Demans; hatırlama, öğrenme, anlama ve iletişim yeteneğinde ilerleyen düşüş ile karakterize, genellikle kronik ya da ilerleyici bir doğası olan ve normal yaşlanmanın etkilerinin ötesinde bilişsel işlevlerde bozulma olan bir sendromdur. Kafa travması ve inme, demans benzeri semptomlara neden olabilir. Dünyadaki demanslı tüm insanların %58’i düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. 2030 yılında 75 milyon, 2050 yılında ise 132 milyon kişinin demanslı olacağı öngörülmektedir. Dünya çapında yaklaşık 28 milyon kişiyi etkileyen Alzheimer, yaşlılarda demansın en sık formunu temsil etmektedir.
Demans, kişinin çalışma yeteneğinde ilerleyen bir düşüşe neden olmaktadır. Demansı olan kişiler; bilinç bulanıklığı, hafıza sorunları, ruh hali ve kişilik değişiklikleri, dalgınlık, saldırganlık, idrar kaçırma, kilo kaybı ve günlük aktivitelerin gerçekleştirilmesinde zorluklar ile karşı karşıya kalmaktadır
Demans, hastalığın karakteri ve bireyin kişiliğine bağlı olarak her bireyi farklı şekilde etkileyebilmektedir. Demans belirtileri; erken, orta ve geç evre olmak üzere üç aşamada anlaşılabilir;
- Demansın erken evresi genellikle göz ardı edilir. Bu evrede; unutkanlık, zaman kavramını yitirmek ve tanıdık yerlerde kaybolmak semptomlar arasında yer almaktadır.
- Demansın orta evreye ilerlemesi ile işaret ve belirtiler daha açık ve belirgin hale gelmektedir. Bu evrede; son olaylar ve insanların isimlerini unutmak, evde kaybolmak, iletişimde artan güçlük, kişisel bakım konusunda yardıma ihtiyaç duymak, dalgınlık ve tekrarlanan sorgulamalar gibi davranış değişiklikleri semptomlar arasında yer almaktadır.
- Demansın geç evresinde hafıza bozuklukları ciddiyet kazanmakta, fiziksel işaret ve semptomlar daha belirgin hale gelmektedir. Bu evrede; zamanın ve yerin farkında olmadan akraba ve arkadaşlarını tanımakta zorluk çekmek, kişisel bakımda yardıma ihtiyaç duymak, yürüme zorluğu ve saldırganlığı içerebilecek davranış değişiklikleri semptomlar arasında yer almaktadır.
Yaş, demansın en çok araştırılmış ve en güçlü risk faktörüdür. Hipertansiyon gibi kardiyovasküler risk faktörleri, hem Alzheimer hem de vasküler demans için artmış risk ile ilişkilidir. Ayrıca düşük eğitim seviyesi veya kafa travması gibi yaşam faktörleri de artmış risk ile ilişkili olabilir. Diğer risk faktörleri arasında; fiziksel hareketsizlik, obezite, sağlıksız diyetler, diyabet, tütün ve alkol kullanımı yer alır. Potansiyel olarak değiştirilebilir risk faktörleri arasında ise depresyon, düşük eğitim düzeyi, sosyal izolasyon ve bilişsel hareketsizlik bulunmaktadır. Alzheimer ve diğer demans formları için mevcut tedaviler, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmakta veya yavaşlatmakta yetersiz kalmaktadır.
Bilişsel olarak sağlıklı insanlarla karşılaştırıldığında, demansı olan bireylerde kilo kaybı daha çok görülmektedir. Kilo kaybı, genellikle hastalığın ilk aşamalarında mevcuttur. Çeşitli çalışmalarla elde edilen kanıtlar, demans ve kilo kaybı arasındaki ilişkinin, demans şiddetinin aşamaları boyunca arttığını doğrulamaktadır. Vücut ağırlığının kaybı, artmış morbidite* ve mortalite* riski ile ilişkilidir. Demanslı bireylerde kilo kaybının altında yatan mekanizmalar karmaşık olup, kısmen anlaşılmaktadır.
Enerji ve çeşitli besinler, beyin bütünlüğü ve metabolizması için önemli rol oynar. Nörotransmitterlerin öncüllerini sağlayan diyet, beyin dokusu için önemlidir. Demansın gelişmesinde önemli patofizyolojik mekanizmalar olarak kabul edilen damar hasarı, oksidatif stres ve inflamatuar süreçler spesifik besinlerle modüle edilir. Nöroproteksiyonun (nörolojik korunma) kanıtı olan spesifik gıdalar arasında yeşil yapraklı sebzeler, meyveler ve deniz ürünleri bulunmaktadır.
- Yirmi yılı aşkın süredir yapılan beslenme ve demans ile ilgili araştırmalar; B vitaminleri, E vitamini ve omega-3 yağ asitlerinin önleyici etkileri ve doymuş yağın demans üzerindeki zararlı etkileri konusunda güçlü kanıtlar sunmaktadır.
C ve E vitamini gibi antioksidanların alınması, vasküler demans riskine karşı koruyucu etki göstermektedir. Sebze, meyve, tahıl, baklagil ve doymamış yağ asitlerinin yüksek alımı ile karakterize olan “Akdeniz diyeti” gibi diyet kalıplarının, hafif bilişsel bozukluk ve Alzheimer gelişme riskini azaltabileceği bildirilmiştir. Kızarmış balık tüketimi, yüksek homosistein seviyeleri, doymuş ve trans yağ oranının yüksek olduğu diyetlerin, bilişsel gerileme ve demans gelişme riskini artırdığı gösterilmiştir.
Olumsuz beslenme davranışları, demans ve bilişsel gerileme riskinde artış ile ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, spesifik beslenme alışkanlıkları veya spesifik besin maddelerinin düşük alımının hastalık progresyonuna* katkıda bulunduğunu gösteren herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.
Morbidite: Hastalık oranı
Mortalite: Ölüm oranı
Fabio Coppede et al. (2012). Nutrition and Dementia. Current Gerontology and Geriatrics Research.
Module: Dementia. World Health Organization.
Morris, M. C. (2016, Mart 1). Nutrition and Risk of Dementia: Overview and Methodological Issues. Ann N Y Acad Sci, 31-37.
Volkert, Dorothee et al. (2015). ESPEN Guidelines on Nutrition in Dementia. Clinical Nutrition, 1052-1073.