“Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.” atasözüne çoğumuz aşinadır. Hepimizin bildiği, kültürümüzü yansıtan bir sözdür. Yapılan bir iyiliğin ne kadar kıymetli olduğunu, unutulmaması gerektiğini kahveyi kullanarak anlatmamız bile, verdiğimiz önemi kanıtlar nitelikte.
Kahvaltı öğününün adının ‘kahve-altı’ndan geldiğini biliyor muydunuz?
Düşünceleri, duyguları ifade etmekte kullanılan dil aslında toplumumuzun kültürünü ve karakterini yansıtıyor.
- Yeri Geldi Yasaklandı Kahve, Ancak Kimse Ondan Vazgeçemedi!
Kahvenin tarihi 700’lü yıllara dayanır. İstanbul’a gelişi ise 1554 yıllarını bulmuştur. Osmanlı döneminde kurulan kahvehaneler halkın toplandığı yerler haline gelince; kahve, dönemin padişahları tarafından yasaklanmıştır. Ancak bir türlü vazgeçilememiştir.
Zamanla yasak kalkmış, sarayın da gözde içeceği olmuştur. Hatta, padişahın kahvesini yapmaktan sorumlu olan kahvecibaşının, zamanla sadrazamlığa yükseldiği bile tarihte yer alan ince nüanslardandır.
Kahvenin İçinde Neler Var?
Kahvede; karbonhidrat, lipit, azotlu bileşikler, fenolik bileşikler, mineral ve vitaminler gibi bileşenler bulunur. İçinde bulunan kafein, diperten alkol ve klorojenik asit adlı bileşiklerden, üzerinde en çok araştırma yapılanı ve toplumda en çok bilineni kafeindir.
İlk olarak karaciğerde metabolize olup, hızlıca emilen kafein, güçlü bir merkezi sistem uyarıcısıdır. Kafein miktarı her kahvede aynı değildir. Miktarına, cinsine, kavrulma ve pişirme şekline göre farklılıklar gösterir. Üstelik kafeinin uykuyu açtığı da doğrudur. Bu etkinin oluşabilmesi için 2-3 fincan kahve tüketmelisiniz.
Kahvenin Sağlık Üzerine Etkileri Nelerdir?
Kahve, antikarsinojen (kanser karşıtı) ve antibakteriyeldir. Yağ ve glikoz metabolizmasını düzenleyen kahve; osteoporoz, parkinson, alzheimer, diyabet ve astım semptomlarını düzenlemesinin yanı sıra ağırlık kaybı, karaciğer ve kalp sağlığı üzerine olumlu etkiler gösterir.
- Fazla kahve tüketimi; hipertansiyon, taşikardi, anksiyete (kaygı), baş ağrısı ve kalp hastalıklarına yol açabilir. Özellikle çocuklarda aşırı kusma, taşikardi, diürez etkileri görülebilir.
Beslenmede En Önemli Nokta Dengedir!
- Norveç’te yapılan bir çalışmada; kahvenin tüketim dozuna bağlı olarak hastalık riskini arttırdığı görülmüştür. Başka bir araştırmada ise, günde en az 5 fincan kahve tüketiminin koroner kalp hastalıkları riskini %40-60 oranında arttırdığı görülmüştür.
- Araştırmalara göre; günde 2-3 fincan kahve (orta düzey tüketim) insan bedenine olumlu etki gösterirken, aşırısı ise hastalıklara davetiye çıkarabilmektedir.
Unutulmamalıdır ki; beslenmede en önemli nokta dengedir. Her besin için geçerli sabit kural; ne kadar sağlıklı olursa olsun, aşırı miktarda tüketildiğinde zarar verme ihtimalinin olmasıdır.
- Riskli bireylerin de diyetisyen kontrolünde kahve içebileceği unutulmamalıdır.
Caio E.G.Reis, J. G. (2017). Effect of coffee consumption on glucose metbolism: A sysmatic review of clinical trials . Distro Federal Brasilia, Brezilya .
(Melike Gönder, Nevin Şanlıer). Kahve tüketimi ve dejeneratif hastalıklarla ilişkisi.
Saniye Sözlü, B. Y. (2017). Kahve tüketimi ve bazı hastalıklarla ilişkisi. Ankara: Gazi Üniversitesi.