Alkolün vücuda alınmasıyla birlikte temas ettiği ilk nokta olan gastrointestinal sistem, alkolün emilip kan dolaşımına katıldığı yerdir. Alkolün gastrointestinal sisteme en önemli etkisi, gastrointestinal kanalın yapısını ve bütünlüğünü etkilemesidir. Bağırsak florasındaki mikropların sayılarını ve bağışıklık sisteminin işlevine yardımcı olan, yararlı mikroorganizmaların dengesini etkileyen alkol; bu organizmalar ve bağırsak-bağışıklık sistemi arasındaki iletişimi bozar.
- Alkol tüketimiyle birlikte; gastrointestinal sistemdeki epitel hücreler, T hücreleri ve nötrofiller zarar görerek, bağırsağın bariyer işlevi, yani mukozası bozulacağından, mikropların dolaşımına girmesi kolaylaşır. Bağırsak mukozasının geçirgenliği ve bağırsak yapısının bozulması bağışıklık sistemini doğrudan etkiler.
Çok fazla bakteri türüne ev sahipliği yapan bağırsak mikrobiyotası*; iyi bakteriler ile patojenik* bakteriler arasında bir denge yaratarak homeostazı* sağlar. Hastalık veya çevresel faktörler sebebiyle bakteriyel denge bozulduğunda ise disbiyozis* ortaya çıkar. Alkol, hem disbiyozise hem de bakterilerin aşırı çoğalmasına sebep olarak; gram-negatif bakteriler tarafından üretilen endotoksinlerin salınmasında bir artışa neden olmaktadır. Endotoksinler; inflamasyonu destekleyen proteinleri ve bağışıklık hücrelerini aktive ederek, bağırsak mikrobiyotasının değişmesine ve bağırsak geçirgenliğinin artmasına sebep olur.
Alkolün etkisi, emilimindeki ve kandaki dağılımındaki farklılıklara bağlı olarak; cinsiyet, ırk ve bireyler arası farklılıklar gösterse de, tüm farklılıklara rağmen yarattığı sorunlar ortaktır. Alkolden kaynaklanan bağırsak iltihapları ve organ hasarının sonucunda; vücudun çeşitli yerlerinde farklı hasarlar meydana gelebilir.
Alkol tüketildiğinde ilk olarak üst bağırsak sisteminde emilip, daha sonra kan yoluyla karaciğere girdiğinden; ince bağırsak ve kalın bağırsak üzerindeki etkisi, büyük ölçüde dolaşım, yani kan yolu üzerinden gelir. Alkol, gastrointestinal kanalda metabolize olurken; kronik bir bağırsak iltihabı durumunda doku bütünlüğünün bozulmasına yol açarak, bağırsak mikrobiyotası üzerinde değişikliklere neden olur.
Basitçe açıklayacak olursak; alkol, bağırsakta bulunan hücre iskeleti ve birkaç bağlantılı proteinden oluşan epitel hücreleri arasındaki boşlukları bozarak geçirgenliği etkiler. Alkol metabolizma sonucu oluşan asetaldehit; doğrudan hücresel hasara neden olan DNA eklentileri ve reaktif oksijen türleri (ROS) oluşturarak, oksidatif stresle doğrudan hücresel hasara, hatta hücre ölümüne neden olur.
- Alkolün; bağırsak bariyer bütünlüğü ile ilişkili genleri etkileyen mikro-RNA’ların aşırı ekspresyonuna neden olduğuna dair kanıtlar vardır.
Çeşitli mekanizmalar yoluyla bağırsak mukozası ve bağışıklığını etkileyen alkol; doğuştan gelen bağışıklık yanıtını baskılayarak, patojen mikroorganizmalara karşı direnci azaltır. Yapılan çalışmalarda; alkolün mukozal immün hücre* aktivitesini baskıladığı kanıtlanmıştır.
- Yapılan bir çalışmada; alkol kullanım bozukluğuna bağlı bağırsak geçirgenliğinin artmasıyla, karaciğer hastalığına yakalanma riski arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür.
- Yapılan çalışmalar; beslenmenin, alkolün olumsuz etkilerini doğrudan azaltabileceğini göstermektedir. Kronik alkol kullanan bireylerde; doymamış yağ tüketiminin bağırsak geçirgenliğini arttırırken, bazı doymuş yağların ise geçirgenliği azalttığı görülmüştür.
Kronik alkol tüketimi durumunda, yaygın olarak görülen çinko ve D vitamini yetersizliği, önemli sonuçlara sebep olabilir. Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada; çinko yetersizliğinin, artmış bağırsak geçirgenliği ile ilişkili olduğu görülmüştür. Ayrıca çinko eksikliği olan farelerin plazma endotoksin seviyeleri de artmış bulunmuştur.
- Yapılan çalışmalarda; D vitaminin, bağırsak hücrelerini, etanolün zararlı etkilerinden koruduğu görülmüş, D vitamini takviyesinin ise bağırsak hasarının önüne geçebileceği gözlenmiştir.
Yulaf; yüksek lif, protein, vitamin ve mineral içeriğiyle, alkolün sebep olduğu bağırsak hasarının önüne geçebilecek bir besin olarak görülmektedir. Yapılan çalışmalarda; yulafta bulunan ve antioksidan etkili bir aminoasit olan glutaminin, alkole bağlı bağırsak hasarını hafifletebileceği görülmüştür.
Patojen: Zararlı, hastalık yapan
Homeostaz: Denge, uyum, normal sınırlar içinde olması
Disbiyozis: Mikrobiyotanın, yani bakteri çeşidi ve sayısının dengesinin bozulmasıdır
Mukozal immün hücre: Vücudun iç kanallarını kaplayan, mukozal bağışıklık hücreleri
M. Katherine Jung, P. a. (2016). Alcohol and the Immune System. Alcohol Research , 153.