HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ NÜFUS ETÜTLERİ ENSTİTÜSÜ
2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması
Sonuçlarını Açıklıyor…
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, 1968 yılından bu yana beşer yıl aralıklarla ülkemizin bilimsel ve hizmet ihtiyaçlarını göz önüne alarak nüfus ve sağlık araştırmaları yürütmektedir. Başta Kalkınma Planları olmak üzere Birleşmiş Milletlere bağlı kuruluşların (Dünya Sağlık Örgütü, UNFPA, UNICEF vb.) uluslararası karşılaştırmalı raporlarında, bu araştırma serisinin verileri kullanılarak hesaplamalar yapılmaktadır.
Bu araştırmaların on birincisi olan, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın finansal olarak desteklediği ve 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında yer alan “2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (2018 TNSA)” TÜBİTAK 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında gerçekleştirilmiştir.
2018 TNSA’nın sonuçları 8 Kasım 2019 Cuma günü Anadolu Hotels Downtown Ankara’da saat 09:00’da, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Bakanı Naci AĞBAL ve T.C Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine ALP MEŞE’nin katılacakları toplantı ile kamuoyuna duyurulmaktadır.
2018 TNSA Türkiye’nin demografik yapısı, doğurganlık düzeyi, gebeliği önleyici yöntem kullanımı, anne-çocuk sağlığı ve üreme sağlığı ile ilgili konularda mevcut duruma ve değişimlere ilişkin ulusal ve bölgesel düzeyde bilgi sağlayan bir örneklem araştırmasıdır. 2018 TNSA, nüfus ve üreme sağlığı alanlarında çoğunlukla başka kaynaklardan elde edilemeyen kapsamlı ve karşılaştırılabilir bilgi sağlamaktadır. Ayrıca TÜİK 2017-2021 Resmi İstatistik Programında yer alan 2018 TNSA verileri Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin çeşitli göstergelerinin hesaplanması için veri sağlamaktadır.
2018 TNSA’da iki ayrı örneklem ile veri toplanmıştır. Türkiye’yi temsil eden örneklemde, 11.056 hanehalkı ve doğurganlık çağındaki (15-49 yaşlarındaki) 7.346 kadın ile görüşme yapılmıştır. Diğer örneklem ise Türkiye’de yaşayan Suriyeli göçmen nüfusu temsil etmek üzere oluşturulmuştur. Bu kapsamda ise 1.826 hanehalkı ve doğurganlık çağında 2.216 kadın ile görüşme yapılmıştır. Araştırma sonuçları Türkçe ve İngilizce olarak Türkiye geneli ve Suriyeli göçmen nüfus için ayrı raporlarla sunulmaktadır.
Nüfus ve sağlık konusunda politikaların ve önceliklerin belirlenmesi ile konuya ilişkin akademik çalışmalarda büyük önem taşıyan 2018 TNSA’nın bazı temel bulguları aşağıda özetlenmektedir:
Türkiye halen genç bir nüfus yapısına sahiptir, ancak yaşlı nüfusun payı artıyor…
Toplam nüfusun %25’i 15 yaşın altında, 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı ise ilk kez %10’a ulaşmıştır.
Hanehalkı büyüklüğü azalmaya devam ediyor…
Son 20 yılda Türkiye’deki ortalama hanehalkı büyüklüğü 4,5 kişiden 3,5 kişiye düşmüştür. Türkiye’deki hanehalklarının dörtte üçü 4 ya da daha fazla kişiden oluşmaktadır. Hanelerin %9’u ise tek kişilik hanelerdir.
Çocukların neredeyse tamamı nüfusa kayıtlı…
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yedinci maddesine göre temel insan haklarından birisi olarak kabul edilen çocukların doğumunu takiben nüfusa kayıt edilmesi konusunda Türkiye’de önemli derecede iyileşme yaşanmıştır. Nüfus ve Sağlık araştırmalarının sonuçlarına göre, son yirmi yıl içinde nüfusa kayıtlı olmayan beş yaş altı çocukların oranı %26’dan %2’ye gerilemiştir.
Eğitim seviyesinde iyileşmeler mevcut ancak kadın ve erkek arasındaki fark lise ve üzeri eğitimde ve kırsal yerleşim yerlerinde devam ediyor…
2018 TNSA sonuçları, 6 yaş üzerindeki nüfus içinde kadınların %25’i, erkeklerin ise %14’ü ya hiç okula gitmediğini ya da ilkokulu bitirmediğini göstermektedir. Eğitimde cinsiyet farklılığı genç kuşakta ve ilkokul-ortaokul eğitim düzeylerinde azalmaktadır. Ancak lise ve üzeri eğitimde özellikle kırsal yerleşim yerlerinde yaşayan kadınlar için dezavantaj azalarak devam etmektedir.
Evlenme yaşı ve akraba evliliği yaygınlığı değişmiyor…
Türkiye’de 25-49 yaş grubundaki kadınlar için ilk evlenme yaşı son on yıl içerisinde değişmemiştir. Ortanca ilk evlilik yaşı ise 21’dir. Erken yaşta yapılan evlilikler ile ilgili veriler 15-19 yaş grubundaki kadınların %5’inin evlenmiş olduğu göstermektedir. Evliliklerin %24’ü akraba evliliğidir.
Doğurganlık düzeyi durağanlaştı…
Türkiye’de doğurganlık düzeyi kadın başına ortalama 2,3 çocuk seviyesindedir. Doğurganlık seviyesi son 15 yılda neredeyse hiç değişmemiştir. Ancak doğumlar ileri yaşlara ötelenmiştir. Doğurganlık düzeyinde bölgesel farklılık azalarak devam etmekte; kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı Kuzey Bölgesi’nde 1,6 çocuk iken, Doğu Anadolu Bölgesi’nde 3,2 çocuktur. Gebeliği önleyici geleneksel yöntem kullanımı azaldı… Türkiye genelinde evli ve doğurgan çağdaki kadınların %70’i gebeliği önleyici bir yöntem kullanmaktadır. Son 5 yılda modern yöntem kullanımı artarken (%47’den %49’a), geleneksel yöntem kullanımı azalmıştır (%26’dan %21’e). En yaygın kullanılan modern yöntem kondom (%19), en yaygın kullanılan geleneksel yöntem ise geri çekme yöntemidir (%20). Doğum öncesi ve sonrası bakım hizmetleri yaygınlaşmaya devam ediyor… 2018 TNSA sonuçları, Türkiye’de anne-çocuk sağlığı göstergelerindeki iyileşmenin tüm bölgelerde devam ettiğini göstermektedir. Sağlık personelinden doğum öncesinde ve doğumdan sonraki 41 gün içinde bakım alan kadınların oranı %96’dır.
Hastane doğumları artarken sezaryen yaygınlaşıyor…
Son beş yıldaki doğumların %99’u bir sağlık kuruluşunda gerçekleşmiştir. Doğumların yarısından fazlası (%52) sezaryen doğumdur. Sezaryen doğumlarda beş sene öncesine göre %4’lük bir artış gözlenmiştir.
Çocukların yüzde 6’sının boyu yaşına göre kısadır…
2018 TNSA sonuçları, Türkiye’de beş yaşından küçük çocukların %6’sının boyunun yaşına göre kısa yani bodur olduğunu göstermektedir. Türkiye’de kronik beslenme sorunları sonucu oluşan bodurluk kırsal alanlarda (%8), Doğu Bölgesi’nde (%8), düşük refah seviyesindeki hanelerde yaşayan (%12) ve annesi eğitimsiz (%9) çocuklar arasında daha yaygındır. Ayrıca, çocukların %8’inin obez olduğu tespit edilmiştir.
Kadınlar arasında obezite artmaya devam ediyor…
Beden Kitle Endeksine göre kadınların %29’u kilolu; %30’u ise obezdir. Bir başka ifade ile Türkiye’de her on kadından altısı aşırı kilolu ya da şişmandır.
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerde ise…
Doğurganlık düzeyi kadın başına ortalama 5,3 çocuk seviyesindedir. Ortalama ideal çocuk sayısı 15-49 yaş arası halen evli Suriyeli kadınlar için 4,1 çocuktur. Gebeliği önleyici yöntem kullanımındaki yaygınlık oranı, 15-49 yaş arasındaki halen evli Suriyeli kadınlarda %43’tür. Bu kadınların %24’ü modern yöntemleri, %19’u ise, geleneksel yöntemleri kullanmaktadır. Suriyeli göçmen kadınların %21’inin karşılanmamış aile planlaması ihtiyacı vardır. Suriyeli çocukların %21’inin nüfus kaydı yoktur. Suriyeli göçmen kadınların %93’ü doğum öncesi bakımı bir sağlık görevlisinden almıştır. Suriyeli göçmen nüfusta doğumların %93’ü bir sağlık kuruluşunda gerçekleştirilmiş ve annelerin %89’u doğumdan sonraki 41 gün içinde doğum sonrası bakım almıştır. Suriyeli 5 yaş altı çocukların %17’si bodur ya da yaşına göre çok kısadır. Suriyeli kadınların %60’ı fazla kilolu ya da şişmandır.
2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Sonuçları Ana Raporu’na ulaşmak için tıklayınız.
2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Sonuçları Özet Raporu’na ulaşmak için tıklayınız.
2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Sonuçları Suriyeli Göçmen Örneklemi Ana Raporu’na ulaşmak için tıklayınız.
2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Sonuçları Suriyeli Göçmen Örneklemi Özet Raporu’na ulaşmak için tıklayınız.
TNSA 2018 Tanıtımı ve Metodolojisi’ne ulaşmak için tıklayınız.
TNSA 2018 Sonuçları Sunumu’na ulaşmak için tıklayınız.