“Yemek bağımlılığı” (Food Addictiıon) terimi; aşırı tüketimin anormal durumunu tanımlamak için spesifik yeme davranışlarıyla birlikte kullanılmıştır.
Bir grup bilim insanı, yemek bağımlılığını; kısa bir süre içinde yiyeceklerle ve periyodik olarak büyük miktarlarda yemekle aşırı bir uğraş olarak tanımlar. Bu ataklar, haftada bir ya da birkaç haftada bir kez meydana gelebilir. Ataklardan sonra kişi; suçluluk, utanma, depresyon hissetmektedir.
Aşırı yeme davranışı için tetikleyici faktör duygusal strestir. Bir gıda bağımlılığında temel davranış, gıda tüketimidir. Herhangi bir bağımlılığın anahtarı kontrol kaybıdır. Kontrol kaybı, daha sık ve/veya daha büyük öğünlerle ortaya çıkmaktadır. Bireyler, benzer koşullar altında, belirli bir süre içinde, normalde tüketilenden daha büyük öğünler tüketmektedir. Yemek yeme, doğal olarak ödüllendirici bir davranış olarak görülmekte ve gıda tüketiminin, beyindeki ödül sistemini aktif hale getirdiği iyi bilinmektedir.
Son yıllarda, yiyecek ve diyet davranışları kökten değişikliklere uğramıştır. Gıda endüstrisinin gelişimi, gıdaların yaratılmasına ve değiştirilmesine izin vererek, satışı arttırmak için ödüllendirici özelliklerin (lezzetliliğin) artmasına yol açmıştır. Buna ek olarak, katkı maddeleri içeren ve düşük besin değerine sahip bu gıdalar; kolay erişilebilir ve kalori, yağ ve şekerden zengin besinlerdir. Bazı gıdalar, ödüllendirici ve güçlendirici özelliklere sahiptir. Örneğin; yüksek şeker, yüksek yağ kombinasyonları kemirgenler ve insanlar için benzer ödüllendiricilerdir. Son derece lezzetli ve enerjiden yoğun gıdaların hazır bulunuşu ile karakterize edilen modern obezojenik* çevrede, belirli gıdaların bu ödüllendirici özelliklerinin, hem bilişsel kısıtlama, hem de homeostatik mekanizmalara zarar verebileceği ve kilo alımına yol açabileceği görülmektedir.
Aşırı beslenen insanların diyetlerinde, belirli besinlerde kısıtlama görülmez. Daha geniş bir yelpazede lezzetli yiyeceklerin mevcudiyeti, eğilimli kişileri aşırı yemeğe karşı savunmasız hale getirmektedir. Kuşkusuz, gıda endüstrisinin sorumlu bir şekilde hareket etmesi gerektiği; yüksek derecede lezzetli ve kaloriden yoğun gıdalara kolay erişimin, önceden belirlenmiş bireylerde aşırı yeme ve potansiyel olarak yeme bağımlılığının gelişmesini teşvik ettiği ile desteklenmektedir. Nihayetinde hükümetlerin bilgilendirici etiketler talep ederek ve reklamları kısıtlayarak harekete geçmeleri ve gıda endüstrisini düzenlemeleri gerekmektedir. Ayrıca, özellikle psikiyatri ve klinik psikoloji, yeme bağımlılığı konusunu araştırmaya devam etmeli ve bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
- Yapılan bir çalışmada; kadınların beyin aktiviteleri ölçülmüş ve suyla doldurulmuş milkshake bardaklarının resimleri gösterilmiştir. Katılımcılardan milkshake resmine bakmaları istenmiş ve sonuçta beynin gıda sinyallerine tepki olarak, belirli uyaranların motivasyon değerini kodlayan alanlarda aktivitesini arttırdığı saptanmıştır. Bu bölgelerdeki faaliyetler, yiyecek özlemiyle ilişkilidir.
Obezite ve Yemek Bağımlılığı Arasındaki İlişki
Dünya genelinde erkeklerin %36.9’u ve kadınların %38’i aşırı kilolu veya obez olarak sınıflandırılmıştır. Obezite; tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların yanı sıra, daha kötü psikolojik ve sosyal refahı da içeren daha fazla kronik hastalık riski ile ilişkilidir.
Bazı araştırmacılar, obezite prevalansındaki son artışın, popülasyonun önemli bir bölümünde gıda bağımlılığının ortaya çıkışını yansıttığını öne sürmüştür. Öyleki işlenmiş gıdaların formülasyonları, lezzeti en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmıştır. Bununla birlikte, kafein hariç, herhangi bir yaygın gıda, bileşen, mikro besin, standart gıda katkı maddesi veya katkı maddesi olarak bileşenlerin bir araya getirilmesi için halihazırda yeterli bilimsel kanıt bulunmamaktadır.
Dünyada obezitenin yaygınlığı ile ilgili son yıllardaki artışa bağlı olarak gıda bağımlılığı kavramı; psikolojik faktörlerin kilo alımı üzerindeki etkisini anlamak için, hem araştırmacılar, hem de kamuoyu tarafından dikkat çekmiştir. Birçok ülkede obezitenin yaygınlık oranlarındaki artış tek başına genetik faktörlere atfedilemez. Bunun yerine, biyolojik yapımızla etkileşime giren çevresel değişimler, obezite pandemisini* ortaya çıkarır. Modern obezojenik çevre; doyurucu, enerji yoğun ve ucuz gıdaların her yerde bulunabilirliği ile kendini göstermektedir. Bu durum da, küresel gıda endüstrisinin, üretimi ve satışları artırmaya yönelik çabalarını yansıtmaktadır.
- Bir çalışmada; bağımlılık benzeri yeme davranışı ve makrobesin alımı arasındaki ilişki araştırılmış ve YFAS (Yale Gıda Bağımlılığı Ölçeği) gıda bağımlılığı kriterlerine sahip bireylerde, günlük protein ve yağ alımlarının anlamlı derecede yüksek olduğu bulunmuştur.
Bağımlılık Yaratan En Yaygın Nedenler Nelerdir?
- Son zamanlarda yapılan bir araştırmada; bir yiyeceğin işlenme derecesinin, bir yemeğin bağımlılık yaratan davranışlarla ilişkili olup olmadığı konusundaki en etkili özellik olduğu belirtilmiştir.
- Kendisini gıda bağımlısı olarak tanımlayan bireylerin katıldığı bir çalışmada; çikolata ve kurabiyeler gibi kalori yüklü “abur cubur” yiyecekler, bağımlılık benzeri yeme davranışlarıyla ilişkili en yaygın gıdalar olarak tanımlanmıştır.
Modern gıda ortamında her yerde bulunan yüksek kalorili, yüksek derecede işlenmiş gıdalar, insanlarda bağımlılık benzeri yeme davranışları ile ilişkili olma olasılığı yüksek olan hipotezlerdir. Bu hipotez, kısmen şeker ve yağdan yüksek gıdaların kemirgenlerde bağımlılık benzeri davranışlara yol açabileceğini gösteren ön-klinik çalışmalara dayandırılabilir.
- YFAS yemek bağımlılığı semptom skorlarının yüksek olması; şeker, paketli ve pişmiş tatlı ürünler de dahil olmak üzere, enerjisi yoğun, besleyicilikten fakir işlenmiş gıdaların daha yüksek alımlarıyla ilişkili bulunmuştur. Ayrıca daha yüksek semptom skorları; tam tahıl ürünleri ve kahvaltılık tahıllar da dahil olmak üzere, besleyiciliği yoğun bazı yiyeceklerin düşük alımlarıyla ilişkili bulunmuştur. Bu gıdalar tipik olarak lezzetlerini arttırmak için büyük miktarlarda ilave yağ, şeker ve tuz içermektedir. Bu nedenle, özellikle doymuş yağın diyet alımları ve semptom skorları arasında pozitif bir ilişki tespit edilmesi şaşırtıcı değildir.
- Aşırı kilolu ve obez çocuk ve ergenlerin katılımıyla gerçekleştirilen bir çalışmada, en sık görülen semptomlar; uzun bir süre boyunca büyük miktarlarda tüketmek, tekrar eden azaltma girişimleri ve olumsuz sonuçlara rağmen kullanımın devam etmesi olarak belirtilmiştir. Tolerans ile ilgili olarak, katılımcıların % 77’si kilolu olduktan sonra daha fazla yediklerini bildirmiştir. Ancak, neden şimdi daha fazla yediklerini düşündükleri sorulduğunda, sadece %15’i onları daha az tatmin ettiğini belirtmiştir. Katılımcılara bağımlılık tanımı açıklaması yapıldıktan sonra, %29’u kendilerini çoğu gıdaya bağımlı olarak gördüklerini bildirmiştir.
Tuz Bağımlılığı
Kalori içermeyen tuz; çoğu zaman fizyolojik ihtiyacın ötesinde tüketilmektedir. Tuz tüketimi sıvı alımını uyardığından, kalori alımının artmasına neden olabilir.
Yeme Bağımlılığı Tedavilerinde Uygulanabilecek Adımlar;
- Artan arzuyu tetikleyebilecek sinyallerden kaçının.
- Dengeli ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinin.
- Stresten kaçının, duygularınızı kontrol edin.
- Düzenli egzersiz yapın.
FA: Food Addiction: Yemek Bağımlılığı
Obezojenik çevre: Anormal kilo alımını kolaylaştıran çevre
Pandemi: Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isim
Corwin, R. L., & Grigson, P. S. (2009). Symposium Overview—Food Addiction:Fact or Fiction? (s. 617-619). The Journal of Nutrition.
Dimitrijevi, I., Popovi, N., Sabljak, V., Trifunovi, V. Š., & Dimitrijevi, N. (2015). FOOD ADDICTION-DIAGNOSIS AND TREATMENT. s. 101-106.
Meule, A. (2011). How prevalent is“food addiction”? frontiers in PSYCHIATRY.
Pursey, K. M., Collins, C. E., Stanwell, P., & Burrows, T. L. (2015). Addictive Behaviors Reports. Foods and dietary profiles associated with ‘food addiction’ in young adults (s. 41-48).
Pursey, K. M., Stanwell, P., Gearhardt, A. N., Collins, C. E., & Burrows, T. L. (2014). The Prevalence of Food Addiction as Assessed by the Yale Food Addiction Scale: A Systematic Review. Nutrients, 4552-4590.