Diyabetli bireyler için glisemik kontrolü iyi sağlamak oldukça önemlidir. Diyabet bakımı; sağlıklı besin seçme, porsiyon kontrolü, besin etiketi okuma, karbonhidrat hesaplama, öğün saati planlama ve düzenli egzersiz yapmayı içermektedir. Diyabet bakımını optimal düzeyde sağlamak amacıyla gösterilen çaba, hastaların kaygı düzeyini arttırabildiğinden, sürekli vücut ağırlığı kontrolü ve besinler üzerine düşünmelerine sebep olabilmektedir. Duygudurum bozuklukları ve negatif başa çıkma stratejileri, Tip 1 DM’ li kişilerde eş-morbid yeme bozukluğu gelişme riskini artırabilir.
- Henüz DSM-V sınıflandırmasında yer almayan diabulimia, Tip 1 DM’li kişilerin ağırlık kontrolünü sağlamak için insülin dozunu azaltması ya da bilinçli olarak atlaması şeklinde tanımlanmaktadır. Oluşumunda genetik ve biyolojik faktörlerin de etkisi olabileceği düşünülmektedir.
Özellikle kadın cinsiyet, kültürel özellikler, medya, arkadaş ve aile ilişkileri gibi çevresel faktörler yeme bozukluklarının oluşmasında rol oynayan davranış özelliklerini etkilemektedir. Diabulimia’nın Tip 1 DM’li kız adolesanlarda fiziksel görünümle ilişkili ortaya çıkan düşük özsaygı ile bağlantılı olduğu saptanmıştır. Bu durumun; beynin planlama ve özkontrol merkezlerinden sorumlu olan frontal ve parietal lobların, adolesanlarda tamamen gelişmemiş olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Vücut ağırlığı ve tüketilen besinler hakkında olumsuz yorumlar yapan ailelerin çocuklarında, yeme davranışı bozukluğu daha sık görülmektedir. Adolesanların sosyal medyayı kullanmaları da beden imajına önem vermelerine ve akranlarıyla kıyaslama yapmalarına olanak sağlamaktadır.
- Bazı araştırmacılar diabulimia’nın; hastanın fiziksel veya zihinsel sağlığına, daha fazla ebeveyn/yetişkin müdahalesinin gerekliliğine işaret eden dolaylı bir yardım çağrısı olabileceğini öne sürmüştür.
Vücut, enerji ihtiyacını karşılayan glikozu işlemek için insülini kullanır. İnsülin bulunmadığında enerji kaynakları olarak protein ve yağ parçalanır. Kasıtlı olarak indüklenen glikozüri, idrarla kilo kaybına sebep olur. İnsülin dozunun kısıtlanması veya atlanması, kısa dönemde hiçbir yan etki göstermeden ağırlık kaybı sağladığı için, sosyal çevrenin bunu desteklemesi sonucu diabulimialı birey tarafından pozitif bir uygulama olarak algılanmaktadır.
Yeme bozukluğu bireyler tarafından iyi gizlenir veya reddedilir. Hastalar glikoz izleme sıklığını azaltır. Tıbbi randevulara gitmeyi ‘unutur’. Ayrıca kan şekeri ölçüm cihazlarını etkilemek için çeşitli yollara başvurarak, kan şekeri ölçümü sonuçlarını değiştirir.
- Diabulimia hastaları, kan şekeri değişiklikleri olduğundan; göz hastalığı, böbrek yetmezliği, nöropati gibi mikrovasküler komplikasyonlar* ve kalp krizi, felç gibi makrovasküler komplikasyonlar açısından yüksek risk altındadır. Diyabete bağlı mortalite oranları* artar. Geç puberte*, düzensiz menstrüasyon siklusu, anksiyete problemleri ve depresif ataklara sebep olabilir.
HbA1c* değerlerinde açıklanamayan yükselmeler ve diyabetik ketoasidoz ile tekrarlanan problemler, insülin kısıtlama sorunu ile ilgili endişeler uyandırmalıdır. Özellikle ergenlerle çalışan hekimler yeme bozuklukları konusunda daha dikkatli olmalıdır.
- Kilo vermiş veya kilo alamamış Tip 1 DM’li bireylerin ne kadar yediklerine bakılmaksızın dikkatli bir şekilde değerlendirilip izlenmesi gerekir.
Tip 1 Diyabetli Bireylerde Yeme Davranışı Bozukluğu: Diabulimia Tedavisi
Tedavisi zor olduğundan, erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Tedavi için multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Böyle bir ekip; diyabet eğitimcisi, yeme bozuklukları ve diyabet hastalarının tedavisi konusunda eğitimli bir beslenme uzmanı ve psikiyatrist içermelidir. Her tıbbi randevuda laboratuvar testleri (özellikle HbA1c) ve ağırlık kontrolleri yapılmalı, tedavi eden ruh sağlığı uzmanlarıyla paylaşılmalıdır.
- Çoğu hastanın karşılaştığı ilk zorluk, insülin tedavisinin tekrar başlamasıyla ilişkili kilo alımıdır. Hastalara yağ dokusunun gelişmesinden farklı, geçici ve kendilerini şişkin hissettirebilecek insülin ödemini tanımaları öğretilmelidir.
- Gün boyunca diyabet yönetimi için harcanan sürenin azaltılması, diyabet ile ilişkili stresi azaltmaya yardımcı olabilir. Bu da düzensiz yeme davranışını hafifletebilir.
- Karbonhidrat sayma programı önerilmesi, Tip 1 diyabet hastalarının daha iyi özgüven kazanmalarına, bilişsel ve yaşam tarzı potansiyellerini yeniden yapılandırmalarına yardımcı olabilir.
Mortalite oranı: Ölüm oranı
Komplikasyon: Bir ilacın veya bir hastalığın doğuracağı yan etki
HbA1c: Glikozillenmiş hemoglobin, diyabet hastalığında tedavinin etkinliğini ölçmek, kimi zaman da diyabet hastalığı tanısı koymak için kullanılan bir kan tahlili
Goebel-Fabbri, A. E. (2008). Diabetes and eating disorders. Journal of diabetes science and technology, 2(3), 530-532.
Kınık, M. F., Gönüllü, F. V., Vatansever, Z., & Karakaya, I. (2017). Diabulimia, a Type I diabetes mellitus-specific eating disorder. Turkish Archives of Pediatrics/Türk Pediatri Arşivi, 52(1), 46.
Larrañaga, A., Docet, M. F., & García-Mayor, R. V. (2011). Disordered eating behaviors in type 1 diabetic patients. World journal of diabetes, 2(11), 189.
Keane, S., Clarke, M., Murphy, M., McGrath, D., Smith, D., Farrelly, N., & MacHale, S. (2018). Disordered eating behaviour in young adults with type 1 diabetes mellitus. Journal of eating disorders, 6(1), 9.
Şahin, G., Altınok, Y. A., & Keser, A. TİP 1 Diabetes Mellitus’ lu Bireylerde Yeme Davranışı Bozukluğu: Diyabulimia. Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 11(3), 366-375.