Tip 2 Diyabetliler için Akdeniz Tipi Beslenmenin Kardiyometabolik Yararları
Diyet modelleri; kilo, lipoprotein konsatrasyonu ve fonksiyonu, kan basıncı, glukoz-insulin dengesi, oksidatif stres, inflamasyon (enfeksiyon) ve endotelyal (damar) sağlığını da içeren çeşitli kardiyometabolik risk faktörlerini etkilemektedir. Akdeniz tipi beslenme, bitkisel ağırlıklı, ana yağ kaynağı zeytinyağı olan; düşük-orta derece balık, süt ve kümes hayvanları; düşük miktarda kırmızı et ve yemeklerde düşük-orta derecede şarap tüketimi ile karakterizedir.
Amerikan Diyabet Derneği ve Amerikan Kalp Derneği, glisemik kontrol ve tip 2 diyabette kardiyovasküler risk faktörleri için akdeniz tipi beslenmeyi önermektedir. İleriye dönük çalışmalar, akdeniz tipi diyete bağlı kalmanın tip 2 diyabet riskini %20-23 oranında düşüreceğini göstermiştir. Aynı zamanda, rastgele kontrol edilmiş deneklerle yapılan bir çalışmada, akdeniz tipi beslenmenin %0,30-0,47 oranında glikolize hemoglobin (HbA1c) oranını düşürdüğü görülmüştür. HbA1c oranındaki bu değişimin kardiyovasküler riskleri %28-30 oranında azalttığı düşünülmektedir.
Tip 2 diyabette akdeniz tipi beslenmenin kardiyometabolik yararları en çok antiinflamatuar ve antioksidatif etkilerinden kaynaklanmaktadır, bu durum şöyle açıklanabilir: yüksek kalitede besin tüketiminin artması, doğuştan gelen bağışıklık sistemini, proinflamatuar (enfeksiyon yapan) sitokinleri azaltarak dinlendirirken, anti-inflamatuar (enfeksiyon karşıtı) sitokinlerin artmasına sebep olur. Bu durum, anti-inflamatuar ortamın çoğalmasını sağlarken çevre dokularda da insülin duyarlılığını arttırabilir böylece metabolik sendrom, tip 2 diyabet ve ateroskleroz gelişimine bariyer olabilir.
Dünya genelinde sağlıksız diyet alışkanlıkları, mortatile (ölüm) ve morbidite (hastalık) için en önemli risk faktörlerinden biridir. Diyette düşük miktarlarda meyve, sebze, kuruyemiş, tohum tüketimi ve yüksek miktarda işlenmiş et, trans yağ ve sodyum tüketimi, obezite ve tip 2 diyabetin Amerika’da bu kadar sık görülmesinin sebepleri olarak düşünülmektedir. İngiltere’de 2010’da yapılan Küresel Hastalık Yükü araştırma sonuçlarına göre, diyet ve fiziksel hareketsizlik %14,3 oranında, sakatlıkla geçirilmiş yılların sorumlusu olarak görülmektedir. Analize göre sağlıklı diyet seçimlerinin (yüksek miktarda meyve, sebze, kuruyemiş, tohum, lifli ve tam tahıllı beslenme), nüfus seviyesini olumlu etkileyebileceği düşünülmektedir. Diyette düşük meyve tüketimi dünya genelinde ölümler için en büyük üçüncü risk faktörü olarak görülmektedir.
- Sonuç olarak besinsel faktörlerin sağlığı düzeltmede yardımcı ve diyetle alakalı hastalıkların oluşumunu yavaşlatıcı rolü olduğu unutulmamalıdır.
Beslenme Biçimleri ve Tek Besin
Son zamanlarda beslenme bilimindeki en büyük gelişmelerden biri tek bir besin ile beslenmekten tam beslenme biçimine doğru geçiş olmuştur. Besinlerdeki tek bir bileşene odaklanmak doğru değildir çünkü besinler, tüketilen tüm bileşenleri ile yaşam için daha önemli olan bir sinerji oluştururlar.
Diyet modelleri; kilo, lipoprotein konsatrasyonu ve fonksiyonu, kan basıncı, glukoz-insulin dengesi, oksidatif stres, inflamasyon ve endotelyal sağlığı da barındıran çeşitli kardiyometabolik olayları etkilemektedir.
Akdeniz Tipi Beslenme
Akdeniz tipi diyet üzerinde en çok araştırma yapılan beslenme türlerinden biridir. Bu diyet 1960’larda akdeniz çevresindeki (özellikle Yunanistan ve İtalya) nüfusun geleneksel yeme alışkanlıklarını göstermektedir. Akdeniz diyetinin sağlığı koruyucu etki gösterdiği ve kardiyovasküler hastalıklardan korunmada yararları olduğu raporlanmıştır.
Akdeniz tipi beslenme; bitkisel ağırlıklı, ana yağ kaynağı olarak zeytinyağı, düşük-orta derece balık, süt ve kümes hayvanları, düşük miktarda kırmızı et ve yemeklerde düşük-orta derecede şarap tüketimi ile karakterizedir. Ayrıca yemeklerde tuz yerine otlar ve baharatlar kullanılır.
Amerikan Kalp Derneği ve Amerikan Diyabet Derneğinin ortak açıklamalarında, tip 2 diyabetli bireylerin hayat tarzında yapılacak değişikliklerin, glisemik indeks kontrolünde ve kardiyovasküler hastalıklardan korunmada “B” seviyesinde sorumlu olduğu rapor edildi. Bu seviye iyi yönetilmiş topluluklarda yapılan çalışmalardan, toplu analizlerden veya iyi yönetilmiş vaka kontrol çalışmalarından alındığını gösterir.
Klinik Kanıtlar
Rastgele seçilmiş klinik deneklerden akdeniz diyeti uygulayanlara bakıldığında ortaya prospektif kohort çalışmalarında elde edilen sonuçları destekler nitelikte sonuçlar çıkmıştır. Akdeniz diyeti, kardiyometabolik risk faktörlerini azaltabilirken, düşük yağlı diyetler gibi izole edilmiş besin hedeflerini hedef alan diyetler, hem kardiyovasküler hastalıklar hem de gelecekteki tip 2 diyabet üzerinde çok az fayda sağlamaktadır.
Tip 2 Diyabetten Korunma
Üç meta analizde, temelde diyabeti olmayan kişilerde tip 2 diyabet riski değerlendirilmiştir. En büyüğü, 10 orijinal çalışmayı içeren (1 klinik, 9 ileriye dönük çalışma), 136.846 katılımcı ile yapılmıştır. Akdeniz diyetine en çok bağlı kalanlarda, en az bağlı kalanlara göre diyabet riskinde %23 azalma görülmüştür ve bu sonuç dünyanın diğer bölgelerindeki katılımcılarda da farklılık göstermemiştir. Benzer sonuçlar (%19 ve %20 düşük diyabet riski) diğer meta analizler tarafından da bulunmuştur.
Kalori kısıtlaması yapılmamış çalışmalarda (PREDIMED çalışması), kardiyovasküler riski olan ve değişik akdeniz diyetleri uygulayan rastgele seçilmiş 3541 katılımcının bir grubuna, haftada 1 litre natürel zeytinyağı takviyesi, diğer gruba günde 30 gram kuruyemiş desteği verildi. 4,1 yıl takip edildikten sonra düşük yağlı kontrol diyetine kıyasla, akdeniz diyeti gruplarındaki katılımcılar, gelecekteki diyabet riski açısından sırasıyla % 40 ve% 18 azalma göstermiştir. Yapılan bir araştırmada 101.504 menopoz sonrası dönemde olan ve 10.815 tip 2 diyabetli kadın 15 yıl boyunca izlenmiş ve değerlendirilmiştir. Bu büyük ve uzun süren araştırma sonuçlarına göre, akdeniz diyetine sadık kalanların diğer gruba göre tip 2 diyabete yakalanma riski %15 daha az bulunmuştur.
- Metabolik Sendromun Hafiflemesi
Metabolik sendrom, metabolik durumla birlikte diyabet riskinin artmasıdır. Rastgele seçilmiş deneklerin 2-5 yıl süre ile izlendiği bir çalışmada, akdeniz diyeti uygulayanlarda %34-74 arasında metabolik sendromda hafifleme gözlenmiştir.
- Glisemik Kontrol
Tip 2 diyabetlilerle yapılan 4 meta-analiz çalışmasında, akdeniz diyeti uygulayanların kontrol diyeti uygulayanlara göre glikolize hemoglobin A1c (HbA1c) değerlerinde %0,30-0,47 oranında düşüş kaydedilmiştir. Bu sonuçlar, ilaçların da benzer sonuçlar verdiği düşünüldüğünde, sıradan bir sonuç gibi görülmemelidir.
- Kardiyovasküler Risk Faktörleri
Tip 2 diyabetli 534.906 kişide yapılan 50 meta-analiz çalışmasında, Akdeniz diyeti uygulayanlarda bel çevresinde -0,42 cm azalma, trigliseritte -6,14mg/dl azalma, kan basıncında -2,35 ve -1,58mmHg azalma kaydedilmiştir. Başka bir meta-analiz çalışmasında Akdeniz diyetinin kiloyu 0,29-2,2 kg arasında ve toplam kolesterolü de 5,4-8,9mg/dl arasında azalttığı gösterilmiştir.
- Kardiyovasküler Olaylar
Kardiyovasküler riski yüksek olan tip 2 diyabetli 3614 hastada yapılan, 4,8 yıl takip edilen araştırmada, düşük yağla beslenenlere göre, zeytinyağı ve kuruyemiş eklenen akdeniz tipi diyetle beslenenlerde %28-30 oranında klinik olaylarda (kalp krizi, inme vb) azalma kaydedilmiştir.
Akdeniz Diyeti, İnflamasyon ve Endotelyal Fonksiyon
Akdeniz diyetinin tip 2 diyabetlilerde kardiyometobolik faydaları tam olarak açıklığa kavuşmamış olsa da, bu yararların anti-inflamatuar ve antioksidan etkilerinden kaynaklandığı belirtilebilir. Çünkü akdeniz diyeti uygulandığında anti-inflamatuar besinlerin (lif, vitamin, mineral, antioksidan ve polifenoller) alımında artış, proinflamatuar besinlerin (rafine şeker ve nişasta, transyağlar, yüksek yoğunluklu besinler) alımında sınırlama olacaktır. Bu da klinik sonuçları akla yatkın hale getirir. İnflamasyon, tip 2 diyabetlilerde insülin direnci ve endotelyal disfonksiyon ile alakalı görülmektedir. Interlökin-6 ve C-reaktif protein gibi inflamasyon yapıcılar, ileride görülecek tip 2 diyabetin göstergesi olabilir. 2300 kişide yapılan çalışmalarda akdeniz diyetinin kontrollü diyete göre, inflamasyon yapıcıların sirkülasyonunu azalttığı ve endotelyal fonksiyonda düzeltme yaptığı kaydedilmiştir.
Sonuç olarak;
- Büyük ölçüde kanıtlara dayanarak, tip 2 diyabetlilerde akdeniz diyetinin kardiyometabolik fayda gösterdiği bulunmuştur.
- Tam tahıllı gıdalar, sağlıklı yağlar, natürel (doğal) antioksidanlar ve lif gibi yüksek kaliteli gıdaların tüketilmesi bağışıklık sistemini rahatlatmakta, proinflamatuar sitokinlerin üretimini azaltmakta ve anti-inflamatuar sitokinlerin sayısını arttırmaktadır. Bu anti-inflamatuar artış, vücuttaki insülin duyarlılığını arttırmakta ve endotelyal fonksiyonda düzelmeler sağlamaktadır. Bunlar da metabolik sendroma, tip 2 diyabet ve ateroskleroz gelişimine bariyer olmaktadır.
Günümüzde gençlerin çoğu beslenme ve fiziksel aktivite hakkında yeterince bilinçli değildir. Tip 2 diyabetlilerde bilinçlenme ile ölümün sebepleri, makrovasküler ve mikrovasküler olaylar azaltabilir. Akdeniz diyeti, sağlıklı yaşam için test edilmiş, ekonomik, biyolojik çeşitliliğe sahip ve sürdürülebilir bir diyettir.
- Halk sağlığı stratejileri, insanları Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenmeye yönlendirmeli ve böylece halk ve çevre sağlığını korumalıdır.