıf olmaları sebebiyle fiziki sağlık yönünden yetersiz olduklarını düşünmektedirler.
Adölesan Dönemde Beslenme Alışkanlıkları
Adölesan dönem, büyüme ve gelişmeye sosyal ve psikolojik değişimlerin de eşlik ettiği bir süreçtir. Çocukluk veya adölesan dönemde edinilen beslenme alışkanlıkları, besin tercihleri yetişkinlikte de etkili olmaya devam etmektedir. Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıklarının bu dönemde kazanılmış olması önemlidir. Ancak bu dönemde öğün atlama gibi düzensiz beslenme davranışları sergilendiği görülmektedir.
- Yeme alışkanlıkları ve davranışları; akranlar, ebeveynler, besine ulaşılabilirlik, besin tercihleri, ekonomik durum, hazırlama ve tüketim kolaylığı, kişisel ve kültürel inançlar, kitle iletişim araçları ve beden imajı gibi birçok faktörden etkilenir.
Adölesan dönemde ebeveynlerin ara öğün ve atıştırmalıklar üzerindeki kontrolü azalır. Bu kontrolün yerini zamanla akran baskısı alır ve sıklıkla beslenme yetersizlikleri ortaya çıkar. Başta kahvaltı olmak üzere öğün atlamalar sıklaşır. Sebze, meyve, tam tahıllar, et ve balık tüketimi azalabilir. Fast food yiyecekler, şekerli içecekler, sodyum ve doymuş yağ içeriği yüksek yiyeceklerin tüketiminde artış görülebilir.
Adölesan dönem vücut şekli ve ağırlığıyla da sıklıkla meşgul olunan bir dönem olup, genç bireyler kendilerini diyet yönünden kısıtlayabilmektedir. Tip 1 diyabet, çölyak ve inflamatuar bağırsak hastalığı gibi bazı kronik hastalıkların bu dönemde ortaya çıkma olasılığı da daha fazladır. Diyet kısıtlamaları ve kronik inflamasyonla ilişkili artan metabolik gereksinimlere büyüme ve gelişme etkeninin de eklenmesiyle beslenme yetersizlikleri daha da karmaşık bir hal almaktadır.
Ergenlerde Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılanması
Gelişmiş ülkelerde aşırı beslenme (fazla kiloluluk ve obezite) endişe oluştururken gelişmekte olan ülkelerin çoğunda beslenme yetersizliği önemli bir sorundur. Beslenme yetersizliği kentsel bölgelere nazaran kırsal bölgelerde daha fazla görülmektedir.
- Türkiye’de 933 adölesan ile yapılan bir çalışmada; sağlıksız beslenme alışkanlıklarının var olduğu tespit edilmiştir. Enerji tüketimi adölesan erkeklerin %52.5’inde ve kızların %43.6’sında yetersizdir. Lif, kalsiyum, C vitamini ve folik asit tüketimleri de yetersiz bulunmuştur.
Adölesan çağda kemiklerdeki mineral birikimi diğer tüm yaş gruplarından daha fazladır. Bu nedenle günlük mineral gereksiniminin karşılanması önemlidir. Ayrıca demir ihtiyacı menstrüal siklusu başlayan kadınlarda arttığından bu dönemde önem kazanmaktadır. Türkiye’de 2010 yılında yapılmış bir çalışmada; ergenlerde kalsiyum, fosfor ve bakır minerallerinin günlük alım düzeyleri düşük bulunmuştur. Besin öğelerinin en yetersiz alınanı ise kalsiyumdur.
Psikolojik Durum
Beslenme alışkanlıkları psikolojik durumlardan da etkilenebilmektedir. Örneğin sınavlara hazırlanan öğrencilerde yaşanan stres ve kaygı ile birlikte beslenme davranışları sağlıksız hale gelebilmektedir. Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerde yapılmış bir çalışmada elde edilen sonuçlara göre en çok tüketilen üç yiyecek: meyve, çikolata-gofret, poğaça–simit; en çok tüketilen üç içecek ise neskafe, ayran ve süt olarak bulunmuştur. Ayrıca öğrencilerin %61.1’i öğün atlamakta ve atlanan öğün daha çok kahvaltı olmaktadır. Öğün atlama alışkanlığı kızlarda daha sık görülmüş olup bu durumun kızların ağırlık artışı endişelerinin fazla olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. En önemli öğün atlama nedenlerini ise “canının istememesi” olarak açıkladıkları belirtilmiştir.
Bazı adölesan bireylerde yeme bozukluklarıyla da karşılaşılabilmektedir (anoreksiya nevroza, bulimiya nevroza gibi). Bu durumda enerji ve protein büyüme ve gelişmenin sağlanmasında kritik olduğu için bunların gereksinimlerinin karşılanması özellikle önemlidir. Yeme bozukluğu bulunan adölesanlarda kas kütlesi, vücut yağı ve kemik mineralleri gibi önemli doku bileşenlerinde kayıplar görülebilmektedir.
- Adölesan dönem içerisinde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılmış olması gelecekte sağlıklı bir yaşam sürdürülmesi açısından önem taşımaktadır. Büyüme ve gelişmede beslenmenin çok önemli olduğu bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme konusunda gençler ve aileler bilinçlendirilmeli, okullarda eğitimlere yer verilmelidir.
Aslan, N. N., Yardımcı, H., & Özçelik, A. Ö. (2017). Üniversite Sınavına Hazırlanan Öğrencilerin Makro Besin Ögesi Alımları ve Antropometrik Ölçümlerle İlişkisi. Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, 42-45.
Canadian Paediatric Society Clinical Practice Guideline. (1998). Eating Disorders in Adolescents: Principles of Diagnosis and Treatment. Paediatr Child Health, 190.
Comba, A. (2018). Ergenlerde Zayıflığın Yaşam Kalitesi Üzerine Olan Etkisi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 6,9.
Corkins, M. R., Daniels, S. R., Ferranti, S. D., Golden, N. H., Kim, J. H., Magge, S. N., & Schwarzenberg, S. J. (2016). Nutrition in Children and Adolescents. Med Clin N Am.
Das, J. K., Salam, R. A., Thornburg, K. L., Prentice, A. M., Campisi, S., Lassi, Z. S., . . . Bhutta, Z. A. (2017). Nutrition in Adolescents: Physiology, Metabolism, and Nutritional Needs. Annals New York Academy of Sciences.
Küçükkömürler, S., & İstik, Ö. (2016). Energy İntake, Energy Dispersion and Body Mass Index Interaction in Adolescents. Journal of Human Sciences.
Meşe Yavuz, C., & Koca Özer, B. (2019). Adölesan Dönem Okul Çocuklarında Beslenme Alışkanlıkları ve Beslenme Durumunun Değerlendirilmesi. Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 226, 235,236.
Salam, R. A., Hooda, M., Das, J. K., Arshad, A., Lassi, Z. S., Middleton, P., & Bhutta, Z. A. (2016). Interventions to Improve Adolescents Nutrition: A Systematic Review and Meta-Analysis. Journal of Adolescent Health .
Yabancı, N., & Pekcan, G. (2010). Adolesanlarda Beslenme Durumu ile Fiziksel Aktivite Düzeyinin Vücut Bileşimi ve Kemik Mineral Yoğunluğu Üzerine Etkisi. Aile ve Toplum Eğitim-Kültür ve Araştırma Dergisi, 16.