Genellikle ergen kız çocuklarında ve vücut ağırlığı anormal derecede düşük olan bireylerde görülen anoreksiya nervoza, mortalite* riskinden dolayı medyada çokça yer alan psikiyatrik bir bozukluktur. Hastalığın mortalite oranı %22, intihar oranı ise %2-5 olarak saptanmıştır. Çoğunlukla Batı ülkelerinde görülen hastalık; erkeklerde nadiren, kadınlarda ise sıklıkla gözlenmektedir.
Anoreksiya nervoza hastalarında; zayıflık konusunda aşırı bir takıntıyla birlikte, kilo alma korkusu gözlemlenmektedir. Zayıf kalmak uğruna uygulanan zorlu egzersizlere (yürümek, yüzmek, bisiklete binmek vb.) bağlı olarak, yaklaşık 1,5 yıl içerisinde hastaların %30-50’sinde ağırlık kaybı ve aşırı yeme atakları ortaya çıkmaktadır. Hastalar bu ataklara bağlı olarak; sık sık kendini kusturma, laksatif* ve diüretik* kullanma yoluna başvurmaktadır. Diyetle alınan karbonhidrat ve yağ oranı hastalar tarafından oldukça azaltılmaktadır.
Belirtileri
Kansızlık, aşırı ağırlık kaybı, kalp ritminin düzensizliği, yorgunluk, uyku bozukluğu, baş dönmesi, bayılma, tırnaklarda mavimsi renk değişikliği, saçlarda incelme ve azalma, hastalığın önemli belirtileridir.
Açlık hissini reddetme, uzun süre besinlerle ilgilenme, sinirli olma, kilo alma korkusu ve sosyal hayata olan ilgisizlik ise hastalığın duygusal belirtileridir.
- Gastrointestinal* semptomların sıklıkla görüldüğü anoreksiya nervoza, tüm organ sistemlerini etkileyebilmektedir.
Klinik Bulguları
Kendi özel diyetlerini uygulayan anoreksiya nervoza bozukluğuna sahip bireyler, küçük parçalara ayırarak tükettikleri yemeklerini, genellikle yalnız yemeyi tercih etmektedir. Aşırı zayıf olmasına rağmen, vücut ağırlığının normal olduğu kanısında ısrarcı davranmaktadır.
- Aşırı kilo kaybına bağlı olarak; ödem, bradikardi*, hipotansiyon*, hipotermi*, kronik kabızlık, lökopeni*, saç dökülmesi, kuru cilt ve soğuk havalara hassasiyet görülmektedir.
Tanısı
Hastanın öykü ve ayrıntılı psikiyatrik muayenesine göre tanı konulmaktadır. Öykü ve psikiyatrik muayeneye ek olarak, fiziksel muayene de mutlaka yapılmalıdır. Hastanın boy ve vücut ağırlığı saptanarak, beden kitle indeksi hesaplanır.
Laboratuvar ortamında incelenen idrar tetkiki, kan üre azotu ve serum elektrolitleri de tanıya yardımcı olmaktadır.Tanı konulan kadın hastalarda, kemik yoğunluğu ölçümleri de yapılır.
Anoreksiya Nervoza Tedavisi
Zor ve uzun süreli bir tedaviye gerek duyulan anoreksiya nervoza bozukluğunda; hastalar bu psikiyatrik bozukluğa sahip olduklarını kabullenmediği için, tedaviye tek başına yönelmez ve genellikle yardım alarak başlanması gerekebilir.
- Tedaviye yönelemeyen hastalar; hızlı ağrılık kaybından dolayı, ölümle sonuçlanacak hayati bir süreç ile karşı karşıyadır. Hayatta kalan hastaların ortalama olarak üçte biri sağlığına kavuşurken, yarısından azında iyileşme süreci görülür ve %20’si ise artık kronik anoreksiya hastası durumuna gelmektedir.
Tedavide; mutlaka hekim, diyetisyen ve hasta arasındaki güven sağlanmalıdır. Hastanın ayrıntılı öyküsü alınırken ailesiyle iletişim kurmak büyük yarar sağlayacaktır.
Tedavi 3 aşamada gerçekleştirilir;
- İlk olarak hastanın beslenmesi düzene sokulmalıdır. Diyetisyen tarafından, yavaş adımlarla, sahip olunması gereken vücut ağırlığına ulaşılmaya çalışılır.
- İkinci aşamada, hastanın bozuk yeme davranışları değiştirilir. Anormal beslenme durumunun normale getirilmesi amaçlanır.
- Üçüncü aşamada ise, hastanın gereksiz inanış ve korkuları giderilmeye çalışılır.
Anoreksiya nervoza, halen daha en yüksek ölüm oranına sahip psikiyatrik bozukluklar arasında yerini korumaktadır. Hastalığın tedavisi, ciddi ve uzun uğraşlar gerektiren bir süreçtir. Düzenli aralıklarla kontrole gidilmelidir.
Günümüzde, hemen yanı başımızda dahi, anoreksiya nervoza bozukluğuna sahip bireylere rastlayabilme ihtimalimiz oldukça yüksektir. Bu sebeple, bu belirtileri gösteren bireylere, uygun ve samimi bir dille tedavi olması için destek olunmalıdır. Anoreksiya hastalığının mortalite oranını düşürmek bizim elimizde!
Laksatif: Dışkının yumuşamasını sağlayarak atılımını kolaylaştıran
Diüretik: İdrar yapımını artırıcı
Gastrointestinal: Mide ve bağırsakları bir arada anlatan genel terim
Bradikardi: Kalbin dakikadaki atım sayısının azalması
Hipotansiyon: Düşük kan basıncı
Hipotermi: Vücut sıcaklığının fizyolojik değerlerin altında düşmesi
Lökopeni: Kanda lökosit sayısının ani düşmesi sonucu ortaya çıkan durum
Kaya, N., & Çilli, A. S. (1997). Anoreksiya Nervoza. Genel Tıp Dergisi , 107-110.
Kuruoğlu, D. A. (2000). Yeme Bozukluklarında Genetik Etkenler. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni , 32-37.
Maner, D. (2007). Psikiyatride Derlemeler, Olgular ve Varsayımlar. İstanbul: Golden Print.
Steinhausen, H.-C. (2002). The Outcome of Anorexia Nervosa in the 20th Century. American Psychiatry Review , 1284-1293.