Kanserde Beslenme Tedavisinde Bir Adım: Nötropenik Diyet

Kanser, gelişmiş ülkelerde birinci sırada karşımıza çıkan mortalite nedeni iken, gelişmemiş ülkelerde ikinci sırada yer alır. Sigara kullanım oranının artması, sağlıksız beslenme, kötü yaşam koşulları, fiziksel aktivite yetersizliği kanser görülme olasılığının dünya çapında artmasına neden olmaktadır. Kanserden korunmada sağlıklı beslenmenin önemi göz ardı edilmemelidir. Beslenme, hastaların tedavi süreci ve iyileşmelerinin ardından, hastalığın nüksetmesinin engellenmesinde de önemli bir rol oynar.

Kanserde Tıbbi Beslenme Tedavisi

Kanserli hastalarda beslenme ile ilgili sorunların kısa bir sürede belirlenmesi, tıbbi beslenme tedavisinin uygulanmasında ilk basamaktır.

Kanserli hastalarda beslenme durumunun değerlendirilmesi;

Tanı konulduktan sonra, belirli aralıklarla hastaların beslenme açısından tarama araçları ile taranması, tedavinin başarısına etki etmektedir. Son çalışmalarda, kanserli hastaların vücut bileşimlerinin değerlendirilmesi önem kazanmasıyla, BIA tekniği kullanılmaya başlanmıştır. Bu teknik; hidrasyon sebebiyle vücut bileşim değerlerinin doğru hesaplanmadığı hastalarda, doğru değerlendirmenin yapılmasını sağlar. Vücut yağ ve kas dokularının bilinmesi, yağsız vücut kütlesinin korunabilmesi için önemli bir etkendir.

Beslenme tedavisi; her hastanın beslenme düzeni, klinik bulguları, planlanan onkolojik tedavi ve tedavi sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar göz önünde bulundurularak planlanır. Beslenme tedavisindeki temel amaç; onkolojik tedavi sırasında malnütrisyonun önlenmesi veya malnütrisyon gelişmişse tedavi edilmesidir.

Yeterli besin öğelerinin alınması hedeflenerek, beslenme ile gereksinimi karşılanamayan hastalarda, oral beslenme desteklerinin kullanılması ilk basamak olmalıdır. Yeterli beslenemeyen hastalarda gastrointestinal sistem aktif ise; ilk olarak tüple enteral beslenme, eğer enteral beslenme imkansız ise (gis inaktif ya da enteral destekle bulantı, kusma, diyare gibi semptomlar mevcut ise ve daha da kötüleşiyorsa), total parenteral beslenme (TPN) önerilmektedir.

Kanserli hastalarda beslenme durumuna etki eden sağlık sorunları;

Nötropeni Nedir?

Mutlak nötrofil düzeyinin kanda azalması nötropeni olarak tanımlanır. Tam kan sayımında MNS’nin (mutlak nötrofil sayısı) 500 mm3 altında olması ve 48 saatte 500 mm3’ün altına inmesi “nötropeni” sınıfına girmektedir. Nötrofil sayısının düşmesi, enfeksiyonlara yakalanma ihtimalini artırır. Enfeksiyonlara yakalanma sıklığı ve şiddeti nötrofil sayısıyla ters orantılı iken, nötropeni süresiyle doğru orantılıdır.

MNS 500 mm3’ün altına inen hastalarda, kan dolaşımı enfeksiyonlarına yakalanma sıklığı artmaktadır. Birçok kemoterapi tipi, hastalarda kemik iliğine zarar vererek nötropeniye neden olabilir ve kemoterapinin başlamasından 10-14 gün sonrasında beyaz kan hücreleri sayısı minimum düzeye iner. Kemoterapiyi yüksek dozda alan, solid tümörlü ve hematolojik malignite görülen hastalarda, hayati risk taşıyan enfeksiyonların riskini artırabilir. Bu enfeksiyonların kontrol altında tutulabilmesi oldukça önemlidir.

Mutlak Nötrofil Sayısı Sınıflaması ve Enfeksiyon Riski

Nötropenik Diyet Nedir?

Kanserli hastalarda görülen nötropeni, kemoterapinin yan etkilerinden biri olup, hayati risk taşıyan faktörler arasında yer almaktadır. Pseudomonas aeruginosa, escherichia coli ve klebsiella pneumoniae, gram negatif basil olduğu için, bu tip enfeksiyonların görülme sıklığı, gram pozitif basil enfeksiyonu görülme sıklığından daha düşüktür. Ancak, ölümcül etkiye sahip olup, kan dolaşımına sindirim sistemi vasıtası ile girebilmektedir.

Kanserli hastada gis mekanizmasının bozulması ve ilaç kullanımı, patojenlerin çoğalmasına sebep olabilir. Bu patojenlerin meyve, sebze ve soğuk etlerin yüzeyinde bulunması ve oral olarak vücuda alınması ‘nötropenik diyetin’ gelişmesini sağlamıştır.

Günümüzde kanıtlar yeterli olmasa da, nötropenik diyet; bakteri ve mantar enfeksiyonlarını azaltıcı, gis’e hastalık yapıcı mikroorganizma girişinin en düşük seviyeye indirilmesi için uygulanan bir diyettir. Nötropenik diyette, diyetin ana bileşenleri (kısıtlanacak besinler, mikrobiyolojik yükü azaltmak için hazırlanma biçimi, kısıtlamalara ne zaman başlanacak, ne zaman sonlandırılacak) bakımından net bir açıklama yoktur. Güvenli gıda işleme ve hazırlama tekniklerini temel amaç edinir. Literatürde; düşük bakterili diyet, düşük mikrobiyal diyet ya da temiz diyet olarak da bilinmektedir.

Nötropenik diyet, tamamen sterilize edilmiş diyet (örneğin; konserve, fırınlama, ışınlama, otoklav ile sterilize edilmiş bütün gıdalar), düşük bakterili diyet (yalnızca iyi pişmiş besinler veya patojen mikroorganizma içerme ihtimali düşük besinler) ya da modifiye ev diyeti (örneğin; taze sebze ve meyve içermeyen diyet olarak) gibi çeşitlendirilir.

Nötropenik Diyette Serbest Besinler;

Nötropenik Diyette Yasak Besinler;

Dikkat:

Nötropenik diyetin; kemoterapiye bağlı nötropeni görülen hastalarda, nötropeni düzelme durumu gözlenene kadar, otolog kök hücre nakillerinde kemoterapi sonrasında 3 ay, allojenik kök hücre nakillerinde nakilden sonraki 1 yıl, immunosupresif ilaç kullanımı devam ediyorsa, ilaç bırakılana dek, uygulanması önerilmektedir.


Malnütrisyon: Yetersiz beslenme ve hastalıklara bağlı görülen beslenme bozuklukları

Enteral Beslenme: Besinlerin ağızdan veya tüple sindirim sistemine verilmesi

Parenteral Beslenme: Karbonhidrat,aminoasit,yağ asitlerinin elektrolit ve vitamin içeren hiperosmolar (osmolaritesi yüksek) solüsyonların santral bir vene yerleştirilen kateter aracılığıyla sürekli infüzyon biçiminde uygulanmasıdır.

Oral Beslenme: Besinlerin ağız yoluyla gis kullanılarak alınması

Hidrasyon:Vücudumuzun su ihtiyacını karşılar durumda olması

MUST: Malnütrisyon Evrensel Tarama Aracı

NRS- 2002:Beslenme Risk Taraması 2002

MNA:Mini Nütrisyonel Değerlendirme

BİA: Biyoelektrik İmpedans Analizi

GİS:Gastrointestinal Sistem

TPN:Total parenteral nütrisyon

MNS:Mutlak nötrofil sayısı

KT:Kemoterapi


Nötropenik Diyette Güncel Yaklaşımlar,Bekar ve Açıkgöz,HSP 2018;5(1):87-94

Kanserde Beslenme Tedavisi:Nötropenik Diyetin Etkinliği,YASSIBAŞ Emine, Turkiye Klinikleri J Nutr Diet-Special Topics 2017;3(1),38-43


 

Exit mobile version