Beslenme, açlık duygusunu dindirmek ve rastgele yiyip içmek değil; sağlığın geliştirilerek vücudun ihtiyaç duyduğu 70’e yakın besin ögesini, gereken miktar ve zamanda almaktır. Büyümek, öğrenebilmek, çalışabilmek, hareket edebilmek ve sağlıklı olmak için vücudumuzun yeterli ve doğru besinlere ihtiyacı vardır. Sağlık ve beslenme, bu sebepten dolayı birbiriyle yakın ilişki içindedir. Günlük yaşamın kesintiye uğradığı afet gibi olağandışı durumlarda, sağlıklı beslenmenin sağlanması da büyük bir öneme sahiptir. Afetlerin psikolojik ve fizyolojik etkilerinin en iyi şekilde atlatılabilmesi için, sağlık ve beslenme hizmetlerinin düzeninin sağlanması elzemdir. Kaynakların en verimli şekilde hızlı, etkili, kolay planlar çerçevesinde oluşturulması gerekmektedir.
Afet gibi acil durumlarda beslenme hizmetleri iki aşamada organize edilir. Kısa dönem organizasyonu ve uzun dönem organizasyonu olarak ilerleyen bu aşamalarda, beslenme sorumlusunun ortamı iyi bir şekilde gözlemlemesi gerekmektedir. Bu süreçte riskli grupların olumsuz koşullarda etki altında kalacağı dikkate alınmalı ve buna göre dağıtım planı yapılmalıdır.
Kısa dönem beslenme organizasyonu, ilk birkaç hafta içinde gerçekleşmektedir. Bu aşama içerisinde, servis edilmeye uygun yemek ve sağlıklı su sağlanması büyük önem taşımaktadır. Afet sonrası sağlıklı su temini, ılıman mevsimlerde günde kişi başına 3 litre, sıcak mevsimlerde ise 6 litre olmalıdır. Bu miktar ilk fırsatta arttırılmalı ve geçici yerleşime geçildiğinde, kişi başına günlük 15-40 litre içme ve kullanma suyu sağlanmalıdır. Geçici yerleşime kadar içme suyu “Sağlık Bakanlığı izni ve tarihi” bulunan ambalajlı sularla karşılanmalı, kapağı açılmış suların kullanılması engellenmelidir. Sağlıklı su temin edilmezse, ani ve yaygın salgınlar ortaya çıkabilmektedir. Sağlıklı su temininde mobil su arıtma ünitelerinin yanında su tankerleri de kullanılabilmektedir. Bu su tankerlerinin temiz olması, temiz kaynaktan doldurulmuş olması büyük bir önem taşımaktadır. Eğer tankere doldurulan su dolumdan önce klorlanmamış ise mutlaka tankerde klorlama yapılmalıdır.
Afet sonrası ilk saatlerde sıcak çay veya çorba dağıtımı özellikle psikolojik sağlığı sağlamak açısından önemlidir. İlk günlerde ekmek, peynir, zeytin ve yoğurt gibi hazır; bisküvi, pirinç, makarna, bulgur, yumurta, kuru baklagil gibi bozulması zor besinler tercih edilmelidir. Sağlıklı su ve uygun mutfak ortamı sağlanana kadar, taze meyve ve sebzelere yer verilmemelidir.
İkinci aşama olan uzun dönem beslenme organizasyonu, gelişme ve rehabilitasyon ile gerçekleştirilmelidir. Afet sonrası birkaç hafta ile birkaç ay arasında gerçekleşen bu aşamada, merkezi mutfakların çalışması sağlanmalıdır. Bu dönemde yemek yiyenlerin kaydı alınmalı, risk gruplarına uygun beslenme kartları hazırlanmalı, kişi sayısı belirlenmeli, depolama ve tüketim kayıtları alınmalıdır. İshal, hepatit, tüberküloz gibi ciddi hastalıkların ve malnütrisyonun önüne geçilebilmesi amacıyla uygun beslenme programları uygulanmalıdır. Gebe-emzikli kadınlar ve 3-5 yaşından küçük çocukların günlük diyetlerine besin ilavesi yapılmalı, her gün ek olarak bir öğün sağlanmalıdır.
Afet gibi acil durumlarda sağlıklı bir yetişkin için günlük enerji ihtiyacı ortalama 2100 kaloridir. Bu enerji 450 g tahıl, 25 g yağ, 50 g kuru baklagil içeren yiyecekler ile temin edilebilir. Bu enerjinin %10-12’si proteinden %17’si yağdan sağlanmalıdır. İlave olarak çay, şeker, tuz, baharat, taze sebze ve meyveler, yeme kültürü ve beslenme alışkanlıkları göz önünde bulundurularak sağlanabilir.
- Tüm bu beslenme hizmetleri verilirken, gebe ve emzikli kadınların enerji ihtiyacının daha fazla olduğu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuklar için süt, yoğurt, tahıllı ve yoğurtlu çorbalar temin edilmelidir. Emziren annelerin bebeklerini emzirmeye devam etmesi teşvik edilmelidir. Anne sütü her durumda hazır, temiz ve besin değeri yüksek bir besindir, aynı zamanda psikolojik olarak anneye destek sağlamaktadır. Emzirme, özellikle afet gibi acil durumlarda daha büyük bir öneme sahiptir. Çünkü bebeklere verilecek olan ek besinler için su, yakıt ve malzemeler yeterli değildir. Süt annelik dâhil, çözüm yolları tükendikten sonra bebek maması tercih edilmelidir. Afetten psikolojik olarak olumsuz etkilenen annenin sütü azalabilir, hatta tamamen kesilebilir. Eğer anne afette kaybedilmişse veya yeterli miktarda sütü bulunmuyorsa; 0-6 aylık bebekler süt, yoğurt, muhallebi, bisküvi, tahıl ve sebze çorbaları, taze meyve suyu ve püreleri, 6-12 aylık bebekler ise tüm bunlara ek olarak kuru baklagil yemekleri, çorbaları ve yumurta ile beslenmelidir.
Gebelere afet sonrası rutin beslenmeye ek olarak, iki su bardağı süt veya yoğurt takviyesi sağlanmalıdır. Bu dönemde gebe ve emziklilere, demir ve folik asit desteğini sağlamak güç olduğu için, diyette demir eksikliğini engelleyecek yöntemler tercih edilmelidir. Yeni doğum yapmış olan kadınlara altı hafta boyunca A vitamini sağlanmalıdır.
Afet bölgesinde bulunan halkın bazı uygulamalar konusunda dikkatli olması ve temizliğe özen göstermesi gerekmektedir. Etiketsiz, bombeleşmiş konserveler tüketilmemeli ve açıkta kalmış yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Süt paketleri açıldıktan sonra kısa süre içinde içilmeli; şüpheli, küflü, görüntüsü ve kokusu değişmiş besinler tüketilmemelidir.
Türk Kızılayı. (2017). Türk Kızılayı Afetlerde Beslenme Hizmetleri Kılavuzu.