Kulaktan duyma bilgilerle, bilinçsizce yapılan hatalar, vücudun yaklaşık olarak ¾ kadarını oluşturan su tüketimi gelir.
- Suyu ne kadar doğru tanıyor ve ne kadar iyi biliyoruz? Gelin, suyun hayatımızdaki yerinden bahsedelim.
Su Nedir?
İnsanoğlunun hayatında vazgeçilmez bir yere sahip olan su; 2 hidrojen ve 1 oksijen elementlerinin birleşimi sonucunda oluşan moleküldür. Genel olarak renksiz, tatsız, kokusuz ve iletken bir yapıya sahiptir. Tat, koku, iletkenlik açısından bakıldığında, coğrafik konumu ve iklimine göre değişiklik göstermektedir.
Suyun Yapısında Bulunan Mineraller Nelerdir?
İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu ve üretemediği inorganik yapıda olan; potasyum, sodyum, flor ve magnezyum gibi birçok minerali yapısında bulundurmaktadır.
- Potasyum, sodyumla birlikte vücudun su ve elektrolit dengesini sağlamakla görevlidir. Kalp ritmini düzenlemede, tansiyon ve kasların kasılıp gevşemesi gibi birçok olayda görev almaktadır. Her ne kadar suyun içerisinde potasyum olmasa da (genellikle), suda bulunan sodyum minerali vücutta potasyum mineralinin çalışmasını etkilemektedir.
- Sodyum, vücudun su ve elektrolit dengesinin sağlanmasında görevli bir mineraldir. Suyun içerisinde çok az miktarda bulunduğu için vücuda bir yan etkisi olmamakla birlikte, hücrelerden kana ya da kandan hücrelere madde geçişini sağlamada yardımcı olmaktadır.
- Suda bulunan nitrat, kan basıncının dengelenmesinde rol oynamaktadır.
- Florun suda yüksek miktarda bulunması istenmez. Yüksek florürlü sular (1 literede miligramdan fazla sular yüksek florludur), florozis hastalığına yol açabilir.
- Bazı suların içeriğinde mangan, demir, klorür, amonyum gibi maddeler görülebilmektedir.
Günlük Su Tüketimi Ne Kadar Olmalıdır?
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Mesela; coğrafik yapı, kişinin boyu, kilosu, yaşı, cinsiyeti, varsa kronik hastalığı, mesleği gibi birçok etkenden etkilenmektedir.
- Nasıl ki diyet bir parmak izi gibiyse, diyetin önemli bir parçası olan su da parmak izi gibi olup, kişiden kişiye değişiklik göstermektedir.
Sağlıklı bir kişide alınması gereken su miktarı kilogram başına 30-40 cc arasında değişiklik göstermektedir. Bu oran özellikle çocuklarda (1-17 yaş) uygulanmaktadır.
Genel bir yargıda bulunacak olursak, yetişkinler için günlük su miktarı yaklaşık olarak, 8-12 su bardağı arasında önerilmektedir. Yeteri kadar sıvı alımı olmaz ise dehidratasyon oluşur. Bu da kişinin yorgun ve bitkin düşmesine neden olup, günlük hayattan zevk alma isteğini azaltır.
- Ateş, kusma, ishal gibi enfeksiyon durumunda vücut ekstra su kaybettiği için, normal alması gereken sıvı miktarı arttırılmalıdır.
- Kalp yetmezliği, böbrek ve karaciğer hastalıklarında vücudun su atılım mekanizması bozulduğu için, bu tarz kronik hastalıklara sahip kişilerde sıvı kısıtlamasına gidilmektedir.
- Gebelik ve emziklilik gibi durumlarda; hem anne hem de bebek açısından su miktarı önemli olup, annenin günlük alması gereken miktardan yaklaşık 3-4 bardak kadar fazlasını alması, vücudun su dengesini sağlamaya yardımcı olacaktır.
Su içmek için susamayı beklemenize gerek yoktur!
- Herhangi bir hastalık veya anormal durumda idrar renginin koyulaşması, vücut su miktarının azaldığını göstermektedir.
- Günlük su tüketimine özen gösterip (özellikle yaz aylarında veya ağır fiziksel aktivite gerektiren iş koşullarında), yanınızdan eksik etmeyiniz.
Serinlik dolu günler dileğiyle…
Amogne, W. T., Gizaw, M., & Abera, D. (2015). Physicochemical Quality And Health Implications Of Bottled Water Brands Sold In Ethiopia. Journal of the Egyptian Public Health Association, 72-79.
Smith, A. H., Lingas, E. O., & Rahman, M. (2000). Contamination Of Drinking-Water By Arsenic In Bangladesh: A Public Health Emergency. World Health Organization, 1093-1103.