Beynin formunu kazandığı doğum öncesi ve sonrası dönemlerdeki beslenme şekli; yaşamın devamındaki bilişsel, motor ve sosyo-duygusal becerilerin gelişimine temel oluşturacağı için oldukça önemlidir. Besin eksikliklerinin önlenmesi için bu erken döneme odaklanmak, bireyler ve toplumlar için uzun vadeli faydalar sağlayacaktır.
- İnsan beyninin en hızlı büyüdüğü süreç, hamileliğin ikinci ve üçüncü trimesteri ve doğum sonrası yaşamın ilk 2 yılıdır. İkinci yılın sonunda beyin, yetişkin beyin değerlerinin %83’üne ulaşır.
Yetişkin beyin, vücut ağırlığının %2’sini oluşturur ve enerjinin %20’sini tüketir. Yaklaşık 10 yaşında bir çocuğun beyni ise; vücut kütlesinin %5-10’unu oluşturur, bir yetişkinin beyni ile karşılaştırıldığında iki kat daha fazla glikoz ve dokularda gram başına 1.5 kat daha fazla oksijen tüketerek toplam bazal metabolik hızın %50’sini oluşturur.
- Gelişim sırasında beynin yüksek metabolik ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda, çocukluktaki yetersiz beslenmenin, ileri yaşlardaki bilişsel bozukluklarla ilişkili olması şaşırtıcı değildir.
Hızla gelişen beyin, besin yetersizliğine karşı daha savunmasızdır. Bazı besinlerin beyin gelişimi üzerinde diğerlerinden daha fazla etkisi vardır. Bunlardan başlıcaları protein, uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri, demir, çinko, bakır, iyot, selenyum, A vitamini, kolin ve folat gibi besin bileşenleridir. Herhangi bir besin eksikliğinin veya fazlalığının beyin gelişimi üzerindeki etkisi; zamanlama, doz ve süreye göre değişkenlik göstermektedir.
Bu Gıda Bileşenleri Neden Önemli? Ne İşe Yarar?
Gıda Bileşeni | Beyindeki Rolü |
Protein – enerji | Hücre çoğalması, hücre farklılaşması |
Sinaptogenez | |
Büyüme faktörü sentezi | |
Demir | Miyelin |
Monoamin sentezi | |
Nöronal ve glial enerji metabolizması | |
Çinko | DNA sentezi |
Nörotransmiter salınımı | |
Bakır | Nörotransmiter sentezi, nöronal ve glial enerji metabolizması, antioksidan aktivite |
Uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri (LC-PUFA’lar) | Sinaptogenez |
Miyelin | |
Kolin | Nörotransmiter sentezi |
DNA metilasyonu | |
Miyelin sentezi |
Anne karnındaki yaşamın erken dönemlerinde beslenmede yapılan hatalar, hücre proliferasyonunu dolayısıyla da hücre sayısını etkileyecektir. İlerleyen dönemlerde ise hücre farklılaşması zarar görebilmektedir.
Besinler sadece nöroanatomiyi değil, aynı zamanda nörokimya ve nörofizyolojiyi de etkileyebilir. Nörokimyasal değişiklikler; nörotransmiter sentezinde, reseptör sentezinde ve nörotransmiter geri alma mekanizmalarındaki değişiklikleri içerir. Nörofizyolojik değişiklikler, metabolizma ve sinyal yayılımındaki değişiklikleri yansıtır.
B Vitaminlerinin Beyin Gelişimine Etkisi
Beyinle ilgili olarak özellikle araştırılan B vitaminleri; B6 vitamini, folat ve B12 vitaminidir. Özellikle işlenmemiş gıdalarda ve hindi, ton balığı, karaciğer ve et ürünlerinde bulunur. B vitaminleri, insan vücudundaki çeşitli katalitik reaksiyonlarda kofaktör rolleri aracılığıyla merkezi sinir sisteminin optimal işleyişine katkıda bulunur. Bunlar, nörotransmiter sentezi ve işleyişi ve omuriliğin miyelinasyonu ve beyin için gereklidir.
Fetusun normal büyümesi ve beyin gelişimi için, özellikle de nöral tüp oluşumundaki rolü nedeniyle, yeterli folat alımı önemlidir. Folat ayrıca, nöronal membranlardaki fosfolipitlerin metilasyonu için gerekli olabilir. Membrana bağlı reseptörler, ikinci mesajcı sistemler ve iyon kanalları üzerinde bir etkiye sahiptir. Folat ve vitamin B12 eksikliği, bilişsel gelişim üzerinde benzer etkilere sahip pernisiyöz anemiye neden olabilir ve demir eksikliğinden kaynaklanan anemi olarak işlev görebilir. B12 vitamini eksikliği, sinir liflerinin dejenerasyonu ve geri dönüşü olmayan beyin hasarı ile nöropatiye yol açabilir. Folatta olduğu gibi, hamilelik sırasındaki B12 vitamini eksikliği de, nöral tüp defekti riskinde artış ile ilişkili bulunmuştur.
Hamilelik döneminde, B12 vitamini fetüste oldukça yoğundur ve karaciğerde depolanır. Yenidoğanların annelerinden depoladıkları B12 vitamini depoları, doğum sonrasında birkaç ay bebekler için yeterli olur. Vitamin B12 eksikliği yaklaşık 4 aylıktan önce nadiren ortaya çıkar.
B12 eksikliği olan emziren annelerin bebekleri veya düşük miktarlarda hayvansal kaynaklı gıda alan bebekler, özellikle yaşamlarının 6. ve 12. aylarında vitamin B12 eksikliğine karşı daha savunmasız olduğundan; merkezi sinir sistemi etkilenir ve ciddi vakalarda beyin atrofisine neden olabilmektedir. Nörolojik semptomlara ek olarak bebeklerde; anormal pigmentasyon, hipotoni, genişlemiş karaciğer ve dalak, seyrek saç, besin reddi, iştahsızlık, gelişme geriliği ve ishal gibi başka fiziksel semptomlar gözlenebilir.
Yaşamın bazı dönemlerinde alınması gereken vitamin B6, folat ve vitamin B12 değerleri;
Yaş Grubu |
Vitamin B6 mg/gün RDI |
Folat μg/gün RDI |
Vitamin B12 μg/gün RDI |
0-6 ay | 0.1 | 65 | 0.4 |
7-12 ay | 0.3 | 80 | 0.5 |
1-3 yıl | 0.5 | 150 | 0.9 |
4-8 yıl | 0.6 | 200 | 1.2 |
9-13 yıl | 1.0 | 300 | 1.8 |
14-50 yıl | 1.3 | 400 | 2.4 |
>50 yıl |
1.7 (Erkek) 1.5 (Kadın) |
400 | 2.4 |
Hamile Kadınlar | 1.9 | 600 | 2.6 |
Emziren Kadınlar | 2.0 | 500 | 2.8 |
Omega-3’ün Beyin Gelişimindeki Etkisi
İnsan beynindeki yağ asitlerinin yaklaşık %25-30’u PUFA‘dan (çoklu doymamış yağ asitlerinden) oluşur. Hücre zarlarının yapısı ve fonksiyonunda önemli rol oynayan, Omega-3 yağ asidi DHA ve omega-6 yağ asidi araşidonik asit (AA), PUFA’nın önemli bileşenleridir.
Omega-3 PUFA, diyette ALA (α-linolenik asit) şeklinde, özellikle bitkisel yağlar ve kuruyemişlerde bulunurken, çok uzun zincirli PUFA, özellikle EPA ve DHA şeklinde özellikle balık yağında bulunur. ALA, EPA ve DHA’ya dönüştürülebilen önemli bir yağ asididir. İnsanlarda ALA’nın EPA ve DHA’ya dönüşümü çok sınırlıdır. EPA ve DHA, insanlarda etkili bir şekilde sentezlenmediğinden, doğrudan diyet veya takviyelerle (örneğin; balık yağı kapsülleri) alındığında daha etkilidir.
DHA ve AA; beynin büyümesi sırasında, retina ve beyin sinir dokusuna hızla dahil edilir ve bu gelişim, hamileliğin son trimesterinden 2 yaşına kadar sürer. Merkezi sinir sisteminin gelişiminin ötesinde, omega-3 PUFA çoklu nöroprotektif mekanizmalar vasıtasıyla beyin fonksiyonunu etkileyebilir. Ayrıca oksidatif stresi azaltarak anti-inflamatuar etki gösterebilir. Nörotransmisyon, membran akışkanlığı, iyon kanalı, enzim regülasyonu ve gen ekspresyonu dahil olmak üzere bazı nöron fonksiyonlarıyla ilişkilidir. Ayrıca trigliseridemi ve serebral kan akışı gibi kardiyovasküler risk faktörlerini de azaltır.
Georgieff, M. K. (2007). Nutrition and the developing brain: nutrient priorities and measurement. Am J Clin Nutr, 85(suppl), 614S–20S.
Goyala, M. S., Venkateshb, S., Milbrandtd, J., Gordonb, J. I., & Raichle, M. E. (2015). Feeding the brain and nurturing the mind:Linking nutrition and the gut microbiota to brain development. PNAS, 112(46), 14105–14112.
Kafouri, S., Kramer, M., Leonard, G., Perron, M., Pike, B., Richer, L., . . . Paus, T. (2013). Breastfeeding and brain structure in adolescence. International Journal of Epidemiology, 42, 150-159.
Prado, E. L., & Dewey, K. G. (2014). Nutrition and brain development in early life. Nutrition Reviews, 72(4), 267-284.
Rest, O. v., Hooijdonk, L. W., Doets, E., Schiepers, O. J., Eilander, A., & Groot, L. C. (2012). B Vitamins and n–3 Fatty Acids for Brain Development and Function: Review of Human Studies. Ann Nutr Metab, 60, 272-292.