Düzenli fiziksel aktivitenin, sağlığı birçok yönden olumlu etkilediği bilinmelidir. Fiziksel sağlığa etkileriyle beraber, ruh sağlığının iyileşmesinde, kalp hastalığı riskinin azalmasında, tip 2 diyabet ve çeşitli kanserler üzerinde önemli rollere sahiptir.
Kronik hastalık risklerindeki artışın, hareketsizlikte artış ile ilişkili olduğuna dair yeterli kanıt mevcuttur. Fiziksel açıdan aktif olmaya engel olacak durumlar arasından en fazla belirtilen, zamanın kısıtlı olduğudur. Bulgular, gün içerisinde kısa süreler ile yapılan fiziksel aktivitenin, daha uzun süreli yapılan fiziksel aktivite kadar yarar sağlayabileceği yönündedir. Buna bağlı olarak, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yetişkinlere aerobik aktiviteleri en az 10 dakika gibi süreler ile aralıklı gerçekleştirmelerini tavsiye etmektedir.
Hareketsiz Yaşam Tarzının Etkileri Nelerdir?
Fiziksel hareketsizlik kavramı, haftada 150 dakikalık, orta şiddette fiziksel aktivite veya 75 dakikalık şiddetli fiziksel aktivitenin yapılmaması olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla düşük enerji harcaması sağlayan aktivitelerin (televizyon izlemek, bilgisayar kullanmak, arabaya binmek) yaşamda fazlaca yer almasının kronik hastalık ve ölüm riskinde artışa yol açtığı görülmektedir.
Fiziksel hareketsizlik, bulaşıcı olmayan hastalıklar için dördüncü en önemli risk faktörü olarak yer almaktadır. Aktif olmayan bir yaşam tarzı, kan kolesterol seviyelerinde artışa ve visseral yağ birikmesine yol açmaktadır. Aynı zamanda düşük kardiyorespiratuar kondisyon, kötü bir ruh sağlığı ve düşük yaşam kalitesinin oluşumunda etkilidir.
Fiziksel Aktivite ve Hastalık Riskleri
Çalışmalar, aktif bir meslek hayatı veya yaşam biçimine sahip bireylerde kardiyovasküler hastalık risklerinin daha düşük olduğunu göstermektedir. Bir diğer bulgu, yürüyüş yapan bireylerde nadiren yürüyenlere kıyasla koroner hastalık riskinin ile %35 daha az olduğu yönündedir. Haftada 3 saat veya üzerinde yürüyüş yapılması, daha az koroner hastalık riski ile ilişkilendirilmiştir.
Fiziksel açıdan aktif bir yaşam, yaşlılar için de büyük ölçüde fayda sağlamaktadır. Kardiyovasküler hastalığı olan yaşlı bireyler üzerinde yapılan çalışmaların sonucu, fiziksel aktivitenin ölüm riskini önemli ölçüde azaltması ile birlikte, sigarayı bırakmak ile eşdeğer bir fayda sağladığı yönündedir. Fiziksel aktivitede sağlanan artışın, miyokard enfarktüsü gibi kardiyovasküler olayları azalttığı görülmüştür. Bununla birlikte kilo alımı, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, metabolik sendrom ve diyabet gelişimini de önlemektedir. Aynı zamanda artan HDL kan seviyelerine ve düşük LDL kan seviyelerine doğru kan kolesterol profilini iyileştirmektedir.
Fiziksel aktivitenin olduğu bir yaşam, daha iyi kan kolesterol seviyeleri, düşük obezite ve tip 2 diyabet prevelansının azalmasını sağlamaktadır ve daha sağlam bir bağışıklık yanıtı oluşturmaktadır. Yaşamda egzersizin önemi yalnızca fiziksel sağlıkla sınırlı olmayıp, zihinsel sağlık için de olumlu etkileri bulunmaktadır.
- Egzersiz yapan bireylerde daha az depresyon, kaygı, yorgunluk ve bilişsel bozukluk görülmektedir. Fiziksel açıdan aktif bir yaşam, kişinin stresli durumlar ile başa çıkmasını kolaylaştırmaktadır.
- Stres ve fiziksel aktivite arasındaki ilişkiye yönelik klinik çalışmalar, egzersizin; algılanan stresi, stres semptomlarını ve yaşam kalitesini iyileştirmede etkili olduğunu belirtmiştir.
J Alves, A., L Viana, J., L Cavalcante, S., L Oliveira, N., A Duarte, J., Mota, J., et al. (2016). Physical activity in primary and secondary prevention of cardiovascular disease: Overview updated. World Journal of Cardiology, 575-578.
S.Kolt, G., S. George, E., L.Rebar, A., J. Duncan, M., Vandelanotte, C., M. Caperchione, C., et al. (2017). Associations between quality of life and duration and frequency of physical activity and sedentary behaviour: Baseline findings from the WALK 2.0 randomised controlled trial. PLOS ONE, 2-3.