Öncelikle diyabet ile başlayalım; diabetes mellitus, pankreastan salgılanan insülin hormonu salgısının kısmen veya tamamen yetersizliği durumudur. Bu hastalığı 3 grupta sınıflandırabiliriz:
1.Tip 1 diabetes mellitus
2.Tip 2 diabetes mellitus
3.Gestasyonel diabetes mellitus
Bu grupları tanıyacak olursak; tip 1 diabetes mellitus, pankreastaki beta hücrelerinin işlevini kaybetmesi ve sonunda vücudumuzda hiç insülin salgılanmamasıyla meydana gelmektedir.
Tip 2 diabetes mellitus, insülinin kan şekerini düşürmede yetersiz olduğu yani insülin direncinin gözlemlendiği durumun sonucu olarak meydana gelen, vücudun bir süre sonra artık yeterli insülin üretememesiyle kan şekerinin yükseldiği duruma verilen isimdir. Araştırmalar bizlere tip 2 diyabetin ayırt edici özeliği olarak (diğer tiplere göre); metabolik açıdan aktif periferik dokuların, insülin eylemlerine az yanıt vermesinin sonucunda oluşan uzun süreli hiperglisemi olduğunu göstermiştir.
Gestasyonel diabetes mellitus ise gebe kalmadan evvel diyabeti olmayan kadının, gebe kaldıktan sonra diyabet olması durumudur. Bu durum gebelik sonlandıktan sonra geçer fakat gestasyonel diyabet geçiren kadında ileri ki yaşlarında diyabet olma olasılığı artar. Bu durumun kontrol altında olabilmesi için doğum gerçekleştikten sonra beslenmesinin bir diyetisyen kontrolünde devam etmesi gerekmektedir.
Bu yazıda tip 1 ve tip 2 diabetes mellitus hastaları için egzersiz sırasında, öncesinde ve sonrasında yapılması gereken önerilerinden bahsedeceğiz.
Bu hastalığı olan birey egzersiz yapıyor ya da yapmak istiyorsa öncelikle bu yolculuğa doktoru ve diyetisyeni ile beraber başlamalıdır. İlk aşamalarda durum tayini elde edebilmek adına egzersize başlamadan, egzersiz ortasında ve egzersiz sonunda kan şekeri düzeyi ölçülmelidir. Diyabet tedavisi ilaç ve diyet ile devam eden bireylerin egzersiz planı doktoru tarafından ayarlanan ilaç dozu ve diyetisyeni tarafından düzenlenmiş doğru diyet ile devam etmelidir. Ani kan şekeri düşüşlerine karşın birey yanında mutlaka hızlı etkili şekerler bulundurmalıdır. Egzersize başlamadan önce kan şekeri ölçümü mutlaka yapılması gereken bir ritüel olmalıdır. Kan şekerinin yüksek veya düşük olduğu zamanlarda egzersize başlanmamalıdır. Egzersiz esnasında kan şekeri düşerse egzersiz bırakılmalıdır. Bu gibi durumlarda doktor ve diyetisyeniniz ile planlanan diyet tedaviniz gözden geçirilmeli ve gerekliyse tedavide değişiklikler uygulanmalıdır.
Egzersiz yapmanın tip 2 diyabet ile olan ilişkisine bakacak olursak ilk olarak; egzersizin, lipidler ve kan şekeri gibi kardiyovasküler riski etkileyen metabolik parametreler üzerinde yararlı bir etkisi vardır. Aynı zamanda egzersiz tip 2 diyabetin hem önlenmesinde hem de kontrol edilmesinde önemli bir bileşendir. Tip 2 diyabette hem dayanıklılık hem de direnç egzersiziyle düzelebilen glisemik kontrol, tip 1 diyabette fayda göstermez.
Amerikan Diyabet Derneği, yetişkin tip 1 diyabet hastaları haftada en azından 150 dakika olacak şekilde egzersiz yapılmasını önermektedir. Dernek, bu egzersiz süresinin (150 dakika) haftanın en az 3 gününe yayılmasının ve en fazla 2 ardışık gün üst üste olacak şekilde egzersiz yapılmasının daha doğru ve sağlıklı olacağını da eklemiştir. Yetişkin tip 2 diyabet hastaları için ise, kontrendikasyon (engelleyici veya kötü sonuçlar doğurabilecek bir durum) olmaması halinde haftada 2 kere direnç egzersizleri yapmaya teşvik edilmesi gerektiğinden bahsetmiştir.
Geleneksel olarak tip 2 diabetes mellitus hastalarının daha düşük yoğunlukta aerobik aktiviteler yapması gerektiği düşünülmektedir. Düşük yoğunluklu aktiviteler hastamızın hem kan şekerini düşürecek hem de kilo kaybını destekleyecek bir rol oynayacaktır. Fakat geleneksel düşünceyi bir yere bırakıp tip 2 diabetes mellitus hastalarının direnç egzersizi yapmasını destekleyip, teşvik ettiğimiz durumlarda hastanın insülin direncinde akut (hızlı etki gösteren) yarar sağlar ve yağsız vücut kütlesinde artışa yardımcı rol oynar. Yine bir meta analizde de, egzersiz yapan tip 2 diabetes mellitus hastalarının glikolize hemoglobinlerinde (HbA1c) %0.67 oranında düşüş olduğu gözlemlenmiştir. Fiziksel aktivitenin destelenmesi ve doğru diyet ile HbA1c’de gözle görünür bir azalmaya katkıda bulunur. Yapılan fiziksel aktivitenin süreside çok önemlidir. Haftada 150 dakikadan fazla egzersiz süresi olan antrenmanlarda HbA1c’de %0.89’luk bir azalma görülüyor iken, haftada 150 dakikadan daha az süreleri olan planlarda %0.36’lık bir azalma gözlemlenmiştir.
Direnç ya da dayanıklılık egzersizleri, tip 2 diyabetli hastalarda hipergliseminin prevalansını ve süresini azaltır, bir sonraki gün içerisinde de bu etki devam eder. Yani kısaca toparlamak gerekirse fiziksel aktivite ve diyet kombinasyonları, tip 2 diyabetli hastalarımızda hiperglisemik atakları kontrol altında tutmak için maliyeti oldukça düşük olan bir tedavi seçeneğidir.
Baysal, P., & Arkadaşları. (2016). Diyet El Kitabı. Ankara: Hatiboğlu Yayınları.
EJ, S., W, S., & JA, H. (2014, Eylül 9). The relationship between exercise,nutrition and type 2 diabetes.
Başarılarının devamını diliyorum iremcim. (F.OZAN)
Çok teşekkür ederim 😇🙏🏻