Myastenia gravis (MG), ilk kez 1672’de günümüzdeki belirtilerine uygun şekilde tanımlanmıştır. 1905 yılında isimlendirilen MG, immunolojik* bir bozukluk nedeniyle ortaya çıkan otoimmün* bir hastalıktır. Hastalığın görülme sıklığı yaş ve cinsiyete göre değişmektedir. Edinsel* MG kalıtsal kökenli değildir.
Belirtiler; çabuk yorulma, tekrarlı hareketlerde kötüleşme ve kaslarda güçsüzlük şeklindedir. Enfeksiyon, stres ve sıcaklık bu belirtileri arttırabilmektedir. Özellikle göz, yüz ve boyun kasları etkilenmekle birlikte solunum ve dış ekstremite* kasları da etkilenebilmektedir.
- Juvenil myastenia gravisli bazı çocuklar; tiroid hastalığı, tip I diyabet ve romatoid artrit gibi diğer hastalıklar için risk altındadır. Bağlantılı olduğu otoimmün bozuklukların spektrumu erişkin popülasyonda daha geniştir.
Katı besinler boğazdaki yapışma hissini arttırabilmektedir. Katı besinlerden kaynaklanan çiğneme ve yutma problemleri için, nemli ve yumuşak besinler çözüm oluşturabilir. Nemi arttırmak için yemeklere sos, et ve balık suları eklenebilir. Lazanya, omlet, köfte, yoğurt ve süzme peynir gibi yumuşak gıdalar, besin değeri yüksek yiyecekler olmalarının yanı sıra, çiğneme ve yutma problemlerinin önüne geçmeye yardımcı olabilir.
Seçilen probiyotik suşlarının, MG hastalarında bozulmuş toleransı düzeltmek için adjuvan* tedavi olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Hayvan modellerinde yapılan ilk çalışmalarda, probiyotik kombinasyonları kullanımının hastalık belirtilerini modüle ettiği gösterilmiştir. Ancak, probiyotik olarak tanımlanmış bazı bakterilerin otoimmün hastalıkları şiddetlendirdiği bilinmektedir. Bu nedenle, probiyotiklerin yararlı etkilerini sağlamak için immünolojik özelliklerini karakterize etmek ve dozajını belirlemek son derece önemlidir.
Kas yorgunluğunun önüne geçmek için öğünler sık ve tüketilen besinler az miktarlarda planlanmalıdır. Besin miktarlarında azalma olacağı için besleyici değeri yüksek gıdalar tercih edilmelidir. Besinler yutulurken, yutmayı kolaylaştırıp kasların çabuk yorulmasını önlemek için sıvı alınabilir.
Sebze ve meyve tüketiminde sorun yaşayan hastalar için sebze ve meyve suları tercih edilebilir. Sebzeler, tereyağı ve süt eklenerek püre halinde tüketilebilir. Süte süt tozu ilave edilerek krema kıvamına getirilen karışım, milkshake ve süt pudingi şeklinde veya tahıllarla karıştırılarak tüketilebilir.
Besinlerin hangi kıvamda verileceğine, hastanın o anki yutma kapasitesine bağlı olarak karar verilmelidir. Kas güçsüzlüğü yaşayan hastalarda çorbaların kıvamının arttırılması, disfajisi olan hastalarda ise yemeklerin jöle kıvamında hazırlanması aspirasyon* riskini düşürecek ve sıvı alımını arttırmaya yardımcı olacaktır. Sıvı disfajisinin en önemli ve potansiyel sonuçları dehidratasyon ve aspirasyondur. Bu durumda jöle şeklinde verilen su, vücut-su dengesinin sağlanması ve aspirasyon riskinin azaltılmasında fayda sağlayacaktır. Orofaringeal* güçsüzlük, disfaji ve artmış aspirasyon riskine yol açabileceğinden, hastaların yutma ve konuşma terapilerine yönlendirilmesi fayda sağlayacaktır.
Albümin miktarı malnutrisyonu* ve hastalığın seyrini değerlendirmek için önemli bir göstergedir. Serum albümin düzeyi, MG hastalığının şiddeti için potansiyel bir biyobelirteç olabilir. Yapılan bir çalışmada; MG hastalarında düşük serum albümin düzeylerinin, artmış hastalık şiddetini gösteren klinik faktörlerle ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Potasyumdan zengin besinler içeren ve iyi dengelenmiş bir beslenme programı hastalara fayda sağlayabilir. MG hastalarında, alevlenmeler esnasında toplam vücut potasyumu düşük bulunmuştur. Ek olarak; diüretikler*, ishal veya sık görülen kusmanın belirgin olarak daha düşük potasyum değerlerine neden olabileceği belirtilmiştir. Hipo/hipertiroidizm durumlarının düzeltilmesi hastalığa dair semptomları hafifletebilir.
Malnutrisyonun ilerlediği ya da hastalığın şiddetli olduğu evrelerde enteral ya da parenteral beslenme desteğine ihtiyaç duyulabilir.
Otoimmün: Kendi bağışıklık sistemi tarafından oluşturulan antikorların sebep olduğu durum
Edinsel: Doğuştan olmayan ve doğum sonrası genetik olmayan, organizmanın dışındaki etkiler sonucunda ortaya çıkan
Ekstremite: Uç kısımlar, canlılarda segmentlere bağlı olan ve belirli görevleri bulunan hareket edebilen uzantılar, kol ve bacaklar
Adjuvan tedavi: Ameliyatla birlikte uygulanan tedavi
Aspirasyon: Nefes alma esnasında, mide içeriği gibi, yabancı maddelerin solunum sistemine çekilmesi
Orofaringeal: Ağız ve yutağa ait
Malnutrisyon: Temel besin maddelerinin tümünün yetersiz miktarlarda alınması sonucu ortaya çıkan beslenme yetersizliği
Diüretik: İdrar yapımını artırıcı
Elena Rinaldi et al, 2018. Gut Microbiota and Probiotics: Novel Immune System. Annals Of The New York Academy Of Scıences, pp. 1-10.
Emanuele Cereda et al, 2009. Refractory Myasthenia Gravis, Dysphagia and Malnutrition: A Case Report to Suggest Disease-Specific Nutritional Issues. Nutrition, pp. 1067-1072.
Gamze Akbulut ve ark, 2015. Myastenia Gravis. Tıbbi Beslenme Tedavisinde Güncel Uygulamalar IV. Ankara: Ankara Nobel Tıp Kitapevleri, pp. 97-108.
Keesey, J. C., 2004. Clınıcal Evaluatıon and Management of M.G. Muscle & Nerve, pp. 484-505.
Yi-Yun Weng et al, 2016. Low Serum Albumin Concentrations are Associated Severity in Patiens with M.G. Medicine, 95(39), pp. 1-5.