Sözcük anlamı ‘delikli, gözenekli kemik’ anlamına gelen osteoporoz, kemiklerin zayıflayarak yapısının bozulması ile karakterize bir iskelet sistemi hastalığıdır. Oluşan kırıklar genellikle; omurga, kalça ve bilek kemiğinde oluşmaktadır. Kırık oluşana kadar sessiz bir hastalık olarak kalabilen osteoporozda, erken tanı ile mortalite ve morbiditeyi azaltmak mümkündür.
- Dünya Sağlık Örgütü, 1987 yılında kullanılmaya başlanan Dual X-Işını absorbsiyometri (DXA) tekniği ile yapılan ölçümleri, osteoporoz için bir kriter olarak belirlemiştir.
DXA tekniği ile; kemik mineral alanı ve kemik mineral içeriği ölçülerek alansal kemik mineral yoğunluğu hesaplanmaktadır. Artmış kırık riski, düşük kemik mineral yoğunluğu ile ilişkilendirilmektedir.
Osteoporoz İçin Risk Grupları
- Düşük kemik mineral yoğunluğu,
- Menopoz sonrası dönem,
- Erken menopoz (45 yaş öncesi) veya düzensiz adet döngüsü,
- Ailede osteoporoz öyküsü,
- D vitamini yetersizliği,
- Erkeklerde düşük testosteron düzeyi,
- Düşük vücut ağırlığı,
- 50 yaş üstü bireyler,
- Küçük ve ince iskelet yapısına sahip bireyler,
- Kalsiyumdan yetersiz beslenen bireyler,
- Sigara kullananlar,
- Alkol tüketenler,
- Steroid veya epilepsi ilaçlarını uzun süre kullananlar,
- Yeme davranış bozukluğuna sahip olan bireyler, risk gruplarını oluşturmaktadır.
Osteoporoz ve Uyku İlişkisi
Yaşlı bireylerde görülen uykuya geç dalma probleminin, azalmış kemik mineral yoğunluğu ile ilişkili olduğu ve bu bireylerin osteoporoz için risk altında oldukları bildirilmiştir.
Osteoporoz ve Şeker İlişkisi
Şekerin osteoporoz için büyük bir risk faktörü olduğu, diyetle alınan fazla glikozun; hem kalsiyum, hem de magnezyumun idrarla atılımını arttırdığı, aktif D vitamini düzeylerini düşürerek kalsiyum bağırsak emilimini azalttığı ve osteoklast aktivasyonunu artırarak kemik oluşumunu engellediği bildirilmiştir.
Kemik Kütlesini Etkileyen Faktörler
18-25 yaş aralığında en yüksek düzeye ulaşan iskelet kütlesi, 40 yaşından sonra kemik kaybının başlamasıyla her geçen yıl azalmaktadır.
Erkeklere oranla kadınlarda daha fazla gözlenen bu kayıp, menopozdan sonra düşen östrojen hormonu konsantrasyonu ile ilişkilendirilmektedir. Cinsiyet, kalıtım, endokrin faktörler (seks hormonları, kalsitriol), beslenme, vücut kitlesi, fiziksel aktivite, sigara kullanımı ve aşırı alkol tüketimi kemik kütlesini etkileyen önemli faktörler arasında yer almaktadır.
Osteoporoz Önlenebilir Mi?
Kemik kaybını en aza indirgeme ve güçlü bir kemik oluşumu sağlama, osteoporozu önlemede iki önemli faktördür. Kemiklerin güçlü ve sağlam olması, kaybın başladığı dönemde, bu kayıptan daha az etkilenmeyi sağlayacaktır.
Kalsiyum, magnezyum, bakır, manganez ve çinko gibi diğer minerallerle birlikte D ve K vitamini gibi vitaminlerin yeterli miktarlarda tüketimi, kemik mineralizasyonu için büyük önem taşımaktadır.
Kemik mineralizasyonu için gerekli vitamin ve minerallerin besinsel kaynakları aşağıda listelenmiştir:
- Kalsiyum: Süt, yoğurt, peynir, pekmez
- Magnezyum: Fındık, badem ve fıstık gibi yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve tahıllar
- Çinko: Peynir, etler, deniz ürünleri, yumurta, süt, bulgur, yağlı tohumlar (fıstık, ceviz, fındık vb), kuru baklagiller ve mantar
- Bakır: Organ etleri ve diğer etler, fıstık, fındık, susam, kuru baklagiller, balık, yumurta, kakao ve yeşil sebzeler
- Manganez: Yağlı tohumlar, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler
- K vitamini: Yeşil yapraklı sebzeler, balık ve kuru baklagiller
- D vitamini: Kemik sağlığı dışında, kas zayıflığı ve depresyonla da ilişkili olan D vitamini, hem besin yoluyla, hem de güneş ışınlarıyla sağlanmalıdır. Yumurta sarısı, yağlı balıklar ve karaciğer, D vitamini besinsel kaynakları arasında yer almaktadır. Deride D vitamini sentezlenebilmesi için, günde yaklaşık 30 dakika güneşe çıkılmalıdır.
- Yapılan bazı çalışmalarda; protein alımının, idrar kalsiyum atılımının bir belirleyicisi olduğu ve sülfür içeren aminoasitler açısından zengin olan hayvansal proteinin, asidik bir ortama katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Bu nedenle, özellikle hayvansal protein açısından zengin olan yüksek protein alımlarının uzun süreli kemik sağlığı için tavsiye edilebilirliğine dair kesin kanıtlar bulunmamaktadır.
- Hayatın her aşamasında yeterli ve dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite, sigara, alkol, şeker ve tuz tüketiminde sınırlama, başta osteoporoz olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu özellik gösterecektir.
Rakıcıoğlu, N. Kalsiyum D Vitamini ve Osteoporoz. 2012, Sağlık Bakanlığı, s. 7-21.
FDA. Osteoporosis. 2017, U.S Food and Drug Administration.
Sindel, D., Gula, G. Osteoporozda Kemik Mineral Yoğunluğunun Değerlendirilmesi. 2014, Türk Osteoporoz Dergisi, s. 23-29.
Siber Namıduru, E., Tarakçıoğlu, M. K vitamini ve Osteoporoz. 2011, Gaziantep Tıp Dergisi, s. 1-7.
Tong, Q. et al. Sleep Onset Latency is Related with Reduced Bone Mineral Density in Elderly People with İnsomnia:A Retrospective Study. 2018, Dovepress Clinical Interventions in Aging, s. 1525-1530.
Prentice, A. Diet, Nutrition and the Prevention of Osteooporosis. 2004, Public Health Nutrition, s. 227-243.
DiNicolantonio, J., Mehta, M. Not Salt but Sugar as Aetiological in Osteoporosis: A Review. 2018, Science of Medicine, s. 247-25.