Sarkopeni; yaşlanma ile ilişkili kas kütlesi, gücü ve dayanıklılığının azalmasıdır. Kas liflerinde sadece azalma olmayıp, beraberinde atrofi de eşlik etmektedir. Kaslardaki yapısal ve fonksiyonel gerilemeye bağlı olarak hareketlilik azalmakta; kırılganlık, düşmeler ve morbidite artmaktadır. Önemli ölçüde yaşlıları etkilemekte olup, sıklığı 70 yaş altında %10-25 iken, 80 yaşın üzerinde %40’a ulaşmaktadır. Sarkopeni hastalarının yaşam kalitesi ve genel sosyoekonomik durumu üzerine ciddi olumsuz etkiler ortaya çıkar. Gençlerde, iskelet kası total vücut kütlesinin %45-50’sini oluşturmakta iken, yaşlılarda bu oran yalnızca %35’dir.
Sarkopeni, yaşlı insanlar arasında giderek artan bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. Yaşlılardaki kırıkların, en önemli belirleyici faktörlerinden biridir. Sarkopeni hastası yaşlılarda sık görülen %40’dan fazla kas kütlesi kaybı, fiziksel aktivite ve aerobik kapasitede azalma nedeniyle, artan morbidite ve azalmış güç ile ilişkilidir. Düşük kas kütlesi, yaşam kalitesini ve fonksiyonel yetenekleri olumsuz etkilemektedir. Fiziksel engellilik ve fonksiyonel kısıtlamalar, yaşlı insanlar arasında yaygın olup, bağımlılık gibi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir.
- Fiziksel engellilik ve fonksiyonel kısıtlamanın, sağlık hizmetlerinin daha fazla kullanılması ve destekleyici hizmetlere ve uzun süreli bakıma duyulan ihtiyaç nedeniyle, halk sağlığı açısından önemli etkileri olduğu için, yaşlıların bağımsız olarak işlev görme yeteneği önemlidir.
Batı ülkelerindeki yaşlı erişkinlerde sarkopeni sıklığı, yaşlanma ile birlikte %8.8’den %17.5’e kadar değişmektedir.
- 426 erkek ve 382 kadını kapsayan “New Mexico Yaşlı Sağlığı” araştırmasında; sarkopeni prevalansı 80 yaş altındaki kişilerde %13’ten %24’e, 80 yaş ve üzerindekilar arasında %50’den fazladır.
Hong Kong’daki Asya yaşlıları arasında sarkopeni sıklığı, erkeklerde %7,2 ve kadınlarda %6,1’dir. Sarkopeni prevalansının tutarsızlığı, etnik gruplarda sadece vücut kompozisyonundaki farklılıklar nedeniyle değil, aynı zamanda kullanılan tanı kriterlerine ve tekniklerine bağlı olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, vücut kompozisyonu etnik gruplar arasında değiştiği için, sağlık riskleri farklı popülasyonlarda farklılık gösterebilir. Sigara içimi, zayıf bünye, düşük vücut kitle indeksi (VKİ) ve erkeklerde düşük testosteron düzeyleri; batı popülasyonunda tanımlanan ilişkili faktörlerden birkaçıdır.
Yetersiz kalori ve özellikle protein alımı, negatif azot dengesi ile kas yıkımı ve kaybına yol açar. Yaşlandıkça besin alımı azalır. Yaşlıda besin alımındaki mekanizmalarda meydana gelen değişiklikler nedeniyle, besin alımında bir disregülasyon olduğuna dair kanıtlar mevcuttur.
Yaşlıların çabuk doyması, kısmen gastrik fundus relaksasyonundaki azalmaya ve fundusta nitrik oksid oluşumundaki azalmaya bağlıdır. Ayrıca, yaşlılarda yağ alımından sonra gençlere göre daha fazla kolesistokinin salgılanır, bu da daha fazla doyum hissi verir. Yaşlılarda, gençlerde mevcut olan vücut yağ içeriği ile leptin arasındaki korelasyon bozulur, bu da yaşla ilişkili yağ birikimine katkıda bulunur.
Tat ve koku hissinde azalma, hastalık durumları ile ilişkili inflamatuvar sitokinler, depresyon, ilaçlar ve kronik komorbid hastalıklar da yaşlıda iştahsızlığa katkıda bulunur.
Diyabeti olan kişiler, hızlanmış yaşlanma sürecine eğilimlidir. Diyabetiklerde, diyabetik olmayanlara göre daha kötü fonksiyonlu olma eğilimi vardır. Bu bozukluk, kas fonksiyonunda azalma ile ilişkilidir. Renal yetersizliği olan diyabetiklerde ise hızlanmış kas fonksiyonu kaybı vardır. Kas kütlesi kaybı ve kas gücündeki azalmayı değişik faktörler etkilemektedir.
- İleri yaşta günlük protein ihtiyacı genç yaş gruplarından daha fazladır. Günde 1,2 gr/kg düzeyinden fazla protein alanlarda sarkopeni riskinin daha az olduğu, ciddi sarkopenik kişilerde ihtiyacın arttığı (1,5 gr/kg/gün protein alımı) bildirilmektedir.
- Bir seferde tüketmek yerine, her öğünde yeterli yüksek kalitede protein alınması (25-30 gr) önerilir.
- Yaşlı bireyler D vitamini eksikliği açısından risk altındadır. Eksiklik tespit edilen kişilere D vitamini tedavisi önerilir.
- Dengeli, kişiselleştirilmiş Akdeniz tipi diyet önerilir. Tipik Akdeniz diyeti; zeytinyağı, balık, sebze ve meyve içeren diyettir.
- Yaş ilerledikçe koku ve tat duyusunda azalma, çiğneme – sindirim sorunları, çeşitli hastalıklar nedeniyle beslenme yetersizliği gelişebilmektedir. Beslenme yetersizliği olan, gıda alımı düşük olan kişilerde sarkopeni gelişme riski artar. İleri yaştaki kişiler beslenme yetersizliği açısından araştırılmalı, risk altındaki kişilere beslenme desteği verilmelidir.
Savaş, U., Şahin, D. S., & Akçiçek, P. F. (2017). İleri Yaşta Kas Erimesi El Kitabı. Yaşlılık Hakkında Her Şey. İzmir, Türkiye.
Tayfur, D. M. (2010). Yaşlı Diyabetik Erkeklerde Sarkopeni. İstanbul, Türkiye: İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı.