Sindirimde görevli en büyük ikinci organ olan pankreas; insülin, glukagon, somatostatin hormonlarından sorumlu olmasının yanında karbonhidrat, protein ve yağların sindirimin için de son derece önemlidir.
Pankreatit
Pankreas hastalığı pankreastan salgılanan enzimin hasarı ile görülür. Bu salgının bozukluğu sonucu yağların, proteinlerin ve karbonhidratların sindiriminde ve yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E, K) emiliminde sorunlar oluşur. Dışkıda görülen karbonhidrat, yağ, protein miktarının artmış olduğu görülür. Önlem alınmaz ise malnütrisyon (kötü beslenme) oluşur. Pankreatitin belirtileri, sırta doğru yayılan, farklı ağrı eşiği olan ve aralıklı ya da sürekli olarak devam eden ağrılardır. Akut ve kronik olarak iki türü vardır.
- Akut Pankreatit:
Pankreasın akut olarak iltihaplanmasıdır. Hastalığın başlıca etkeni alkol tüketiminin fazla olmasıdır. Tüketim sonucu hiperlipidemi, hiperkalsemi (kalsiyumun yükselmesi), sarkoidoz, abdominal travma, duodenum ülseri gibi hastalıklar görülmektedir. Alkol tüketiminin yanı sıra glukokortikoid türü ilaçlar da pankreas iltihabına yol açabilir. Akut pankreatitte ani ve devamlı olarak şiddetli bir ağrı vardır ve bu ağrı yemek yeme ile daha da artabilir. Ağrı sonucu karında şişlik, kabızlık, halsizlik, kusma, bulantı görülebilmektedir. Ayrıca hipertansiyon, oligüri (idrarda azalma) ve ateş görülebilir. BUN ve serum alkalen fosfataz düzeyleri normal seviyenin üstüne çıkar ve geçici bir süre hiperglisemi oluşabilir.
- Kronik Pankreatit:
Kronik pankreatit, uzun süreli pankreas inflamasyonu ile karakterizedir ve bu da fibrozise ve pankreatik fonksiyonun kademeli olarak azalmasına neden olur. Pankreas hücrelerinin kaybı sırasıyla diyabet ve ekzokrin yetmezliği ile sonuçlanır. Ekzokrin yetmezliği, yağ, protein ve karbonhidratın yanı sıra vitamin ve minerallerin emiliminde bozukluklara neden olabilir. Kronik pankreatit tanısı, özellikle standart abdominal görüntüleme çalışmalarında morfolojik anormalliklere çok az sahip olan veya hiç sahip olmayan erken veya hafif hastalığı olan hastalarda zor olabilir. Klinik pankreatitin tanısında, yapı veya işlevlerdeki değişikliklere bağlı olarak bir dizi görüntüleme yöntemi ve testi geliştirilmiştir. Klinisyenler tipik olarak, ekzokrin yetmezliğinin aksine kronik pankreatitte ağrının tedavi edilmesine odaklanırlar bu durum da beslenme yetersizliklerine yol açabilir.
Pankreatit tedavisinde hastalık akut durumda ise oral beslenme bırakılır damar içi beslenme yapılır. Amaç mide asidinin duedonuma geçmesini engellemektir. Hasta sindirebilirse 24-48 saat sonra oral besleme yapılabilir. Verilen diyette aminoasitler, orta zincirli trigliseritler (MCT) iyi tolere edilir. Durumu ağır olan hastalarda TPN (total parenteral nutrisyon) desteği uygulanmalıdır. Uygulanan diyette karbonhidrat yüksek tutulmalı, protein normal seviyede olmalı, yağ da ise kısıtlamaya gidilmelidir. Hasta besinleri iyi tolere edebilmesi için az ve sık besleme yapılmalıdır.
Kronik pankreatitte ise kısa aralıklı ataklar olur ve bu ataklar yemek yenildiğinde ortaya çıkar. Yağlı besinler ve fazla alkol alımı atakları arttıracağından bu besinlerde kısıtlama yapılmalıdır. Uygulanan diyette karbonhidrat yüksek tutulmalı, protein normal seviye, yağ da ise kısıtlamaya gidilmelidir. Az ve sık beslenme hastanın besinleri iyi tolere edebilmesini sağlar. Diyette bulantı ve kusmaya neden olabilecek besinler çıkarılmalıdır böylece hastada kilo kaybının önüne geçilebilir. Aynı zamanda B grubu vitaminleri, C vitamini, kalsiyum ve çinkoya diyette yer verilmelidir.
Hastanın beslenmesi dışında stres düzeyi, kilosu, boyu, yaptığı aktivenin şiddeti enerji ihtiyacını belirler. Hastanın bazal metabolizma hızını hafif pankreatit için 1.2-1.5, ağır pankreatit için 2 kat sayısı ile çarpıp enerji ihtiyacı belirlenir. Hasta TPN ile besleniyorsa aşırı enerji alımı ile karbonhidrat alımı da artar ve karaciğer enzim seviyeleri yükselir bunun sonucunda karaciğer yağlanması meydana gelebilir. Nitrojen dengesinin normal düzeylerde olması için günlük azot alım miktarı 0.16 g/kg’ ın altında inmemelidir. Travma gibi durumlarda ise 0.20 g/kg’ ın altına inmemelidir. Pankreas hastalarında pankreas hasarı sonucu insülin salgılanmasında bozulma görülür ve insüline hassasiyet azalmıştır bu sebeple karbonhidrat alımı düzenlenmelidir. Akut pankreatitli hastalarda solunum problemi görülmemesi adına az karbonhidratlı TPN verilmesi uygundur. Ayrıca vitamin eksikliği görülebildiği gibi bu hastalarda en sık hipokalsemi (kalsiyum yetersizliği) görülür. Sonuç olarak pankreas hastalıklarında diyette yağ ve karbonhidrat alımına dikkat edilmelidir.
Pankreas Kanseri
Pankreatik kanser (PC) en yaygın yedinci kanser nedendir. Dünya genelinde 330.000 ölümle birlikte kanser mortalitesi tüm kanser vakalarının yaklaşık % 4’ ünü oluşturur. Pankreas kanserinde kırmızı ve işlenmiş et tüketiminin düşük; sebze, meyve ve diyet lifi tüketiminin yüksek olması önerilmektedir. 1990’larda yapılan bir çalışmada diyet lifinin biyolojik olarak koruyucu olduğunu söylemiştir. Lif alımı sitokin üretimini değiştirir, iltihaplanmayı düzenler aynı zamanda bağırsak ve bağışıklık sistemi için de önemlidir. Tüm kepek ve endosperm içeren tahıllar, diyet lifi için birincil kaynaktır. Antikanserojenik özellikleri ile diyet lifi, folat ve çeşitli antioksidanlar, pankreatik karsinogenezde koruyucu rol oynar.
Arkadaşları, P. D. (2014). Pankreas hastalıklarında beslenme tedavisi. Diyet El Kitabı , 210-213.
Qiucheng Lei, M. H. (2016). Pankreas Hastalıklarında Beslenme . Medicine , 2.