D vitamini nedir?
D vitamini yağda eriyen bir vitamin olup vücutta (D2, D3 formu ile) deri altındaki yağ dokusunda depo edilir. En önemli işlevlerinden biri vücuttaki kan kalsiyum seviyesini normal düzeylerde tutup, buna bağlı olarak kemik yıkımını (kemiklerden kalsiyum çekilmesini) önlemektir. Bunlara ek olarak kas – sinir sistemini ve kalp atışlarımızı da düzenler. Bu nedenle kronik hastalıkların birçoğunda özellikle de kardiyovasküler hastalıklarda çok büyük önem taşır.
Balık yağı, balık, tereyağı, yumurta sarısı ve karaciğer gibi besinlerde fazlaca bulunur. Eksikliği genel olarak beslenme yetersizliğinden değil, yeterli güneş ışığı (ultraviyole B) almamaktan kaynaklanır.
D vitamini eksikliği neden bu kadar yaygın?
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki özellikle sanayileşmiş veya sanayileşme evresinde olan ülkelerde D vitamini eksikliği daha fazladır. Türkiye de bu ülkelerden biridir. Ülkemizde Ankara bölgesinde yapılan bir araştırmada %51 oranda D vitamini eksikliği gözlemlenmiştir.
Bunun mutlak sebebi insanların günlerini, çalışma hayatı (kapalı mekanlarda, bilgisayar başında) veya günlük telaştan ayrılıp dışarıda vakit geçirmeye ayırmamalarından kaynaklanır. Her ne kadar dengeli ve düzenli beslenmeye dikkat etsek de güneş ışığı hayatımızın olmazsa olmazıdır.
D Vitamini Metabolizması ve Önemi
D vitamini besinlerle vücuda alınır fakat alınan bu formlar (D2, D3) vücutta kullanım için uygun değildir (aktif değil). Bu formlar deri altı yağ dokusunda, gerektiği zaman dolaşıma salınmak üzere depo edilir. Ve ancak güneş ışığına maruz kalındığı zaman dolaşıma salınabilir. Dolaşıma salındığı zaman önce karaciğerde, daha sonra ise böbreklerde aktif hale getirilir ve ince bağırsaklarda kalsiyum emilimini arttırarak, ayrıca böbreklerde kalsiyum kaybını azaltarak kan kalsiyum seviyesini sabit tutar. D vitamini eksikliğinde ise ince bağırsak ve böbreklerden kalsiyum alınamadığı için vücut kan kalsiyum seviyesini korumak amacıyla kemiklerden kalsiyum almaya başlar ve bu durum uzun dönemde osteomalazi (kemik yumuşaması) ve osteoporoz(kemik erimesi) gibi hastalıkların görülmesine yol açar. Yani D vitamini ile kemik sağlığı arasındaki ilişki kesin olarak kanıtlanmıştır. Günümüzde, özellikle 55-85 yaş arası kadınlarda, en sık görülen kronik hastalıklardan biri D vitamini eksikliğine bağlı kemik erimesidir. Kadınlarda daha fazla görülmesinin sebebi ise gebelik döneminde yeteri kadar D vitamini ve kalsiyumun alınmamasına bağlı olarak vücut depolarının boşalmasıdır.
Ayrıca D vitamini eksikliğinin bir diğer büyük etkisi ise, gelişme çağındaki çocuklarda ve bebeklerde kemik gelişimindeki bozukluklardan kaynaklanan raşitizm hastalığıdır. Bu hastalık erken tanı ile küçük yaşta kısa sürede tedavi edilebilir. Hastalık tedavi edilmezse ilerleyen safhalarda belirgin şekilde görülen X veya O bacak şeklinde adlandırılan bacak modeli ve vücudun kemik gelişimindeki önemli ve geri dönüşümsüz bozukluklar gözlemlenir.
Peki D vitamini eksikliği olmaması için ne yapmalıyız?
D vitamini normal düzeyini korumak için yapılan çalışmalar gösteriyor ki; dengeli ve düzenli beslenme ile birlikte günde sadece 5-15 dakika eller, ayaklar ve yüzün direkt olarak güneş ışığıyla temas etmesi yeterli olmaktadır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta ise yüksek spf korumalı güneş kremlerinden uzak durarak herhangi bir cisim arkasından değil direk olarak ve güneş ışığından ve mümkünse güneş gözlüğü olmadan güneşe çıkılmalıdır. Eğer bu imkanlar kişide yok ise, aile hekimi tavsiyesiyle suplement D vitamini idame etmek gerekebilir.
Fidan, F., Alkan, B. M., & Tosun, A. (2014, Nisan 25). Çağın Pandemisi: D Vitamini Eksikliği ve Yetersizliği. Türk Osteoporoz Dergisi, 71-74.
Pereira-Santos, M., Costa, P., Assis, A., Santos, C., & Santos, D. (2015, Nisan). Obesity and vitamin D deficiency: a systematic review and meta‐analysis. Obesity Reviews, 16, 341-349.