Şarap, hem sağlıklı hem de zararlı etkilerle ilişkilendirilmiş, özellikle Akdeniz topluluklarında geleneksel hale gelmiş bir içecektir. İster kırmızı ister beyaz olsun, üzümdeki bileşenlerin çeşitliliği gibi değişkenlerden etkilenen karmaşık bir bileşime sahiptir. Şaraba atfedilen faydalar polifenol içeriğinden ileri gelmektedir. Son yirmi yılda dünyadaki birçok çalışma, alkollü içecek tüketiminin; antioksidan kapasite, lipit profili ve koagülasyon sistemi üzerinde pozitif etkiler oluşturduğunu göstermiştir.
Alkol tüketimi, tüketilen miktara ve tüketicinin profiline bağlı olarak, faydalı veya zararlı etkilere sahip olabilir. Amerikalılar için 2010 Diyet Rehberi’nde; kadın bireylerin günde 1 ve erkek bireylerin günde 2 orta düzeyde içki tüketimi ile alkol alımlarını sınırlandırması gerektiği belirtilmiştir.
- Alkol tüketenlerin %5’lik bir kısmının bağımlı hale geldiği bilinmektedir. Alkol bağımlılığı; çok sayıda tıbbi, sosyal ve işle ilgili problemlerle ilişkili olup, alkol bağımlılığı sendromunun gelişimi, birçok kronik hastalığın ortaya çıkışı (karaciğer sirozu, kardiyomiyopati, ensefalopatiler, polinöropati, demans vb.) ve ölümle sonuçlanabilir.
Alkolün etkilerine olan ilgi, özellikle kırmızı şarabın alkol içeriğinin dışında bazı sağlık bileşiklerini kapsayabildiğini teyit eden, 1990’lardan beri toplanan verilerden sonra daha da artmıştır. Kırmızı şaraptaki polifenoller flavonoidlerin (antosiyaninler ve kateşin gibi) ve nonflavonoidlerin (resveratrol, sinamatlar ve gallik asit gibi) kompleks bir karışımıdır. Bu bileşikler; LDL kolesterolün oksidasyonunu azalttıkları, hücre sinyal yollarını modüle ettikleri ve trombosit agregasyonunu azalttıkları için güçlü antioksidanlar olarak hareket eder. Kırmızı şarap, beyaz şaraptan yaklaşık 10 kat daha fazla polifenol içerir. Çünkü şarap yapım işlemi sırasında, kırmızı şarap beyaz şarabın aksine en yüksek fenolik konsantrasyonuna sahip olan üzüm kabuğu ile haftalarca yumuşatılır.
- Kalp-Damar Hastalığı Ve Şarap
Kardiyovasküler hastalıklar, ölümlerin önde gelen nedenidir. Diyet ve yaşam tarzı, uzun süredir kardiyovasküler hastalıklar için değiştirilebilir risk faktörleri olarak kabul edilmiştir.
Yapılan çalışmalarda orta derecede şarap tüketimi, genel kardiyovasküler riskte belirgin bir azalma ile ilişkili bulunmuştur.
- Kanser Ve Şarap
Kalp-damar hastalıklarında, şarabın orta derecede tüketiminin; iyi bilinen faydalarının aksine, şarap ve kanser arasındaki ilişki çok da iyi bilinmemektedir.
Alkol, çeşitli kanserler ile nedensel olarak ilişkilidir ve karsinojen olarak kabul edilir. Alkolün ağız boşluğu, yutak, larinks, özofagus ve karaciğer kanseri riskini arttırdığına dair kapsamlı kanıtlar bulunmaktadır.
- 2007’de Dünya Kanser Araştırma Fonu/Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) alkolün; kolon, rektal ve meme kanseri riskini arttırdığını belirtmiştir. Az miktardaki tüketimi bile ağız kanseri, meme kanseri ve özofageal skuamöz hücreli karsinom riski ile ilişkili bulunmuştur.
Bir çalışma; alkolün 2009 yılında tüm kanser ölümlerinin yaklaşık %3.2-3.7’sinin alkol kaynaklı olduğunu ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 17.0-19.1 yaş bireylerin ölümüyle sonuçlandığını göstermiştir.
- Nörolojik Hastalıklar Ve Şarap
Aşırı alkol tüketiminin beyin bozukluğuna neden olduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte, ılımlı alkol alımının nörolojik hastalıklar üzerindeki etkisi belirsizdir.
- Üst Sindirim Sistemi Enfeksiyonları
Tütünün orofarinks, larinks ve özofagusu etkileyen çok baskın bir karsinojen olduğu bilinmektedir. Tütün ve alkolün kombine edilmesi, bu tümörlerin riskini %40’dan %280’e kadar arttırmaktadır.
Arteroa, A., Artero, A., Tarín, J. J., & Cano, A. (2015). The impact of moderate wine consumption on health. Maturitas, 3-13.
Lorimier, A. A. (2000). Alcohol, Wine, and Health. Am J Surg, 180, 357–361.