Gebelik, fizyolojik bir süreç olup, pek çok olgu ve değişikliği beraberinde getirmektedir. Bu aşama zorlu bir süreç olup, özenli ve düzenli takip ile tedavi gerektirmektedir. Beslenme, hem bebeğin gelişimi ve sağlığı, hem de annenin sağlığının devamı açısından önemli sağlık basamağını oluşturmaktadır. Bu nedenle, gebelikte görülen beslenme sorunları atlanmaması gereken önemli bir konudur.
- Peki, gebelikte görülen beslenme sorunları ve çözüm önerileri nelerdir?
Bulantı-Kusma, Tat ve İştah Değişiklikleri
Gebeliğin özellikle ilk trimesterinde meydana gelen sabah bulantıları ve kusmaları, gebe kadınların yaklaşık yarısı, hatta dörtte üçünde meydana gelmektedir. Bu semptomların nedenleri tam olarak bilinmese de; gıda, parfüm ve sigara dumanı kokusu gibi, çeşitli yoğun kokuların tetikleyici olabileceğine dair çalışmalar mevcuttur.
Sık aralıklarla (iki saatte bir vb.) yemek yemek, büyük miktarlarda yemekten kaçınmak gerekmekte, kuru bisküvi, kraker, tost gibi kuru besinler ve yüksek karbonhidratlı yiyecekler daha iyi tolere edilebilmektedir. Bulantıyı arttırıcı yiyeceklerden, kokulardan, yağlı besinlerden (kızartmalar vb.) kaçınılmalıdır. Besinler ve içecekler ayrı ayrı tüketilmelidir. Dinlenme ve temiz hava önerilmektedir. Semptomlar şiddetli ve süreklilik arz ediyor, kişinin günlük aktivitelerini engelliyorsa; hekim tarafından ilaç tedavisine başlanmalıdır.
Tat alma ve iştahtaki değişiklikler hamilelikte yaygındır. Bazı kadınlarda, hormonal değişiklikler ya da fetus tarafından anne kanından enerji substratlarının uzaklaştırılması ile iştah artışları yaşanabilmektedir.
- Yaygın olarak görülen, istenmeyen etkileri oluşturan yiyecek ve içecekler arasında; çay ve kahve, alkol, kızartılmış yiyecekler bulunmaktadır. Mümkün olduğunca bu besinlerden uzak durulmalıdır.
Pika
Pika; sabun, kömür, tebeşir, kül, mum, toprak gibi, gıda dışı maddelerin istendiği, aşerildiği ve yendiği bir durumdur. Bu durumun oluşum nedenleri tam olarak bilinmese de, mineral eksiklikleri ile yüksek hormon seviyelerinin neden olduğuna dair çalışmalar mevcuttur. Sabah bulantıları ile seyretmekte, genellikle gebeliğin ilk trimesterinde gözlenmektedir.
Kabızlık (Konstipasyon)
Hamilelik sırasında kadınların kabızlık çekmesi oldukça yaygın görülen bir durumdur. Kabızlığa yol açan pek çok sebep söz konusudur. Muhtemel sebepler arasında; hamileliğin neden olduğu gastrointestinal fonksiyon üzerindeki fizyolojik etkilerin yanı sıra, plasental hormonlar, aktivitede azalma, diyette meydana gelen değişiklikler, kadınların sık idrara çıkmayı engellemek için su içmeyi azaltması, diyet takviyesi ajanlarının kullanımı ve bazı demir takviyeleri yer almaktadır. Gebe kadınların lif alımını arttırması (özellikle tam tahıllı hububat), taze, kuru meyve ve sebze, tam buğday unlu ekmek tüketmesi ve bol sıvı (özellikle su) içmesi ve durumu hafifletmek, peristaltizmi arttırmak için hafifçe egzersiz yapması önerilmektedir.
- Gebe kadınların %11-38’inde yaygın olarak görülen bir problem olduğu unutulmamalı, diyet, beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerinin iyileşmede önemli bir rol üstlendiği unutulmamalıdır.
Anemi
Anemi, azalmış sayıda kırmızı kan hücresi, düşük hemoglobin konsantrasyonu (Hb) veya her ikisinin bir kombinasyonu sonucu oluşabilen, kanın oksijen alma kapasitesinde bir azalma olarak tanımlanabilir. Gebelikte anemi; hem anne, hem de fetüsü etkilemektedir. Annede solunum güçlüğü, bayılma, yorgunluk, taşikardi (aşırı kalp atış hızı) ve çarpıntı gibi belirtiler oluşabilir ve enfeksiyona karşı direncin azalmasına yol açabilir. Fetüste ise, intrauterin hipoksiye (düşük oksijen seviyeleri) ve büyüme geriliğine neden olabilmektedir.
Gebelik sırasında çoğu anemi vakaları demir eksikliğinden kaynaklanmakta; aynı zamanda folat eksikliği, kan kaybı ve orak hücre anemisi ve talasemi gibi kalıtsal durumlarla da ilişkili olabilmektedir. Ayrıca, diyetle yetersiz demir, protein, C vitamini alınması ve artan demir gereksinimi de anemi semptomlarına yol açabilmektedir.
Hamilelik sırasında demir eksikliği anemisi oldukça yaygındır. Hamileliğin sonuna doğru hemodilüsyon ve fizyolojik değişiklikler sonucu, hemoglobin ve ferritin seviyeleri düşmüş gibi görülebilmekte, bu durum da aneminin doğru bir şekilde teşhis edilmesini zorlaştırmaktadır. Birçok kadında, demir eksikliği anemisinin teşhis edilmesi zor olsa da, gebelik sırasında demir takviyeleri reçete edilmektedir. Demir takviyeleri, bulantı ve kabızlık gibi yan etkilere neden olabileceğinden, dikkatli bir şekilde reçete edilmelidir.
- Demirden zengin besinlere diyette yer verilmeli, yeterli ve dengeli beslenme tavsiye edilmelidir. Demir takviyesi yapılmayan gebelerde, erken doğum olasılığının arttığına dair çalışmalar mevcuttur.
Gestasyonel Diyabet
Gestasyonel diyabet (GDM), gebeliğin en sık görülen metabolik bozukluklarından olup, genellikle son trimesterde tüm gebelerin yaklaşık %2’sinde görülmektedir. Semptomlar belirgin olmayabildiğinden, genellikle glukoz tolerans testinden sonra anormal kan şekeri sonuçları ile teşhis edilmektedir. Doğum sonrası glukoz metabolizması normale dönebilmekte veya bozulmuş olarak kalabilmekte ve bazı durumlarda maternal tip 2 diyabet gelişebilmektedir.
GDM, artmış perinatal morbidite ve mortalite riski ile ilişkilidir. GDM, Asya ve Orta Doğu’daki kadınlar arasında daha yaygın görülmektedir. Aşırı kilolu ve obez kadınlarda, ayrıca 30 yaş üstü kadınlarda ve düşük sosyoekonomik gruplarda yüksek insidans göstermektedir. GDM, çocukta makrozomiyi (doğum ağırlığı>4.5 kg) arttırmakta, dolayısı ile doğum sırasında zorluk olasılığını da arttırması nedeni ile, hem anne hem de fetüste komplikasyon riskini arttırmaktadır. Hem anne, hem de bebekte tip 2 diyabet gelişme riskini arttırır. Sağlıklı bir vücut ağırlığı sağlanarak, düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi takiben risk azaltılabilmektedir.
- GDM hamilelik sırasında teşhis edilirse, tedavide makrozomi insidansını azaltmak için ek fetal izleme ile, kan glukoz seviyelerini kontrol etmek amaçlanmalıdır. Diyet yönetimi genellikle yeterli olsa da, bazen insülin tedavisi de gerekebilmektedir. GDM’li birçok kadın aşırı kilolu veya obez olduğundan, diyet ile aşırı kilo alımından kaçınılmalıdır.
Mide Ekşimesi-Yanması
Fazla ve ağır yemekler tüketmek, gaz oluşumu, gastrik basınç, rahatsız edici ve uyarıcı besinlerin tüketimi vb. nedenler ile ortaya çıkabilen bir durumdur. Besin alımı küçük öğünler şeklinde düzenlenmeli, az ve sık yenmeli, besinler yavaş yavaş tüketilmeli, iyi çiğnenmeli, baharatlı ve asitli yiyecek-içeceklerin tüketimine dikkat edilmeli, uykuda baş yükseltilmeli, yemekten sonra mümkün olduğunca eğilme hareketleri yapılmamalı ve gece geç vakitlerde yemek yenmemelidir.
Hiperemezis Gravidarum
Gebelikte aşırı kusmanın devam etmesi sonucu; dehidratasyon, asidoz, kilo kaybı, sarılık vb. durumlar ile karakterize olan, gebedeki metabolizmanın bozulmasına yol açan bir durumdur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, hormonal ya da psikolojik olduğunu varsayan çalışmalar mevcuttur.
Preeklampsi
Gebelikte oluşan bir çeşit hipertansiyon bozukluğudur. Proteinüri, diğer organ sistemlerinin bozuklukları ve ödem gibi durumlar hastalıkta eş seyirli olabilmektedir. Ağır vakalarda hem anne, hem de bebek için ciddi problemler ortaya çıkabilmektedir. Düzenli takip gerektiren diyet programı uygulanmalıdır. Tuz alımı kısıtlanmalı, protein gereksinim kadar olmalı, kilo kontrolü ideal aralıkta tutularak aşırı kilo alımının önüne geçilmelidir. Gerekli vitamin ve mineral takviyesi yapılmalıdır.
Osteomalazi
Gebelikte kalsiyum, fosfor gibi mineralleri yeterli düzeyde almamak ve güneş ışınlarından yeterli yararlanmama gibi nedenlerle ortaya çıkan D vitamini eksikliği ve depo bakımından az olan bu vitamin-minerallerin bebeğin kemik yapımı için kullanılması sonucu, annenin kemik dokusunun yumuşaması ve bozulması durumudur.
Diş Çürümeleri
Yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu görülen çeşitli vitamin-mineral yetersizlikleri (kalsiyum, flor vb.), özellikle gebeliğin ilk aylarında görülen yoğun kusma dönemi sonrası, ağız içinin asidik olmaya yatkın olması, gebelik ile değişen tükürük içeriği gibi nedenler sonucu dişler hassaslaşmakta ve çürümeye yatkın hale gelmektedir. Dişler düzenli olarak fırçalanmalı, ağız her kusmadan sonra iyice çalkalanmalı, diyette süt ve süt ürünlerine yer verilmelidir.
Özalper, B. (2014). Gebelikte Beslenme. Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi , 275-276.
Tannys Vause, P. M. (2006). Nutrition for healthy pregnancy outcomes. Nutrition, Alberta Health and Wellness, Population Health Strategies, Edmonton, AB, Canada , 19.
Williamson, C. S. (2006). Nutrition in pregnancy. British Nutrition Foundation , 51-52.