Çocukluk çağındaki obezite son 30 yılda 3 kattan fazla artmıştır. 6 ve 11 yaşlar arasındaki obezite sıklığı 1980’de %6,5’a, 2008’de ise %19,6’ya yükselmiştir. 12 ve 19 yaşlar arasındaki ergenler arasında ise %5’ten %19,1’e çıktığı bildirilmiştir.
Obezite genel olarak, kalori dengesizliği (tüketilen kalorinin fazla olmasına karşın harcanan kalorinin az olması) sonucu oluşmasına rağmen; genetik, davranışsal ve çevresel faktörlerden de etkilenir. Çocukluk çağındaki obezite, hem kısa vadeli ve hem uzun vadeli komplikasyonlara neden olabilmektedir. Bunlar;
- Obez çocuk ve adölesanların, yüksek tansiyon veya yüksek kolesterol gibi kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinin sağlıklı gençlere oranla çok daha yüksek olduğu görülmektedir.
- Obez çocuk ve adölesanlar; kemik ve eklem problemleri, uyku apnesi ve düşük özgüven gibi sosyal ve psikolojik problemler açısından yüksek risk altındadır.
- Obez çocuk ve adölesanlar, normal kilolu gençlere oranla obez veya fazla kilolu yetişkinler olmaya daha yatkın olduklarından; kalp hastalıkları, tip 2 diyabet, felç, çeşitli kanser türleri ve osteoartrit gibi yetişkin hastalıkları için de risk altındadır.
- Obez çocuk ve adölesanlarda, yağlı karaciğer (non-alkolik yağlı karaciğer) hastalığı riski daha fazladır.
- Obez kız ergenlerde aşırı vücut yağına endokrin cevap olarak, adet problemleri ve erken regl olma daha sık görülmektedir.
- Obez erkek ergenler ise, obez olmayan yaşıtlarına göre daha geç cinsel olgunlaşma eğilimindedir. Erkek ve kızlarda görülen bu farklılığın nedeni ise, ergenlik döneminde kızların vücudu yağ kütlesini arttırmaya, erkeklerin vücudu ise yağsız kütleyi arttırmaya eğilimli olmasından kaynaklanmaktadır.
Çocuklarda obeziteye neden olan en önemli etmenlerden biri çevresel faktörlerdir. Ev, çocuk bakımı, okul ve toplum ortamları, çocukların yiyecek alımı ve fiziksel aktivite ile ilgili davranışlarını etkileyebildiği bildirilmiştir. Bu faktörler;
- Ev içinde
Ebeveyn-çocuk etkileşimleri ve ev ortamı, çocukların ve gençlerin kalori alımı ve fiziksel aktivite ile ilgili davranışlarını etkileyebilir. Ebeveynler, kendilerine benzer davranış gösterebilecek çocukları için rol model konumundadır.
- Çocuk Bakımında
Beş yaşın altındaki ve anneleri çalışan çocukların neredeyse %80’i, haftada ortalama 40 saat çocuk bakımındadır. Çocuk bakım sağlayıcıları, çocukların önemli gelişim dönemlerinde ebeveynlerle birlikte sorumlulukları paylaşır. Yani çocuk bakımı, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıklarının geliştirildiği bir ortam olabilmektedir.
5-17 yaşları arasındaki gençlerin çoğunluğu okullara kayıtlı olduğundan ve çocukların her gün okulda geçirdikleri zaman nedeniyle; okullar, çocuklara ve gençlere sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite davranışlarını benimsemeyi öğretmek için ideal bir ortam sunmaktadır.
- Toplum İçinde
Topluluklar içindeki yerleşik çevre; fiziksel aktiviteye katılımı, uygun fiyatlı ve sağlıklı yiyeceklere erişimi kısıtlayabilmektedir. Örneğin; kaldırım eksikliği, güvenli bisiklet parkurlarının olmayışı, çocukların yürüyüş yapmaktan veya bisiklete binmekten ve fiziksel aktiviteye katılmaktan caydırabilir. Ek olarak, mahalle gıda pazarlarındaki uygun fiyatlı, sağlıklı gıda seçeneklerine erişim eksikliği sağlıklı gıda satın almanın önündeki engel olabilir.
Obez çocuklar sağlık problemleri açısından risk altında olmasının yanında, psikososyal açıdan da risk altındadır. Obez çocuklar ve adölesanlar, erken ve sistematik sosyal ayrımcılığın hedefidir. Sosyal damgalanmanın psikolojik stresi, akademik ve sosyal işleyişini engelleyebileceği ve yetişkinlikte devam eden düşük özgüvene neden olabileceği bildirilmiştir. Bu sosyal damgalanma ve ayrımcılıkta, obez kızlar obez erkeklere oranla daha fazla risk altındadır. Ayrıca obez ergenler, obez olmayan ergenlere kıyasla depresyona daha yatkın ve daha fazla depresyon semptomlarına sahiptir. Bunun yanı sıra, depresyonun kendisinin de anormal yeme ve egzersiz sonucu obeziteye neden olabileceği unutulmamalıdır. Diğer bir psikososyal sonuç ise yaşam kalitesidir.
- Yapılan araştırmalara göre; obez çocuk ve adölesanların sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi, normal çocuk ve ergenlere oranla anlamlı derecede düşük olarak saptanmıştır.
- Yapılan araştırmalar; obez çocuk ve adölesanların yaşam kalitesinin, kanser nedeniyle tedavi altında olan çocuklar kadar düşük olduğunu bildirmektedir.
Bazı önlemler ve tavsiyeler;
- Motorlu taşıt kullanımını azaltmak, bisiklet kullanımını arttırmak, yürüyerek ulaşımı sağlamak (örneğin; okullara),
- Çocuklara eğlenceli fiziksel aktivite olanakları sunmak (örneğin; açık alanlarda, parklarda oyunlar),
- Televizyon karşısında hareketsiz geçirilen zamanı sınırlandırmak,
- Büyük porsiyon veya yüksek kalorili yiyecek tüketimini sınırlandırmak (fast-food, cips, çikolata vb.),
- Yeme sıklığını kontrol altında tutmak,
- Yemeklerin yanında tüketilen meyve suları, gazlı içeçek tüketimi yerine daha sağlıklı tercihler olan ayran, süt, yoğurt, bitki çayları tüketimi sağlamanın obezite riskini azaltabileceği bildirilmektedir.
Daniels, S. (2009). Complications of obesity in children and adolescents. International Journal of Obesity (2009) , 33, S60–S65 .
T. Lobstein, L. Baur, R. Uauy. (2004). Obesity in children and young people: a crisis in public health. obesity reviews (2004) 5 (Suppl. 1) , 4–85.