Malezya, Tayland, Endonezya ve Filipinler gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde yetişen, mevsimsel tropikal bir meyve olan Durian’ın tüm özelliklerini sizler için derledik. Türk kültürüne oldukça uzak olan bu meyvenin çok enteresan özellikleri olduğu yapılan çalışmalarla belirlenmiştir.
En çok dikkat çeken özelliklerinden antikanser etkisinin yanısıra tadının ve kokusunun tartışmalara yol açtığı görülmektedir. Özellikle toplu bulunan yerlerde tüketilmesinin yasak olduğu bu meyve, yakın zamanda oldukça ilgi çekmeye başlamıştır.
- Aşağıdaki videoda durian meyvesini ilk kez deneyen kişilerin tepkilerini görebilirsiniz.
Duryan (Durian) Nedir?
Bombacaceae familyasının, Durio cinsine ait olan Durio zibethinus Murr.; Malezya, Tayland, Endonezya ve Filipinler gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde yetişen mevsimsel tropikal bir meyvedir. Dokuz yenilebilir Durio türü vardır, bunlar; D. lowianus, D. graveolens Becc, D. kutejensis Becc, D. oxleyanus Griff., D. testudinarum Becc., D. grandiflorus (Mast.) Kosterm. ET Soeg., D. dulcis Becc., Durio sp. ve D. zibethinus. Bununla birlikte, sadece Durio zibethinus türleri yaygın olarak yetiştirilmekte ve hasat edilmektedir.
Duryan meyvesinin şekli küresel, oval, obovoid veya dikdörtgene benzer, rengi ise yeşilden kahverengimsi tonlara kadar değişmektedir. Yenilebilir arilin (etinin) rengi; sarı, beyaz, altın sarısı veya kırmızı olarak çeşitler arasında farklılık gösterir. Çiğ olarak yenir ve 2-5 gün gibi kısa bir raf ömrüne sahiptir. Kendine özgü bir tada ve kokuya sahip olan tamamen olgunlaşmış duryan meyvesi, Malezya, Tayland ve Singapur’da “meyvelerin kralı” olarak adlandırılır. Eşsiz tat ve aroması, uçucu bileşiklerin (esterler, aldehitler, sülfürler, alkoller ve ketonlar) varlığına bağlıdır. Malezya, Tayland ve Endonezya’daki duryan çeşitlerinde; esterler (etil propanoat, metil-2-metilbütanoat, propil propanat), kükürt bileşikleri (dietil disülfür, dietil trisülfür ve ethanetiol), tiyoasetaller (1- (metiltiyo) -propan), tiyoesterler (1-metiltiyo-etan), tiyolanlar (3,5-dimetil-1,2,4-trithiolan izomerler) ve alkol (etanol) gibi yüzlerce uçucu bileşik tespit edilmiştir. Bu bileşiklerin biyoaktivitesi henüz tam olarak araştırılmamıştır.
- Alhabeeb ve arkadaşları tarafından 2014’te yapılan bir araştırmada; 10 g/gün inülin propiyonat esterin (sentetik bir propiyonat) kolonda büyük miktarda propiyonat saldığını göstermiştir. Bu durum, tokluk hissinin süresini arttırmaktadır (yeme isteğini azaltma).
- Chambers ve arkadaşları tarafından 2015’te yapılan bir çalışmada; aynı propiyonat esterin (400 mmol / L), primer kültürlenmiş insan kolon hücrelerinde peptit YY (PYY) ve glukagon benzeri peptit 1’i (GLP-1) arttırdığını göstermiştir. Bu çalışma ayrıca, 10 g/gün inulin-propiyonat esterin, kontrol grubuyla (inülin) karşılaştırıldığında enerji alımını (%14) azalttığını göstermiştir.
Duryan ayrıca flavonoidler (flavanonlar, flavonoller, flavonlar, flavanoller, antosiyaninler), fenolik asitler (sinamik asit ve hidroksibenzoik asit), tanenler ve karotenoidler ve askorbik asit gibi diğer biyoaktif bileşenler gibi polifenoller bakımından da zengindir.
- Mevcut epidemiyolojik çalışmalar polifenollerin kronik hastalık riskini (örneğin, kardiyovasküler hastalıklar, kanserler ve diyabet) azalttığını göstermiştir.
Polifenoller, diğer fitokimyasallarla sinerjistik olarak etki edebilir. Şu anda, duryandaki biyoaktif bileşenlerin sağlık yararlarını araştıran sınırlı çalışmalar bulunmaktadır. Bu nedenle; Tayland, Endonezya ve Malezya duryan çeşitlerinde mevcut olan, besinsel ve biyoaktif bileşenlerin tespit edilmesi ve duryanın potansiyel sağlık yararlarını araştırmayı amaçlayan çalışmalar yapılmaktadır.
Farklı Duryan Çeşitlerinin Besinsel Kompozisyonu
Yapılan araştırmalara göre Duryan’ın enerji içeriği, her 100 g taze ağırlık için 84-185 kcal aralığındadır. Bu aralık, ABD Tarım Bakanlığı (USDA), Malezya ve Endonezya gıda bileşimi veritabanlarına benzerdir. Tayland Kratom çeşidinin eti, diğer duryan çeşitleriyle karşılaştırıldığında 185 kcal’de en yüksek enerji içeriğini göstermiştir. Endonezya’daki Hejo çeşidi, 100 g eti 84 kcal olarak en düşük enerji içeriğini göstermiştir. Enerji içeriğindeki bu farklılık, karbonhidrat içeriğinden kaynaklanmaktadır. Farklı duryan çeşitleri arasında karbonhidrat içeriği, 100 g başına 15.65-34.65 g arasında değişmektedir. Duryanın enerji içeriği; mango, jak meyvesi, papaya ve ananas gibi diğer tropikal meyvelerle karşılaştırıldığında en yüksek orana sahiptir.
Tablo 1. Farklı duryan çeşitlerinin (100 g taze ağırlık başına) arilin (etinin) besinsel bileşimi
Monthong hariç diğer Tayland duryan çeşitleri,doymamış yağ asitlerinden (SFA) ve çoklu doymamış yağ asitlerinden (PUFA) daha yüksek oranda tekli doymamış yağ asitleri (MUFA) içeriğine sahiptir. Hem MUFA hem de SFA, transkripsiyon faktörlerinin düzenlenmesi ve enflamatuar süreçlerle ilgili çoklu genlerin ekspresyonu dahil olmak üzere çeşitli metabolik yollarda rol oynayabileceği belirtilmektedir. Baz alınan çalışmaların her birinde yağ asidi analizi için farklı bir teknik kullanıldığını göz ardı etmemek gereklidir. Örneğin; Charoenkiatkul ve arkadaşları gaz kromatografisi, Haruenkit ve arkadaşları ise yüksek basınçlı sıvı kromatografisi kullanılmıştır.
Tablo 2, olgun Tayland duryanın mineral bileşimlerini göstermektedir. Duryanın potasyum miktarı yüksek olup, 100 g taze ağırlık başına 70.00-601.00 mg arasında değişmektedir. Bu sonuca bakılarak, muz gibi potasyum yönünden zengin meyvelerle kıyaslanabileceğine işaret etmektedir. Fosfor, magnezyum ve sodyum, 100 g taze ağırlık başına sırasıyla 25.79-44.00, 19.28-30.00 ve 1.00-40.00 mg aralığında değişiklik gösterdiği belirtilmiştir. Ayrıca demir içeriği 0.18-1.90 mg, bakır içeriği 0.12-0.27 mg ve çinko içeriği 0.15-0.45 mg aralığındadır. Tayland’daki Chanee çeşidi, çalışılan duryanlar arasında en yüksek seviyede demir, çinko ve potasyum göstermiştir. Duryan, tüm bunların yanı sıra, A vitamini, farklı B vitamini türleri ve E vitamini bakımından da zengin bir meyvedir.
Tablo 2. Farklı duryan çeşitlerinin mineral ve vitamin içerikleri
Tablo 3. Farklı duryan türlerinde çözünür, çözünmez ve toplam diyet lifi (100 g taze ağırlık başına)
Duryandaki Biyoaktif Bileşenler ve Antioksidan Kapasitesi
Olgun duryanın toplam polifenol içeriği, 100 taze ağırlık başına 21.44-374.30 mg gallik asit eşdeğeri (GAE) aralığındadır. Tayland’daki Monthong çeşidi, diğer duryan çeşitleriyle karşılaştırıldığında, 374.30 mg GAE ile en yüksek polifenol içeriğini göstermiştir.
Tablo 4. Duryandaki Bazı Biyoaktif Bileşikler
Duryanlardaki fenolik asitler, hidroksisinamik asit (kafeik, p-kumarik, ferulik, p-anisik asit) ve hidroksibenzoik asit (gallik ve vanilik asit) türevlerinden oluşmaktadır. Tayland duryan çeşitleri az miktarda β-karoten, α-karoten, β-kriptoksantin, likopen, lutein ve zeaksantin içerir. Duryanın karotenoid içeriği; çeşidine, bitkinin bulunduğu kısmına, olgunluk derecesine, iklim, toprak tipi, yetiştirme koşulları ve coğrafi üretim alanı gibi faktörlere bağlı olarak değişir.
Tablo 5. Farklı duryan çeşitlerinin antioksidan aktiviteleri (100 g taze ağırlık başına M Trolox eşdeğeri)
Duryandaki Uçucu Bileşenler
Duryan; uçucu esterler, alkoller, ketonlar ve kükürt bakımından zengindir (Tablo 8). Bu uçucu bileşikler duryana eşsiz bir lezzet ve tat vermektedir. Chin ve arkadaşları (2007), üç Malezya duryan türünde (D2, D24 ve D101) 39 uçucu bileşik olduğunu tespit etmişlerdir. Endonezya’da duryan çeşitlerinden Ajimah, Hejo, Matahari ve Sukarno’da ise toplam 44 uçucu bileşik tanımlanmıştır.
Duryandaki ana uçucu bileşen kükürttür. Etil, propanetil, dietil disülfür, etil propil disülfür, etil propil disülfür ve dietil trisülfid, Malezya duryan çeşidinde tanımlanan baskın kükürt bileşikleridir. Malezya çeşitlerindeki kükürt bileşiklerinin, Endonezya çeşidine göre %97 daha yüksek olduğu bildirilmiştir.
Uçucu kükürt bileşikler (VSC’ler) soğanı andıran bir kokuya sahiptir [43]. Endonezya çeşitlerinde, daha düşük VSC’ler bulunurken, Hejo ve Sukarno’da türleri daha az sülfürik kokuya sahiptir. Ayrıca Sukarno’nun tatlı bir kokusu vardır.
- VSC’ler; S-etil tiyoasetat, 1-hidroksi-2-metiltiyoetan, metil-2-metiltiyoasetat, dimetil sülfon, S-etil tiyobütirat, etil 2- (metiltiyo) asetat, 2-izopropil-4-metiltiazol, S-izopropil 3- (metiltiyo), S-metil tiyoheksanoat, 5-metil-4-merkapto-2-heksanon benzotiyazol, 3,4-dithia-2-etiltioheksan ve S-metil tiooktanoat, 3,5-dimetiletetratiane olarak tanımlanmıştır.
Malezya ve Endonezya çeşitlerinde etanol, baskın alkol bileşiği olarak tanımlanmıştır. Malezya ve Endonezya çeşitlerinde; 2-metil-1-bütanol, 3-metil-1-bütanol ve 2,3-bütandiol olarak farklı üç alkol daha tespit edilmiştir. Aldehitler için, Endonezya çeşitlerinden Hejo, Matahari ve Ajimah’da taze ağırlık başına 33.90-62.20 ng aralığında asetaldehit saptanmıştır. Asetaldehit, duryan’da meyvemsi ve tatlı aromaya katkı sağlamaktadır.
Esterler duryanda kükürtten sonra en bol bulunan ikinci biyoaktif bileşiklerdir. Esterler, duryan’a, aldehitten daha çok tatlı kokuya katkıda bulunan uçucu maddelerdir. Malezya duryan çeşitlerinde (D101, D2 ve D24) ana ester bileşikleri, propil 2-metilbütanoat, etil propanoat, propil propanat ve metil 2-metilbütanoat olarak tanımlanmıştır. Etil 2-metilbütanoat, Endonezya’daki Hejo, Matahari ve Ajimah çeşitlerinde majör ester olarak tespit edilmiştir.
Duryanın Sağlığa Faydaları
Duryanın Kan Şekeri Üzerine Etkileri
Duryan, şeker içeriği bakımından yüksek bir meyvedir. Ratlar üzerinde yapılan bir çalışmada, 30 gün boyunca %1 kolesterolle zenginleştirilmiş diyetlerde, %5 dondurularak kurutulmuş Monthong (Tayland çeşidi) ilavesi yapılmış, kontrol diyetine kıyasla plazma glukoz seviyesinin yükselmediği tespit edilmiştir. Robert ve arkadaşlarının insanlar üzerinde yaptıkları çalışmada ise duryanın; karpuz (Glisemik İndeks (GI) = 55), papaya (GI = 58) ve ananas (GI = 90) ile karşılaştırıldığında en düşük glisemik indekse (GI = 49) sahip olduğu tespit edilmiştir.
Duryanın düşük glisemik indeks değeri, lif ve yağ varlığına bağlı olabilir. Yağın kan glukoz tepkisi üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur, ancak gastrik boşalmayı geciktirerek ve böylece glikoz emilim oranını yavaşlatarak dolaylı olarak glisemik cevabı etkileyebilir.
Bir meta-analiz çalışması, düşük serum potasyum ile tip 2 diabetes mellitus riski arasında doğrusal bir doz tepkisi olduğunu göstermiştir. Chatterjee ve arkadaşları; potasyum klorür desteğinin, Afrika kökenli Amerikalılarda açlık glukozunun kötüleşen etkisini, plaseboya kıyasla azalttığını göstermiştir. Kanıtlara genel olarak bakıldığında, duryan’daki potasyum içeriğinin kan glukozunun düzenlenmesinde rol oynayabileceği açıkça anlaşılmaktadır. Bu kanıtlara göre potasyum, glukoz homeostazında rol oynayabileceği anlaşılırken, bazı durumlarda olumsuz etkilerinin de olabileceğini atlamamak gereklidir. Örneğin, kronik böbrek hastalığı (KBH), diabetes mellitus (DM) ve kalp yetmezliği (HF) veya farmakolojik tedavi gören kişilerde hiperkalemi gelişebileceği unutulmamalı, porsiyon miktarlarına dikkat edilmelidir.
Sonuç olarak, duryanın kan glukozu üzerindeki etkisi, ne hayvanlarda ne de insan çalışmalarında tam olarak araştırılmamıştır. Dolayısıyla, daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Duryanın Kolesterol Düşürücü Özellikleri
Duryan arilinin anti-aterosklerotik özellikleri deneysel rat modellerinde bildirilmiştir. Duryanın (Monthong çeşidinin) lipid profilleri üzerindeki sağlığa yararlarını araştıran, in vitro ve in vivo çalışmalar literatürde yer almaktadır.
Haruenkit ve arkadaşları, duryan ile beslenen ratların postprandiyal plazma total kolesterolü ve düşük dansiteli lipoprotein kolesterolü (LDL), kontrol grubuna göre sırasıyla %14.9 ve %21.6 azalttığını göstermiştir. Gorinstein ve arkadaşları ise yaptıkları çalışmada, kontrol grubuyla karşılaştırıldığında plazma total kolesterolünde (%12,1), düşük dansiteli lipoprotein kolesterolünde (%13,3) ve trigliserit (%14,1) seviyelerinde bir azalma gösterdiği bildirilmiştir. Ancak, Leontowicz ve arkadaşları, olgun duryan ile beslenmiş ratlarda trigliseritin (%26,3) önemli ölçüde düştüğünü, ancak plazma total kolesterol (%4,8) ve LDL’de (%6,3) anlamlı bir düşüklük olmadığını göstermiştir.
Yapılan bu histolojik analizler, olgun duryanın karaciğeri ve aortu eksojen kolesterol yüklemesinden koruduğunu ve aortun intimal yüzey alanını koruduğunu göstermiştir. Duryan ayrıca postprandiyal plazma lipidlerini, yılan meyveleri ve mangosten ile karşılaştırıldığında, engelleme kabiliyeti gösterdiği bildirilmiştir. Önceki çalışmalarda da, propiyonatın (0.6 mmol/L) izole rat hepatositlerinde yağ asidi ve kolesterol sentezini inhibe ettiği gösterilmiştir.
Biraraya getirilen çalışmalar incelendiğinde duryanda, üç farklı propiyonat ester; yani etil propiyonat, metil propiyonat ve propil propiyonat tanımlandığı gözlenmektedir. Bu esterler, serbest yağ asitleri ve kolesterol sentezi için güçlü bir inhibitör olabileceği, ancak daha fazla araştırma yapılması gerekliliğini göstermektedir. Bununla birlikte, bu esterlerin oldukça uçucu olduğu, numune işleme ve depolama sırasında kolayca buharlaştırılabileceği unutulmamalıdır.
Duryanın Anti-Proliferatif Etkinliği
Duryan’ın polifenol ve flavonoid içerikleri, 100 g taze ağırlık başına 21.44-374.30 mg GAE ve 1.90-93.90 mg CE aralığındadır. Polifenollerin etki mekanizmaları, antioksidan etkinlikleriyle güçlü bir şekilde ilgilidir.
Polifenollerin insan vücudundaki reaktif oksijen türlerinin seviyesini düşürdüğü bilinmektedir. Polifenol yapısında bulunan fenolik gruplar, nispeten stabil fenoksil radikalleri oluşturmak için bir elektronu kabul edebilir, böylece hücresel bileşenlerde zincir oksidasyon reaksiyonlarını bozabilir. Diğer yandan, polifenoller apoptozu indükleyebilir ve kanser büyümesini inhibe edebilir. Sebze, meyveler veya bitkilerden elde edilen polifenolik bileşiklerin, epigenetik modifikasyonların düzenlenmesinde önemli bir rol oynadığına ve bunun da antiproliferatif korumayla sonuçlandığına dair birçok çalışma vardır.
Jayakumar ve Kanthimathi, duryanın anti-proliferatif aktivitesini bir meme kanseri hücre dizisi (MCF-7) kullanarak incelemiştir. Bu çalışma duryan meyvesinin, östrojen reseptörü pozitif bir insan meme kanseri hücre çizgisi olan nitrik okside bağlı MCF-7 hücrelerinin çoğalmasına karşı koruyucu etkileri olan, potansiyel polifenol kaynakları olarak değerlendirilebileceğini göstermiştir. 600 g/mL konsantrasyonda, duryan meyve ekstraktları, %40 oranında MCF-7 hücre büyümesini inhibe etmiştir. Ancak bu etkiyi doğrulamak için in vivo bir çalışmaya ihtiyaç vardır.
Duryanın Probiyotik Etkileri
Şeker bakımından zengin duryan aril, 100 g taze ağırlık başına toplam şeker içeriği 3.10-19.97 g arasındadır. Duryan arilin nem içeriği ise 100 g taze ağırlık başına 56.1-69.3 g ve pH 6.9-7.6 arasındadır. Bu seviyelerin bakteri fermantasyonu için en uygun koşullar olabileceği belirtilmektedir.
Birkaç gün oda sıcaklığında bırakıldıktan sonra fermente edilen duryan aril, ekşi ve sulu olur. Malezya’da, az kullanılan duryan aril, Tempoyak olarak bilinen bir ürüne fermente edilir (kendiliğinden ve kontrolsüzdür). Tempoyak, yemek pişirmede baharat olarak yaygın olarak kullanılır. Khalil ve arkadaşları (2018) ile Ahmad ve arkadaşları (2018), yakın zamanda yaptıkları çalışmalarda, Tempoyak’ın potansiyel bir probiyotik kaynağı olduğunu göstermişlerdir.
Khalil ve arkadaşları, Lactobacillus fermentum (DUR18), üç Lactobacillus plantarum (DUR2, DUR5, DUR8), bir Lactobacillus reutri (DUR12), bir Lactobacillus crispatus (DUR4) ve Tempoyak’tan bir Lactobacillus pentosus (DUR20) dahil olmak üzere, beş farklı Lactobacillus cinsine ait yedi Lactobacillus suşu izole etmiştir. Bu suşların ekzopolisakkarit (EPS) üretebildiği ve düşük pH 3.0’da, %0.3 safra tuzlarında ya da in vitro gastrointestinal koşullarda in vitro modelinde aşırı koşullara dayanma gücüne sahip oldukları belirtilmiştir. Gastrointestinal mikrobiyomu olumlu yönde etkilemek için prebiyotik potansiyele sahip EPS, kolesterolü azaltabilir.
Sonuç olarak, duryan, makro besinler (şekerler ve yağlar) ve mikro besinler (potasyum), diyet lifi ve uçucu bileşikler bakımından zengindir. Yüksek şeker ve yağ içeriği nedeniyle enerjisi yüksek bir meyvedir ve dolayısıyla günlük enerji alımına katkıda bulunabilir. Duryan ayrıca biyoaktif polifenoller bakımından da zengindir ve bu nedenle in vitro antioksidan kapasiteye sahiptir. Bu polifenollerin hayvan veya insan çalışmalarındaki biyoaktivitesi hala yetersizdir ve daha fazla araştırılması gerekmektedir.
Hem in vitro hem de in vivo hayvan çalışmaları, duryanın anti-hiperglisemik, anti-aterosklerotik, anti-proliferatif ve probiyotik etkilere sahip olduğunu göstermiştir. Biyoaktif bileşikler bakımından zengin olan duryan, fonksiyonel gıdaların gelişimi için aktif bir bileşen olarak kullanılabilir. Duryan ile hazırlanan fonksiyonel gıdaların sağlığa faydalarını araştırmak için, insan müdahalesi çalışmaları yapılmalı ve sonuçlar kesinleştirilmelidir.