Derinin; bağışıklık, metabolik süreçler, estetik ve sağlıklı görünüm gibi görevlerinden dolayı beslenmenin deri sağlığına olan etkileri üzerinde durulması gereken bir konu haline gelmiştir. Vücudun en büyük organı olan deri, toplam vücut ağırlığının %16 gibi önemli bir bölümünü oluşturur. Kendini belirli periyotlar ile yenileme özelliğine sahiptir.
- Proteinler
Proteinler yetersiz alındığında, deride ödem ve pigmentasyon* görülmektedir. Özellikle albümin seviyesinin düşmesi ödem riskini artırır. Kuru, çatlak, elastikiyetini kaybetmiş bir cilt yetersiz protein alımının işaretçisi olabilir. Hipoproteinemi* tablosunun daha ağır seyretmesi durumunda; deri ve saç rengi değişikliği, incelmiş ve kırılmış saçlara sebebiyet verebilir.
Yara iyileşmesinin gecikmesi de protein eksikliğinin rol oynadığı bir sorundur. Üstelik böyle bir durumda yara iyileşmesinin tüm boyutları gecikir. Gerekli amino asitlerin yokluğunda, normal protein sentezi ve hücre proliferasyonu* sağlanamaz. Yaşlanan deride kollajen*, elastin* ve protein konsantrasyonu azalır.
- Esansiyel Yağ Asitleri
Lipitler, hücre zarını temel yapıtaşı olarak cilt sağlığı ile doğrudan ilişkilidir. Nutri kozmetik ürünlerde esansiyel yağ asitleri F vitamini olarak da görülebilir. Bu yağ asitleri, vücutta sentezlenemez ve diyetle alınmaları şarttır. Cildin lipit içeriği yaşla beraber azalır.
Linolenik asit (omega-3) ve linoleik asit (omega-6) iki ana doymamış yağ asidi sınıfının ana yağlarını temsil etmektedir. Bu yağ asitleri; atopik dermatit*, sedef hastalığı, akne vulgaris*, sistemik lupus eritematozus*, melanom dışı deri kanseri ve melanoma* dahil olmak üzere, birçok cilt bozukluğu için güvenli ek tedavi olarak görülür. Deri geçirgenlik bariyerinin korunması, deri olgunlaşması ve farklılaşmasını sağlama, güneş yanığı eşiğinin yükselmesi, yara iyileşmesinin desteklenmesi gibi rolleri vardır. Eksikliğinde, kuru ve inflamasyona eğimli ciltlere, siyah ve beyaz noktalara rastlanır. Ayrıca kuru, skuamlı* ve tabanı eritemli*, kösele gibi sert bir deri ve deride ekzema* benzeri değişikliklerle karşılaşmak mümkündür. Saçlarda alopesi* ve daha hafif pigmente saçlar ve peteşilere* rastlanır.
Vitaminlerin antioksidan özellikleri cilt sağlığı için oldukça önemlidir. Vücut işleyişi için esansiyel vitaminlerin alımı gereklidir.
- A Vitamini (Karotenoidler)
Anti-keratinizasyon*, anti-akne, anti-seboreik* etkileri ile A vitamini, cilt sağlığı için çok önemlidir. A vitamini, deri hücrelerinde foto yaşlanma* ve intrinsik* yaşlanma etkilerini kaldırır. Önemli kaynakları; sarı ve yeşil sebzeler, yumurta sarısı, tereyağı, balık yağı ve karaciğerdir.
A vitamini türevi olan karotenoid, erken yaşlanmanın önlenmesi konusunda büyük bir rol oynar. Oral alımında antioksidan etki gösterir. Astaksantin, lutein ve likopen nutrikozmetikte sıklıkla kulanılan karotenoidlerdir. Retinoik asit, ultraviyole ışınlarının* ulaşmasını ve kollajen yıkımını önleyerek derinin travmalara karşı direncini artırır. Ciltte portakal kabuğu görünümünü önler. Klinikte; foto yaşlanma, deri kanserleri, yara iyileştirme, akne, rozase*, liken planus*, kutanöz lupus eritematozus ve keratinizasyon bozuklukları alanlarında kullanılır.
- D Vitamini
Deride sentezlenen ve keratinositlerin* fonksiyonunda, kalsiyum ve fosfat metabolizmasının düzenlenmesinde görev alan D vitamini, kemik yapı ve üzerindeki derinin sağlığı açısından önemlidir. Epidermis* hasarında D vitamini sentezi azalır. Artan cilt pigmentasyonu, güneş kremi, yaşlanma ve giysi uygulaması, previtamin D üretimi üzerinde kötü bir etki gösterir. A ve D vitaminleri kombine şekilde topikal kremlere eklenerek yara iyileşmesini hızlandırmak amaçlanır. Rozase hastalığının sebebiyet verdiği kırmızı yüz görünümünün tedavisinde major faktör olarak kullanılır.
Deri yaşlanması süreci ve deri kanseri gelişimine karşı koruyucu olması düşüncesiyle oral D vitamini takviyesi kullanılmaktadır. Tereyağı, yumurta, somon, sardalya, uskumru gibi yağlı balıklarda ve karaciğerde bulunmaktadır. Optimal D vitamini, durumunun yararlı etkileriyle beraber, güneş ışınlarına maruz kalmanın artmış kanser prognozuna* yol açabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir.
- E Vitamini
Kozmetik ürünlerde kullanılan en popüler vitamin olan E vitamini, C vitamini ile birlikte kullanıldığında sinerjistik* etki gösterir. Güneş koruyuculardan, bebek ve saç bakım ürünlerine kadar birçok alanda vitamin E türevleri kullanılmaktadır.
Yara iyileşmesinde, UVB’ye bağlı hasarın önlenmesinde, eritem ve ödemin engellenmesinde, vitiligo* tedavisinde, cilt yaşlanmasının önlenmesinde rolü olduğu kabul edilmektedir. Akne lezyonlarında iyileşmeyi sağlaması için selenyumla birlikte oral takviye olarak kullanılır.
Vitamin E, antioksidan etkisiyle serbest radikallerin hasar verici etkisinden korur. Ultraviyole ışınlara maruz kalma sonrasında alfa-tokoferol düzeyinde yüksek oranda azalma tespit edilmiştir. Böylece derideki foto oksidatif hasarlanmanın* erken tespiti için alfa-tokoferol düzeyi fikir veren bir parametredir.
Oral takviyesi; sarı tırnak sendromu, pseudoksantoma elastikum*, epidermolizis bülloza*, subkorneal püstüler dermatoz*, kutanöz ülser tedavileri ile kollajen sentezi ve yara iyileşmesinde önerilmektedir.
- Vitamin E’nin yara iyileşmesi üzerine etkinliği konusunda çalışmalar yapılmış ve anlamlı sonuçlar izlenmiştir.
Vitamin E’yi de içeren oral antioksidan kullanan kadınlarda deri kanserlerinin daha az izlendiği bildirilmiştir. Doymamış yağ asidi içeren bitkisel yağlar, tohumlar, kabuklu çerezler, tahıl kabukları, yeşil sebzeler, soya, yumurta, ciğer, fındık, brüksel lahanası en iyi kaynaklarıdır.
- K Vitamini
Göz çevresinde leke ve siyah halkaları azaltma, lazer ameliyatlarından sonra ortaya çıkan ezikleri düzeltme konusunda lokal K vitamini kullanımı etkilidir. Derideki purpura* hastalığının tedavisinde de kullanılır. Morluğu azaltmak, gelişebilecek morarmayı önlemek için topikal %1’lik K vitamini günde iki kez uygulanır.
- C Vitamini (Askorbik asit)
Doğal bir antioksidan olan C vitamini, güneş hasarının önlenmesinde ve tedavisinde etkilidir. Kollajen oluşumunda, UVA’ya bağlı hasarın önlenmesinde ve güneş yanığı sonrası ortaya çıkan inflamasyonu baskılamada da etkilidir. UVA hasarına karşı lensi korumasıyla katarakt oluşumunu önler. Tırnakların sertliği için önemlidir. Yetersiz alımıyla kollajen kırılganlığı artar ve kemik, mukoza ve deride değişikliklerle karakterize skorbüt* hastalığına neden olur. Askorbik asit taze sebze ve meyvelerde bulunan suda çözünen bir vitamindir.
- Tiamin (B1 Vitamini);
Eksikliğinde beriberi* hastalığı, Wernicke ve Korsakoff* ensefalopatisi tabloları görülür.
- Riboflavin (B2 Vitamini);
Yetersiz alımıyla angüler stomatit*, keilit*, glossit*, seboreik dermatit benzeri değişiklikler ortaya çıkar.
- Niasin (B3 Vitamini);
Eksikliğinde pellegra* hastalığı gözlenir. Güneş gören alanlara yerleşen, simetrik, kızıla benzer veya pigmentasyon bırakarak gerileyen eritem dermatit sonrasında başlar.
- Pantotenik asit (B5 Vitamini);
Daha gelişmiş bir bariyer meydana getirmek için lipid sentezini arttırır. Yara iyileşmesinde etkilidir.
- Pridoksin (B6 Vitamini);
Eksikliğinde konjonktivit*, stomatit ve glossit görülür.
- Biotin (B7/H Vitamini);
Yetersizliği sonucu konjunktivit, alopesi, ekzematöz dermatit, alopesi ve akrodermatitis enteropatikaya* benzer deri döküntüleri ortaya çıkar.
- Folik asit (B9 Vitamini);
Keilit, glossit, mukozal erozyonlar ve güneş gören alanlarda gri-kahverengi pigmentasyon gözlenmesine sebebiyet verir.
Hiperpigmentasyon* görülebilir. Daha çok el ayalarında, ayak tabanlarında, tırnakta ve oral mukozada belirgindir. Ağrılı ve kırmızı dil bulguları arasındadır. Poliozis*, vitiligo ve alopesi görülmesi; pernisyoz anemili hastalarda daha sıktır.
- Koenzim Q10;
Deri hidrasyonunda, ince kırışıklıklarda, UV hasarına bağlı gelişen değişikliklerde kullanılan koenzim Q10 düzelme sağlar. Oksidasyonda azalma sağlayan koenzim Q10 eksikliğinde vitiligo görülür. Kollajenaz ekspresyonunda ve göz çevresi kırışıklıklarında azalma sağlar.
- Çinko
Serbest radikal kaynaklı oksidatif hasara karşı çinkonun antioksidan rolü oldukça güçlüdür. Çinko, ultraviyole radyasyonuna karşı korur ve kanser riskini azaltır. Tüm vücut dokularında bulunur ve derideki konsantrasyonu oldukça fazladır. Antioksidan aktiviteye sahip enzimlerin önemli bir elementidir. Cilt için antioksidan foto-koruma sağladığı bildirilmiştir. Ayrıca hasarlı dokuda fibroblastların çoğalmasını uyarması ve kollajen sentezini desteklemesi önemli özelliklerindendir.
Bağırsaklardan emiliminde bozukluk olması sonucu akrodermatitis enteropatika ortaya çıkar. Dermatit, diyare ve alopesi sıklıkla izlenen tablolardır. Bu tabloya pütürlü kuru deri, yara iyileşmesinde gecikme, infeksiyona yatkınlıkta artış, anoreksi, tat alma duyusunda azalma, immün bozukluklar ve gecikmiş ergenlik eşlik eklenebilir. Fıstık çeşitlerinde, rafine olmamış tahıllarda, yeşil yapraklı sebzelerde ve kabuklu deniz hayvanlarında bulunur.
Eksikliğinde Menkes* hastalığı ortaya çıkar. Bu hastalık karışık saç hastalığı olarak da bilinir. Belirtileri; saçlarda 180 derece kıvrılma (pili torti), açık renkli, seyrek, kıvrık ve kırılgan saçlardır.
- Selenyum
Eksikliği deri ve saçta hipopigmentasyon, saçlarda dökülme, tırnak yatağı bozuklukları ve tırnak yatağında beyazlama tablolarıyla seyreder. Ciltteki en önemli görevi; UV’ye bağlı DNA hasarı ve lipid peroksidasyonundan koruyucu etkisidir. Oral* ve topikal* kullanımı; eritem, pigmentasyon ve deri kanseri riskini azaltır. Başlıca kaynakları; deniz ürünleri, et, tahıl, domates, brokoli, sakatattır.
Dermatit, skleroderma*, psöriazis*, deri kanseri oluşumu gibi çeşitli deri hastalıklarına karşı etkili olan kurkumin ve oksidadif strese karşı endojen koruyuculukları kanıtlanmış beta-karoten ve bioflavinoidler cilt sağlığında önemli antioksidanlardır. Yaşlanmayla askorbik asit, tokoferol, koenzim Q, glutatyon, polipeptid thioredoksin ve lipoik asit azalır.
- Yeşil Çay;
Yeşil çay, fermente edilmediği için polifenol antioksidanları en yüksek oranda içeren çay türüdür. Bu antioksidan içeriği sayesinde; UVA ve UVB den koruma, anti-inflamatuar, yara iyileşmesini hızlandırma, antikarsinojen, PUVA’nın indüklediği karsinomaya karşı koruma ve radyasyona bağlı saç folikül hasarından koruma gibi güçlü özellikleri vardır. Lokal uygulanması deride sebum üretimini azaltır ve bu sebeple akne tedavisinde etkilidir.
- Nar Suyu;
Pantoteik asit, potasyum ve antioksidan polifenolleri içeren nar, insan deri fibroblastlarında UVA ve UVB ile indüklenen hücre hasarına karşı koruyucudur.
- Soya;
Deri bakımı ve tedavisindeki etkileri sebebiyle geleneksel Çin tıbbında binlerce yıldır kullanılmaktadır. UVB kaynaklı deri hasarına karşı etkili olduğu araştırmalarla gösterilmiştir.
- Şeker;
Şekerlemeler, beyaz un ve alkol bu grupta yer alır. Bağışıklık sisteminin zayıflamasına, cildin sarkmasına, hücre hasarı sonucu yaşlanmaya neden olur.
- Kafein;
Diüretik etkiye sahip kafeinli içecekler, cildin nem kaybına neden olur. Özellikle menapoz dönemlerinde kadınlarda cilt kuruması ve kırışmasına yol açar.
Hipoproteinemi: Kanda protein düzeyinin normalin altına düşmesi.
Proliferasyon: Hücrelerin çoğalması, artması.
Kollagen: Hücreler arası maddede bulunan, prolin, hidroksiprolin ve glisin aminoasitlerinden oluşan üç polipeptit zincirinin üçlü heliks şeklinde önce tropokollagen birikimlerini, bunların da özel bir dizilişle polarize mikroskopla görülebilen çizgii bir yapı oluşturduğu, deride çeşitli yönlerde, tendonlarda aynı yönde uzanan fibriller şeklinde, bazal laminada tabaka şeklinde, kemikte halkasal tabakalar şeklinde bulunabilen, Tip I-V gibi gruplandırılan bir cins protein.
Elastin: Proelastinden oluşan elastik tellerin ana proteini.
Dermatit: Deride görülen bir çeşit iltihaplı hastalık.
Akne Vulgaris: Temel lezyonu siyah nokta olan, hormon ve yağ üretiminin artışıyla görülen deri hastalığı.
Lupus Eritematozus: İnsan ve köpeklerde görülen otoimmün, iki farklı biçimde seyreden hastalık.
Melanoma: Deride, bazıları habis olan koyu renkli benler.
Skuam: Ciltte kepeklenme, cildin kuruyup pul pul dökülmesi.
Eritem: Kızartı.
Ekzama: Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen daha çok psikosomatik nedenli cilt rahatsızlığı.
Alopesi: Kellik.
Peteşi: Ciltte nokta biçiminde kanamalar.
Keratinizasyon: Keratin oluşumu.
Seboreik: Yağ bezlerinin aşırı salgı yapmasıylabelirgin deri bozukluğu.
Foto Yaşlanma: Organizmanın belli ömrünü tamamlaması.
İntrinsik: Gastrik paryetal hücrelerden salınan bir glikoprotein.
Ultraviyole: Mor ötesi ışınlar.
Rozase: Yanaklarda ve burunda görülen akneye benzer bir deri hastalığı.
Liken Planus: El, ağız, dil, saç derisi ve genital bölgede meydana gelen deri hastalığı.
Keratinosit: Epidermiste bol bulunan ve keratin sentezleyen hücreler.
Epidermis: Üst deri.
Prognoz: Hastalığın seyrini ve ne kadar süreceğini tahmin etme.
Sinerjist: Eş etkin.
Vitiligo: Vücudun çeşitli bölgelerinde, yer yer renk kaybı ile karakterize, normal bölgelerden keskn sınırlar ile ayrılan beyaz lekeler.
Oksidatif Hasar: herhangi bir olayın yol açtığı kırılma, dökülme, yıkılma gibi zarar.
Pseudoksantama Elastikum: Elastik liflerin progresif fragmantasyonu ve kalsifikasyonu ile karakterize, nadir görülen bir multisistem bozukluğudur.
Epidermolizis Bülloza: İnsanlarda, hafif bir basınç yada travmayı takiben, deride veya ağızda içi sıvı dolu kabarcıkların oluşumuyla belirgin hastalık, kabarcıklı deri gevşekliği.
Subkorneal Püstüler Dermatoz: Normal veya eritemli zeminde lezyonlar ile ortaya çıkan bir hastalık.
Purpura: Deri ve mukozalardaki küçük kanamalar.
Skorbüt: Dermansızlık, zayıflık, diş eti iltihabı belirtileriyle kendini gösteren hastalık.
Beriberi: B bitamini noksanlığında meydana gelen bir polinevrit.
Wernicke – Korsakoff Ensefalopatisi: Ani ortaya çıkan nörolojik bozukluklardır.
Angüler Stomatit: Ağız iltihabı.
Keilit: Dudağın enflamatuar hastalığı.
Glossit: Dil yangısı.
Pellegra: Deri ve mide-bağırsak sisteminde birtakım bozukluklarla belirgin hastalık.
Konjoktivit: Konjoktiva iltihaplanması.
Akrodermatitis Enteropatika: Ayak, kulak, parmak gibi vücudun çevresel bölümlerinde oluşan yangı.
Hiperpigmentasyon: Aşırı pigmentasyon.
Poliozis: Kıl beyazlaşması.
Menkes: X’e bağlı resesif geçişli nörodejeneratif bir hastalık.
Oral: Ağız yoluyla, kanalıyla.
Topikal: Vücudun belli bir yerine sürülen ilaç.
Skleroderma: Vücutta herhangi bir doku veya organın bağ doku artışı nedeniyle sertleşmesi ve büzüşmesi.
Psöriazis: Sedef hastalığı.
ALTINER, A., & vd. (2017). BİR ANTİOKSİDAN OLARAK E VİTAMİNİ. BALIKESİR SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ.
ÇAYIRLI, M., & AÇIKGÖZ, G. (2013). Vitamin E ve Deri. Turk J Dermatol.
ENGİN, B., & vd. (2016). Dermatolojide Gıda Takviyesinin Önemi.
HOLICK, M. F., & vd. (2007). Vitamin D and Skin Physiology: A D-Lightful Story. JOURNAL OF BONE AND MINERAL RESEARCH.
KURUMLU, Z., & ÇELEBİ, C. (2017). Yara İyileşmesi ve Beslenme.
McCUSKER, M., & vd. (2010). Healing fats of the skin: the structural and immunologic roles of the w-6 and w-3 fatty acids. Clinics in Dermatology.
MOAN, J., & vd. (2008). Addressing the health benefits and risks, involving vitamin D or skin cancer, of increased sun exposure . PNAS.
ROSTAN, E., & vd. (2002). Evidence supporting zinc as an important antioxidant for skin . Pharmacology and therapeutics .
WALLLER, J. M., & MAIBACH, H. I. (2006). Age and skin structure and function, a quantitative approach (II): protein, glycosaminoglycan, water, and lipid content and structure. Skin Research and Technology.
YETKİN, H., & vd. (2009). Deri yaşlanması ve tedavisi. SDÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji AD.