Kardiyovasküler hastalıklar için en önemli risk etmeni olan ateroskleroz, damar sertleşmesi olarak da isimlendirilen arteriosklerozun bir türüdür. Büyük ve orta arterlerde gözlenen “aterom” ya da “plak” olarak isimlendirilen yapısal bozukluklardan (lezyonlardan) oluşur. Yağ birikintileri de diyebileceğimiz plakların atardamarları tıkaması ateroskleroz olarak adlandırılır. Yağ birikintileri; kolesterol, yağ maddeleri, kalsiyum, fibrin ve hücresel atık ürünler gibi maddelerden oluşur. Plak fazlalaştıkça, kan damarı duvarı kalınlaşır. Bu durum arter içindeki kanalı daralttığı için kan akışı azalır. Böylece, vücuda taşınan oksijen ve diğer besin maddeleri azalır. Kalp, beyin, pelvis, bacaklar, kollar veya böbreklerdeki büyük veya orta büyüklükteki arterlerden kan akışını kısmen veya tamamen bloke edebilen plakların, geliştiği ve etkilenen atardamarın türü bireyden bireye değişir.
Ateroskleroz ilk başladığında herhangi bir belirti göstermeden ilerler. Ancak bu durum ilerledikçe kardiyovasküler hastalık olarak bilinen bir dizi hayati soruna neden olabilir. Ateroskleroz kalp krizi ve inmenin en temel sebebidir. Ateroskleroz sağlıklı yaşam tarzıyla büyük ölçüde önlenebilir. Uygulanan tedavi, ciddi sorunların ortaya çıkma riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Aterosklerozun Nedenleri Nelerdir? Kimler Ateroskleroz Riski Altındadır?
Çocukluk yıllarından itibaren başlayabilen ateroskleroz, genellikle 30’lu yaşlarda hız kazanır. Yaş artışı ile arterlerin bir miktar sertleşmesi normaldir. Nasıl başladığı tam olarak bilinmemekle birlikte birçok çalışma, plakların atardamarın iç yüzeyi (endotel tabaka) hasar gördüğünde oluştuğunu göstermektedir. İç yüzeydeki hasarların oluşmasındaki 3 olası sebebin; kandaki yüksek kolesterol ve trigliserid seviyeleri, yüksek tansiyon ve sigara tüketimi olduğu düşünülmektedir. Özellikle sigara tüketimi, yağ birikintileri oluşma olasılığını arttırır ve plak büyümesini hızlandırır. Bu sebeple aortta ve birçok atardamarda aterosklerozun ilerlemesinde büyük rol oynar.
- Yapılan bir araştırmada, sağlıklı bireyler ile obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) tanısı almış bireyler karşılaştırılmış ve “OUAS” tanısı almış bireylerin ön kol damarlarında, aterosklerotik vasküler olaylardaki gibi endotel disfonksiyonu (damar iç doku fonksiyon bozukluğu) gözlemlenmiştir.
Ateroskleroz oluşumundaki diğer risk faktörleri; yaş artışı, yüksek yağlı ve yüksek proteinli beslenmek, yetersiz egzersiz, fazla kilolu veya obez olmak, sürekli olarak yüksek miktarda alkol tüketimi, yüksek kolesterol, düşük HDL kolesterol, hipertansiyon, diyabet ve benzeri diğer koşullar, ailede ateroskleroz ve kardiyovasküler hastalık öyküsü, stres ve Güney Asya, Afrika veya Afrika-Karayip kökenli olmak sıralanabilir.
Aterosklerozun Belirti ve Semptomları
Ateroskleroz genellikle çocukluk/ergenlik dönemlerinde başlar. Ancak belirti vermez. Birçok tıbbi tanı yöntemiyle de fark edilemez. Hastalık genellikle kalbi veya beyni besleyen damarlara etki ettiği zaman ortaya çıkar. Kalp krizi, akut (hızlı başlayan, kısa süreli) inme, kalp yetmezliği ve birçok kalp hastalığının temel sebebi aterosklerozdur.
Ateroskleroz Tedavisi
Risk faktörleri arasında yaş artışı ve genetik gibi kendi müdahalelerimizle değiştiremeyeceğimiz faktörler olabilir. Ancak sağlıksız beslenme, yetersiz egzersiz, sigara tüketimi, yüksek doz alkol tüketimi ve obezite gibi faktörler değiştirilebilir faktörlerdir. Bu faktörler ateroskleroz riskini azaltmaya yardımcı olur ve aterosklerozun ilerlemesini de önler. Hekiminiz doğrultusunda yapılan kontrollere bağlı olarak, yaşam tarzı değişiklikleri ile değiştirilebilir risk faktörlerini ortadan kaldırmak ve hekim direktifi ile ilaç kullanmak tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır. Sigara tüketimini azaltmak/bırakmak, haftada en az 150 dk düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, ideal kiloya ulaşma ve alkol tüketimini azaltmak/sınırlamak riski azaltmaya yardımcı olacaktır.
Ateroskleroz Beslenme Tedavisi
Akdeniz diyeti; sebze, meyve, tahıllar, yağlı tohumlar ve zeytinyağı, süt ürünleri, balık ve kümes hayvanları tüketiminin ön planda olduğu bir beslenme biçimidir. Çalışmalar; Akdeniz diyetinin, kardiyovasküler hastalıklar ile ilişkili ölüm oranlarını azalttığını göstermektedir. Hayvansal yağ da diyebileceğimiz doymuş yağlar sınırlı tüketilirken, tekli ve çoklu doymamış yağ asitlerinin tüketimi yeterli seviyelerde olmalıdır. Kolesterol ve trans yağ içeriği yüksek besinlerden kaçınılmalıdır. Tuz ve şeker içeriği yüksek besinlerden kaçınılmalıdır. Günde en az 4-5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Tam tahıllı ürünler düzenli tüketilmelidir. Tam tahıllı ürünlerin kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı yapılan birçok çalışmada tespit edilmiştir. Düzenli kurubaklagil ve balık tüketimine özen gösterilmelidir. Yeterli posa alımına dikkat edilmelidir. Vitamin ve mineral açısından yeterli beslenilmelidir.
- Amerikan ginsenginin ateroskleroz ve damar sertliği tedavisine olumlu etkileri olduğu saptanmıştır.
- Kolesterolü ve kan basıncını düşürücü özelliklere sahip sarımsağın ateroskleroz tedavisinde olumlu etkileri olduğu saptanmıştır.
- Omega-3’ün kolesterolü tedavi ederek ateroskleroz riskine karşı koruyucu olduğu görüşü öne sürülmüştür.
- Birçok araştırma; yumurtanın kan basıncını düzenleyici, yağ asitlerinin bozulmasını azaltıcı etkilerinin olduğunu, böylece ateroskleroz ve hipertansiyona karşı koruyucu olabileceğini göstermektedir.
- Sert kabuklu kuruyemişlerin içeriğindeki fitokimyasalların, ateroskleroza karşı koruyu etki gösterdiği saptanmıştır.
- Zerdeçal içeriğinde yer alan kurkuminin kardiyovasküler hastalıklarda tedavi edici olduğu saptanmıştır.
- Zeytinyağının kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu rolü birçok çalışmada kanıtlanmıştır.
- Magnezyumdan yetersiz beslenen bireylerde kardiyovasküler hastalık riskinin artırdığı düşünülmektedir. Baklagiller, kuruyemiş, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, kepekli tahıllar gibi lif içeren gıdalar zengin magnezyum kaynaklarıdır.
- Özellikle hayvansal kaynaklı besinlerde bulunan çinkonun, sağlıklı vasküler durumun korunmasında rol oynadığı bildirilmiştir.
- Folik asit, B6 ve B12 vitaminlerinin, kardiyovasküler riskli hastalarda karotis intima media (beyine giden atardamar) kalınlığını ve ilerlemesini önemli ölçüde azaltarak ateroskleroz riskini azalttığı gözlemlenmiştir.
- Özellikle portakal, limon, kivi gibi besinlerde bulunan C vitamininin yetersiz tüketilmesi ateroskleroz için risk oluşturmaktadır.
- Tavuk, balık, tahıl, yer fıstığı ve baklagiller gibi besinlerde bulunan B3 vitamininin, kardiyovasküler hastalıklarda önemli derecede azalmalara sebep olduğu düşünülmektedir.
- Dünya çapında yapılan birçok epidemiyolojik araştırma; insan vücudunda da salgılanan ve hayvansal kaynaklardan özellikle et, deniz ürünleri ve yumurtadan da alabildiğimiz taurinin kardiyovasküler hastalık riskini azalttığını göstermiştir.
- Bazı sebze ve meyvelerde, kakao, siyah ve yeşil çayda bulunan kateşin (flavanol) maddesinin, ateroskleroz gelişimi sırasında vasküler inflamasyonun azaltılmasında rol oynadığı böylece ateroskleroz riskini azalttığı gözlemlenmiştir.
Fibrin: Kanda bulunan ve pıhtılaşma sırasında oluşan bir madde
Fitokimyasal: Bitkilerde doğal olarak bulunan aktif kimyasal bileşik
Kateşin: Antioksidan etkili bir madde
Pelvis: Leğen kemiği
National Health Service. (2016, 6 3). 3 10, 2019 tarihinde National Health Service: https://www.nhs.uk/conditions/atherosclerosis/
American Heart Association. (2017, 4 30). 3 9, 2019 tarihinde American Heart Association: https://www.heart.org/en/health-topics/cholesterol/about-cholesterol/atherosclerosis
Akbay, G. D., & Pekcan, A. (2016). Zerdeçal: Beslenme ve Sağlık Yönünden Değerlendirilmesi. Bes Diy Derg, 68-72.
Altuntaş, Y., & Batman, A. (2017). Mikrobiyota ve Metabolik Sendrom. Turk Kardiyol Dern Ars, 286–296.
Dikmen, D. (2015). Sert Kabuklu Kuruyemişler ve Sağlık Üzerine Etkileri. Bes Diy Derg, 174-182.
Dülek, H., Vural, Z. T., & Gönenç, I. (2018). Kardiyovasküler Hastalıklarda Risk Faktörleri. Turkish Family Physician, 53-58.
Kemerci, G., & Elçioğlu, H. K. (2017). Diyabet ve Hipertansiyonda Kullanılan Takviye Edici Gıdalar. Marmara Pharmaceutical Journal, 10-18.
Koyu, E. B., Kaner, G., & Yıldız, E. A. (2016). İnme ve Beslenmenin İnme Üzerine Etkisi. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 112-118.
Moss, J., & Ramji, D. (2016). Nutraceutical Therapies for Atherosclerosis. Nat Rev Cardiol., 513-532.
Saraç, Z. F., & Yılmaz, M. (2015). Yaşlılık ve Sağlıklı Beslenme. Ege Tıp Dergisi, 1-11.
Suna, G., & Ayaz, A. (2017). K Vitamininin Kardiyovasküler Sağlık Üzerine Etkisi: Güncel Yaklaşımlar. Bes Diy Derg, 61-69.
Tanrıverdi, B., & Tetik, Ş. S. (2017). Aterosklerozun Patofizyolojisi ve Risk Faktörleri. Marmara Pharmaceutical Journal, 1-9.
Torres, N., Guevara-Cruz, M., Velazquez-Villegas, L., & Tovar, A. (2015). Nutrition and Atherosclerosis. Archives of Medical Research, 1-19.
Uğur, E., & Unal, R. N. (2017). Diyette Proteinler, Aminoasitler ve Bazı Diğer Aminli Bileşiklerin Kardiyovasküler Sistem Üzerine Metabolik Etkileri. Türk Tarım – Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi”, 71-83.
World Health Organization. (tarih yok). 3 12, 2019 tarihinde World Health Organization: https://www.who.int/dietphysicalactivity/factsheet_adults/en/
Yıldız, D., Fidancı, B. E., & Suluhan, D. (2015). Çocukluk Dönemi Obezitesi ve Önleme Yaklaşımları. TAF Prev Med Bull, 338-345.
Yılmaz, H. Ö. (2018). Hiperlipidemi ve Beslenme. Türkiye Sağlık Bilimleri ve Araştırmaları Dergisi, 72-82.