Obezite, alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren obezite, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunlarından biridir. Obezite küresel bir sağlık krizidir ve porsiyon kontrolü aşırı vücut ağırlığını azaltmak için anahtar bir yöntemdir. Tüketicilerin büyük porsiyon boyutlarına aşina oldukları göz önüne alındığında, porsiyon boyutlarının azaltılması zor olabilir.
Porsiyon kontrolü, kilo yönetimi için önemli olmakla birlikte, insanları “daha az yemeye” zorlamak, kilo alımını azaltmak için en iyi yaklaşım değildir. Kilo yönetimi için insanlar, enerji yoğunluğu yüksek olan yiyecekleri sınırlarken, düşük enerjili yoğun gıdaların daha büyük kısımlarını yedikleri takdirde tatmin edici miktarda yiyecek yiyebileceklerini öğrenmelidirler. Ne yazık ki, birçok kişi farklı gıdalar için sağlıklı porsiyon boyutlarını öğrenmekte ve bu miktarları sürekli olarak tüketmekte zorlanmaktadır.
Kilo vermek için en yaygın yaklaşım tarzının, daha az yemek yemek olduğu düşünülmektedir. Bu da insanların daha az beslenmesi ve büyük parçalardan kaçınması anlamına gelir. Büyük porsiyonların etkilerine karşı en bariz strateji, her şeyin daha azını tüketmek olsa da, bu durumu tüketicilerin benimsemesi ve sürdürmesi zor olabilir. İnsanların kilolarını yönetmek için genel olarak daha az yiyecek tüketmeleri gerekmiyor. Eğer sebze-meyveler ve besin ögeleri açısından zengin, düşük enerjili yoğun gıdalar enerji yoğunluğu bakımından daha yüksek yiyecekler yerine ikame edilirse, aynı kalori miktarında daha fazla yiyecek tüketilebilir. Yani, diyetteki enerji yoğunluğunu düşürmemiz halinde tatmin edici miktarda yiyecek tüketebileceğimiz bir gerçektir.
Günlük yaşamda beslenmede yapılan bazı hatalar da obezite riskinin artmasına neden olmaktadır. Örneğin; öğün atlamak, özellikle de kahvaltı öğününü atlamak diğer öğünlerde daha fazla yemek yemesine, iş kapasitesinin azalmasına ve kontrol dışı açlığa sebep olur. Öğünler arasında atıştırma yapmak, açlığımızı gidermeye yardımcı olur ancak ana öğünlerin yerine geçmemesi için ara öğünlerde çok fazla yemek yememeye dikkat etmeliyiz.
Sağlıksız yeme davranışımızı etkileyen faktörleri bilmemiz de, obezite kontrolü açısından önemlidir. Yemek yerken başka aktiviteler yaptığımız zaman yiyecek miktarını kontrol etmeyi zorlaştırmış oluyoruz. Yemek yeme davranışı tek başına olmalıdır ve başka hiçbir aktiviteyle karışmaması gerekir. Yemek yerken televizyon izlemek gibi aktiviteleri rutin hale getirdiğimizde otomatik olarak yemeye devam eder ve ne yediğimizin farkına pek fazla varamayız. Bu ritüellerden kurtulduğumuzda hem yediklerimizi porsiyonlarını bilerek tüketmiş oluruz, hem de yemekten aldığımız zevk artmış olur.
Yeme hızını kontrol etmek için dikkat edilmesi gereken bazı öneriler;
- İki lokma arasında kaşığınızı indirin,
- Lokmalarınızı yutmadan önce çok iyi çiğneyin,
- Yemek sırasında 5-6 dakika ara verin,
- Sofradayken yalnızca yemeğinize odaklanın,
- Doyduğunuzu hissettiğinizde yemek yemeyi bırakın.
Joel W. Hughes, Carly M. Goldstein, Carly Logan, Jessica L. Mulvany, Misty A. W. Hawkins, Amy F. Sato, John Gunstad, Contolled Testing of Novel Portion Control Plate Produces Smaller Self-selected Portion Sizes Compared to Regular Dinner Plate, BMC Obesity, 2017.
Olcay Gedik, Obezite ve Çevresel Faktörler, Turkish Journal of Endocrinology and Metabolism, 2003.
Gülay Oğuz, Aytül Karabekiroğlu,Birsen Kocamanoğlu, Mehmet Zihni Sungur, Obezite ve Bilişsel Davranışçı Terapi, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 8(2):133-144, 2016