Toplumda en sık görülen tiroid hastalığı ve hipotiroidizmin en sık nedeni olan Hashimato tiroiditi, ilk olarak 1912’de, Japon cerrah ve patolog olan Hakaru Hashimato tarafından tanımlanmıştır. Şu anda en yaygın otoimmün* hastalık olarak kabul edilen Hashimato, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmekle birlikte, yaşla birlikte artış gösterir.
Hashimato tiroiditi olarak bilinen kronik lenfositik tiroidit, en sık görülen tiroidit tipidir. Nüfusun ortalama %2’si hastalığa sahip olup, çocuklar da dahil olmak üzere tüm yaş gruplarında görülmekte birlikte, pediatrik yaş grubunda en sık görülen otoimmün endokrin hastalıklardan biridir.
Hashimato durumunda, T3 ve T4 hormonları zamanla düşerken, TSH hormonu ise giderek yükselir. Hormonların dengesizleşmesi ile metabolizma yavaşlamaya başlar ve buna bağlı olarak da kilo artışı görülür. Halsizlik, bitkinlik, sürekli uyuma isteği ve depresyon gibi sorunlar da beraberinde görülebilir.
Hashimato tiroiditi, tiroid bezinin otoimmün aracılı yıkımı ile karakterize, tipik, organa özgü, otoimmün bir hastalık olarak kabul edilir. Hastalığın ana nedeni, tip 1 diyabet riski ile sonuçlanan otoimmün bozukluklardır. Sıklıkla; alopesi*, vitiligo*, çölyak hastalığı ve tip 1 diyabet gibi diğer otoimmün hastalıklar ile ilişkilidir.
Malnütrisyon veya hastada herhangi bir beslenme eksikliğinin bulunması da tiroid bozukluklarının sebebi olabilir. Özellikle; iyot, demir, selenyum ve çinko gibi elementlerindeki eksiklikler tiroid bezinin işlevini bozabilir.
Tüm bunlara ek olarak, Hashimato’nun oluşumunda; genetik yatkınlık faktörleri, epigenetik* ve çeşitli çevresel tetikleyiciler etkili olmaktadır. Hashimato gelişimini etkileyen çevresel faktörlere; iyot alımı, ilaçlar, enfeksiyonlar ve farklı kimyasallar örnek verilebilir.
Hashimato tedavisinde diyetin rolü genellikle göz ardı edilir. Tüm hastalıklarda olduğu gibi, beslenme Hashimato tiroiditinde de oldukça önemlidir. Öncelikle yeterli ve dengeli beslenilmeli, tuz tüketimine dikkat edilmeli, rafine şekerden uzak durup, daha çok lifli besinler tüketilmelidir.
Beslenmede yağ tüketimi çeşitlendirilmeli, omega-3 takviyesi alınmalıdır. Kaliteli proteinler tüketilmeli, guatrojen besinlerin (brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, lahana) tüketimi noktasında dikkatli olunmalıdır. Uygun diyet, hastalığın semptomlarını azaltmaya yardımcı olarak, metabolizmanın yavaşlamasından kaynaklanan kilo alımının önüne geçer.
Hashimato’lu hastalarda; protein, vitamin (A, C, B6, B5, B1) ve mineral eksiklikleri (fosfor, magnezyum, potasyum, sodyum, krom) yaygın olarak görülebilir. Beslenme planlanırken eksikliklerin önüne geçmek amaçlanmalıdır.
Tiroid fonksiyonları ve tiroid hormonlarının sentezi için gerekli olan, diyetteki temel mikro besin maddelerinden olan iyot, tiroid hastalıklarında oldukça önemlidir. Tavsiye edilen günlük iyot alımı 150 mikrogram olup, bu değer gebelikte ve laktasyonda* 250 mikrograma çıkmaktadır. Diyetteki temel iyot kaynakları ise; deniz yosunu, deniztarağı, morina, sardalya, karides, somon ve ton balığı, yoğurt, inek sütü, yumurta ve meyvelerden kızılcık ve çilek olarak sayılabilir.
İyot eksikliği; guatr, hipotiroidizm, fertilitede* azalmaya, fiziksel ve nörolojik gelişimde bozulmaya neden olur. Aşırı iyot alımı durumunda, tiroid otoimmünitesi ve buna bağlı tiroid hipofonksiyonu* tetiklenebilir.
- Yapılan bir çalışmada; uzun süre yüksek iyot alımının Hashimato tiroditi ve hipertiroidizm gibi tiroid hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olduğu görülmüştür.
- Hashimato tiroditinde iyot kullanımı konusunda araştırmalar olsa da, daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.
Hashimato’da yeterli selenyum tüketimi, iyot eksikliği ve fazlalığı kadar hayati öneme sahip olup, düşük selenyum alımında selenyum takviyesi kullanımı önerilebilir.
- Hashimato tiroiditi ile diyabet ilişkisinin incelendiği bir çalışmada; hastaların %27,8’inin diyabetli olduğu görülmüştür. Hastaların yarısına yakınında tip 1 diyabet gözlenirken, diğer yarısında insülin direncinin artması ile bağlantılı tip 2 diyabet varlığının olduğu görülmüştür.
- Yapılan bir araştırmada; Hashimatolu hastalarda daha düşük D vitamini durumu saptanmış ve sıklıkla demir eksikliği anemisi görüldüğü bildirilmiştir.
Hashimato tiroiditi; karmaşık, sürekli genişleyen ve takip altında tutulması gereken en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Hastalık süresince ilaçlar dikkatli kullanılmalı, mutlaka hekim ve diyetisyen kontrolünde ilerlemek gerekmektedir.
Alopesi: Saç kaybı
Vitiligo: Vücudun bazı bölgerinde derideki pigment kaybı
Epigenetik: DNA dizilişinden kaynaklanmayan ancak ırsi olan değişiklikler
Laktasyon: Emziklilik dönemi
Fertilite: Doğurganlık
Hipofonksiyon: İşlevde azalma
Kawicka A1, R.-I. B.-I. (2015). [Metabolic disorders and nutritional status in autoimmune thyroid diseases]. Postepy Hig Med Dosw, 80-90.
Liontiris MI1, M. E. ( 2017). A concise review of Hashimoto thyroiditis and the importance of iodine, selenium, vitamin D and gluten on the autoimmunity and dietary management of HT patients.Points that need more investigation. Hell J Nucl Med, 51-56.