Besinin Adı
Türkçe: Nane
İngilizce: Mint
Latince: Mentha piperitae
Vatanı ve İklimi:
Geçmişten bu yana insanlar, bitkilerin ve bitki yağlarının şifalı olduğuna inanır, çeşitli macunlar, şuruplar yapardı. İnsanların bitkileri ilaç olarak kullandığına dair en eski kayıtlar, Hint, Kuzey Afrika ve Çin medeniyetlerinden kalan yazılı metinlere dayanmaktadır. Yapılan arkeolojik araştırmalar sonucu, nane bitkisinin tıbbi amaçlı olarak yaklaşık 10 bin yıldır yetiştirildiği bilinmektedir. Ülkemizde çok eski yıllardan bu yana tarlalarda, bahçelerde, kapı önlerinde yetiştirilir. Günümüz şartlarında ise, hoş kokusu ve kolay yetiştirilebilir bir bitki oluşundan dolayı saksıların içerisinde balkonlarda yetiştirilir. Akdeniz ikliminde kolayca yetişebilen nane, ülkemizin hemen her bölgesinde yetiştiriciliği yapılıyor olsa da; Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde ticari amaçla yetiştiriciliği yapılmaktadır. 2006 verilerine göre ülkemizin nane üretimi 9591 tondur.
Mentha arvensis L. (menthol nane yağı), ticari olarak methol kaynağıdır. Hindistan’da yaklaşık 145 bin hektarlık alanda yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Bitkisel Özellikleri:
Yaklaşık 30-90 cm arası çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Minik yeşil yaprakları ve bunları bir arada tutan bir saptan meydana gelir. Gövde ve dalları genelde tüy içermese de, içeren türleri de vardır. Temmuz- Ağustos aylarında beyaz, mor veya leylak rengindedir. Yetiştiriciliği çok zahmetli değildir. İlkbaharda tohum ekimleri yapılır. Diğer yapraklı sebzelerden naneyi ayıran en önemli özellik, keskin ve kendine has kokusudur. Bazen o kadar keskin bir kokusu olur ki, ekili olduğu yer buram buram nane kokar, hatta ele alındığında bir süre elden kokusu çıkmayabilir.
Lamiaceae familyasının mentha cinsi bir bitkidir. Mentha cinsi, dünyanın her yerine yayılmış 18 tür ve 11 tane de türler arası hibritlenmiş tür içerir. Ülkemizde ise 7 farklı türü bulunmaktadır. Bu türlerden bazıları; ingiliz nanesi, su nanesi, tüylü nane ve yarpuzdur. Bahçelerde gördüğümüz nane ise, su nanesi ve kıvırcık nanenin melezlenmiş halidir. Aslında Avrupa’ya özgü melez bir tür olsa da, tüm dünyaya yayılım göstermiştir. Japon nanesi olarak bilinen Mentha arvensis L. türü, uçucu yağ üretiminden dolayı; Brezilya, Arjantin ve Japonya’da yetiştirilmektedir. İçeriğindeki uçucu yağ oranı %1.28-2.0′ dır. Bunun %80’ini mentol oluşturur. Geriye kalan kısmında sineo, mentol esterleri ve bazı organik asitler bulunur
Nanenin içeriğinde uçucu yağlar, rezi, tanen ve eriyositrin, narirutin, hesperidin, luteolin-7-O-rutinozid, isorhoifolin, diyozmin, rosmarinik asit ve 5,7dihidroksikromon-7-O-rutinozid adlarında, altı tane flavonoid glikozidi mevcuttur. Luteolin-7-O-rutinozid histamin salınımında güçlü bir baskılama gösterir ve burun akıntısını keserek rahatlatma özelliğine sahiptir. Bunların yanı sıra nane, A ve C vitaminleri, folat (B9), B12, K vitamini, bakır ve mangan için oldukça iyi bir kaynaktır. Ayrıca, kalsiyum, fosfor ve oksalik asit de içerir.
Faydaları ve/veya Zararları:
Nane; soğuk algınlığı, grip vb. hastalıklarda, yüksek ateş düşürmede kullanılır. Mide bulantısına karşı mideyi ferahlatıp yıkadığı düşünülerek nane-limon kaynatılıp tüketilir. Mide bulantısına karşı etkili olmasında uçucu yağlar rol almaktadır. Hamileler bulantı gidermek için sık sık nane çayını tercih ederler, fakat olası yan etkiler riskini göz ardı etmeden, hekim ve diyetisyenlerine danışıp tüketmelerinde fayda vardır.
Nanenin dekoksiyonu (kaynar su banyosunda bekletip, ardından süzme işlemi uygulanınca elde edilen çözeltiye verilen isim) idrar söktürücü ve yılan sokmalarına karşı bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Antibakteriyel etkisi, içeriğindeki uçucu yağlardan olan mentolün bir etkisidir. Yersinia enterocolitica, Staphylococcus aureus, Listeria monocytogenes bakterileri üzerinde antimikrobiyal aktiviteye sahiptir. Özellikle shigella sonei ve micrococcus flavusun diğerlerine göre daha duyarlıdır. Mentolün antibakteriyel etkisi dışında; spazmolitik, kolagog ve karminatif etkileri de mevcuttur. Nane; antifungal ve serbest radikalleri temizleyici antioksidan aktivitesi de mevcuttur.
Nanenin içeriğindeki bir başka madde ise perillil alkoldür. Bu madde; akciğer, kolon ve cilt kanserinden koruyucu etkiye sahiptir. Kanser hücrelerinin çoğalmasını önlediğini belirten çalışmalar olsa da daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, kanser tedavisi görenlerde radyasyondan koruduğu gözlenmiştir.
İçeriğindeki bir diğer madde olan rozmarinik asit ise, antiinflamatuar etkiye sahip olup, solunum yollarını temizleyici etkisi göstermektedir.
Nane yağı ise, içeriğindeki pulegondan ötürü antikandidal (kandida adı verilen bir çeşit mayanın vücutta üremesinin engellenmesi) etkiye sahiptir. Ayrıca, hazımsızlık (safra salgısını arttırdığından ötürü), baş ağrısı (özellikle migren tedavisinde) kas ve sinir ağrıları, mide ve bağırsak problemleri üzerinde de olumlu etkilere sahiptir. Yapılan bir araştırmada; sirke ve nane yağının antifungal özellikleri karşılaştırılmış ve nane yağının sirkeden çok daha fazla antifungal özelliğe sahip olduğu belirtilmiştir. Hafif de olsa lokal anestezi etkisi ve serinletici olmasından dolayı, kas zorlanmaları ve siyatik gibi ağrılı durumlarda deri üzerine topikal (yüzeysel) olarak uygulandığında, ağrıyı bir nebze azaltarak asıl tedaviye yardımcı olur.
Nane aromasının ise hafızayı güçlendirme ve zihni açma gibi özellikleri vardır.
İnsanlığın varoluşundan bu yana birçok amaçla kullanılan nane; alternatif tıpta ve ilaçlarda etken madde olarak da kullanılmaktadır. Pulegon düzeyinin çokluğuna göre (türler arası değişme gösterebilir), karaciğerde toksik etkiye neden olabilmektedir. Nane yağının yüksek dozlarda kullanılması zehir etkisi gösterebilmektedir. Düşük dozları bile bazen alerjik reaksiyonlara veya mide ekşimelerine yol açabilir.
Fitoterapide de kullanılan nane yağındaki mentol oranının yüksek oluşu ve keskin kokusu sebebiyle, çocuklarda burun ve yüze yakın bölgelere uygulanması; nefes darlığına, bronşlarda ve gırtlakta spazmlara neden olabilir. Dikkatli kullanılmasında fayda vardır.
Nanenin olumlu etkileri;
- Antimikrobiyal,
- Antifungal,
- Antiinflamatuar,
- Antikandidal,
- Antioksidan,
- Antikanserojenik,
- Gaz giderici,
- Serinletici,
- Diüretik (idrar söktürücü),
- Bulantı giderici,
- Lokal anestezi etkisi,
- Solunum yollarını temizleyici,
- Hazımsızlık giderici,
- Zihin açıcı, hafıza güçlendirici,
- Baş, kas ve sinir ağrılarını giderici,
- Mide ve bağırsak problemleri üzerinde olumlu etkisi, şeklinde listelenebilir.
Bilgilendirme:
Kullanım alanı oldukça geniş olan nane; çorbalarda, ana yemeklerde, çaylarda, çeşitli içeceklerde ve daha birçok yiyecekte, kuru veya taze haliyle kullanılır. Endüstride ise; şekerlerin, sakızların, diş macunlarının, ilaçların, bazı bitki çaylarının, güzel kokusu nedeniyle parfümlerin içerisine eklenir.
Kışın da tüketebilmek amacıyla mevsiminde toplanan nane, kuruması için 20-25 C sıcakta gölgeye serilir. Daha sonra 1-2 hafta bekletilip, kuruyan naneler ovuşturularak daha minik parçalar haline getirilir ve kavanozlara doldurularak saklanır. Bilimsel açıdan baktığımızda, kurutulmaz ve uzun süre bekletilirse besin değeri düşer, fiziksel ve kimyasal bozulmalara yol açar. Dolayısıyla, uzun süre saklanabilmesi için kurutulması gerekmektedir. Kurutma işlemi sırasında, bazı vitamin ve fenolik bileşiklerden yana kayıplara uğrayacağı ve hijyen açısından da risk oluşacağı unutulmamalıdır.
100 gram Nane’nin besin değerleri:
CHO (g) | Na (mg) | I | Vit. A (µg) |
5,3 | 15 | 4 | 123 |
Protein (g) | K (mg) | F (µg) | Vit. C (mg) |
3,8 | 260 | 50 | 31 |
Yağ (g) | P (mg) | Fe (mg) | Vit. B³ (mg) |
0,7 | 75 | 9,5 | 1,9 |
Kalori (kkal) | Ca (mg) | Mg (mg) | Lif (g) |
44 | 210 | 30 | 3 |
Kıran, Ö., (2006), “Kozan Yöresi Florasındaki Tıbbi Bitkiler Ve Bunların Halk Tıbbında Kullanılışı”, Yüksek Lisans Tezi, T.C Çukurova Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Deontoloji Ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı.
Türkan, Ş., Malyer, H., Özaydın, S., Tümen, G., (2006), “Ordu İli Ve Çevresinde Yetişen Bazı Bitkilerin Etnobotanik Özellikleri”, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 10, 162-166.
Özkaynak, S., (2014), Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen bilimleri Enstitüsü.
Arslan, Y., Katar, D., Subaşı, İ., (2010),” Ankara Ekolojik Koşullarında Japon Nanesi (Mentha arvensis L.) Bitkisinde Uçucu Yağ Ve Bileşenlerinin Ontogenetik Varyabilitesinin Değerlendirilmesi”, GOÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 27, 39-43.
Kocabıyık, H., Demirtürk, B., (2008),” Nane Yapraklarının İnfrared Radyasyonlu Kurutulması”, Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 5, 239-246.
Selçuk, S., Eyisan, S., (2012),” Türkiye’ deki eczanelerde bulunan bitkisel ilaçlar”, Marmara Pharmaceutical Journal, 16, 164-180.
Hergeç , G.,(2014), “Beslenme, Sağlık ve Hastalıkta Bitkiler”, 1.baskı, Ankara: Nobel Tıp Kitabevleri Tic.Ltd.Şti., 344-345.
Srivastava vd., (2002), ” Characteristics of menthol mint Mentha arvensiscultivated on industrial scale in the Indo-Gangetic plains” , Industrial Crops and Products, 15, 189-198.
Dukic vd., (2003), ”Antimicrobial and Antioxidant Activities of Three Mentha Species Essential Oils” , Planta Med, 5, 413-419.
Deyab, M., Awady, B., Bakir, N., (2018), “ Is immersion in mint oil or apple vinegar solution a valid antifungal approach for acrylic soft liners “ , Future Dental Journal.