Evet, yanlış duymadınız. 😱
2018 verilerine göre; Türkiye, Avrupa’nın en obez ülkesi!
Dünya’da ise 27. sırada!
Türkiyeden sonra Malta, ardından İngiltere geliyor.
Macaristan, Litvanya, İsrail, Çekya, İrlanda ve Bulgaristan ise ilk 10’da yer alıyor.
Bosna Hersek, Türkmenistan, Moldova, Özbekistan, Kırgızistan ise, obezitenin en az görüldüğü ülkeler olarak listedeki yerini aldı
Obezite Nedir?
Obezite, beden kitle indeksi 30 ve üstü olan kişiler olup, 40 üstü ise morbid obez olarak adlandırılmaktadır.
Obezite; kanser (özellikle hormonal olanlar), diyabet, böbrek hastalıkları, solunum ve kalp hastalıkları , tansiyon hastalıkları, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar ile yakından ilişkilidir.
- Yani obezite; yaşam süresini kısaltır, doku ve organları kötü etkiler.
Araştırmalara göre;
- Diyabetin %80’inden,
- Kalp hastalıklarının %35’inden,
- Hipertansiyonun %55’inden obezite sorumludur.
Obezite ile ilgili olarak, yaklaşık olarak 4 yıl önce ulusal medyada alarm düzeyinde ifadeler yer almıştı.
- 2012 yılında başlatılan; ‘Beden Kitle İndeksi’, ‘Hareket Et!’, ‘Porsiyon Küçültme’, ‘Her gün 10.000 Adım Atıyoruz’ adlı kampanyalar halk üzerinde etkili olsa da, yeterli olmamıştır.
Türkiye Neden Obez? Türkiyede Obezite Oranı Neden Bu Kadar Yüksek?
Hamilelik döneminde yapılan yanlışlar ile başlayan, çocukluk döneminde devam eden hatalar zinciri sonucunda; “sağlıklı beslenme” alışkanlığı olmayan bireylerin, obezite hastalığı risk grubunun başında yer alması kaçınılmaz bir gerçektir.
Hamilelik sürecinde “yeterli ve dengeli” beslenilmemesi, bebeğin en az ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmemesi, ebeveynlerin hareketsiz yaşamı ve sağlıksız beslenmesi; çocuğa kötü örnek olmakta, ömür boyu yaşayabileceği sağlık problemleriyle yüzyüze bırakabilmektedir.
Psikologlara göre; ödül ve ceza sistemlerinin uygulanması, ‘şunu yaparsan, bunu yiyebilirsin’ ifadesi, çocukların bazı besinleri ödül olarak görmesine ve olumlu bir bakış açısına sahip olmasına sebep olurken, yasaklar ve aşırı sıkı olmak da çocukları kötü etkilemektedir.
- Çocukların sevdiği besinlerin, belli bir miktar ve sıklıkta yemelerini sağlamak, güzel beslenerek örnek olmak anne ve babaların yapacağı en doğru müdahaledir.
Hazır gıdanın hayatımıza girmesiyle, batılılaşan yemek kültürümüz ile birlikte porsiyon kontrolünün olmaması ve fiziksel aktiviteden arındırılmış bir hayat tarzı, obeziteyi destekleyen en büyük etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Obeziteye Yakalanmamak İçin Ne Yapmalıyız?
Anne karnındaki süreç çok önemli, hamilelikte normalden az ya da fazla beslenmek obezite riskini arttırıyor.
- Bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütü ile ve en az 9 ay anne sütünün yer aldığı diyetle beslenmesi obeziteyi %30 oranında azaltıyor.
- 4-7 yaş çocuklarda yapılan bir araştırmada; televizyon izleme oranı %50 azaltıldığında, yaşam tarzı ve alınan besinlerin kalorisinde azalmalar görülmüştür.
Televizyon reklamlarının çocukları kötü beslenmeye teşvik ettiği unutulmamalı, televizyon başında geçirilen saatler kısıtlanmalı ve fiziksel aktivitelere yönlendirilmelidir. Hem sağlık açısından, hem de sosyalleşip gelecek yaşamlarına hazırlanmaları açısından oldukça yararlı olacaktır. Hormon dengesini bozan ve bilişsel performansı kötü etkileyen, katkı maddeleri içeren besinler de obeziteye davetiye çıkaran faktörler arasında.
Bilim Dünyasının Önerisi! Obezite’de Çare; Sağlıklı Beslenme ve Hareket!
Unutmamalıdır ki, sağlık; vücudun ve ruhun esenlik içinde bulunması durumu, esenliktir. Sağlığı korumak, geliştirmek ise; fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenmeden geçmektedir.
- Medya ve beslenme uzmanı olmayan kişilerin yanlış yönlendirmesi ile değil, diyetisyen danışmanlığında hazırlanan diyet programı ile sağlıklı bir yaşam sürmek, bilim dünyasının üzerinde durduğu en önemli noktalardan birisidir.
- Obezite, tüm dünyada “tehlike” olarak kabul edilen önemli bir hastalıktır. Ancak, obez birey olarak yaşamak bir tercihtir. Hem kendiniz, hem çocuklarınızın geleceği için; tercihinizi yapın ve en yakın diyetisyen‘e başvurun!
Mermi, O. (2016). Obezite ve Psikiyatri. Elazığ: Fırat Üniversitesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı.
Şahin, M. R. (Kasım 2013). 1. Türkiyede Çocuk ve Medya Kongresi. Çocuk Vakfı yayınları.
Yahya İslamoğlu, M. K. (2008). Obezite ve Metabolik Sendrom.