14 Kasım Diyabet Günü – Nedir Bu Diyabet?

1921 yılında insülini keşfedip, diyabet (şeker) hastalığına sahip kişilerin tedavisini bulan Fredrick Bantig’in doğum yıl dönümü anısına, her yıl 14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak kutlanmaktadır.

Diyabet, insülin hormonunun eksikliği veya yetersiz salgılanması ile ortaya çıkan, kan şekerini yükselten kronik ve ilerleyebilen bir hastalıktır. Pankreas tarafından salgılanan insülin, besinlerle aldığımız şekerin hücre içine girip enerji olarak kullanılmasında görev alır. İnsülin hormonu kan şekerini düşürücü bir etkiye sahiptir. Bu yüzden diyabet hastalığına sahip kişilerde insülin direnci oluşmaktadır. İnsülin tam olarak salgılanmadığında (tip 2 diyabet gibi) vücut kendisi için yeterli enerjiyi tam olarak sağlayamamaktadır. İnsülin direnci oluşması ve dikkat edilmemesi durumunda, kişi diyabet ile karşı karşıya kalmaktadır.

Diyabet hastalığı bulunan kişiler, yeterli önlemleri almadıkları takdirde çok ciddi sonuçlar ile karşılaşabilir. Genel olarak bu sonuçlar; inme, kalp krizi, böbrek yetmezliği, körlük ve alt ekstremite ampütasyonların başlıca görülebilecek komplikasyonlardır.

Tip 1 diyabet; daha çok çocukluk çağından itibaren kendisini gösteren otoimmün bir hastalıktır. Vücudun, pankreasın beta hücrelerine sebebi bilinmeyen yabancı bir dokuymuş gibi davranıp, yok etmeye çalışmasıyla oluşan otoimmünite kökenli ve kronik bir hastalıktır. Vücut kendi insülinini üretemez, yani tip 1 diyabette insülin salgısı yoktur veya yok denecek kadar az salgılanır. Bu tarz hastaların mutlaka insülin tedavisi alması gereklidir. Bu kişilere, karbonhidrat sayımı ve insülin pompası kullanımı hakkında bilgilendirmelerde bulunulup, bu sistemi oturtana kadar uzman gözetiminde (diyetisyen ve hekim) olmaları sağlanmalıdır. Karbonhidrat sayımı yapılırken doktoru tarafından belirlenen insülin dozu ve saati kaçırmamalıdır. Genelde aileler bunun farkında olmaz ve bunun sonucunda çocukları hastaneye getirdiklerinde ketoasidoz komasıyla karşı karşıya kalacak kadar ciddi sonuçlar oluşturabilir.

Tip 2 diyabette insülin salgısı yetersizdir. Çoğu tip 2 diyabetlide insülin direnci görülür. Bundan dolayı her tip 2 diyabetliye insülin başlanmayabilir. Doğru beslenme eğitimi ve yeterli egzersizle kontrol altına alınabilir. Ayrıca ilaç tedavisi ile de kontrol altında tutulabilirken, ilerleyen dönemlerde insüline başlanabilir. Diyabetin en çok görülen çeşidi tip 2’dir.

Dünyada çapındaki kadınların yaklaşık %8’i (205 milyon) diyabetle yaşamakta olup, Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik’te yaşayanların yarıdan fazlası diyabet hastalığı ile karşı karşıyadır.

Gestasyonel diyabet; hamilelik döneminde ilk olarak görülen ve geçici olabilen bir diyabet çeşididir. Fakat, hamilelik sırasında ortaya çıktıktan sonra çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde hamilelik döneminden sonra da (5 ile 10 yıl arasında) tip 2 şeklinde devam edip kronikleşebilir. Yapılan çalışmalarda, gestasyonel diyabet görülen vakaların yarısı 30 yaşın altındaki kadınlar olduğu görülmüştür. Hamilelik sırasında yüksek kan şekeri, hem anne hem de çocuk için sağlık riskini arttırmakta, gelecekte çocuk için diyabet riskini önemli ölçüde etkilemektedir. Düşük gelirli ülkelerde yüksek kan şekeri nedeniyle ölen kadınların neredeyse yarısı 70 yaşından önce ölmektedir.

Gestasyonel (Gebelik) Diyabetinin Önlenmesi İçin Ne Yapılmalıdır?

Gebelik öncesi ve gebelik dönemi boyunca, anne ve bebeğin sağlığını koruma ve sağlıklı beslenmesi üzerine odaklanmalıdır. Bu şekilde tip 2 diyabetin önüne geçilebilir.

Sağlık çalışanlarının gerekli eğitimlerin bilincinde olması, gebelik sırasında diyabetin tanımlanması, tedavisi, yönetimi ve takibi konusunda eğitilmelidir.


14 Kasım 2017 Dünya Diyabet Günü. (2017, Kasım 14).

diabetes. www.who.int.

The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1923. (The Nobel Prize.

Türk Diyabet Cemiyeti. (2018).


Exit mobile version