Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocuklarda çok sık görülen hiperaktivite, dikkatsizlik ve dürtüsellik ile kendini gösteren nöropsikiyatrik bir bozukluktur. DEHB tanısı alan çocuklarda dikkat eksikliği, konsantrasyon bozuklukları görülmekte ve çocukların okul performanslarını, kendi akranları ve aileleriyle ilişkilerini, sosyal aktivitelerini ciddi anlamda etkilemektedir. Yapılan araştırmalar sonucu okul çağındaki çocukların tahminen %3-5’i DEHB tanısı almış durumdadır. Etiyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte temeli genetik, çevresel faktörler ve hayat tarzı gibi sebeplere dayandırılmaktadır. Bazı gestasyonel faktörlerin de DEHB’ye sebep olabileceği düşünülmektedir. Bu faktörler hamilelik döneminde sigara içmek, alkol tüketimi, gestasyonel diyabet ve maternal* obezite olarak sıralanmaktadır. Hastalığın tedavisinde davranış terapisi ve antidepresan ilaçlar kullanılmaktadır. Ancak bu ilaçlar hastalığın altta yatan sebeplerini hedef almamaktadır.
- İlaçların iştahta azalma, büyümede yavaşlama, uykusuzluk, artmış irritabilite gibi olumsuz yan etkileri bulunmasına rağmen tedavide %75 oranında etki göstermektedir.
- Mineraller
DEHB tanılı hastalarda kullanılan ilaçların iştah kesici etkisi nedeniyle çocuklarda, çeşitli besin öğesi yetersizlikleri görülmesi açısından risk taşımaktadır. Yapılan çalışmalarda DEHB’nin çinko, demir ve bakır gibi minerallerin düşük seviyelerde izlenmesiyle ilişkili olabileceğine dair kanıtlar bulunmuştur. Bu mineraller dopamin ve norepinefrin yapımında esansiyel kofaktör görevi görmekte ve bu iki nörotransmitter DEHB etiyolojisinde esansiyel olarak rol oynamaktadır.
Dünyada yapılan birçok çalışmada kontrol gruplarıyla kıyaslandığında, DEHB tanılı çocuklarda serum çinko seviyeleri çok düşük bulunmuştur. Çinko suplementasyonunun bu hastalarda yararlı olduğuna yönelik çalışmalar mevcuttur. Çinko haricinde demir mineraliyle ilgili yapılan çalışmalarda ise, düşük serum ferritin düzeylerinin daha ciddi DEHB seyriyle korelasyon gösterdiği bildirilmektedir.
Düşük serum ferritin düzeyine sahip DEHB’li çocuklarda demir suplementasyonunun, hastalığın semptomlarında iyileşmeye katkısı olduğu kaydedilmiştir. Buna karşın mikro besin eksikliğinin neden olduğu ya da DEHB’de etkisinin ne olduğuyla ilişkili durumları net olarak belirlemek için; besin alımı, beslenme durumu, ilaç ve takviye kullanımları gibi değişkenleri de kontrol eden ileri çalışmalar gerekmektedir.
Başta omega-3 olmak üzere uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri; nöroinflamasyon, nörotransfer kaynaklı davranışsal ve psikolojik hastalıkların tedavisi ve korunmasında önemli rol oynamaktadır. Eikosapentaenoik asit (EPA) ve dokozahekzaenoik asit (DHA) beyinde yüksek konsantrasyonlarda olup antioksidatif, antiinflamatuar, antiapoptik* etkiler sergiler ve nöronların korunmasına yardım eder. Omega-3, merkezi sinir sistemi fonksiyonlarının devamlılığında rol oynar. Sıçanlarda ve maymunlarda yapılan çalışmalarda omega-3 yağ asitlerinin düşük oranlarda bulunması davranışsal, duygusal ve nörolojik işlev bozukluğunu etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Birçok çalışma, DEHB’de görülen fiziksel belirtilerin, esansiyel yağ asitlerinden yoksun hayvan ve insanlarda bildirilen belirtilerle benzer olduğunu göstermiştir. Çalışmalar, omega-3 yağ asitlerinin antipsikotiklere* benzer şekilde etki gösterebildiğini, beyin reseptörlerinde hareket ederek oksidatif dengeyi sağlamaya yardımcı olduğunu belirlemiştir.
Meta analiz çalışmalarında omega-3 ve omega-6 yağ asidi kombinasyonunun, DEHB tanılı çocukların dikkatsizlik semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olduğu sonucuna varılmıştır. Omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin düşük plazma oranları, esansiyel yağ asitlerindeki eksikliğin göstergesi olan, semptom sıklığındaki artış ile ilişkili bulunmuştur.
Diyet kalitesi, diyetin bileşenleri ve gıda katkı maddelerinin bulgular net olmasa da DEHB ile ilişkili olabileceği kabul edilmektedir. Özellikle renklendirici veya basit şeker gibi diyet faktörlerinin, DEHB riskini arttırdığı belirlenmiştir.
Yüksek şeker içeren atıştırmalıkların, pankreastan insülin sekresyonuna neden olması ve hipoglisemi ile sonuçlanması nedenine bağlı olarak, basit şeker tüketimi hiperaktiviteye neden olabilir. Yüksek atıştırmalık alımı ve dengesiz beslenme, düşük duygusal zeka ve DEHB potansiyelinde artışa sebep olabilir. Şeker tüketimi üzerine yapılan bir çalışmada; yüksek şeker tüketiminin, yüksek hiperaktivite ve DEHB’e benzeri dikkat eksikliği ile pozitif ilişkili olduğu gösterilmiştir. 2000 adölesan katılımcı ile yürütülen bir çalışmada fazla doymuş yağ ve rafine şeker içeren diyet örüntüsünün, DEHB gelişimiyle ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Şeker tüketimi ile ilişkili olup olmadığı konusu ise hala tartışmalıdır.
- Yapılan pek çok çalışma, gerekli diyet bileşenlerinin yetersiz alımını, DEHB riskini tetikleyen bir faktör olarak görmektedir.
Karbonhidratların glisemik indeksiyle ilgili olarak Polonya’daki bir araştırmada, glisemik indeksi düşük diyetlerin bazı DEHB’li çocuklarda semptomları azalttığı görülmüştür. Yüksek karbonhidrat, yeterli lif alımı ve düşük doymuş yağ tüketiminin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun semptom kontrolünde yararlı olduğu bulunmuştur. İngiliz kökenli çocuklarla yürütülen bir diğer çalışmada ise yüksek ve düşük glisemik indeksli kahvaltılık tahıl tüketen iki grup karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, düşük glisemik indeksli kahvaltı yapan çocuklarda daha az hareketlilik ve verilen görevleri daha kolay yerine getirebildikleri görülmüştür.
DEHB semptomlarını iyileştirmede, dengeli bir diyet örüntüsü ve tahıl bazlı optimal karbonhidrat içeriği olumlu görülürken; düşük sıklıkta balık, meyve, sebze tüketimi ve sıklıkla kahvaltı öğününü atlama, fast food tüketimi DEHB tanısıyla ilişkili bulunmuştur.
- Diyetteki yüksek şeker, şekerli veya tatlandırıcılı meşrubat tüketimi, abur cuburlar, düşük omega-3 tüketimi, düşük lif, düşük vitamin ve mineral alımı DEHB riskini arttırıcı etki göstermektedir. Özetle diyetsel faktörler hem DEBH’ye sebep olabiliyor, hem de tedavi bileşenleri arasında yer alıyor diyebiliriz.
Diyet uygulamaları, tanı almış çocuk ilaç kullanmak için çok küçük yaşta ise veya ilaca yeterince yanıt vermediğinde kullanılmaktadır. İki diyet yaklaşımı bulunmaktadır. Bunlar; spesifik bileşenleri veya besin gruplarını diyetten çıkarmak (şeker, yapay besin renklendiricileri, gluten) ve diyete spesifik elementler (balık yağı, çinko) eklemektir.
- Günümüzde eliminasyon diyeti ve balık yağı suplementasyonu, medikal tedaviye yanıt vermeyen DEHB tanılı çocuklar için tercih edilebilir ve umut verici olarak nitelendirilmiştir.
Olioantijenik diyet, gıda duyarlılıklarını belirlemek için kullanılan ve bazı çocukların DEHB semptomlarının giderilmesiyle ilişkili bir eliminasyon diyetidir. Bu diyet, genellikle iki tip etin, iki tip karbonhidrat kaynağının, iki tip sebzenin, iki tip meyvenin ve yağ ve su içeren çoğu gıdanın beslenmeden çıkarılmasıyla başlar. Bu diyet baz alınarak uygulanan iyi kontrollü olmayan çalışmalarda, 1-5 hafta içinde bazı çocuklarda daha az DEHB belirtisi gözlenmiş olmasına karşın daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Bir diğer eliminasyon türü ise, süt ürünleri ve glüteni diyetten çıkarmaktır. Bazı çalışmalarda gluten, DEHB nedeni ve şiddetini arttırıcı olarak görülmüş olmasına rağmen, gluten içeren diyetlere geçildiğinde semptomları önemli ölçüde arttırmadığı görülmüştür.
Antiapoptik: hücre ölümünü engelleyen
Antipsikotik: Psikoz tedavisinde kullanılan ilaçlar.
Burgess, J. R., Stevens, L., Zhang, W., & Peck, L. (2000). Long-chain polyunsaturated fatty acids in children with attention-deficit hyperactivity disorder. American Society for Clinical Nutrition , 327-330.
Derbyshire, E. (2017). Do Omega-3/6 Fatty Acids Have a Therapeutic Role in Children and Young People with ADHD? Journal of Lipids , 1-9.
Kiddie, J. Y., Weiss, M. D., Kitts, D. D., Ryna, L.-M., & Wasdell, M. B. (2010). Nutritional Status of Children with Attention Deficit Hyperactivity Disorder: A Pilot Study. International of Journal Pediatrics , 1-7.
Kim, Y., & Chang, H. (2011). Correlation between attention deficit hyperacivity disorder and sugar consumption, quality of diet, and dietary behavior in school children. Nutrition Research and Practice , 236-245.
Jones, J. M., Pena, R. J., Korczak, R., & Braun, H. J. (2017). Role of Carbonhydrates and Grains in Nutrition and Neurological Disorders: Headache, Attention Deficit Hyperactivity Disorder, and Depression. CEREAL FOODS WORLD , 162-171.