Gebelik Depresyonu Nedir? Beslenmenin Etkisi Nedir? Gebelikte Görülen Depresyon Nasıl Atlatılır?

Ciddi bir ruhsal problem olan depresyon; bireyin yaratıcılığını, işlevselliğini, doyumunu ve mutluluğunu engelleyerek hayat kalitesinde düşüşlere ve işgücü kayıplarına yol açmaktadır. Depresyon, duygusal ve bilişsel alanlarla ilgili birçok işlevi etkilemektedir. Yapılan çalışmalar sonucu depresyon sıklığının; 18-44 yaş aralığındaki kadınların hamilelik, doğum, lohusalık gibi süreçlerinde daha fazla olduğu saptanmıştır.

Maternal depresyon, hamilelik döneminde ya da doğumdan sonraki 12 aylık dönemde, annelerin yaklaşık %10-20’sini etkileyebilecek bir dizi depresif durum için kullanılan bir terimdir. Depresif koşullar, doğum öncesi depresyon ve doğum sonrası psikoz durumlarını içermektedir. Maternal depresyon, sıklığı giderek artan bir sorun olup; bireyin işi, ailesi ve bebeğin sağlığı üzerinde istenmeyen sonuçlara yol açmaktadır.

Gebelik Depresyonu Risk Faktörleri

Gebelik depresyonuna sebep olacak başlıca faktörler; psikolojik, genetik, biyolojik, çevresel, sosyal ve hormonal olarak 6 ana başlıkta incelenmektedir. Bu başlıklar açıldığında, gebelik depresyonunun sebepleri arasında; olumsuz deneyimler, evlilik sorunları, istenmeyen gebelik, anksiyete ve depresyon öyküsü, kötü ekonomik durum, yetersiz eğitim ve fetüs hakkında kaygılanma olduğu bildirilmektedir.

Gebelik Depresyonu ve Beslenme İlişkisi

Gebelik depresyonuna sebep olabilecek faktörler arasında, son zamanlarda dikkat çekilen nokta beslenmedir. Folat, vitamin B12, kalsiyum, demir, selenyum, çinko ve omega-3 yağ asitleri için besin eksikliği ve duygudurum arasında ilişki olabileceği bildirilmiştir. Maternal depresyon için beslenme araştırmalarında en fazla ilgi gören besin ögesi, omega-3 esansiyel yağ asitleri olmuştur. Sayısız çalışma, düşük omega-3 düzeyleri ile maternal depresyon insidansı arasında pozitif bir ilişki bulmuştur.

Vücut Ağırlığı Değişimi ve Postpartum Depresyon

Doğum sonrası kilo alımının depresyon riskini arttırabileceği ön görülse de kesin olarak kanıtlanmamıştır.

Besin Ögeleri ve Gebelik Depresyonu İlişkisi

Gebelikte ve gebelik sonrası süreçte, yeterli karbonhidrat alımı mental sağlık açısından önemlidir. Karbonhidrat ve insülin dengesinin psikolojiyi etkilediği bilinmektedir. Gebelik sürecinde artmış olan insülin düzeyinin, gebelik sonrasındaki süreçte hızla azalması sonucu seratonin üretimi olumsuz etkilenerek, depresyon riskini arttırmaktadır.

Proteinler, psikolojik durum üzerinde önemli role sahiptir. Gebelikte ve gebelik sonrası dönemde elzem aminoasitlerin önerilen miktarda alınması gerekmektedir. Glisin, glutamat, aspartat ve gamma-aminobütirik asit nörotransmisyonda inhibe edici veya uyarıcı rol oynayabilmektedir. Triptofan seviyesindeki azalış, nörotransmitter seviyesini azaltmakta ve gebelik sonrası depresyon riskini arttırmaktadır. Diyetle alınan proteinin yaklaşık %50’sini hayvansal gıdalardan karşılayarak, postpartum depresyon riskinin azaltılabileceği konuşulmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da yapılan epidemiyolojik araştırmalar; hamilelik sırasında balık ve deniz ürünlerinden elde edilen, omega-3 uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinin (LCPUFA) yüksek alımının, doğum sonrası dönemde düşük depresif belirtilerle ilişkili olduğunu göstermektedir. Gebe kadınlara yapılan omega-3 LCPUFA müdahale denemeleri anlamsız sonuçlar bildirmiş olup, büyük ölçüde metodolojik sınırlamalar nedeniyle kesin sonuca varılamamıştır.

Yapılan son çalışmaların analizleri, D vitaminin depresyonla ilişkisi olduğunu düşündürmektedir. Pek çok epidemiyolojik çalışmada, serum 25 (OH)D seviyelerinin depresyon ile negatif ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Beynin depresyonla ilişkili kısımlarında D vitamini reseptörlerinin bulunması, vitamin D’nin depresyondaki etkisi olabileceğine dair tezi güçlendirmektedir.

Sonuç

Gebelikte ve gebelik sonrasında sık görülen depresyon; annenin, bebeğin ve aile üyelerinin sağlığını negatif etkileyen bir psikiyatrik bozukluktur. Gebelik depresyonuna sebep olabilecek faktörler arasında en dikkat çekilen nokta beslenmedir. Beslenme risk faktörü, diyetisyen danışmanlığında yeterli ve dengeli beslenilerek ortadan kaldırılmalıdır.


Bellekçi Koyu, E. B. (2015). Depresyon ve D Vitamini. Bes Diy Derg, 43(1), 160-165.

Brenda, M. L., & Bonnie, J. K. (2009). Perinatal Depression: Prevalence, Risks, and the Nutrition Link—A Review of the Literature. J Am Diet Assoc, 109, 1566-1575.

Erbil, N., Oruç, H., & Karabulut, A. (2009). Gebelikte Depresyon ve Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi. Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst, 19(2), 67-74.

Krause, K. Ø. (2009). Occurrence and Correlates of Postpartum Depression in Overweight and Obese Women: Results from the Active Mothers Postpartum (AMP) Study. Matern Child Health, 13(6), 832-838.

LaCoursiere, Y., Baksh, L., Bloebaum, L., & Varner, M. (2006). Maternal Body Mass Index and Self-Reported Postpartum Depressive Symptoms. Maternal and Child Health Journal, 10(4), 385-390.

Makrides, M., Gibson, R. A., McPhee, A. J., Yelland, L., Quinlivan, J., & Ryan, P. (2010). Effect of DHA Supplementation During Pregnancy on Maternal Depression and Neurodevelopment of Young Children. JAMA, 304(15), 1675-1683.

Marakoğlu, K., & Şahsıvar, M. Ş. (2008). Gebelikte Depresyon. Turkiye Klinikleri J Med Sci, 28, 525-532.

PR, S., & PA, G. (2014). Maternal Depression: A Hidden Burden in Developing Countries. Annals of Medical and Health Sciences Research, 4(4), 463-465.

Toptaş Bıyıklı, E. Y. (2018). Postpartum Depresyon ve Beslenme. Sted, 27(2), 136-142.

Yeşilçiçek Çalık, K. A. (2011). Gebelikte Depresyon: Sıklık,Risk Faktörleri ve Tedavisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 3(1), 142-162.


Exit mobile version