Birçok birey kilo vermek veya kilosunu korumak için farklı yöntemler dener. Kimisi spor yapar, kimisi diyetisyene gider, kimisi ise çevrelerinde çok sık rastladıkları, sürekli adını duydukları diyetleri yapar. Atkins diyeti de bu popüler diyetlerden biri.
Genel olarak atkins diyetini tanımlayacak olursak, diyetin karbonhidrat (CHO) düzeyini düşürüp protein düzeyini arttırarak, açlık esnasında vücudun enerji olarak karbonhidratları değil yağ yakmasını sağlamaktır. Bu şekilde tanımladığımızda kulağa çok kolay, yaz gelmeden forma girmek için yapılacak hızlı sonuç verdiren bir diyet gibi gelebilir. Fakat atkins diyetinin dikkat edilmesi gereken birçok noktası olduğunu, diyete başlamadan önce artılarını ve eksilerini değerlendirmeniz gerektiğini ve en önemlisi sizin için uygun bir diyet olup olmadığını bilmek gerekir.
Artan obezite oranı bireyleri popüler diyetlere itmektedir. Atkins diyetinde de olduğu gibi, yüksek proteinli diyetlerin tokluk hissini uzun süre sağlamasından dolayı, kısa zaman içinde zayıflamada büyük etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Çünkü yüksek proteinli diyetlerde artan amino asit sentezi termogenezi (ısı oluşumunu) arttırır ve enerji harcaması da buna bağlı olarak artar. Tokluk duygusunun artmasıyla da enerji alımı azalır. Bunun sonucunda kişi daha az besin tüketerek daha uzun süre tok kalır. Postprandiyal (tokluk) insülinin azalması için rafine karbonhidratlar ve protein yer değiştirir ve glisemik indeks (karbonhidratların kan şekerini yükseltme hızı) ile glisemik yük azalır. Hepsinin sonucunda bireyde ağırlık kaybının görülmesi olasıdır.
Atkins diyetini yaparken halk arasında zararlı olarak bilinen üç beyaz besinden (un, şeker ve tuz) uzak durmanız ve gün boyunca 20 gramdan çok karbonhidrat tüketmemeniz gerekmektedir. Aynı zamanda kümes hayvanları, et, deniz canlıları, peynir ve bazı besinleri tüketebilirken pirinç, makarna, ekmek gibi besinlerden de uzak durmanız gerekmektedir. Atkins diyeti üç aşamada uygulanır. İlk aşamada hazırlanan diyet listesiyle diyetle tanışmanız ve diyete alışmanız, ikinci aşamada, hazırlanan yeni bir diyet listesi ile kilo vermeye devam etmeniz, üçüncü aşamada ise hazırlanan diyet listesi ile ulaştığınız kilonun korunması hedeflenmektedir.
- Peki, Atkins Diyetini Kimler Uygulayabilir?
Günümüzde ketojenik diyet olarak adlandırdığımız epilepsi hastalarının uyguladığı çok önemli diyetler vardır. Bu bireylerin sürekli bir doktor ve diyetisyenden oluşan bir ekibin kontrolü altında olması gerekir. Atkins diyeti de aslında ketojenik diyete benzer. Bu nedenle epilepsi hastalarında uygulanabilir. Epilepsi hastalarında ayırt etmek için “Modifiye Atkins Diyeti” adı altında uygulanır.
Atkins diyeti ilk olarak 2003’te John Hopkins ve 2005’te Massachusetts Genel Hastanesi’nde alternatif diyet adı altında oluşturulmuştur. Yapılan çalışmalar sonucunda atkins diyeti ile epilepsi nöbetlerinin kontrol altına alındığı görülmüş ve klasik ketojenik diyet tedavisinin her zaman gerekli olmadığı kanısına varılmıştır. Modifiye atkins diyetinde hastanın aldığı enerjinin %60’ı yağ, %30’u protein, %10’u karbonhidrat içeriklidir. Ketojenik diyetten farkı ise atkins diyetinde karbonhidratı günde 20 gr arttırmak yerine süresiz olarak korunmasıdır. Modifiye Atkins diyetinde yüksek yağlı gıdalar zorunlu olarak verilir ve bu hastalarda kullanılan modifiye atkins diyetinin ilk amacı normal atkins diyeti gibi kilo vermek veya kiloyu korumak değildir. Amaç, nöbetleri en aza indirmektir.
Yararları olduğu gibi zararları da olan atkins diyeti uzun dönemde uygulandığında kardiyovasküler (kalp ve damar) hastalık riskini arttırabilir. Büyüme bozukluğu, böbrek taşı, dislipidemi (kandaki yağların fazla miktarda bulunması) gibi bazı problemlerin yanı sıra henüz net bir bilimsel kanıt olmamakla birlikte kan basıncını da etkilediği düşünülmektedir. En fazla görünen yan etkisi ise GİS* şikâyetleridir. Bu nedenle erişkin bireylerde konstipasyon (kabızlık), bulantı, kusma gibi bazı rahatsızlıklar görülebilir. Ayrıca karbonhidrat yüzdesinin düşük olması, bireylerin ruh halini de kötü etkileyebilir. Bireyler genel olarak mutsuz bir ruh hali içinde olabilirler.
Atkins diyeti, ketojenik diyete göre günlük yaşama daha uygun olup, kısıtlamaları ketojenik diyete göre daha azdır. Bilişsel gerileme görülen Doose sendromlu çocuklarda yapılan bir çalışmaya göre, hastaların %83’ünde görülen nöbetin %50’si azalmış, hastaların %47’si ise uygulamayı nöbetsiz geçirerek tamamlamıştır. Bir başka çalışmada ise, Kuzey Denizi Myoklonus Epilepsisi olarak adlandırdığımız ve bazı genlerde mutasyona neden olan önemli bir hastalığın tedavi sürecinde atkins diyeti değerlendirilmiştir. Tedavi sonrasında anlamlı olmasa da, modifiye atkins diyetinin ortalama total kolesterolde hafif, HDL’de* ise yüksek bir artış gösterdiğini belirlemişlerdir. Aynı zamanda, uzun dönem takip edilerek uygulanan atkins diyetinin hastalığı iyileştirme bakımından olumlu etkileri olduğunu ve tedavi yöntemi olarak uygulanabileceğini göstermişlerdir.
Sonuç olarak, atkins diyeti ile kilo vermek, epilepsi nöbetlerini kontrol altına almak mümkündür. Bu hastalarda uygulanan atkins diyeti, sağlıklı bireylerde uzun dönem uygulanmamak koşuluyla yaşam kalitesini de arttırmaktadır. Ama unutulmaması gereken esas nokta diyet ne kadar popüler bir diyet olursa olsun mutlaka bir diyetisyen kontrolü altında uygulanmalıdır. Aksi takdirde istenmeyen sonuçlarla karşılaşmak kaçınılmazdır.
*GİS: gastrointestinal sistem (mide-bağırsak sistemi)
*HDL: yüksek dansiteli lipoprotein, halk dilinde iyi huylu kolesterol.
Kim, Y., Vaidya, V., Khusainov, T., Kim, H. D., Kim , S.-H., Lee, E. J., . . . Kang, H.-C. (2012). Various indications for a modified Atkins diet in intractable childhood epilepsy. Brain & Development, 570-575.
Kossoff, E. H., Cervenka, M., Henry, B., Haney, C. A., & Turner, Z. (2013, december). A decade of the modified Atkins diet (2003–2013): Results, insights, and future directions. Epilepsy & Behavior, 437-442.
Kruel, A. W., Haberlandt, E., Hartmann, H., & Wohlrab, G. (2017, april). Modified Atkins diet is an effective treatment for children with Doose syndrome. Epilepsia, 657-662.
Kverneland, M., Selmer, K., Iversen, P., & Taubøll, E. (2015).
A prospective study of the modified Atkins diet for adults with idiopathic generalized epilepsy. Epilepsy & Behavior, 197-201.
ME, V., A, W., ME, v., JW, E., JM, G., & R, Z. (2017, mart 7).
The efficacy of the modified Atkins diet in North Sea Progressive Myoclonus Epilepsy: an observational prospective open-label study. Orphanet Journal of Rare Diseases, 1-6.
NAVRUZ, S., & ACAR TEK, N. (2014). YÜKSEK PROTEİNLİ DİYET AKIMLARININ VÜCUT AĞIRLIĞININ KORUNMASI VE SAĞLIK ÜZERİNE KISA VE UZUN DÖNEMLİ ETKİLERİ. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 656-673.
Sharma, S., Goel, S., Jain, P., Agarwala, A., & Aneja, S. (2016).
Evaluation of a simplified modified Atkins diet for use by parents with low levels of literacy in children with refractory epilepsy: A randomized controlled trial. Epilepsy Research, 152-159.
Tatlı, B., Cebeci, A. N., & Ekici, B. (2013). Çocukluk çağı epilepsilerinde diyet tedavisi. Türk Pediatri Arşivi Dergisi, 275-280.
Ünalp, A. (2017). Çocukluk çağı epilepsilerinde ketojenik diyet uygulamaları. İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Dergisi, 169-177.
Wong, V., Fung, C., & Kwong, A. (2015). SCN2A mutation in a Chinese boy with infantile spasm – response to Modified Atkins Diet. Brain and Development, 729-732.
Yazgünoğlu, Y., & Irmak, O. (2003, Temmuz). Bilkent Üniveritesi Sağlık Merkezi.