Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde yetişen keçiboynuzu ağacı, 6-12 metre boyların olup, 10-30 cm boyutundaki kahverengi kapsül şeklinde meyve vermektedir. Ağacın meyvesi olan keçiboynuzu, diyet lifleri, polifenoller, şeker ve tanen gibi birçok biyoaktif bileşen içermekte ve bu bileşenler sayesinde; antienflamatuar ve antioksidan aktivite göstermektedir. Keçiboynuzunun kimyasal bileşimi ise genetik-çevresel faktörlerle ve hasat zamanına göre değişiklik gösterebilmektedir.
Keçiboynuzu meyvesi, bitkisel takviyelerde ve fonksiyonel besin geliştirilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, keçiboynuzu bileşenlerinin, hastalıkları önleyici ve tedavisine yardımcı etkileri olduğunu göstermiştir.
- Bazı çalışmalarda ise; keçiboynuzunda bulunan aktif bileşenlerin, kavurma işleminden olumsuz etkilenebildiği görülmüştür.
İyi bir besin değeri ve uzun raf ömrüne sahip olan keçiboynuzu, yüksek şeker içeriğinden dolayı doğal olarak tatlıdır. Fındık ve kakaoyu andıran tadı sayesinde, bazı besinlerde kakao yerine ve doğal tatlandırıcı olarak kullanılabilmektedir. Keçiboynuzu, kakao ve çikolatada bulunan kafein ve teobromin gibi uyarıcı maddeler içermemektedir.
Keçiboynuz unu, kakaonun aksine oksalik asit içermez. Oksalik asit, vücuttaki kalsiyum emilimini azaltan maddelerden biridir. Yüksek oksalik asit içeriği olan besinler, böbrek taşı gelişim riskini arttırmaktadır. Keçiboynuzu, yüksek kalsiyum içeriğine sahip oluşuyla kemik yoğunluğunu arttıran ve kemik sağlığının korunmasında etkili olan bir besindir.
Migren hastalarında baş ağrısını tetikleme özelliği olan tiramin maddesi, kakaoda bulunurken, keçiboynuzu tozu tiramin içermemektedir.
Keçiboynuzunun bilinen önemli özelliklerinden biri de glüten içermemesidir. Bu sayede, çölyak hastaları ve gluten hassasiyeti olan bireyler için üretilen glütensiz çikolata yapımında kullanılmaktadır.
Keçiboynuzu, diyet lifinden zengin olması ve içerdiği biyoaktif polifenollerden dolayı araştırmacıların odak noktası haline gelen bir besindir. Diyet lifi; kalsiyumun biyoyararlığını arttırmada, bağışıklık fonksiyonlarının gelişmesinde, kilo kontrolünde, kan şekerinin dengelenmesinde ve bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesinde etkilidir. Diyet lifinin azalması; gastrointestinal hastalıklar, hiperkolesterolemi ve kolorektal kanser gibi hastalıklarla ilişkilidir.
Keçiboynuzunda bulunan diyet lifleri ve şekerler, midedeki besinlerin viskozitesini arttırarak yemek borusundaki asidin geri akışını engellemek için gereklidir.
Kan lipit profili üzerinde de yararlı etkileri olan keçiboynuzu, kolesterol düşürücü etkisiyle kardiyovasküler fonksiyonların iyileşmesinde, koroner kalp hastalıklarının önlenmesinde ve kalp-damar sağlığının korunmasında etkilidir.
Keçiboynuzu aynı zamanda, alerjik hastalıklara ve astım, bronşit gibi solunum yolu problemlerinin de azaltılmasında etkili olmaktadır.
Son yıllarda yapılan çalışmalar; olgunlaşmamış keçiboynuzu çekirdeğinin, sodyum bağımlı glikoz taşınmasını engelleyerek, bağırsaktaki glikoz emilimini geciktirdiğini göstermektedir. Yani enzim aktivitesi engellenerek, kan-glikoz cevabı azaltılmış ve nişasta sindirimi yavaşlamış olur. Bu sayede daha uzun süreli doygunluk hissi yaratarak, kilo kontrolünde ve obezite riskinin azaltılmasında etkili olmaktadır.
Keçiboynuzu unu ise diyabet dostu denebilecek kadar yüksek anti-hiperglisemik* potansiyele sahiptir. İçerisinde bulunan D-pinitol; insülin benzeri biyoaktif bir bileşen olup, diyabet hastalarında kan şekerini dengelemeye yardımcı olmakta ve tip 2 diyabet riskinin azaltılmasında etkin bir rol oynamaktadır. Düşük glisemik indeksli olmasıyla da kan şekeri kontrolü ve lipit profili üzerinde olumlu etkileri vardır.
Çözünmez posa içeriğiyle, bağırsak ve sindirim sistemi üzerinde olumlu etkilere sahip olan keçiboynuzu, dışkıya yumuşaklık ve hacim kazandırarak kabızlık tedavisinde önemli bir yere sahip olup, tanen içeriğiyle de ishal tedavisinde de kullanılabilmektedir. İçersinde yer alan polifenollerin antioksidan ve antiinflamatuar etkisi sayesinde kolon hasarını azaltmada ve kolon kanserini önlemede yardımcı olduğu bilinmektedir.
- Klinik çalışmalar sonucu; keçiboynuzu ve aktif bileşenlerinin, gastrointestinal sistem bozukluklarının önlenmesi ve iyileştirilmesinde, gastroözofageal reflü, irritabl bağırsak sendromu (IBS), akut diyare ve ülseratif kolit gibi hastalıklarda etkili olduğu bilinmektedir.
- Keçiboynuzunun İBS’li insanlara yardımcı olabileceği konusunda umut veren çalışmalar bulunsa da, bu konuyla ilgili daha çok araştırmaya ihtiyaç vardır
- Yapılan çalışmalar; keçiboynuzunun, bebeklerdeki akut diyare tedavisinde önemli bir etkisinin olduğunu ve kilo alımına yardımcı olabildiğini göstermektedir.
- Çalışmalar; antioksidan aktivitesi ve mide mukusundaki artışa sebep olmasıyla, kronik gastrik ülserin iyileşmesini desteklediğini göstermektedir.
- 8 hafta süren, hiperkolesterolemili* 47 gönüllü birey ile yapılan bir çalışmada; bireyler günlük diyetlerine ek olarak günde 15 gram keçiboynuzu tüketmiş ve 8 haftanın sonunda toplam kolesterol %7,1, LDL kolesterol %10,6 azalırken; HDL ve trigliserit seviyelerinin değişmediği gözlenmiştir. Bu sonuçlar, çözünmez posa açısından zengin oluşuyla lipit düşürücü etki gösterdiğini düşündürmektedir.
- Yapılan bir çalışmada antioksidan aktivitesiyle, oksidatif strese karşı koruyucu etki gösteren keçiboynuzunun, servikal kanser hücrelerinin canlılığını azalttığı bulunmuştur.
- Yüksek lif içeriğiyle kötü kolesterol seviyelerini düşürmede etkilidir.
- Antioksidan, anti-inflamatuar ve anti-diyabetik etkileri vardır.
- Diyabet, kalp hastalıkları, kolon kanseri, GİS* problemlerinin önlenmesine ve tedavisine yardım eder.
- Obezite riskinin düşürülmesinde ve kilo kontrolünde etkilidir.
- Kemik yoğunluğunu arttırarak kemik sağlığını korur.
- Gluten, kafein, teobromin, oksalik asit ve sodyum içermez.
- Bazı besinlerde kakao yerine kullanılabilir.
- Yağ içeriği düşüktür.
- Kalsiyum, magnezyum, potasyum, çinko, selenyum minerallerini içerir.
- Keçiboynuzu kakao yerine süte karıştırılarak tüketilebilir. Kek, kurabiye, bisküvi yapımında tatlandırıcı olarak kullanılabilir. 1 yemek kaşığı (10 gram) keçiboynuzu unu, 22 kalori içermektedir.
Sağlıklı ve mutlu günler diliyorum. Sevgiyle kalın 🙂
Hiperkolesterolemi: Kan kolesterolünün yüksek olması
GİS: Gastrointestinal sistem
Irene C. Theophilou, C. M. (2017). Carob And İts Components İn The Management Of Gastrointestinal Disorders. Journal Of Hepatology & Gastroenterology.
Kaïs Rtibia, B..-B. (2017). Chemical Constituents And Pharmacological Actions Of Carob Pods And Leaves ( Ceratonia Siliqua L.) On The Gastrointestinal Tract: A Review. Biomedicine & Pharmacotherapy , 522-528.
Syed M. Nasar-Abbas, Z.-E.-H. T.-H. (2015). Carob Kibble: A Bioactive-Rich Food Ingredient. Comprehensive Reviews İn Food Science And Food Safety.
Kilo ile alakalı kısmı okuyunca tamam dedim bu artık benim besinim. Yazı için teşekkürler
Ne demek Berk bey, faydalı bir yazı olduysa sizin için ne mutlu..
Ececiğim merhaba,
Sana ulaşabileceğim bir mail adresi paylaşabilir misin? Sosyal medya kullanmıyorum.