Vertigo, dengesizlik ve dizziness kliniğe başvuran hastaların yaygın şikayetlerindendir. Denge kliniğinde görülen hastaların çoğunun yineleyen vertigosu bulunmaktadır. Bu durum çoğu zaman; Meniere hastalığı, Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) veya migrene bağlanmaktadır.
Migren hastalarının %25’inde migren ile birlikte vertigo semptomları da mevcuttur. Boyun ağrıları ve spazm haftalarca baş ağrısına sebep olur. Bu semptomlar vertigo ile ilişkilidir. Tekrarlayan baş dönmesi atakları ile birlikte ışıktan, sesten rahatsız olma ve baş ağrısı şikâyetleri de görülür.
Pozisyonel Vertigo İçin Risk Faktörleri ve Vertigo’nun Günlük Yaşama Etkisi: Kore Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Araştırması
2010 Kore Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi verileri kullanılarak kesitsel bir çalışma yapılmıştır. Çalışma popülasyonunu oluşturan baş dönmesi ile ilgili eksiksiz verilerin mevcut olduğu, 40 yaş üstü 1274 katılımcının kan ve idrar testleri yapılarak beslenme, yaşam kalitesi ve subjektif sağlık durumu bir anket kullanılarak ölçülmüştür. Poziyonel vertigo (PV) ve kan/idrar testi verileri ile beslenme alımı arasındaki ilişkiler çoklu lojistik regresyon analizi ile değerlendirilmiştir. Katılımcıların %7.7’si (98 kişi) tarafından önceki yıl içinde PV öyküsü rapor edilmiştir. Belirli bir hastalık veya ilacın neden olduğu baş dönmesi ile bağlantılı inme, kalp, akciğer, böbrek, tiroid hastalığı, diyabet ve depresyon, kötü huylu tümör, anemi, kronik orta kulak iltihabı veya işitme kaybı ve diğer baş dönmesi bozuklukları bildiren hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir.
Bu çalışmada; Koreliler tarafından en sık tüketilen 112 yiyeceğin alımı yarı kantitatif gıda sıklığı anketi kullanılarak kaydedilmiştir. Katılımcılar, ortalama olarak, belirtilen yiyeceklerin her birini ve çalışma yılı boyunca tüketilen normal porsiyon boyutlarını ne sıklıkla tükettiklerini belirtmişlerdir. Her yiyecek için alım sıklığı; yemiyorum, ayda bir, ayda 2-3 kez, haftada bir kez, haftada 2-4 kez, haftada 5-6 kez, günde bir kez, günde iki kez ve günde üç kez şeklinde sıralanmıştır. Değerlendirilen beslenme parametreleri arasında; protein, yağ, doymuş yağ asidi, tekli doymamış yağ asidi, çoklu doymamış yağ asidi, kolesterol, karbonhidrat, diyet lifi, kalsiyum, fosfor, demir, sodyum, potasyum, A vitamini, karoten, retinol, B1 vitamini, B2 vitamini, B3 vitamini ve C vitamini bulunmaktadır.
- Yaş ve cinsiyet, tek değişkenli analizde PV ile önemli şekilde ilişkili bulunmuştur. İleri yaş ve kadın cinsiyeti daha yüksek PV prevalansı ile ilişkilendirilmiştir.
- Ancak beden kitle indeksi (BKİ), PV’si olan ve olmayan denekler arasında önemli ölçüde farklılık göstermemiştir. BKI; bir kişinin vücut ağırlığının boy uzunluğuna göre orantılı olup olmadığını belirlemek için kullanılan bir parametredir.
- PV’li bireylerde karoten, A vitamini ve B2 vitamini alımları önemli ölçüde daha düşük bulunmuştur. Farklı bir çalışmada ise B12 vitamini ve folat vitaminleri eksiklikleri sonucu görülen semptomlar arasında baş dönmesi ve vertigo da bildirilmiştir. Literatürde daha önce yapılan bir çalışmada da vitamin B12 eksikliği ile BPPV arasında bir ilişki olduğu saptanmıştır
- Mevcut sigara içme durumu ve alkol tüketimi öyküsü, PV öyküsü ile önemli bir korelasyon göstermemiştir.
- Laboratuvar verileri açısından tek değişkenli analizde serum hemoglobin, kreatin ve trigliserid düzeyleri PV ile önemli olarak ilişkili bulunmuştur. Tek değişkenli analiz, PV’nin düşük trigliserid (TG) seviyesi ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Düşük TG seviyeleri, vasküler ilişkili hastalık riskinde azalma ile ilişkilidir. Düşük seviyeli TG, vasküler yetmezlikle ilgili olandan farklı bir mekanizma yoluyla PV gelişimini etkiler. Jönsson ve arkadaşları açlığın BPPV için bir risk faktörü olduğunu bildirmiştir. Uzun süreli oruç tutma ve kahvaltıyı atlama gibi beslenme alışkanlıkları TG düzeylerini ve BPPV insidansını etkiler. Ayrıca; 1951 yılında hipogliseminin migren ve vertigoya neden olduğu gösterilmiştir. Düşük TG seviyeleri ile BPPV gelişimi arasındaki ilişkiyi netleştirmek için beslenme alışkanlıkları değerlendirilmelidir. Ek olarak; açlık sırasında idrar keton seviyeleri yükseldiğinden, istatistiksel önemlilil olmamasına rağmen, idrar keton seviyelerinin vertigo bildirmeyen hastalara göre daha yüksek olduğu belirtilmiştir.
- Hiperlipidemi ile PV arasında ilişkiler olduğu bildirilmiştir. Bir çalışmada; BPPV ile başvuran tüm hastalar çalışmaya dahil edilerek epley manevrası uygulanmıştır. Cinsiyet, yaş, arteriyel hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi, sigara alışkanlığı, alkol tüketimi, migren, osteoporoz, nistagmus yoğunluğu, vertigo yoğunluğu, nistagmus süresi, ortotropik nistagmus oluşumu gibi değişkenler kaydedilmiştir. Sonuçta; nistagmus kaybı olan deneklerin yüzdesinde hiperlipidemi dahil olmak üzere altı değişken önemli farklılıklar göstermiştir. Çalışma sonuçları; hiperlipideminin epley manevrasına pozitif yanıt olasılığını arttırabileceğini göstermiştir. Bilimsel literatürde benzer bir sonuç bildirilmemesine karşın, teorik olarak hiperlipideminin iç kulakta vasküler hasara neden olabileceği ve bunun da BPPV’yi tetikleyebileceği belirtilmiştir.
Vertigo ve Meniere Hastalığı İlişkisi
Meniere hastalığı iç kulakta dolgunluk, çınlama, tekrarlayan baş dönmesi atakları ile karakterize işitme kaybına kadar giden kimi zaman vertigo ile karıştırılan iç kulak tansiyonu olarak da adlandırılan bir hastalıktır.
Meniere hastalığında bazı besinlerin tüketiminin semptomları bozabileceği ve vertigo ataklarını tetikleyebileceği bildirilmiştir. Bu ilişki kesin olarak gösterilmemesine rağmen, bazı durumlarda hastalar vertigo atağını tetikleyen olayı (diyetetik faktörler dahil) çok iyi tanımlayabilirler. Bu durumlarda, diyet veya yaşam tarzı değişiklikleri genellikle hastalığın klinik yönetiminde faydalıdır. Meniere hastalarının uzun vadeli klinik yönetimi genellikle diyet kısıtlamaları gibi yaşam tarzı değişikliklerini içerir.
Özellikle diyabetlilerde, karbonhidrat (CHO) metabolizma bozukluklarında ve reaktif hipoglisemili kişilerde hipo-hiperglisemi ataklarının sıklığı iç kulakta kalıcı hasara ve iyon dengesizliğinin de artmasına sebep olarak tinnitus, vertigo ve meniere gibi hastalıkların oluşmasına yol açmaktadır. Hipogliseminin iç kulakta özellikle vestibüler semptomlarda daha belirleyici olduğu da düşünülmektedir. Kan glikozu (şekeri) seviyesi ve pankreastan insülin sekresyon miktarının kontrolü yalnızca iç kulak semptomlarını iyileştirmekle kalmayıp, diyabet ve eşlik eden hastalıklardan korunmada da önemlidir.
Meniere hastalığında yeterli ve dengeli bir beslenme, bireyin kolay uygulayabileceği sürdürülebilir bir program ile vücut ağırlığının 6-12 ay içerisinde (en az %3-5 olmak üzere, %5-10’u) hedeflenen düzeye indirilmesi ve korunması önerilmektedir. Kısa sürede hızlı ağırlık kayıpları ise pek çok sağlık sorununa sebep olabileceği gibi ani elektrolit ve sıvı dengesizlikleri sebebiyle baş dönmelerini de arttırabilir. Hiperinsülinemi ve CHO metabolizma bozukluğu olan hastaların hızlı emilen CHO kaynaklarını tüketmemesi, 3 saat aralarla beslenmesi, ara öğünlerde yavaş emilim gösteren fruktoz kaynağı meyve, yoğurt ve tahıl barları gibi düşük glisemik indeksli yiyecekler tercih etmeleri kan şekeri ve insülin seviyesi kontrolüne yardımcı olacaktır. Vertigo tedavisinde kullanılan bazı vazodilatör ilaçlar santral sinir sistemi etkileri sebebiyle sukroz alımı isteğini arttırabildiğinden bu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Meniere hastalarında sıvı alımının arttırılmasına dair çalışmalar ise, artan sıvı alımının hipotalamusta vazopressin (antidiüretik hormon) üretimini azaltması ile iç kulakta zar geçirgenliğinin ve endolenf üretiminin normalize edileceği bildirilmiştir. Meniere hastalarında plazma antidiüretik hormon seviyesindeki artış ile vertigo atakları arasından kuvvetli ilişki olduğu gösterilmiştir.
- Meniere hastalarının yaşadıkları vertigo, çınlama, dolgunluk hissi gibi semptomlar ile çikolata, kafein, alkol ve tuz tüketimi arasında ilişkinin mekanizmaları tam olarak açık değilse de, bu yiyeceklerin tüketiminde sınırlama, semptomlarda genellikle iyileşmeyi olumlu etkilemektedir.
Ilımlı alkol alımının (10-30 g/gün) olumlu etkilerini gösteren araştırmalar bulunsa da, fazla miktarda ve/veya kronik alkol alımının pankreas insülin metabolizmasını bozduğu, karaciğerde glukoneogenezi azalttığı, periferik dokularda insülin direncine sebep olduğu da iyi bilinmektedir. Kronik alkolizmde hiperglisemi ve hiperlipidemi kaçınılmazdır. Meniere hastalarında hipoglisemi ve hiperglisemi durumunun vertigo ataklarına sebep olması nedeniyle de alkol kullanımında dikkatli olunmalıdır.
- Kafein tüketiminin vertigoya etkisini araştıran bir çalışmada, Meniere hastalığından kaynaklanan vertigo ile farklı bir sebepten görülen vertigodan etkilenen hastalar ve/veya daha önce vertigo öyküsü olmayan kontrol denekleri arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Vertigo ataklarının sıklığı ve şiddeti, bazıları diyetle ilgili olan farklı tetikleyicilerle ilişkilendirilmiştir. Bu hastalar için tıbbi tedavi, vertigo ataklarının sıklığını azaltmak için genellikle düşük sodyum diyetini ve toksik (tütün ve alkol gibi) ve/veya uyarıcı etkiye sahip maddelerin (özellikle kafein) kısıtlanmasını içerir. Hastaların kafeinli ürünler, tütün ve alkol tüketiminden kaçınmaları teşvik edilir. Genel olarak diyet önerilerinin meniere hastalığının klinik seyrini iyileştirmek için yararlı olduğu kabul edilmekle birlikte, bunların etkinliği kesin olarak gösterilmemiştir. Birçok hasta, kaçındıkları tetikleyici faktörleri (bazıları diyetle ilgili) belirleyebilir.
Vertigo ve Hipertansiyon
- Baş dönmesi şikayetiyle kliniğe başvuran ve Dix-Hallpike testi yapılarak posterior kanal (Pc) BPPV tanısı konulan hastalar ile gerçekleştirilen retrospektif bir çalışmada; birden fazla atak geçiren hastalarda eşlik eden hipertansiyon (HT) öyküsünün tek atak geçirenlere oranla daha fazla görüldüğü ve bu farkın istatistiksel olarak önemli olduğu bulunmuştur. Bu HT’ye bağlı sistemik değişikliklerin iç kulaktaki vasküler yapılar üzerine etkisi olabileceğini ya da kullanılan antihipertansif ilaçların BPPV üzerine tetikleyici etkisi olabileceğini düşündürmektedir. Genel popülasyonda yaygın olarak gördüğümüz HT’nin BPPV ataklarının tekrarlamasına sebep olabildiği düşünülmektedir. Vertigo tedavisine başlamadan önce özellikle de atak sayısının öngörülmesinde ve bu konuda hastanın bilgilendirilmesinde HT olmak üzere sistemik hastalık öyküsünün varlığı yol gösterici olabilir.
- Başka bir çalışmada; belirtilen dizziness kelimesi muhtemelen birkaç semptomu temsil etmektedir. Bu semptomlar; dengesizlik, dengeyi kaybetme, bayılma hissi ve vertigo olarak sıralanabilir. Bu çalışmada; dizziness bildirenlerin iki veya daha fazla kronik hastalığı olduğu ve dizziness bildirmeyenlere göre daha fazla ilaç kullandıkları dikkat çekmiştir. Dizziness ile hipertansiyon da dahil olmak üzere çeşitli kardiyovasküler değişkenler arasında da önemli ilişkiler kaydedilmiştir. Ancak, hipertansiyon ile dizziness arasındaki ilişki yoruma açıktır. Çünkü semptomun hipertansiyonun kendisinden çok ilaçla ilişkili olabileceği belirtilmiştir.
Vertigo ve Ginkgo Biloba
Nörodejeneratif hastalıklar, tinnitus, vertigo başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılan Ginkgo’nun etken maddesi flavanoidler ve terpenoidlerdir. Ginkgo’nun içinde bulunan terpenoidlerin biyoyararlanımı yüksek olup, trombosit-aktive edici faktörü inhibe ederek kanamalara neden olmaktadır. Ginkgo kullananlarda istenmeyen kanamaların ortaya çıktığına dair çalışmaların yanı sıra bu tip yan tesirinin bulunmadığına dair de çalışmalar vardır. Hekime danışmadan kullanılmamalıdır.
Vertigo ve Zehirlenmeler
- Genel olarak Giromitra türleri olarak sınıflandırılan mantarlardan en sık toksisite yapan ‘G. esculenta’ zehirlenmelerinde ağır vakalarda; hepatotoksisite ve nörolojik bulgular (koordinasyon bozukluğu vertigo, konvüzyonlar, koma) gözlenir. Doğu Avrupa ülkelerinde sıklıkla yetişen bu toksik mantar türü genellikle ilkbahar aylarında kumlu topraklarda ve çam ormanlarında yarı gölgeli yerlerde yetişir. Kahverengi-kırmızı renkli şekil olarak beynin dış görünümünde olan bir mantardır. Psilosin ve psilosibin (halusinasyon yapan mantarlar) olarak gruplandırılabilen mantar grubunda da vertigo görülmektedir.
- Deli bal zehirlenmesi vakalarında gastrointestinal ve santral sinir sitemi bulguları arasında baş ağrısı ve vertigo da bulunmaktadır.
Özetle;
- Folat ve B12 vitaminleri eksiklikleri sonucu görülen semptomlar arasında vertigo da bildirilmiştir. Folatın en yoğun bulunduğu besinler karaciğer ve diğer organ etleri, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, ceviz, badem ve buğdaydır. B12 vitaminin en yoğun bulunduğu besinler ise organ etleri, kırmızı et, balık, süt ve ürünleri gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir.
- Ayrıca bu hastalarda; A vitamini, karoten ve B2 vitamini alımları önemli ölçüde daha düşük bulunmuştur. A vitamini, hayvansal besinlerden en çok balık, karaciğer, süt, yumurta sarısında bulunmaktadır. A vitamini aktivitesi taşıyan karotenoidler ise en çok sarı, turuncu, yeşil sebze ve meyvelerde bulunmaktadır. Karaciğer, yumurta ve sütte de az miktarda karoten bulunmaktadır. B2 vitamini zengin kaynakları et, süt ve yumurtadır. İyi kaynakları ise yeşil yapraklı sebzeler ve kurubaklagillerdir.
- Hiperlipidemi (kan lipitlerinde artış) ile vertigo arasında ilişkiler olduğu, hipertansiyonun BPPV ataklarının tekrarlamasına sebep olabildiği, çeşitli mantar türleri ve deli bal zehirlenmelerinde de vertigo görüldüğü bildirilmiştir. Hiperlipidemi ve hipertansiyon tedavisinde; kalp dostu bir beslenme, düzenli egzersiz, sigaradan kaçınma ve sağlıklı vücut ağırlığının korunması önem taşımaktadır.
- Vertigo başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılan Gingko’nun istenmeyen kanamalara yol açtığına dair çalışmalar bulunmakla birlikte bu tip yan tesirinin bulunmadığına dair çalışmalar da bulunmaktadır. Hekime danışmadan kullanılmamalıdır.
- Jönsson ve arkadaşları açlığın BPPV için bir risk faktörü olduğunu bildirmiştir. Uzun süreli oruç tutma ve kahvaltıyı atlama gibi beslenme alışkanlıkları TG düzeylerini ve BPPV görülme sıklığını etkiler.
- 1951 yılında hipogliseminin migren ve vertigoya neden olduğu gösterilmiştir. Özellikle diyabetlilerde, CHO metabolizma bozukluklarında ve reaktif hipoglisemili kişilerde hipo-hiperglisemi ataklarının sıklığı vertigo ve meniere gibi hastalıkların oluşmasına yol açmaktadır. Hiperinsülinemi ve CHO metabolizma bozukluğu olan hastaların hızlı emilen CHO kaynaklarını tüketmemesi, 3 saat aralarla beslenmesi, ara öğünlerde yavaş emilim gösteren fruktoz kaynağı meyve, yoğurt ve tahıl barları gibi düşük glisemik indeksli yiyecekler tercih etmeleri kan şekeri ve insülin seviyesi kontrolüne yardımcı olacaktır.
- Meniere hastalarının yaşadıkları vertigo atakları ile çikolata, kafein, alkol ve tuz tüketimi arasında ilişkinin mekanizmaları tam olarak açık değilse de, bu yiyeceklerin tüketiminde sınırlama, semptomlarda genellikle iyileşmeyi olumlu etkilemektedir. Meniere hastalarında sıvı alımının arttırılmasının vertigo ataklarını azaltabileceğine dair çalışmalar bulunmaktadır.
Glukoneogenez: Glikozun karbohidrat olmayan maddelerden yeniden sentezlenmesi
Agorafobi: Geniş, açık bir sahada yalnız kalınca hissedilen, kontrol edilemeyen bir korku
Nistagmus: Göz seyirmesi/titremesi
Vestibüler: Vestibül ile ilgili, özellikle denge işlevinin yürütüldüğü kulak vestibülü ile ilgili
Dejenerasyon: Hücre ve dokuların canlılığını koruyarak görev bakımından daha az etkin bir düzeye inmesi ve çeşitli yapısal değişimlere uğraması
İdiyopatik: Belli bir sebebe bağlı olmayan, sebebi bilinmeyen
İnsidans: Görülme sıklığı
Homeostaz: Bir organizmanın içinde yaşadığı ortamla madde alışverişi yaparak kendi iç ortamını belli sınırlar arasında dengede tutması
Prevalans: Yaygınlık oranı
Terapötik: Tedavi edici
Rehabilitasyon: Bir kimsenin iş yapmaya olan engeli ya da yetersizliğini gidermek amacıyla uygulanan tedavi, iyileştirme
Hipovitaminoz: Vitaminlerin veya belli bir vitaminin vücuda yetersiz girişi nedeniyle gelişen patolojik durum
Cupido, F., La Mantia, I., Di Carlo, F., & D’alessi, S. (2018). Vertıgo And Osteoporosıs: The Correlatıon Between Nutrıtıonal Intake Of Vıtamın D And Incıdence Of Recurrıng Benıgn Paroxysmal Posıtıonal Vertıgo In Subjects Wıth Hypovıtamınosıs D. Acta Medica Mediterranea, 34(4), 951-954.
Schijns, W. (2020). Prevention And Treatment Of Nutritional Deficiencies İn Metabolic Surgery (Doctoral Dissertation, [Sl: Sn]).
Park, M. K., Lee, D. Y., & Kim, Y. H. (2019). Risk Factors For Positional Vertigo And The Impact Of Vertigo On Daily Life: The Korean National Health And Nutrition Examination Survey. Journal Of Audiology & Otology, 23(1), 8.
Gomez, F., Curcio, C. L., & Duque, G. (2011). Dizziness As A Geriatric Condition Among Rural Community-Dwelling Older Adults. The Journal Of Nutrition, Health & Aging, 15(6), 490-497.
Sánchez-Sellero, I., San-Román-Rodríguez, E., Santos-Pérez, S., Rossi-Izquierdo, M., & Soto-Varela, A. (2018). Caffeine İntake And Menière’s Disease: Is There Relationship?. Nutritional Neuroscience, 21(9), 624-631.
Guerra, J., & Devesa, J. (2020). Causes And Treatment Of İdiopathic Benign Paroxysmal Positional Vertigo Based On Endocrinological And Other Metabolic Factors. Journal Of Otology.
Jeong, S. H., Kim, J. S., Shin, J. W., Kim, S., Lee, H., Lee, A. Y., … & Ghim, Y. (2013). Decreased Serum Vitamin D İn İdiopathic Benign Paroxysmal Positional Vertigo. Journal Of Neurology, 260(3), 832-838.
Domínguez-Durán, E., Domènech-Vadillo, E., De Sande, M. Á. M., González-Aguado, R., Guerra-Jiménez, G., Ramos-Macías, Á., … & Galera-Ruiz, H. (2017). Analysis Of Risk Factors İnfluencing The Outcome Of The Epley Maneuver. European Archives Of Oto-Rhino-Laryngology, 274(10), 3567-3576.
Sánchez-Sellero, I., San-Román-Rodríguez, E., Santos-Pérez, S., Rossi-Izquierdo, M., & Soto-Varela, A. (2020). Alcohol Consumption İn Menière’s Disease Patients. Nutritional Neuroscience, 23(1), 68-74.
Slomski, A. (2020). Vitamin D And Calcium Prevent Recurrent Vertigo. Jama, 324(16), 1599-1599.
Dönmezer, G. (2014). Migrenli Hastaların Beslenme Durumları İle Antropometrik Ölçümlerinin Belirlenmesi (Master’s Thesis, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü).
Düğeroğlu, H., & Kaya, Y. Baş Dönmesi Şikayeti Olan Hastalarda Vitamin B 12 Eksikliğinin Değerlendirilmesi.
Garipoğlu, Ö. Ü. G. Endolenfatik Hidrops, Vertigo Ve Diyet.
Halmagyi, M. G., & Akdal, G. (2005). Vertigo Ve Dengesizlik. J Neurol Sci [Turk], 22, 142-60.
Akkoca, Ö., Tüzüner, A., Ünlü, C. E., Aydın, E., & Arslan, N. Sistemik Hastalıkların Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo Ataklarına Etkisi.
Aydos, R. (2011). Hoşgörüyle Gelen Felaket: Bitkisel Ürün-İlaç Etkileşmeleri. Türk Farmakoloji Derneği Klinik Farmakoloji Çalışma Grubu, 54.
Bayraktar, S., Yavaşcaoğlu, B., & Özyurt, G. (2010). Opere Edilecek Olgularda Bitkisel Ürün Kullanımının Değerlendirilmesi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 40(3), 137-141.
Gezmen Karadağ, M., Türközü, D., & Topağaç Kapucu, D. (2013). Bitkiler Ve İlaç Etkileşimleri. Medeniyet Medical Journal, 28(4), 164-170.
Ergin, N. A. Mantar Zehirlenmeleri Ve Tedavide Genel Yaklaşım Mushroom Poısonıng And General Approach To Therapy.
Pişkin, Ö., Yurtlu, D. A., Aydın, B. G., Gürsoy, Y. C., & Hancı, V. (2017). Deli Bal Zehirlenmesinde Klinik Özellikler Ve Laboratuar Bulguları: Retrospektif Bir Çalışma. Şişli Etfal Hastanesi Tip Bülteni, 51(2), 125.
L. Kathleen Mahan, Janice L Raymond. (Çev. Ed. Gamze Akbulut) Besin & Beslenme Bakım Süreci. 14. Ankara : Ankara Nobel Tıp Kitabevleri, 2019.
Baysal, A. Beslenme. Hatiboğlu Yayınları. 12. Baskı: 2009
Vertigo – Baş Dönmesi Nedir? Vertigo Belirtileri Nelerdir?. (2020, 13 Aralık). Erişim Adresi https://www.saglik.org.tr/makale-haber/vertigo-bas-donmesi-nedir-vertigo-belirtileri-nelerdir