Hastalar kliniğe sıklıkla vertigo, dengesizlik ve dizzeness (sersemleme) şikayetleri ile başvururlar. Bu terimlerin tümü hastalar tarafından birbirlerinin yerine kullanılabilir. Denge kliniğinde görülen hastaların çoğunun yineleyen vertigosu bulunmaktadır. Bu durum hemen hemen her zaman; Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV), Meniere hastalığı veya migrene bağlıdır. Hastaların geri kalanında vertigo değil dengesizlik bulunmaktadır. Hastalığa zemin hazırlayan faktörler arasında yaş, cinsiyet, kafa travması, viral labirentit, hormonal faktörler ve dismetabolik hastalıklar yer almaktadır. Hiperventilasyonla (aşırı nefes alma) olan panik ataklar dizzenesse sebep olabilir. Hastalar bu durumu vertigo zannedebilir. Ancak vertigo atakları olan hastalarda panik atak ve agorafobi gelişebilir.
Tekralayan vertigonun en sık nedeni olarak belirtilen BPPV, nistagmus ile ilişkili baş pozisyonundaki hızlı değişikliklerin neden olduğu geçici vertigo olarak tanımlanabilir. Hastalar durumu genellikle; ‘ne zaman yatakta dönsem ya da çamaşır assam veya arabanın altına baksam başım döner’ şeklinde ifade ederler. Hastalık yatakta sağa-sola dönme, öne eğilme, ayakkabı bağlama gibi belli pozisyonlarla ortaya çıkan vertigo ve nistagmus ile karakterizedir. Hastaların çoğunda BPPV haftalar süren ataklar halinde devam ederek kendiliğinden düzelir. Sonrasında tekrarlayabilir.
BPPV de travma en yaygın tanımlanabilir nedendir. Bununla birlikte, vakaların önemli bir yüzdesinde vertigonun kaynağı bilinmemektedir. Bu tip vertigo tipinin ortaya çıkmasını tetikleyen yakından ilişkili iki faktör bulunmaktadır. Bunlar; vestibüler dejenerasyona bağlı yaş ve hormonal faktörlere bağlı kadın cinsiyetidir. Her ikisi de kemik metabolizmasındaki değişikliklerde rol oynar. Aşırı karbonhidrat ve yağ tüketimi veya hipertansiyon gibi belirli beslenme alışkanlıkları da dahil olmak üzere idiyopatik BPPV’nin oluşumunu açıklamak için birden fazla metabolik neden öne sürülmesinin nedeni budur.
Yetişkin hastalarda majör bir insidans belgelenmiş olsa bile BPPV herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. BPPV prevalansı, 60 yaş üstü kişilerde 18-39 yaşlar arasındaki deneklere göre kabaca yedi kat daha yüksek bulunmuştur. Ek olarak; 70 yaş üstü kişilerde ve yaşlı popülasyonda oldukça yaygındır. Pozisyonel vertigo (PV), yaşlılarda yaygın bir vertigo nedenidir. BPPV, yaşam kalitesini bozan ve düşme riskini arttıran en yaygın PV formudur. Ortalama yıllık PV insidansı 100.000’de 11 ile 64 arasında değişmektedir ve 50-70 yaşlarındaki deneklerde pik yapmaktadır.
Yaşlılıkta dengeyi etkileyebilecek faktörler; kardiyo-serebrovasküler hastalık, vitamin eksikliği, duyusal yoksunluk, düşük dereceli kas aktivitesi ve gücü, görme kaybı, duyu uç organlarının dejeneratif süreçleri ve yollarının yanı sıra uyuşturucu ve alkol olarak sıralanabilir. Muhtemelen, yaşlı popülasyondaki bu artan insidans, osteoporoz gibi metabolik hastalıkların bir arada bulunmasıyla kısmen hızlanan bir dejenerasyon olan iç kulağın vestibüler sisteminin yaşa bağlı dejenerasyonuyla bağlantılıdır. Kemik kırılganlığının artmasına ve kırılma riskine yol açan osteoporozun; idiyopatik ve tekrarlayan BPPV‘den muzdarip kadınlarda daha sık görülebileceği düşünülmektedir. Çalışmalar, kemik oluşumu ve kemik erimesi arasındaki dengenin değişmesinin, iç kulakta kalsiyum homeostazında bir değişikliğe nasıl yol açtığını ve bunun da yaşlı hastalarda BPPV’nin tekrarlama riski ve prevalansında bir artışa neden olduğunu göstermektedir.
- Serum D vitamini eksikliği, tekrarlayan BPPV ataklarıyla ilişkilendirilebilir. Terapötik amaçla alınan D vitamininin hastalığın nüks riskini azaltabileceği belirtilmiştir.
Vertigo ile Vitamin D ve Kalsiyum İlişkisi
Balık yağı ve karaciğerde yoğun miktarda D vitamini bulunmakla birlikte diğer besinlerdeki vitamin D oranı ise oldukça azdır.
Bitki dokularında bulunan ‘ergesterol’ ve hayvan dokularında bulunan ‘7-dehidrokolesterol’ güneş ışığının etkisiyle D2 (ergokalsiferol) ve D3 (kolekalsiferol) vitaminine çevrilmektedir. Besinlerle alınabilen bu iki form ve güneş ışığının etkisiyle deride 7-dehidrokolesterolden dönüşen kolekalsiferolün (D3 vitamini) vücutta kullanılabilmesi için önce karaciğerde ardından böbrekte hidroksillenerek aktif formunu alması gerekmektedir.
Güneşlenme esnasında vitamin D oluşumu; ışınların eğik ya da dik gelmesine, bireyin yaşına ve ten rengine göre değişmektedir. Kış mevsiminde ışınlar eğik geldiği için vitamin D oluşumu da yetersizdir. Esmer tenlilerde ışının etkisi daha az olmakla birlikte yaşlıların derisi ince olduğu için vitamin D oluşumu daha azdır. Eksiklik ve yetersizliğin görüldüğü durumlarda hekim tarafından takviye yapılmaktadır.
BPPV oluşumu; D vitamini, glukokortikoidler, tiroid ve büyüme hormonları, yaşlanma veya beslenme alışkanlıklarıyla ilgili faktörlerle bağlantılı görünmektedir. Ayrıca, BPPV insidansı kadınlarda kantitatif olarak erkeklere göre daha yüksek olduğu için, kadın seks steroidlerinin bu süreçle ilişkilendirilebileceği bildirilmiştir. D vitamini vücutta bulunan kalsiyum ve fosforun düzenlenmesinde ve uygun kemik yapısının korunmasında önemli rol oynadığından, BPPV’li hastalarda azalmış kemik mineral yoğunluğu, azalmış serum D vitamini ile ilişkili olabilir. İdiyopatik BPPV’li birçok hastanın azalmış D vitamini plazma seviyeleri gösterebileceği bildirilmiştir. D vitamini eksikliğinin otokonin yapısını ve bütünlüğünü etkileyebileceği için, düşük D vitamini düzeylerinin sürdürülmesinin BPPV’nin tekrarlama riskini arttırabileceği varsayılmaktadır.
- D vitamini ile nüksler arasında doğrusal bir ilişki geliştirmede tartışmalı sonuçları olan çalışmalar olsa da, bu vitaminin düşük plazma seviyelerine sahip grupları karşılaştırırken önemli kanıtlarda bulunmaktadır.
- Yakın tarihli bir meta-analizde, düşük D vitamini seviyelerinin BPPV nüksü riskini arttırmasına rağmen, BPPV riski ile düşük D vitamini seviyeleri arasında bir bağlantı kurulamayacağı bildirilmiştir.
- Tekrarlayan vertigolu hastalarda yürütülen bir çalışmada, bir grup epley manevrası ile, başka bir grup benzer prosedürlere ek olarak D vitamini (2 ay boyunca haftada 50.000 IU) ile tedavi edilirken üçüncü bir gruba ise 6 aylık bir takip süresi ile hiç tedavi uygulanmamıştır. D vitamini alan grupta daha anlamlı olmakla birlikte ilk iki grubun vertigo ataklarında belirgin bir düşüş yaşadığını, tedavi edilmeyen hastalarda ise iyileşme gözlenmediği belirtilmiştir.
- Vitamin ile tedavi edilen bir grupta yapılan sonraki bir çalışmada ise 6 aylık bir takip süresinden sonra bu bulgular doğrulanmıştır. Ancak bu durumda elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır.
- İdiyopatik BPPV’li 100 hastanın (63 kadın ve 37 erkek) 25-hidroksivitamin D serum düzeyleri ölçülerek önceki yıl aynı toplumda baş dönmesi veya dengesizlik bildirmeyen 192 kişinin (kontrol grubu-101 kadın ve 91 erkek) verileri ile karşılaştırılmıştır. Kontrollerin seçimi ve klinik bilgilerin edinilmesi, 2008 Dördüncü Kore Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi verileri kullanılarak yapılmıştır. BPPV’li hastalarda 25-hidroksivitamin D serum düzeyi kontrol grubuna göre daha düşük bulunmuştur. Ayrıca, BPPV’li hastalar, kontrol grubuna göre daha yüksek bir azalmış serum D vitamini prevalansı göstermiştir. Çoklu lojistik regresyon analizleri, D vitamini yetersizliği ve eksikliğinin BPPV ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Azalmış serum D vitamini, BPPV için bir risk faktörü olabilir. D vitamini eksikliğinin, vestibüler organlarda bozulmuş kalsiyum metabolizması yoluyla BPPV oluşumuna katkıda bulunabileceği varsayılabilmektedir. Serum D vitamini seviyesi, beslenme durumu ve güneşe maruz kalma gibi çeşitli faktörlerden etkilenir. Buna göre, sık sık vertigo ataklarıyla ilişkili bulantı ve kusma, BPPV’li hastalarda serum D vitamini düzeyini etkilemiş olabilir. Vertigo grubu ile kontrol grubunun D vitamini düzeylerinin karşılaştırılması noktasında soru işaretlerini gidermek amacıyla kontrol grubunun yerel topluluktan oluşturulması, hava etkilerinin en aza indirilmiş olabileceğini düşündürmektedir. Vertigoya bağlı olası immobilizasyon, BPPV’li hastalarda serum D vitamini düzeyini etkilemiş olabilir. Bu etkiyi değerlendirmek için, son bir yıl içinde vertigo, dizziness (dengesizlik, dengeyi kaybetme, bayılma hissi ve vertigo gibi birkaç semptomu temsil etmektedir) veya dengesizlik şikayetleri yaşamaları nedeniyle kontrol grubuna dahil edilmeyen kişiler ve 397 toplum sakini arasında serum D vitamini düzeyleri karşılaştırılmıştır. Ancak serum D vitamini düzeyi gruplar arasında farklılık göstermemiştir. Bu durum, BPPV’li hastalarda, baş dönmesi/vertigo varlığının kendisinin serum D vitamini düşüklüğüne neden olmadığını göstermektedir.
- Osteoporoz oranları BPPV’li hastalarda kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur. Vertigolu hastaların kontrol gruplarına göre önemli oranlarda daha yüksek BKİ’ye sahip olduklarına dair çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmada; yetersiz beslenmenin olası etkilerini değerlendirmek için her grupta BKİ (beden kütle indeksi) ölçülmüştür. Hastalarda daha yüksek BKİ tespit edilmiştir.
- Farklı bir araştırmada ise; kalsiyum ve D vitamini takviyelerinin, başarılı vestibüler rehabilitasyondan sonra, özellikle normalin altında D vitamini seviyeleri olan hastalarda vertigo nüksünü azalttığı bildirilmiştir.
- Güney Kore’de kanalit yeniden konumlandırma prosedürü (epley manevrası) uygulanmış BPPV’sı olan 957 kişi ile yapılan bir çalışmada; başlangıç serum D vitamini seviyeleri 20 ng/mL’nin altında olduğunda yıl boyu günde iki kez 400 IU D vitamini ve 500 mg kalsiyum karbonat alan hastalar müdahale grubunu, daha yüksek başlangıç seviyelerine sahip olan ve hiç takviye almayan hastalar ise gözlem grubunu oluşturmuştur. Takviyelerin, yıllık vertigo nüks oranını %24 oranında önemli ölçüde azalttığı bildirilmiştir. Başlangıçta daha fazla D vitamini eksikliği olan hastalarda daha fazla yarar elde edilmiştir.
- Tekrarlayan BPPV’den etkilenen osteoporotik hastalarda serum kalsiyum ve D vitamini düzeyleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçlayan bir çalışmada; beslenme yoluyla D vitamini alımından sonra, baş dönmesi ataklarının tekrarında bir azalma olduğu bildirilmiştir. D vitamini diyet takviyelerinin uygulanmasının atakları iyileştirebileceği, azaltabileceğini ve hatta ortadan kaldırabileceği öne sürülmüştür.
- Özel bir KBB (Kulak Burun Boğaz) kliniğinde, pozisyonel vertigo bildiren 40 hastayı içeren bir çalışmada; tekrarlayan BPPV’li osteoporotik hastalarda serum kalsiyum ve D vitamini düzeyleri arasındaki ilişkiyi ve hâlihazırda yürütülen tıbbi tedavilerle birlikte uygulanan D vitamini diyet takviyelerinin BPPV baş dönmesi ataklarının azaltılması ve hatta ortadan kalkması açısından nasıl bir iyileşmeye yol açtığı incelenmiştir. Çalışmaya katılan hastalar 2 gruba ayrılmıştır. Birinci grup; vestibüler patolojiler, kafa travması, kronik metabolik hastalıklar, hormonal bozukluklar ve önceki kırıklar için pozitif bir klinik geçmişe sahip olmayan yarı dairesel kanallarda kanalolitiazis teşhisi konmuş hastaları içeriyordu. İkinci grup ise baş dönmesi öyküsü olan ve bu hastalık için altın bir tanı standardı olan dansitometrik araştırma ile yürütülen osteoporoz tanısı konmuş hastaları içeriyordu. İdiyopatik BPPV’li 20 hastanın düşük ortalama D vitamini serum seviyelerine veya osteoporoza sahip olduğu bulunmuştur. Bu grup D vitamini diyet takviyeleri (Grup A) ile desteklenmiştir. Osteoporozu veya hipovitaminoniz D’si olmayan geri kalan 20 hasta ise betistin (Grup B) ile desteklenmiştir. D vitamini ile takviye edildikten sonra, Grup A hastalarının 6. aydaki takip döneminde hastalıktan tekrar etkilenmediği ancak bu durumun istatistiksel olarak anlamlı olmadığı bildirilmiştir. Çalışma sonunda; osteoporozun BPPV için ne kadar etkili bir risk faktörü oluşturabileceği, detaylı incelendiğinde serum D vitamini seviyelerinde azalmanın BPPV’den etkilenen hastaların yaklaşık yarısında mevcut olduğu, D vitamini diyet takviyelerinin BPPV’den etkilenen hastalarda vertigo ataklarının nüksetmesini azaltmaya katkı sağladığı bildirilmiştir. Ek olarak; hiperlipidemi, diyabet, arteriyel hipertansiyon, sigara öyküsü ve ölçüsüz alkol kullanımı gibi çeşitli risk faktörlerinin varlığı açısından anlamlı bir fark kaydedilmemiştir.
D vitamini seviyesi ile BPPV arasında ilişkiyi inceleyen çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Çalışmalardaki sonuçların farklılık oluşturması; D vitamini seviyeleri ile vertigo arasındaki herhangi bir ilişkinin tartışmalı olduğunu göstermektedir. Hem D vitamini eksikliği hem de osteoporozun BPPV ile ilişkili olduğu ve serum 25-hidroksivitamin D3 takviyesinin ayrıca BPPV nüksünü azalttığına dair birçok çalışma bulunmaktadır. Ancak, Karataş ve ark. BPPV, osteoporoz ve vitamin D eksikliğinin bir arada bulunmasının rastlantısal olduğunu bildirmişlerdir. D vitamini takviyesi, düşük yan etkileri ve genel olarak dünya popülasyonunda bulunan bu vitaminin düşük plazma seviyeleri nedeniyle şüphesiz en çok tavsiye edilen seçenektir.
- D vitamini ile nüksler arasında doğrusal bir ilişki geliştirmede tartışmalı sonuçları olan çalışmalar olsa da, bu vitaminin düşük plazma seviyelerine sahip grupları karşılaştırırken elde edilen önemli kanıtların varlığı göz ardı edilemez.
Glukoneogenez: Glikozun karbohidrat olmayan maddelerden yeniden sentezlenmesi
Agorafobi: Geniş, açık bir sahada yalnız kalınca hissedilen, kontrol edilemeyen bir korku
Nistagmus: Göz seyirmesi/titremesi
Vestibüler: Vestibül ile ilgili, özellikle denge işlevinin yürütüldüğü kulak vestibülü ile ilgili
Dejenerasyon: Hücre ve dokuların canlılığını koruyarak görev bakımından daha az etkin bir düzeye inmesi ve çeşitli yapısal değişimlere uğraması
İdiyopatik: Belli bir sebebe bağlı olmayan, sebebi bilinmeyen
İnsidans: Görülme sıklığı
Homeostaz: Bir organizmanın içinde yaşadığı ortamla madde alışverişi yaparak kendi iç ortamını belli sınırlar arasında dengede tutması
Prevalans: Yaygınlık oranı
Terapötik: Tedavi edici
Rehabilitasyon: Bir kimsenin iş yapmaya olan engeli ya da yetersizliğini gidermek amacıyla uygulanan tedavi, iyileştirme
Hipovitaminoz: Vitaminlerin veya belli bir vitaminin vücuda yetersiz girişi nedeniyle gelişen patolojik durum
Cupido, F., La Mantia, I., Di Carlo, F., & D’alessi, S. (2018). Vertıgo And Osteoporosıs: The Correlatıon Between Nutrıtıonal Intake Of Vıtamın D And Incıdence Of Recurrıng Benıgn Paroxysmal Posıtıonal Vertıgo In Subjects Wıth Hypovıtamınosıs D. Acta Medica Mediterranea, 34(4), 951-954.
Schijns, W. (2020). Prevention And Treatment Of Nutritional Deficiencies İn Metabolic Surgery (Doctoral Dissertation, [Sl: Sn]).
Park, M. K., Lee, D. Y., & Kim, Y. H. (2019). Risk Factors For Positional Vertigo And The Impact Of Vertigo On Daily Life: The Korean National Health And Nutrition Examination Survey. Journal Of Audiology & Otology, 23(1), 8.
Gomez, F., Curcio, C. L., & Duque, G. (2011). Dizziness As A Geriatric Condition Among Rural Community-Dwelling Older Adults. The Journal Of Nutrition, Health & Aging, 15(6), 490-497.
Sánchez-Sellero, I., San-Román-Rodríguez, E., Santos-Pérez, S., Rossi-Izquierdo, M., & Soto-Varela, A. (2018). Caffeine İntake And Menière’s Disease: Is There Relationship?. Nutritional Neuroscience, 21(9), 624-631.
Guerra, J., & Devesa, J. (2020). Causes And Treatment Of İdiopathic Benign Paroxysmal Positional Vertigo Based On Endocrinological And Other Metabolic Factors. Journal Of Otology.
Jeong, S. H., Kim, J. S., Shin, J. W., Kim, S., Lee, H., Lee, A. Y., … & Ghim, Y. (2013). Decreased Serum Vitamin D İn İdiopathic Benign Paroxysmal Positional Vertigo. Journal Of Neurology, 260(3), 832-838.
Domínguez-Durán, E., Domènech-Vadillo, E., De Sande, M. Á. M., González-Aguado, R., Guerra-Jiménez, G., Ramos-Macías, Á., … & Galera-Ruiz, H. (2017). Analysis Of Risk Factors İnfluencing The Outcome Of The Epley Maneuver. European Archives Of Oto-Rhino-Laryngology, 274(10), 3567-3576.
Sánchez-Sellero, I., San-Román-Rodríguez, E., Santos-Pérez, S., Rossi-Izquierdo, M., & Soto-Varela, A. (2020). Alcohol Consumption İn Menière’s Disease Patients. Nutritional Neuroscience, 23(1), 68-74.
Slomski, A. (2020). Vitamin D And Calcium Prevent Recurrent Vertigo. Jama, 324(16), 1599-1599.
Dönmezer, G. (2014). Migrenli Hastaların Beslenme Durumları İle Antropometrik Ölçümlerinin Belirlenmesi (Master’s Thesis, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü).
Düğeroğlu, H., & Kaya, Y. Baş Dönmesi Şikayeti Olan Hastalarda Vitamin B 12 Eksikliğinin Değerlendirilmesi.
Garipoğlu, Ö. Ü. G. Endolenfatik Hidrops, Vertigo Ve Diyet.
Halmagyi, M. G., & Akdal, G. (2005). Vertigo Ve Dengesizlik. J Neurol Sci [Turk], 22, 142-60.
Akkoca, Ö., Tüzüner, A., Ünlü, C. E., Aydın, E., & Arslan, N. Sistemik Hastalıkların Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo Ataklarına Etkisi.
Aydos, R. (2011). Hoşgörüyle Gelen Felaket: Bitkisel Ürün-İlaç Etkileşmeleri. Türk Farmakoloji Derneği Klinik Farmakoloji Çalışma Grubu, 54.
Bayraktar, S., Yavaşcaoğlu, B., & Özyurt, G. (2010). Opere Edilecek Olgularda Bitkisel Ürün Kullanımının Değerlendirilmesi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 40(3), 137-141.
Gezmen Karadağ, M., Türközü, D., & Topağaç Kapucu, D. (2013). Bitkiler Ve İlaç Etkileşimleri. Medeniyet Medical Journal, 28(4), 164-170.
Ergin, N. A. Mantar Zehirlenmeleri Ve Tedavide Genel Yaklaşım Mushroom Poısonıng And General Approach To Therapy.
Pişkin, Ö., Yurtlu, D. A., Aydın, B. G., Gürsoy, Y. C., & Hancı, V. (2017). Deli Bal Zehirlenmesinde Klinik Özellikler Ve Laboratuar Bulguları: Retrospektif Bir Çalışma. Şişli Etfal Hastanesi Tip Bülteni, 51(2), 125.
L. Kathleen Mahan, Janice L Raymond. (Çev. Ed. Gamze Akbulut) Besin & Beslenme Bakım Süreci. 14. Ankara : Ankara Nobel Tıp Kitabevleri, 2019.
Baysal, A. Beslenme. Hatiboğlu Yayınları. 12. Baskı: 2009
Vertigo – Baş Dönmesi Nedir? Vertigo Belirtileri Nelerdir?. (2020, 13 Aralık).