Kadınların spora ve egzersize katılımındaki önemli artışla birlikte, spor ve egzersiz çoğu kadın için; fiziksel uygunluğa, önemli sağlık faydalarına ve dolayısıyla genel iyilik halinin artmasına katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte, kadın sporculara özgü sağlık sorunları da ortaya çıkmıştır.
Kadın atlet triadı, ilk olarak 1992 yılında; amenore*, yeme bozukluğu, ve osteoporozu kapsayan bir bozukluk olarak tanımlanmıştır. Sporcular ve antrenörler, vücut yağ seviyelerinin azalması ile, sporcunun spor için daha uygun hale geldiğini düşünmekte ve birçok sporcu ve antrenör, düşük vücut yağ oranına sahip olmayı önemsemiştir. Bu da, zamanla kısıtlı diyet yönelimlerine yol açmıştır. Hatalı diyet uygulaması, genellikle kadın atlet triadının başlangıç faktörü olarak kabul edilir.
Kısıtlayıcı beslenme davranışı, aşırı enerji harcamasıyla birleştirildiğinde kilo kaybının yanı sıra; metabolik hızı azaltır ve kalp-damar, kas-iskelet ve endokrin sistemlerde değişikliklere neden olur. Menstrüasyonun kesilmesi, östrojenlerin kemiklerdeki koruyucu etkisini ortadan kaldırır. Bu durum, kemik mineral yoğunluğundaki eş zamanlı azalma nedeniyle, kadınları kalsiyum kaybına karşı daha savunmasız hale getirir.
Diğer bir adıyla sporcu triadı veya kadın atlet üçlemesi; jimnastik, buz pateni ve dayanıklılık koşuları gibi estetik ve kiloya bağımlı sporlara katılan kadınları daha çok etkilemektedir. Güreşçiler ve jokeyler gibi erkek sporcular da, düzensiz yeme davranışı ve sağlıksız kilo verme diyetlerine yönelebileceği için risk altındadır.
Sporcu Triadı Tanısı Nasıl Konulur?
Geçmişte pek çok sporcu, klasik triad kriterlerine uymadıkları için tanı alamamış ve tedavi edilememiştir. Triadın üç klinik bileşenini eşzamanlı olarak almadan, pek çok sporcunun triad şemsiyesine dahil olabileceğinin farkında olmak gerekir. Sporcu triadının kriterleri 2007 yılında Amerikan Spor Kliniği tarafından, sağlık için risk altında olabilecek, ancak eski tanıma uymayan daha fazla sporcuya erişebilmek için güncellenmiştir.
Sporcu triadı; menstrüel bozukluk, yetersiz enerji alımı ve düşük kemik mineral yoğunluğuyla belirlenir. Risk altında olduğu belirlenen kişilerden ayrıntılı anamnez* alınması gerekir. Anamnez alırken; menstrüel düzensizlik ve amenore, stres kırığı*, düşük kalorili diyet öyküsü, sporcunun ve çevresinin yeme ile ilgili tutumu, vücut ağırlığını kaybetme veya bu konuda baskı hissi, depresyon öyküsü, kişilik yapısı (obsesif veya mükemmeliyetçi vb.), antrenörünün tutumu, aşırı antrenman süresi veya aşırı antrenman öyküsüne ek olarak tekrarlayan ve iyileşmeyen yaralanma öyküsü öğrenilmelidir.
- Triadın tanısı için, amenorenin 3 ay veya daha fazla devam ediyor olması gerekmektedir. Amenore, çeşitli hastalık ve genetik anormalliklerin yanı sıra, enerji eksikliği ve hatta strese bağlı olabilir. Düşük kemik mineral yoğunluğu için ise, Z skoru ≤-2.0 olmalıdır. Geçirilmiş stres kırığı öykülerinin de alınması bu noktada önemlidir.
Triadlı sporcuların uyguladığı çeşitli diyet türleri vardır. Sağlıklı zayıflama diyeti, günlük kalorilerin makul bir şekilde düşürülmesidir. Sağlıksız zayıflama diyetleri ise; düzensiz yeme, oruç tutma, öğün atlama, diyet hapları veya laksatif kullanımı ve arınma gibi kısıtlayıcı davranışları içerir. Enerji yetersizliği tanısı koyabilmek için, 3 günlük kalori takibi yapılabilir. Vücut kitle indeksinin 17.5 kg/m2’den düşük olması ise, enerji yetersizliği için kesin göstergedir.
Sporcu Triadı Komplikasyonları
Triadlı sporcularda, azalmış enerji alımı ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu sporcuların çoğu; protein, karbonhidrat ve yağ alımını sınırlayıp, lif alımını arttırır. Makro besinlerde, özellikle esansiyel amino asit ve yağ asitlerindeki eksiklik; vücudun kemiği oluşturma, kas kütlesini koruma, hasarlı dokuları onarma ve yaralanmadan kurtulma yeteneğine zarar verebilir.
Menstrüel disfonksiyon, bazı problemlerle birlikte kısırlığa da neden olabilir. Düşük östrojen seviyeleri kardiyovasküler hastalığa neden olabilir. LDL ve total kolesterol seviyeleri yükselebilmektedir. Ayrıca, bağışıklık sistemi fonksiyonu da azalmaktadır. Düşük kemik yoğunluğu olan birçok sporcu stres kırılmaları yaşamaktadır. Adet düzensizliği de bu yaralanma riskini arttırır. Amenoreik sporcular, stres kırığı için 2-4 kat kadar fazla risk taşırlar.
Düşük enerji mevcudiyeti, düşük benlik saygısı, depresyon ve çeşitli anksiyete bozuklukları gibi ciddi psikolojik problemler meydana gelebilmektedir.
Sporcu Triadı Tedavisi
Triadlı genç kadın sporcular için en iyi tedavi yöntemi hala tartışılmaktadır. Kurtarma için multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Bir spor hekiminin yanı sıra; beslenme uzmanı, psikiyatrist veya terapist ve aile üyelerinin desteği rehabilitasyon süreci boyunca son derece önemlidir.
Tedavinin birincil amacı, düzenli adet döngüsü ve kemik mineral yoğunluğu iyileştirilmesidir. Bu hedeflere ulaşmanın ilk adımı, diyet ve egzersiz alışkanlıklarının değiştirilerek alınan kalori miktarının yavaş yavaş arttırılıp normal seviyelere getirilmesidir.
Sporcu Triadı Nasıl Önlenir?
Müdahale stratejileri, multidisipliner bir yaklaşım içerdiğinde başarılı olacaktır. Gelecekte oluşabilecek problemler açısından sporcu ve sporcunun ebeveynleri için, okul etkinlikleri ve eğitim programları oluşturulabilir.
- Önleme, erken teşhis ve erken tedavi; sporcuların sağlığını korumak ve triadın ciddi sonuçlarını önlemek için kesinlikle gereklidir.
Anamnez: Bireyin kendisine veya ailesine sorulan sorular sonucu geçmişinin öğrenildiği durumdur. Bireyin öyküsüdür.
Stres kırığı: Halk arasında bilinen tabiri ile kemiğin çatlamasıdır.
Ercan, S. (2017). Kadın Sporcu Üçlemesine Güncel Yaklaşım. Kocaeli Medical J, 75-79.
Goolsby, M. A., & Boniquit, N. (2017). Bone Health in Athletes: The Role of Exercise, Nutrition, and Hormones. Sports Health, 108-117.
Morgenthal, A. P. (2002). Female Athlete Triad. Summer, 1(3), 97-106.
Nazem, T. G., & Ackerman, K. E. (2012). The Female Athlete Triad. Sports Health, 302-311.
Pantano, K. J. (2006). Current Knowledge, Perceptions, And Interventions Used By Collegiate Coaches In The U.S. Regarding The Prevention And Treatment Of The Female Athlete Triad. North American Journal Of Sports Physical Therapy, 1(4), 195-207.