Hyaluronikasit (HA); oftalmik* ortopedi, yara iyileşmesi, doku mühendisliği, aşı, ilaç ve kozmetik sektöründe yardımcı olarak kullanılan doğal yapıya sahip, yüksek moleküler ağırlıklı bir polisakkarittir.
Yunancada camsı, cam gibi anlamlarına gelen hyalos ve üronik asit terimlerinin birleşmesiyle oluşan HA, aynı anlama gelen hyalüronan kelimesinin yerine kullanılabilmektedir. Organizma oluşumunda kritik etkiye sahiptir. Spermin %98’i, HA’dan oluşan tabakayı hyalüronidaz enzimi aracılığıyla geçmesi ile döllenme gerçekleşmektedir.
Yüksek moleküler ağırlıklı bir polisakkarit olan HA; 1934 yılında Meyerand Palmerin tarafından, sığır gözlerinin vitröz sıvısında bulunmuştur. Gram-pozitif bir bakteri olan Streptococcus, zooepidemicus kullanılarak endüstriyel olarak üretilmektedir.
Hyaluronik Asidin İnsan Vücudundaki Yeri
Sıklıkla kıkırdak, eklem, deri ve göz dokularını çevreleyen sinoviyal sıvıda yüksek moleküler bir kitle olarak bulunmaktadır. İnsan vücudundaki toplam miktarı yaklaşık 12 gram olan HA, 7 gram ile en çok ciltte bulunmaktadır. Sağlıklı genç bir bireyde plazmadaki değeri 20-40 µg/mL arasında değişen HA; kandan uzaklaştırılmasının ve parçalanmasının azalmasına bağlı olarak yaşla birlikte artış göstermektedir. Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada; HA’nın %50’den fazlasının deride bulunduğu saptanmıştır.
HA sentezi, daha çok fibroblast gibi hızla çoğalan hücrelerin membranında gerçekleşmektedir. Sentezin hızı; hormon, yaş ve bazı çevresel etmenlere bağlı olarak farklılık göstermektedir. Sentez sonrası bölgesel olarak parçalanabilirken, lenf dolaşımı aracılığıyla dokulardan kan dolaşımına da taşınabilmektedir.
Az bir kısmı dalak ve böbrekte metabolizmaya katılan HA’nın metabolize olduğu esas organ karaciğerdir. Karaciğerdeki endotel hücreler özel reseptörlerini kullanarak HA’yı içeri almaktadır. 1 günde metabolizmaya katılan en fazla hyaluronik asit miktarı 350 mg olarak belirlenmiştir.
Hyaluronik Asit ve Deri
Hyaluronik asit, derinin; dermis ve epidermis tabakalarında bulunmakta olup, dermis tabakasında daha yüksek miktarda bulunmaktadır. Derideki su oranıyla, dermis tabakasındaki HA miktarı birbiriyle ilişkilidir.
- Yapılan araştırmalara göre; güneş ışığı, bölgesel uygulanan A vitamini ve türevleri, glikolik asit, sitrik asit ve asit pH, HA sentezini arttıran önemli faktörler arasında yer almaktadır.
Kondroitin sülfat (kıkırdakların esnek ve akışkan halde tutulmasını sağlayan yapı) ve hyaluronik asit miktarı, güneşten korunmayan ve korunan deride önemli farklılık göstermektedir. Özellikle derideki dermis tabakasının üst kısmında yoğun artış söz konusudur.
Hyaluronik Asidin Kullanım Alanları
Farmasötik amaçla, ilaç taşıyıcı yapı olarak ve kozmetik amaçla cilt bakım ürünü veya dolgu malzemesi olarak, dermatolojide ve göz cerrahisinde ise tedavi amaçlı yara iyileşmesinde kullanılmaktadır.
Neuman, M. G. et al. (2015). Hyaluronic Acid and Wound Healing. J Pharm Pharm Sci, 53-60.
Tırnaksız, F., Kaymak, Y. (2008). Hyalüronik Asit. Türkiye Klinikleri J Dermatol, 9-16.