D vitamini, insülin salınımı ve faaliyeti üzerindeki etkisi nedeniyle glikoz metabolizmasını düzenlemektedir. Ekolojik bulgulara bakılarak; D vitamini eksikliğinin var olduğu az güneş alan kesimlerde, hipertansiyon ve diyabet gibi metabolik hastalıkların daha sık görüldüğü bilinmektedir.
- Yakın zamanda yapılan yeni çalışmalar; değişen D vitamini ve kalsiyum dengesinin, tip 2 diyabetin (T2D) gelişmesinde etkili bir faktör olduğunu düşündürmektedir.
D vitamini aslında bir vitamin değil, bir prohormondur. Çok az gıdada doğal olarak mevcut olduğu için, diyetten sadece az miktarda D vitamini elde edilebilir. Bu nedenle D vitamininin ana kaynağı, cildin ultraviyole B (UVB) ışınlarına maruz kalmasından sonra, 7-dehidrokolesterolün gün ışığına bağlı fotokimyasal dönüşümüdür.
D vitamini iki şekilde bulunur: birincisi, D3 vitamini (kolekalsiferol), deride sentezlenen molekül olup, bazı gıdalarda da bulunmakta (özellikle soğuk sulardaki yağlı balıklar); ikincisi ise, D2 vitamini (ergokalsiferol), bitkilerde bulunan çeşididir.
Vitamin D eksikliğinin, hem tip 1 hem de tip 2 diyabetin gelişiminde katkıda bulunan bir faktör olabileceğine dair kanıtlar artmaktadır.
- Yapılan çalışmalar; insülini salgılayan pankreastaki β-hücresinin, VDR’lerin yanı sıra 1 alfa hidroksilaz enzimi içerdiğini göstermektedir. Kanıtlar, D vitamini tedavisinin; glukoz toleransı ve insülin direnci iyileştirdiğini işaret etmektedir.
D vitamini eksikliği, insülin sekresyonunun azalmasına yol açar. D vitamini takviyesi verilen hayvanlarda insülin salgılanmasını geri çevirdiği gösterilmiştir. Bazı çalışmalar, insülin salgılanması üzerinde potansiyel olarak bir kalsiyum etkisi ile insülin sekresyonu üzerinde dolaylı bir etki olduğunu göstermektedir.
D vitamini, hücre dışı kalsiyumun normalleşmesine katkıda bulunur. Hücre zarlarından normal kalsiyum akışı sağlar. Bu nedenle düşük D vitamininin, kalsiyumun insülin sekresyonunu etkileme yeteneğini azaltabileceği düşünülmektedir. D vitamini ve diyabet ile ilişkili diğer potansiyel mekanizmalar; potansiyel insülin salgılanması üzerinde bir kalsiyum etkisi yoluyla insülin üzerinde dolaylı bir etkili, glukoz taşınması için insülin duyarlılığını arttırıcı, insülin alıcısının ekspresyonunu stimüle ederek insülin etkisini geliştiren ve sistemik enflamasyonu iyileştiren sitokinler olduğu düşünülmektedir.
D Vitamini ve Tip 2 Diyabet
Düşük D vitamini düzeylerinin de tip 2 diyabetin gelecekteki gelişimini öngördüğü gösterilmiştir.
- Yapılan bir çalışma; vitamin D serum düzeylerinin normal hale gelmesinin, tip 2 diyabet gelişme riskinde %55’lik bir azalmaya yol açtığını göstermiştir.
Çoğu hastalık durumunda ve D vitamini ile olduğu gibi, D vitamini takviyesi ve diyabet ile ilgili prospektif çalışmalar yetersiz ve az sayıdadır.
- Kayaniyil ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada; serum 25 (OH) D düzeylerini ve insülin direncinin homeostaz modeli aracılığıyla insülin duyarlılığını değerlendirdikten sonra, 712 deneğin lineer regresyon analizi yapılmıştır. Elde ettikleri sonuçlar; vitamin D’nin, insülin direnci ve β-hücre fonksiyonu ile anlamlı derecede ilişkili olduğunu göstermiştir. Araştırmacılar, düşük D vitamini düzeylerinin, tip 2 diyabetin patogenezinde önemli bir rol oynayabileceği sonucuna varmıştır.
D Vitamini ve Tip 1 Diyabet
Gözlemsel çalışmalar, düşük D vitamini durumunun tip 1 diyabet riskinin artmasıyla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Örneğin, tip 1 diyabetin yoğun olarak görüldüğü yüksek enlemlerde bulunan konumlarda, tip 1 diyabet riski daha fazladır. Bu nedenle, daha az güneşten yararlanma sonucu, vitamin D düzeyi düşük olabilir.
D vitamini takviyesi ve tip 1 diyabet gelişimi ile ilgili şüpheli rikets varlığını araştırmak üzerei, 10.821 çocuk üzerinde 1 yıl boyunca veri toplanan bir çalışmada; bulgular, hem anlamlı hem de şaşırtıcı olarak karşımıza çıkmaktadır. Günde 2,000 IU D vitamini alan çocuklar, tip 1 diyabet gelişme riski %80 daha az bulunmuştur. Bu sonuç, tip 1 diyabet gelişmesini önlemek için, çocukların yaşamlarının ilk yıllarında D vitamini takviyesi almalarının hayati öneme sahip olabileceğini düşündürmektedir.
Hamile kadınların ve emziren annelerin D vitamini serum seviyelerinin optimal olduğundan emin olmak için takviye almaları gerektiği öne sürülmektedir. D vitamininin; bağışıklık sisteminin güçlü bir modülatörü olarak kabul edilmesi ile hücre çoğalması ve farklılaşmasını düzenlemeye yardımcı olduğundan, D vitamininin tip 1 diyabetin önlenmesinde rol oynayabileceği açıkça görünmektedir. Yapılan bir araştırma, annelerde yeterli D vitamini seviyesinin çocuklarında tip 1 diyabetin gelişimini azaltmada etkili olduğunu göstermiştir.
Bebeklerde ve çocuklarda, D vitamini desteği süresi ve doz miktarı ile ilgili çalışmalar yetersizdir. Süt veya diğer gıda kaynaklarının yeterli miktarda alındığı sürece kadar, tüm bebeklerde 400 IU vitamin D 3 kullanılması tavsiye edilmektedir. Bebekleri, çocukları ve adolesanlara D vitamini desteği mantıklı görünse de, önerilen D vitamini dozunda tutarsızlık bulunmaktadır.
Gebelik, emzirme, bebeklik ve çocukluk döneminde yeterli D vitamini seviyesini korumanın, tip 1 diyabetin önlenmesine yardımcı olabileceği bilinmektedir. Ayrıca tip 1 diyabet genetiğinin, D vitamini eksikliği riski taşıyan bireylerde mi, yoksa D vitamini eksikliğinden mi kaynaklı olduğu hala bilinmemektedir.
D vitamininin; kan glikozunu düzenlemeye yardımcı olmadaki rolü yeterince anlaşılmamış olsa da, diyabetin gelişiminde ve tedavisinde rol oynadığı kabul edilmiştir.
- Hem hayvan hem de insan çalışmaları, yeterli D vitamini desteğinin; tip 1 ve muhtemelen tip 2 diyabet insidansını azaltabileceği ve diyabet halindeki metabolik kontrolü geliştirebileceği fikrini desteklemektedir. Ancak, mekanizmalar tam olarak belirlenmediğinden daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu aşikardır.
Karagöl, A., & Atak, N. (2016). D Vitamini Ve Tip 2 Diyabet. Turkish Journal of Public Health, 167-177.
Martin, T., & Campbell, R. K. (2011). Vitamin D and Diabetes. Pharmacy and Therapeutics, 113-118.