Günümüzde yanlış beslenmenin, kansere sebep olabildiği gibi; doğru beslenme örüntüsünün, anti-kanser özellikler göstererek kansere karşı koruyucu, kanser riskini azaltıcı bir faktör olduğu bilimsel bir gerçek olarak bilinmektedir.
Kanser Karşıtı Sebzeler Nelerdir?
- Bulunan eski belgelerde, ezilmiş lahana yaprağının ‘göğüsteki kanserli ülser’i iyileştireceği yönünde notlar bulunmuştur.
Krusifer grubu sebzeler, kansere çok daha etkili ve güçlü bir şekilde koruyuculuk sağlar ve bunu, bünyesindeki biyoaktif maddeler sayesinde gerçekleştirmektedir. İçeriğindeki biyoaktif maddelerden en bilineni ise glukozinolatlardır. Bu bileşikler, krusifer grubu sebzelerdeki acı ve keskin tadın sebebi olup, bitkiye zarar veren durumlarda salınırlar. Bitkinin kendisinde ya da insan bağırsak mikroflorasında bulunan mirosinaz enzimiyle hidrolize olmadığı sürece, bu bileşik kanserden koruyucu özellik göstermez.
Hidroliz sonucu izotiyosiyanat ya da indol-3 karbinollere dönüşerek etki gösterirler ki en bilinen izotiyosiyanatlardan biri sülforafandır. Sülforafanın ön maddesi ise glukorafanindir. Glukorafanin içeriği en yüksek krusifer grubu sebze olarak brokoli ve brokoli filizleri belirlenmiştir. Bu sebeple çalışmalar, en çok brokoli üzerinden yapılmıştır.
Brokoli ve Kanser İlişkisini İnceleyen Çalışmalar
Brokoli ve brokoli filizlerinden elde edilen doğal bileşik olan sülforafanın, anti-kanser aktivitesine sahip olduğu, günümüze kadar yapılmış olan pek çok farklı çalışmayla kanıtlanmıştır.
- Sülforafanın, hücreleri kansere dönüşmeden baskılayarak kanseri başlangıçta önleyebildiği veya kanser başladığında apoptozu* uyararak, hücre döngüsünü durdurarak ilerlemenin önüne geçebildiği görülmüştür.
- Bazı çalışmalar; brokoliden zengin bir diyetin, bazı kanser türlerinde riski azaltabileceğini göstermiştir. Bu özelliğinden dolayı brokoli; mide, kolorektum, akciğer, prostat, meme, mesane, endometriyum ve cilt kanseri için koruyucu ve risk azaltıcı bir diyet faktörü olarak değerlendirilmektedir.
- Mevcut kemoterapi ve radyoterapi tedavileriyle, kök hücre popülasyonunun baskılanması sağlanamamaktadır. Ancak yapılan invivo* ve invitro* çalışmalarda; sülforafanın, meme kanseri kök hücrelerini inhibe* etmesi durumu, brokoli ve brokoli filizi ekstratlarının kansere karşı koruyucu özelliğinin kanıtlanabilirliğini arttırmaktadır.
- Yine yapılan çalışmalar; premenopozal dönemdeki kadınlarda brokoli tüketiminin, meme kanseri riskini azalttığını belirtmektedir.
- Epidemiyolojik çalışmalar sonucunda; diyetle krusifer grubu sebze alımının, Batı toplumlarındaki erkeklerde, kansere bağlı ölümlerde ikinci sırayı alan prostat kanserinin riskini azalttığı gözlemlenmiştir. Sülforafan ile zenginleştirilmiş bir diyet, prostat kanserine karşı koruyucu bir potansiyel olarak görülmektedir.
- 2000 yılında yapılan bir çalışmada; yüksek ve düşük kalitede krusifer grubu sebzelerden tüketen kişilerin, prostat kanseri riskinde %39 azalma görüldüğü kaydedilmiştir.
- Dünya Kanser Araştırma Fonu ve Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü, haftada 4 porsiyondan fazla krusifer grubu sebze tüketiminin, pankreas kanseri riskini %50 azaltabileceğini öne sürmektedir.
- Yapılan deneylerde; sülforafanın, pankreas hücrelerinde tümör büyümesini inhibe ettiği kaydedilmiştir.
- Yapılan bilimsel çalışmalar; krusifer grubu sebzelerin sık sık tüketilmesinin yanında, renkli birçok sebze ve meyvenin tüketilmesinin ve güneşe yeterli sure maruz kalmanın, kanser riskini azaltabileceğini göstermiştir.
Sülforafan’ın Sağlık Etkilerinden Yararlanabilmek İçin Nelere Dikkat Edilmeli?
Glukozinolatlardan en iyi şekilde verim sağlamak ve kayıpları en aza indirebilmek için; sebzelerin tazeyken tüketilmesi ve haşlama ya da uzun pişirme yöntemleri yerine, buharda pişirme ya da mikrodalgada pişirme yöntemleri uygulanması tavsiye edilmektedir. Ayrıca krusifer grubu sebzelerin bağırsak mikrobiyotasını* olumlu yönde etkileyen, yoğurt ve kefir gibi probiyotik kaynaklarla birlikte tüketilmesinin, mirosinaz enziminin aktifliği açısından olumlu etki yapabileceği düşünülmüştür.
- Sonuç olarak;
Krusifer grubu sebzelerin, kanser karşıtı özelliğinin olabileceği, kanserin başlamasını ya da gelişmesini engellemeye yardımcı etkilerinin olabileceği düşünülmektedir.
Beslenmemizde bütün makro ve mikro besin öğelerinden yeterli kadar bulunmalıdır. Çeşitli beslenme hem sağlığımızın korunmasında ve geliştirilmesinde hem de kanser riskini azaltmada önemli bir faktördür.
İnvivo: Canlı hücrede
İnvitro: Yapay ortamda
İnhibe etmek: Engellemek
Mikrobiyota: Mikroorganizma topluluğu
Atwell, L. L., Beaver, L. M., Shannon, J., Williams, D. E., Dashwood, R. H., & Ho, E. (2015). Epigenetic Regulation by Sulforaphane: Opportunities for Breast and Prostate Canser Chemopreventon. Curr Pharmacol Rep , 102-111.
Çelik, F., & Köksal, G. (2013). Kanser ve Sülforafan. Beslenme ve Diyet Dergisi , 266-273.
Farag, M. A., & Motaal, A. A. (2010). Sulforaphane composition, cytotoxic and antioxidant activity of crucifer vegetables. Journal of Advanced Research , 65-70.
Herr, I., Lozanovski, V., Houben, P., Schemmer, P., & Büchler, M. H. (2013). Sulforaphane and related mustard oils in focus of cancer prevention and therapy. Wien Med Wochenschr , 80-88.
Li, Y., Zhang, T., Korkaya, H., Liu, S., Lee, H.-F., Newman, B., et al. (2010). Sulforaphane, a Dietary Component of Broccoli/Broccoli Sprouts, Inhibits Breast Cancer Stem Cells. Clinical Canser Research , 2580-2590.