Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), konuşma ve sözsüz iletişimde yetersizlik görülmesi ile sosyal becerileri etkileyen, ilgi alanlarının kısıtlı olması ve sürekli tekrarlayan takıntılı davranışların sergilenmesi ile karakterize ömür boyu süren nörogelişimsel bir bozukluktur. Genellikle üç yaşından önce ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kronolojik yaş ve gelişim düzeyine göre hafif veya ağır vakalarda farklı derecelerde belirtiler görülebilmektedir. Bununla birlikte OSB’nin yanında gastrointestinal bozukluklar, uyku bozuklukları, yeme ve beslenme sorunları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), kaygı, depresyon, şizofreni ve bipolar bozukluk gibi birçok hastalık görülebilir.
Otizm Belirtileri Nelerdir?
- Bebeklik döneminde; özellikle 6 aydan sonraki süreçte diğer bebeklerden farklı olarak gülümseme, ses çıkarma gibi tepkiler görülmez, canlıyı cansızdan ayırt edemez. Karşısında kimse yokmuş gibi tamamen sessiz ve kayıtsızdır.
- İlerleyen süreçlerde cansız nesnelerle ilişki kurmaya başlanır ancak sözel ve sözel olmayan iletişimde sorunlar oluşur.
- Göz temasından kaçınma ve konuşmada gecikme en sık görülen belirtilerdir.
- Nesnelere sürekli dokunma ve onları koklama davranışı sergileyebilir. Örneğin otistik bir çocuk aynı eşya ile sıkılmadan saatlerce oynayabilir. Özellikle dönen nesnelere karşı aşırı ilgilidir.
- Belirtiler arasında yenileyen davranışlar sık görülür. (El veya parmaklarla sürekli aynı hareketleri yapmak gibi durumlar örnek olarak verilebilir.)
OSB’ye Neden Olan Risk Faktörleri Nelerdir?
Otizm‘e neden olan etkenin ne olduğu tam olarak bilinmeyip, hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkileşimi ile oluştuğu tahmin edilmektedir.
Bununla birlikte ailesel etkenler;
- Anne ve babanın erişkin yaşını geçmiş olması.
- Ailede kardeşlerden birinde OSB bozukluğunun olması.
- Gebelik sürecinde; toksemi, kanama ve yüksek kan basıncı görülmesi.
- Doğum sırasında oluşan komplikasyonlar, prematüre doğum ve düşük doğum ağırlığı.
- Aile bireylerinde madde kullanımı ve psikiyatrik hastalıkların varlığı otizm oluşumunda etken olarak rol almaktadır.
- Anne adaylarının ağır metal zehirlenmeleri, antibiyotik kullanımının artması, folik asit ve D vitamini eksiklikleri, yetersiz omega-3 alımı, enfeksiyonlara maruz kalınması gibi durumlarda çocukta otizm riski oluşabilir.
Otizm (OSB) Tedavi Edilebilir Mi?
Otizm Spektrum Bozukluğunun kesin çözüm olarak tedavisi olmamakla birlikte nörogelişimsel bir bozukluk olduğundan ömür boyu sürmektedir. Ancak teşhisin erken konulması ve hemen müdahaleye başlanması çocukta çevreye uyum sağlamada kolaylık oluşturmaktadır. Çocuğa yönelik tedavinin; öğrenme, iletişim ve sosyal becerileri geliştirmesinin yanı sıra, temelde beyin gelişimini de olumlu yönde etkilediği görülmüştür.
Hangi Tedavi Yöntemleri Kullanılır?
Konuşma terapisi, işitsel bütünleme, duyusal bütünleme, müzik veya sanat terapisi uygulanmaktadır. Türkiye’de ise Otistik Çocuklar İçin Davranışsal Eğitim Programı (OÇİDEP) uygulanmaktadır.
Beslenme Tedavisi Nasıl Olmalıdır?
OSB‘nin beslenme ile olan ilişkisi birçok bilimsel araştırmayla da kanıtlanmış olup, beslenme sorunları ve sindirim sisteminde oluşan yan hastalıklar önlenebilmektedir. Otizm Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiş olan Defeaut Autism Now! (DAN!) Protokolünde belirtilen başlıca ilkeler;
- Glütensiz ve kazeinsiz diyet uygulanması,
- Probiyotik desteği,
- Ağır metal atılımının sağlanması,
- Yeterli ve dengeli bir şekilde vitamin, mineral, aminoasit ve yağ asiti desteğinin sağlanması,
- Gizli gıda alerjileri durumunda özel diyet uygulanması gibi tedavi yaklaşımları ile beslenme tedavisi uygulanmaktadır.
Savant Sendromu Nedir?
Otizm daha önceden belirtildiği gibi tek bir tipten oluşmayan, yüksek fonksiyonlu ve düşük fonksiyonlu otizm gibi çeşitleri olan bir spektrum bozukluğudur. Savant sendromu ise otizm ile diğer zihinsel yetersizliklerinin olmasının yanında müzik, sanat, hesaplama, bellek gibi alanlarda olağanüstü yeteneklere sahip olma durumudur. Doğuştan olabildiği gibi bebeklik, çocukluk ya da erişkinlik döneminde geçirilen kafa travması ile merkezi sinir sisteminde oluşacak ciddi hasarlar sonucu da ortaya çıkabilmektedir. Özellikle erkeklerde, kadınlara nazaran daha sık görülür.
Otizm İle Savant Sendromu Arasındaki İlişki Nedir?
Savant sendromunun bu zamana kadar görülmüş vakaların yarısında otizm ile birlikte geliştiği, kalan yarısının ise zihinsel gerilik, down sendromu veya diğer gelişimsel bozuklarla birlikte görüldüğü saptanmıştır. Dolayısıyla her savantlı bireyin aynı zamanda otizm hastası olduğu söylenemez.
Savantlı bireylerin sahip oldukları yeteneklerini eğitim ile geliştirmeleri onlara sosyalleşme ve dil becerilerinde artış açısından kolaylık sağlayacaktır. Bu şekilde üstün yeteneklerini yararlı alanlara yöneltebilir ve toplumda olumlu yönde fark yaratmaları sağlanabilir.
Savant Sendromuna Sahip Bireylerin Özellikleri Nelerdir?
- Müzik becerileri çok gelişmiştir, örneğin daha önceden müzik enstrümanı ile karşılaşmamış bir savant, ilk kez duydukları bir parçayı çalabilir.
- Büyük sayıları zihinde hesaplama ve olağanüstü bellek işlevine sahip olmaları ortak özellikleridir. Özellikle bu üstün hafıza kapasitelerini tek bir alana detaylı bir şekilde yönlendirebilirler.
- Tıp alanında insan anatomisinde damarlarının çapına kadar bilgi sahibi olmaları, en tuhaf konular hakkında bilgi sahibi olmaları, plakaları ezberlemeleri veya süpürge makinesinin motorunun çıkardığı seslere karşı obsesif bir şekilde yoğunlaşmaları bu kişilerin farklı alanlarda kabiliyetlerine örnektir.