Günümüzde beslenme, büyüme ve gelişmeyi sağlamasının yanı sıra, sağlığı korumak ve geliştirmek için de önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Her geçen gün tüketimi katlanarak artan işlenmiş gıdalar sebebiyle gıdanın bileşenleri ve güvenli olup olmadığı bir soru işareti haline gelmiştir. Oluşan gıda zehirlenmeleri, gıda alerjileri, obezite, kalp hastalıkları ve kanser ile ilgili yapılan çalışmaların da ışığında; prebiyotik ve probiyotiklerin sayısız faydası pek çok otorite tarafından kabul edilmiştir. Bu bağlamda yararlı bakterileri barındıran besinlere ilk defa Ferdinand Vergin “probiotic” adını vermiştir. Yayınladığı makalede; probiyotikleri, antibiyotiklerin zararlı etkilerini azaltan faydalı bakteriler olarak tanıtmıştır.
İnsan sindirim sistemi, mikroorganizmaların kompleks ekosistemleri ile çevrilidir. Bağırsak bakterileri yalnızca kendi ortak alanlarında yaşamaz, bağırsak alanındaki diğer konakçılar ile bir evrim geçirirler. Bağırsaklarda faydalı bakteriler de bulunur ve bu bakteriler, insan sindirim sistemi ile ilgili çok önemli pek çok faaliyete sahiptir. Probiyotik bakteriler, yaşam alanları için besin ögeleri üretirler ve patojen bakterilerin zararlı etkilerini ortadan kaldırırlar. Aynı zamanda normal immünolojik yani bağışıklık yanıtları modüle ederler. Mikrobiyotadaki değişimler, bağırsak dengesinin sağlanması, yenilenmesi ve korunması açısından çok önemlidir. Sindirim sistemine bu şekilde katkı sağlayan probiyotik, simbiyotik ve prebiyotiklerin insan beslenmesine eklenmesi çok fayda sağlayıcıdır.
Probiyotik ve prebiyotikler hangi besinlerde bulunur?
Bu faydalı bakteriler, çiğ sebze ve meyvelerden, fermente turşu ve fermente süt ürünlerinden sağlanabilmektedir. Diğer kayda değer kaynaklar olarak ilaç formülleri ve fonksiyonel gıdalar örnek verilebilir.
Lahana Fermantasyonu Nasıl Gerçekleşir?
Lahana fermantasyonu için fermantasyonu başlatacak başlangıç kürlerine gerek yoktur. Lahanada doğal olarak bulunan laktik asit bakterileri, fermantasyonu gerçekleştirir. Laktik asit bakterileri, dış yapraklarda daha fazladır ve çekirdeğe inildikçe azalır. Kendiliğinden fermantasyon sırasında ilk olarak laktik asit bakterileri, glikozu alkol ve karbondioksit gibi bileşenlere dönüştürür. Hetero-fermantasyon denilen bu işlem, 3 ile 7 gün içerisinde gerçekleşir. Sonrasındaki aşamada ise 10-14 gün boyunca sadece laktik asit üretiminin gerçekleştiği homo-fermantasyon vardır. Fermantasyonu gerçekleştiren kültürler karakterize edildiğinde; ilk aşamada yer alan bakterilerin Leuconostoc mesenteroides ve Lactobacillus brevis olduğu, ikinci aşamadaki bakterilerin ise Pediococcus cerevisiae ve Lactobacillus plantarum olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Probiyotiklerle ilgili 2019 yılında yayımlanan güncel bir çalışmadan bahsetmek istiyorum:
- Chongqing Tıp Üniversitesi Deney Hayvan Merkezi’nden alınan fareler 1 haftalık adaptasyondan sonra rastgele 5 gruba ayrılmıştır (normal, model, Lactobacillus fermentum, l-karnitin ve Lactobacillus delbrueckii). Normal gruptaki farelere az yağlı bir diyet (%10), diğer dört gruptaki farelere ise 8 hafta boyunca yüksek yağlı diyet (%45) programlanmıştır. Farelerin vücut ağırlıkları, tüm deney boyunca haftalık olarak kaydedilmiştir.
Bu çalışmada; farelerde Lactobacillus fermentum‘un anti-obezite etkisi araştırılmıştır.
Bulgular; Lactobacillus fermentum’un serum ve karaciğer dokularındaki anormal lipit metabolizmasını etkili bir şekilde iyileştirebileceğini ve obeziteye bağlı karaciğer hasarını hafifletebileceğini ortaya koymuştur.
- Sonuçlar; Lactobacillus fermentum’un farelerde, yüksek yağlı diyetle ortaya çıkan obeziteyi önemli ölçüde kontrol edebileceğini ve böylece lipit metabolik bozukluk riskini azaltabildiğini göstermiştir.
Bu çalışma sonucunda; Lactobacillus fermentum’un farelerde mükemmel biyolojik aktiviteye sahip mikrobiyal bir kaynak olduğu, lipit metabolizmasını düzenleyerek böylece karaciğer korumasını sağladığı ve obezite önleyici etkilere sebep olduğu belirtilmiştir.
Özetlemek gerekirse;
Probiyotiklerin, özellikle gasrointestinal hastalıklarda (kısa bağırsak sendromu, sindirim rahatsızlıkları, Helicobacter pylori’nin elimine edilmesi, inflamatuvar bağırsak rahatsızlıkları, diyare vb.) ve alerjik hastalıklarda olumlu etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Bilinen bu etkilerine ek olarak son değerlendirdiğimiz çalışmada; probiyotik bakterilerin, obezite ve lipit metabolizmasındaki bozuklukların tedavisinde de destekleyici olumlu etkileri gösterdiği görüşmüştür.
Kai Zhu, F. T. (2019). Anti-Obesity Effects of Lactobacillus fermentum CQPC05 Isolated from Sichuan Pickle in High-Fat Diet-Induced Obese Mice through PPAR-α Signaling Pathway. Microorganisms.
Laura Lavefve, D. M. (2018). Microbial Ecology of Fermented Vegetables and Non-Alcoholic Drinks and Current Knowledge on Their Impact on Human Health. 2019 Elsevier Inc.