Flor, vücudumuzda daha çok diş ve kemiklerin yapısında bulunan bir mineral olmakla beraber, başlıca görevi diş çürüklerini önlemektir.
- Flor gerektiği kadar alınırsa, halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporozu önler, fakat fazla miktarda alınırsa osteoporoza sebep olur.
Flor Emilimi, Dağılımı, Salınımı ve Atılımı
Birçok kaynağı bulunan flor; dışarıdan alındığı zaman, çoğunlukla vücuda gastrointestinal yoldan girer ve mide içinde özel enzimatik sistemlere ihtiyaç duymadan hızla emilir. Yakın zamanda yapılan çalışmalar; F emiliminin çoğunluğunun ince bağırsakta meydana geldiğini ve pH’a bağlı olmadığını göstermiştir.
Florür emildikten sonra, plazma florit seviyeleri 10 dakikada artar ve 60 dakika sonra doruk seviyelere ulaşır. Bazal seviyelere dönüş 11 ila 15 saat içinde gerçekleşir. Florid plazmaya ulaştığında, iskelette hızla birikir veya böbrekler yoluyla atılır. İskelette tutulan florid derecesi, bireyin yaşı ile ters orantılıdır. Yani, yaşı ilerleyen bireylerin kemiklerinde tutulan F miktarı azalarak osteoporoza neden olur.
Florür tükürükte salgılanır. Plazma seviyeleri arttıkça tükürük seviyeleri de artar. Tükürükle salgılanan F, diş çürümelerini önlemede büyük etki gösterir. Vücutta biriken ve kemiklerde depolanmayan fazla F; az miktarda dışkı ile, geri kalanı ise böbrekler yolu ile vücuttan atılır.
F Toksisitesi (Zehirlenmesi)
Aşırı miktarda yutulan florür toksik etki oluşturabilmektedir.
- Amerikan Diş Hekimliği Birliği, herhangi bir zamanda 120 mg’dan fazla florürün (264 mg sodyum florid) vücuda alınmamasını önermiştir.
- Amerikan Poison Kontrol Merkezleri Birliği tarafından tutulan istatistikler; rapor edilen tüm florür zehirlenmesi vakalarının %68’inin florürlü diş macunu alımına, %17’sinin Florür içeren ürünlerle ağız çalkalamalarına ve %15’inin florid takviyesine bağlı olduğunu göstermektedir. Bunların %80’ini ise 6 yaşından küçük çocuklar oluşturuyor.
- Ölüm dahil olmak üzere, toksik belirtilere ve semptomlara neden olabilecek minimum doz 5 mg/kg olarak belirlenmiştir. Ölümcül florür dozu ise 15 mg/kg olarak belirlenmiştir.
Flor toksisitesinin ortak belirtileri ve semptomları; bulantı, kusma ve kan kalsiyumundaki düşüşle gözlenir. Ardından kas tetanisi denilen, kasta kramp ve titremelere sebep olur. Abdominal (karın bölgesinde) kramp ve ağrı, artan hipokalsemi (kan kalsiyum düzeyinin normalin altında olması) ve hiperkalemi (kan potasyum düzeyinin normalden yüksek olması), önde gelen koma, konvülsiyon (havale) ve kardiyak aritmiler (kalp ritminin düzensizleşmesi) F toksisitesinin diğer semptomlarıdır.
F Kaynakları
Florun fazla alınması toksik etki yaparak, florozise sebep olmaktadır. Fazladan F alımı, günlük hayatta çeşitli faktörlerle olabilmektedir. Bunlar:
- Florlanmış süt, su veya tuz
- Florür takviyeleri
- Diş macunu yutulması
- Çevre kirliliği
- Tavalardaki teflon kaplamalarının yutulması
- Gıda / toprak / böcek ilaçlarına, reçeteyle satılan ilaçlara ve sigaraya maruz kalma olarak sıralanabilir.
Yapılan çalışmalara göre, aşağıdaki ürünler temel olarak florür kaynakları olarak tanımlanmıştır:
- Süt türevleri
- Su, balık ve deniz ürünleri
- Tavuk
- Diş macunu ve florür içeren diğer oral ürünler
İçme suyuyla karıştırılan süt formülleri, florür miktarını ve dolayısıyla diş florozisini arttırabilir. 6 yaşından küçük çocuklarda florürlü diş macununun yutulması da, artmış florür alımı ile güçlü bir şekilde ilişkilidir.
Diş Çürüklerini Önlenmesi
Diş çürüğü, çok yönlü ve karmaşık olmasına rağmen, önlenebilir bir durumdur. Çok sayıda araştırmanın sonucunda; florürün diş çürüğü sıklığını azalttığını ve diş minesindeki remineralizasyonu (çürümüş lezyonlara diş mineralleri yerleştirerek, çürüme sürecinin tersine çevrilmesi) arttırdığını göstermiştir.
Florür, sadece dişler oluşurken değil, bireyin yaşam süresi boyunca önleyici etkiye sahiptir. Diş macununda florürün, çürük kontrolünde en etkili florür kullanımı olduğu belirlenmiştir. Ancak, diş çürüklerine karşı etkili bir koruma sağlamak için, kesin olarak alınması gereken flor miktarı henüz tespit edilmemiştir.
- 1997’de Amerika Birleşik Devletleri Tıp Enstitüsü, florürün toplam diyet alımı için, yaşa özel öneriler yayınlamıştır. Bu önerilere göre; 12 yaş ve altı çocuklar için, 0.05 ila 0.07 mg/kg günlük toplam alım miktarının optimum miktarı olarak kabul edilirken, toplam günlük alım miktarı istenmeyen bir dereceye çıkmasının önlenmesi için ise 0.10 mg/kg vücut ağırlığını geçmemelidir.
Florun En Sık Bulunduğu Kaynaklar
Besinler, floru yetiştikleri topraktan alır. Dolayısıyla, toprağın F içeriği de besinin flor içeriğini doğrudan etkilemektedir.
Florun asıl kaynağı su olmakla beraber, deniz ürünleri ve çayda da flor bulunmaktadır. İçme suyundaki flor miktarı, litrede 0.7-1.2 mg aralığında olduğunda diş çürüklerini önlemede etkili olur. Bu miktar 0.7 mg’ın altına indiğinde diş çürüklerinin görülme sıklığı artar, 2 mg’ı aştığında ise florozis meydana gelerek, diş yüzeylerinde sarı lekeler oluşur. Ülkemizde Isparta ve Burdur yörelerinde florozis görülme sıklığı dikkat çekmektedir.
- Florür için RDA (Günlük önerilen alım miktarı), kadınlar için günde 3 miligram ve erkekler için ise günde 4 miligramdır.
Marcus, E. (2014). Vitamin and Mineral Basics: The ABCs of Healthy Foods and Beverages, Including Phytonutrients and Functional Foods. J. B. Marcus içinde, Culinary Nutrition (s. 311). USA: Academic Press.
Samur, E. G. (2012). FLOR. Ankara: Reklam Kurdu Ajansı Org. Tan. Tas. Rek. San. Tic. Ltd. Şti.